"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Mayıs 2010 - 25.01.2017 tarihleri arasında davalı bünyesinde rok operatörü olarak en son 3.500,00 TL ücretle çalıştığını, ücretin asgari kısmının davalı Şirket hesabından geriye kalan tutarın faklı bir hesaptan farklı bir zamanda yatırıldığını, davalı işverenin Sosyal Güvenlik Kurumuna asgari ücret üzerinden bildirimde bulunduğunu, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve gerekçesiz şekilde feshedildiğini, müvekkilinin 07.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, çalışmasının hafta tatilleri ile millî bayramlarda da aynı şekilde devam ettiğini, müvekkilinin çalıştığı süre boyunca yıllık izin kullanmadığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dilekçesinde ücretin asgari kısmının bankadan kalanının da başka bankadan ödendiğinin iddia edildiği, davacının bu iddiasını ispat edemediği gibi elden ödeme iddiasının da bulunmadığı, davacı tanıklarının ise davacının ücretinin asgari tutarının bankadan kalanın elden ödendiğini beyan ettikleri bu durumda davacı iddiası ile davacı tanıklarının beyanları arasında çelişki oluştuğu değerlendirilerek bilirkişi raporunda davacının iddiasına göre tespit edilen ücret değil, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre tespit edilen emsal ücrete göre yapılan 1. seçeneğin kabul edildiği, davacının ücret alacağının bulunmadığı, davalı işveren tarafından iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğinin ispatlanamaması karşısında davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının kullanmadığı 90 günlük yıllık izin karşılığı ücrete hak kazandığı, davacının fazla çalışma yaptığı, hafta tatili ile millî bayramlarda çalıştığına ilişkin iddiasının tanık beyanları ile ispatlandığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvurusunda, müvekkilinin davalı bünyesinde rok operatörü olarak 3.500,00 TL ücretle çalıştığına ilişkin iddialarını tanık beyanları ile ispatlamış olmalarına ve davalı tarafından müvekkilinin ücretine dair bir beyanda da bulunulmamış olmasına karşın Mahkemece TÜİK verilerine göre tespit edilen emsal ücrete göre karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dilekçesinde kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ücret alacağının da bulunduğu tüm alacak kalemleri için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesinde öngörülen belirsiz alacak davasının açıldığı, ayni yardım söz konusu olmadığından kıdem tazminatının ve ihbar tazminatının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, yine ücret alacağı ve yıllık izin ücretine ilişkin davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağının anlaşılması durumunda belirtilen alacak kalemleri yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, davacı tarafından ücret iddiasının ispatı için tanık deliline dayanıldığı, beyanlarına başvurulan davacı tanıklarından birinin davacının kardeşi, diğerinin ise eniştesi olduğu, davacı tanık beyanlarını destekler dosya kapsamında başkaca delil bulunmadığı, bu durumda TÜİK verileri esas alınarak fazla çalışma ve hafta tatili ücreti hesabının yerinde olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, kamu düzenine aykırılık sebebiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, tanık beyanlarının değerlendirilmeme gerekçesi olarak İlk Derece Mahkemesince davacı ile davacı tanıkları beyanları arasında çelişki oluştuğu, Bölge Adliye Mahkemesince ise tanıklardan birinin müvekkilin eniştesi, diğerinin ise kardeşi olduğu belirtilmişse de dosya kapsamında müvekkilinin asgari ücretin üzerinde ücret aldığının gerek tanık beyanları gerekse de banka hesap hareketleri ile açık olduğu, taraflarınca asgari ücret üzeri kısmının ücret döneminden sonra bir tarihte hesaba yatırıldığı beyan edildiğinden banka hesap hareketleri detaylıca incelenerek aylık minimum ve maksimum ücret aralığının belirlenebileceği kanaatinde olduklarını, tanık listesi ile 5 adet tanık ismi bildirildiğinden oluşan şüpheyi aydınlatmak adına diğer tanıkların beyanlarına başvurulabileceği veya müvekkili asılın isticvap edilebileceğini, davalı tarafın herhangi bir itirazı bulunmaksızın emsal ücret araştırmasına göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddedilmesinin hatalı olduğunu, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin de hatalı belirlendiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ücretinin tespiti, kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı ve davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri,
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi.
3. Dairemizin belirsiz alacak davasına yönelik ilkelerini açıkladığı 14.09.2020 tarihli ve 2016/26476 Esas, 2020/7547 Karar sayılı; 31.05.2022 tarihli ve 2022/5909 Esas, 2022/6892 Karar sayılı; 09.02.2022 tarihli ve 2022/829 Esas, 2022/1542 Karar sayılı ilâmları ile 27.12.2022 tarihli ve 2022/6872 Esas, 2022/17896 Karar sayılı ilâmları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.