Logo

9. Hukuk Dairesi2023/2522 E. 2023/2709 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı sendika, banka bünyesinde çalışan güvenlik görevlilerinin 19 No'lu savunma ve güvenlik işkoluna tabi olduğunu iddia ederken, davalı banka ve bakanlık ise bu görevlilerin bankacılık işkoluna dahil olması gerektiğini savunmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Bankada çalışan güvenlik görevlilerinin, bankacılık faaliyetine yardımcı ve tamamlayıcı bir işlevi yerine getirmeleri ve 6356 sayılı Kanun'un 4. maddesi gereğince yardımcı işlerin asıl işin işkoluna dahil olması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3802 E., 2022/3405 K.

DAVA TARİHİ : 01.04.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 11. ... Mahkemesi

SAYISI : 2021/321 E., 2022/411 K.

Taraflar arasındaki işkolu tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Şirketin işyerinde çalışan özel güvenlik görevlilerinin 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'a (5188 sayılı Kanun) göre ayrı bir statüye tâbi, alanında uzmanlık gerektiren, ateşli silah taşıma yetkisi olan bu nedenle polis, asker ve jandarma gibi sürekli eğitimin içinde olan bir meslek grubu olduğunu, 5188 sayılı Kanun'un 16 ncı maddesinin özel güvenlik personelinin Kanun'da belirtilen koruma ve güvenlik hizmetleri dışında başka bir işte çalıştırılmayacağını, 17 nci maddesinin özel güvenlik personelinin greve katılamayacağını, 18 inci maddesinin ise özel güvenlik görevlilerinin lokavt dolayısıyla işten uzaklaştırtmayacağını düzenlediğini; dolayısıyla gerek asıl işveren bünyesinde fakat 5188 sayılı Kanun kapsamında çalışan güvenlik görevlilerinin gerekse kamu kurum ve kuruluşlarında ancak ihale suretiyle ... alan ve alt işveren bünyesinde çalışan güvenlik görevlilerinin 19 No.lu savunma ve güvenlik işkolunda değerlendirilmesi gerektiğini, bu hususun kanunun ruhuna daha uygun olacağını, ... Çalışma Genel Müdürlüğünden konuyla ilgili görüş sorulduğunu, Genel Müdürlük yazısında, "Yasal bir zorunluluk veya kesinleşmiş bir yargı karar bulunmamakla birlikte uygulamada yaşanan sorunlar, uzun zamandan beridir süre gelen sendikal örgütlenme kültürü, çalışma hayatının barış içerisinde devam etmesinin gerekliliği ve İşyerlerinin faaliyet alanları göz önünde bulundurulduğunda uygulamada birlikteliğin sağlanması amacıyla özel güvenlik görevlilerinin alt işveren ilişkisi dışında doğrudan asıl işverene bağlı olarak çalıştırıldıkları durumlarda asıl işverenin girdiği işkoluna bakılmaksızın 19 nolu Savunma ve Güvenlik İşkolunda tescil edilmelerinin 5188 sayılı Kanuna aykırılık teşkil eden uygulamalara engel olabileceği değerlendirilmektedir." yönünde açıklama yapıldığını, çalışma hayatının en temel kıstaslardan birisi olan eşitlik ilkesine Anayasa'nın 10 uncu maddesinde yer verildiğini, temel dayanağını Anayasa'da bulan bu ilkenin 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 5 inci maddesinde de yer aldığını, davalı Şirkette çalışan özel güvenlik görevlileri gibi havaalanlarında da güvenlik görevlileri çalışmakta olduğunu ve bu özel güvenlik görevlilerinin hepsinin müvekkili Sendikanın faaliyetlerini sürdürdüğü 19 No.lu işkoluna tâbi olarak görevlerini ifâ ettiklerini, davalı İdarenin tespitine göre orda çalışan güvenlik görevlilerinin de taşımacılık işkoluna tâbi olması gerektiğini, davalı Bankanın güvenliğinin sağlanmasının da başlı başına bir asıl ... olduğunu, eğer yardımcı ... olsaydı güvenlik hizmetlerinin yapılmadığı anda faaliyet alanı olan banka, finans ve sigorta faaliyetlerinin devam etmesi gerektiğini, güvenlik hizmeti verilmediği takdirde banka, finans ve sigorta faaliyetinin hiçbir şekilde devam etmeyeceğini, asıl ... yardımcı ... ayrımında eğer bir ... yardımcı ... konumundaysa o işin yapılmadığı zaman da asıl işin devam etmesi gerektiğini; ayrıca bankaların asıl işinin para ve diğer kıymetli eşyaların güvenliğinin sağlanması olduğu birlikte değerlendirildiğinde bankaların güvenlik hizmetinin asıl işlerden olduğunu, kendi işkolu olan 19 No.lu işkolunda yer alması gerektiğini iddia ederek 22.03.2019 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 2019/10 sayılı işkolu tespit kararının iptaline, davaya konu işyerindeki işkolunun 19 No.lu savunma ve güvenlik işkolu olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; 5188 sayılı Kanun'un özel güvenlik hizmetlerini yerine getiren güvenlik görevlilerine ayrı bir hukuki statü tanıdığı ve bu kapsamdaki personelin ayrı bir işte çalıştırılamayacağı, greve katılamayacağı ve ayrıca lokavta tâbi tutulamayacağının açıkça belirlendiğini, buna rağmen bankalarda çalışan güvenlik görevlilerinin banka, finans ve sigorta işkoluna dâhil edilmeleri gerektiğinden bahisle diğer davalı Şirketin, Genel Müdürlük ve bağlı işyerlerinde güvenlik görevlilerine ilişkin olarak işyerlerinde bizzat yerinde inceleme yapılması suretiyle işkolu tespiti yapılmasını istediğini, davacı tarafın isteği doğrultusunda müvekkili Kurum müfettişleri tarafından rapor tutulduğunu, bu rapordaki tespitlere göre işyerlerinde bankacılık faaliyeti ile ilgili ... ve işlemlerin yürütüldüğü, bunun dışında bankacılık işinin yardımcı işlerinden sayılan güvenlik, şoförlük işi gibi işlerin de yürütüldüğü, işyerinde yürütülen ağırlıklı işin bankacılık faaliyeti olduğu, çalışanların da ağırlığının bankacılık faaliyeti ile ilgili ... ve işlem yapan çalışanlar olduğunun tespit edildiğini, işkolu tespitinde işyerinde yapılan asıl işin esas alındığını, işyerindeki faaliyet hangi teknik amacı taşıyorsa asıl işin o olduğunu, diğer davalı tarafın Genel Müdürlük ve bağlı işyerlerinde yürütülen faaliyete ilişkin olarak işveren tarafından müfettişlere sunulan ... Ticaret Odası faaliyet belgesinde meslek grubunda "bankacılık ve finansal kuruluşlar meslek komitesi" yazdığını, ... kodunda "64.19.01 Bankaların Faaliyetleri" yazdığının müfettişlerce tespit edildiğini, bu durumda da güvenlik görevlilerinin 19 No.lu işkoluna tescil edilmelerinin söz konusu olmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Ziraat Bankası AŞ vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Bankanın Genel Müdürlük, Bölge Müdürlüğü ve şubelerinde 4857 sayılı Kanun'a tâbi rapor tarihi itibarıyla toplamda yaklaşık 24.480 işçi çalıştığını, bunların 5188 sayılı Kanun kapsamında çalışan 1.473 kişisinin kadrolu güvenlik görevlisi olarak görev yapan Banka personeli olduğunu; ayrıca Bankanın kadrosu dışında kalan 1.297 özel güvenlik görevlisinin ise alt işveren işçileri olarak görev yaptıklarını, müvekkili Banka ile güvenlik firmaları olan Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri Sanayi AŞ, Ekol Grup Güvenlik Koruma ve Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti. ve ... Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. arasında imzalanan özel güvenlik hizmet alımı işi sözleşmeleri ile adı geçen alt işveren firmalardan güvenlik hizmeti alındığını, müvekkili Banka açısından yardımcı ... olan güvenlik hizmetinin kanuni düzenlemedeki tanımına uygun olduğu şekilde alt işveren asıl işveren ilişkisi içinde olduğu firmalardan temin edildiğini, müvekkil Bankada bankacılık faaliyeti ile ilgili ... ve işlemlerin yürütüldüğünü, bunun dışında bankacılık işinin yardımcı işlerinden sayılan güvenlik, şoförlük gibi işlerin de yürütüldüğünü, Bankada yürütülen ağırlıklı işin bankacılık faaliyeti olduğunu, personelin büyük çoğunluğunun bankacılık faaliyeti ile ilgili ... yapan çalışan olması karşısında Bankada yürütülen faaliyetin bankacılık olduğunun açık olduğunu, güvenlik ve şoförlük gibi bankacılık işinin yardımcı işlerinde çalışan kadrolu güvenlik görevlilerinin de 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasından hareketle bankacılık işkolunda olduğu sonucuna varıldığını, müvekkili Banka ile ... sözleşmesi imzalayan kadrolu özel güvenlik görevlisi çalışanların ... ile imzalanan toplu ... sözleşmesi kapsamında bulunduklarını, alt işveren firma elemanı olan özel güvenlik görevlilerinin ise toplu ... sözleşmesi kapsamında bulunmadıklarını, Bankanın bünyesinde çalışan kadrolu güvenlik görevlisi personelin işyeri organizasyonu içerisinde asıl işin gerçekleşmesini sağlayan diğer işler yani yardımcı işlerden olan güvenlik işini yürüttüğü, dolayısıyla diğer personel gibi kadrolu güvenlik personelinin de bankacılık ... kolunda olması gerektiğinin içtihatlarla da ortaya konulduğunu, güvenlik görevlilerinin başka bir kanuna tâbi olmasının işi yardımcı ... vasfından çıkarmayacağını, müvekkili Bankada görev yapan güvenlik görevlilerinin aynı zamanda 4857 sayılı Kanun'a tâbi olarak çalıştıklarını, özel güvenlik görevlileri sadece Bankada değil tüm işkollarında 5188 sayılı Kanun'a tâbi olarak çalıştıklarını, ayrı bir kanuna tâbi olmalarının ve özel birtakım sertifikalarının bulunması gerekliliğinin Bankada yaptıkları işin asıl ... statüsünde olmasından değil, söz konusu güvenlik işinin yürütümü için elzem olmasından kaynaklandığını, müvekkili Bankanın eşit davranma ilkesine uygun hareket ettiğini, Banka kadrosunda görev yapan güvenlik görevlisi unvanlı çalışanların da toplu ... sözleşmesi kapsamına dâhil edilerek aynı haklara sahip olduklarını, iddia edildiği gibi herhangi bir eşitsizliğin söz konusu olmadığını, toplu ... sözleşmesi kapsamındaki bir işyerinde çalışan alt işveren işçilerinin toplu ... sözleşmesinin tarafı asıl işverenle bir ... ilişkisi yani hizmet sözleşmesine dayalı bir ... ilişkisi içinde bulunmadıklarından, toplu ... sözleşmesi hükümlerinden asıl işverenle ... ilişkisi içinde bulunan taraf sendika üyeleri gibi yararlanamayacaklarını, kadrolu güvenlik görevlileri ile özel güvenlik görevlileri arasındaki bu farkın müvekkili Bankanın eşitlik ilkesine aykırı tutumundan değil, kadrolu güvenlikçilerin yardımcı işi yürüten Banka personeli olması nedeniyle asıl işkolu olan bankacılık, finans ve sigorta işkoluna tâbi olmaları ve toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanmaları, buna karşın özel güvenlik görevlilerinin ise Firma çalışanı olarak kendi alt işverenlerinin tâbi olduğu işkoluna bağlı olmalarından ve Bankanın imzaladığı toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanamamalarından kaynaklandığını, müvekkili Bankada 5188 sayılı Kanun'a göre görev yapan özel güvenlik görevlilerinin koruma ve güvenlik işi dışında başka işte çalıştırılmadığını, görev yaptıkları Genel Müdürlük, Bölge Yöneticiliği ve Şube Müdürlüklerinde 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki ... ve işlemler ile bankacılık faaliyetlerinin yürütüldüğünü, bunun dışındaki işlerin de bankacılık işinin yardımcı işlerinden sayılması gerektiğini buna göre yapılan işkolu tespitinin yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

3. Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Ziraat Bankasında yapılan asıl işin banka, sigorta ve finans işkoluna girdiği, güvenlik işinin ayrı bir işyeri olmadığı, asıl işe yardımcı, tamamlayıcı işlerden olduğundan açık kanun hükümleri gereği asıl işin dâhil olduğu işkolundan sayılması gerektiği kanaatine ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; asıl ... yardımcı ... ayrımının Mahkemece yanlış değerlendirildiğini, bu hususun işletme seviyesinde incelenemeyeceğini, işletmeyi oluşturan farklı işyerleri arasında asıl ... yardımcı ... ayrımı yapılamayacağını, özel güvenlik işçilerinin 5188 sayılı Kanun'a tâbi olduğunu, başka bir işte çalıştırılamayacağını, greve katılamayacağını, lokavta tâbi tutulamayacağını, başka bir işkoluna kaydolmalarının kanundan kaynaklı grev ve lokavtlarla ilgili bu yasaklar bakımından uygulamada sorun çıkaracağını, 6356 sayılı Kanun'da yer alan asıl işe yardımcı işlerin asıl işin girdiği işkolundan sayılmasına dair düzenleme ile anlatılmak istenenin üretim hazırlığı yapılan tamamlayıcı nitelikte işler olduğunu, güvenlik hizmetlerini kapsamadığını, güvenlik görevlilerinin 19 No.lu savunma ve güvenlik işkolunda sayılması gerektiğini, benzer nitelikteki davalı Bakanlığın görüş yazısını sunduklarını, İşkolları Yönetmeliği'nin 8810 sınıf numaralı özel güvenlik faaliyetini asıl ... olarak kabul ettiğini, işverenin kimliğinden bağımsız olarak faaliyetin asıl ... olarak sayıldığını, o işyerindeki asıl işten farklı bir başka asıl ... sayılması gerektiğini, yerinde inceleme yapılmadan özel güvenlik işinin asıl işe katkısı ve yardımcı ... mahiyeti keşif yoluyla incelenmeden ... bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin içtihatlara aykırı olduğunu, toplu ... hukuku konusunda uzman heyete tevdi edilip keşif yapılması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Bankanın güvenlik işini kendi işçileri eliyle yürüttüğü, yardımcı ... olan güvenlik hizmeti için alt işveren bulundurmadığı hususunun uyuşmazlık dışı olduğundan bankada çalışan güvenlik görevlilerinin de işkolu tespitinde kanun ve yönetmelik hükümleri gereği asıl işin girdiği işkolunda sayılmasının usul ve kanuna uygun olduğu ve davacı Sendikanın itirazlarının yerinde görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 5 inci maddeleri kapsamında işkolu tespitine itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6356 sayılı Kanun’un "Kuruluş serbestisi" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

“ (1) ... Sendikalar kuruldukları işkolunda faaliyette bulunur.

...”

2. 6356 sayılı Kanun’un “İşkolları” kenar başlıklı 4 üncü maddesi de şöyledir:

“(1) İşkolları bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde gösterilmiştir.

(2) Bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin girdiği işkolundan sayılır.

(3) Bir işkoluna giren işler, işçi ve işveren konfederasyonlarının görüşü alınarak ve uluslararası normlar göz önünde bulundurularak Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.”

3. 6356 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

“Bir işyerinde yürütülen yardımcı işin alt işveren tarafından üstlenilmesi halinde, bu ... artık asıl işveren yönünden yardımcı ... olarak kabul edilemez. Bu işler alt işveren bakımından asıl ... kabul edilir ve işkolu buna göre belirlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun’un “İşkolunun tespiti” kenar başlıklı 5 inci maddesi ise şöyledir:

“(1) Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti Bakanlıkça yapılır. Bakanlık, tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, kararın yayımından itibaren on beş gün içinde dava açabilir. Mahkeme iki ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/29 md.) Karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi iki ay içinde kararını verir. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/29 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay, uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar.

(2) Yeni bir toplu ... sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.

(3) İşkolu değişikliği yürürlükteki toplu ... sözleşmesini etkilemez.”

5.19.12.2012 tarihli ve 28502 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İşkolları Yönetmeliği’nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:

“(1) Bir işyerinin hangi işkoluna girdiği konusunda anlaşmazlık çıkması halinde, ilgililerin başvurusu üzerine, işkolu, o işyerinde yürütülen işin niteliğine göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenir. Bakanlık tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanununun 5 inci maddesine göre kararın yayımından itibaren onbeş gün içinde dava açabilir.”

6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.