Logo

9. Hukuk Dairesi2023/2898 E. 2023/4680 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı belediye ile davacının çalıştığı alt işverenler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun olup olmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve buna göre davacının gerçek işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti hesabına esas ücret miktarı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı belediye ile davacı işçinin çalıştığı şirket arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin yasalara uygun olduğu ve muvazaa bulunmadığı, dolayısıyla davacının belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

DAVA TARİHİ : 21.11.2016

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize ... Mahkemesi

SAYISI : 2016/257 E., 2022/236 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalılar tarafından temyize konu edilen miktar 28.927.10 TL olup bu miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalılar vekillerinin temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Rize Belediye Başkanlığına ait işyerinde 18.08.2001 tarihinden itibaren Ribelsan Ltd. Şti.nde (Ribelsan Şirketi) temizlik işlerinde çalışırken Rize Belediyesinin işçi teminine yönelik yapılan hizmet alım ihalesinin ...nce (Teknik Şirketi) üstlenildiğini, müvekkilinin işitme engelli %84 oranında sakat olup okuryazar olmadığını, müvekkiline birtakım belgeler imzalatılmak istendiğini, bu bağlamda 31.12.2009 tarihinde ... sözleşmesinin haksız ve kötüniyetli olarak feshedildiğini, 01.10.2010 tarihinde Teknik Şirketinde işe girişinin yapıldığını, kesintisiz çalışmasına rağmen girdi-çıktı işlemine maruz kaldığını, müvekkilinin 18.08.2001 ile 10.09.2016 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çift vardiya sistemi ile ....30 - 16.00 ve 16.00 - 03.00 saatleri arasında kesintisiz çalıştığını, ... ile Ribelsan Şirketi ve Teknik Şirketi arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu bu nedenle Belediyenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğini, davalılar ve dava dışı Ribelsan Şirketi arasında muvazaa olduğunun ve 31.12.2009 tarihinde gerçek fesih olmayıp girdi çıktı yapılarak sendikal haklardan yararlanmasının engellendiğini ileri sürerek muvazaa nedeniyle 31.12.2009 tarihli feshin de geçerli olmadığının tespiti ile fark ücret ve faizi, ikramiye ve ilave tediye alacağı ile faizi, hafta tatili, ... bayram ve genel tatili ücreti ile faizi, kıdemli işçilik teşvik primi ve faizi, ücretten bağımsız sosyal yardım ve faizi ile kırtasiye ve öğrenim yardımı, gıda, yakacak, giyim, bayram yardımı alacakları ile faizleri, fazla çalışma ücreti ve faizi, yıllık izin ücreti ve faizi, sorumluluk zammı ve faizi, gece zammı ve faizi alacakları ile kıdem tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunarak davacının 18.08.2001 tarihinden itibaren Rize Belediyesinin değişik yerlerinde çalıştığı yönündeki iddiasının asılsız olduğunu, davacının muvazaa iddiasını kabul etmediklerini, çalıştığı dönemlere ilişkin tüm alacaklarının işçiye itirazı kayıtsız olarak ödendiğini, davacının engelli olması sebebiyle sadece gündüz vardiyasında çalıştığını, hiçbir zaman vardiyaya çıkmadığını, davacıya Belediye ile ... ve ... Sendikaları arasındaki toplu ... sözleşmesinin uygulanması talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Teknik Şirketi vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunarak davacının 01.01.2010 - 10.09.2016 tarihi arasında 07.30- 16.00 saatleri arasında çalıştığını, bu süreçte hiçbir şekilde toplu ... sözleşmesine dayanan veya sendikalı çalışması söz konusu olmadığını, haftalık çalışmasının 45 saat olduğunu, tüm izinlerini kullandığını, 10.09.2016 tarihinde malullük nedeniyle işten ayrılmayı talep ettiğini, kıdem tazminatından Belediyenin sorumlu olduğunu, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil çalışması yaptığı takdirde karşılığının bodrolarla ödendiğini, izinlerini kullandığını, tanık beyanlarını kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2010 yılı öncesinde Ribelsan Şirketi ile yapılan hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğunun kesinleşmiş yargı kararlarıyla tespit edildiğini, 2010-2016 yıllarını kapsayan hizmet alım sözleşmelerinin incelenmesinde; bu sözleşmelerin Belediye ile Teknik Şirketi, Cihan Temizlik Şirketi ve Çevre Temizlik Şirketi arasında temizlik işkolunda birer yıllık sürelerle sınırlı olarak düzenlendiğinin görüldüğü, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun (5393 sayılı Kanun) 67 inci maddesi gereğince temizlik hizmetlerine yönelik işlerin ihale yoluyla alt işverenlere gördürülmesi mümkün işlerden olduğu, temizlik hizmetlerinde çalışan davacının yaptığı işin hizmet alım sözleşmesinin kapsamında kaldığı, söz konusu dönemde temizlik işkolunda İdarenin kadrolu işçisinin çalışmadığı, 2010 yılı ve sonrasındaki muvazaalı asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığından davacının bu dönemde Belediyenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanamayacağı gerekçesiyle dayanak toplu ... sözleşmesi (akdi ikramiye ve ilave tediye gibi) veya kanundan doğan ancak toplu ... sözleşmesinden kaynaklı olarak fark alacak miktarı talep edilen (fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil ücreti gibi) davaya konu diğer alacak kalemleri yönünden davanın reddine karar verilmiş, yıllık izin ve kıdem tazminatı yönünden bilirkişi tarafından toplu ... sözleşmesi dikkate alınarak hesaplama yapılmışsa da davacı fesih tarihi olan 10.09.2016 itibarıyla toplu ... sözleşmesinden yararlanamayacağı için toplu ... sözleşmesine göre belirlenen ücret üzerinden değil son alt işverenden aldığı ücrete göre hesaplama yapılması gerektiği, davacının fesih tarihindeki son günlük brüt ücreti 109,80 TL ( aylık 3.294,00 TL) olup 14 yıl için 46.116,00 TL, 20 gün için 180,49 TL olmak üzere toplam 46.296,49 TL kıdem tazminatına hak kazanıldığı, 16.906,71 TL, 755,48 TL ve 16.726,20 TL olmak üzere toplam brüt 34.388,39 TL kıdem tazminatı ödemesi mahsup edildiğinde bakiye alacağın brüt 11.908,10 TL olduğu, davacının 2001 yılında işe girdiği tarihten sendikaya üye olduğu tarihe kadarki 2 yıllık hizmet süresinde o dönemde yürürlükte olan 1475 sayılı ... Kanunu (1475 sayılı Kanun) hükümlerine göre (12 x 2=) 24 gün, sendika üyeliğinden muvazaalı hizmet ilişkisinin devam ettiği 01.01.2010 tarihine kadarki 6 yıllık hizmet döneminde toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre beşinci yılını doldurana kadar (22 x 3=) 66 gün, beşinci yılından sonra (26 x 3=) 78 gün, muvazaalı ilişkinin ortadan kalktığı 01.01.2010 tarihinden fesih tarihine kadarki 6 yıllık hizmet döneminde 4857 sayılı ... Kanunu (4857 sayılı Kanun) hükümlerine göre onuncu yılını doldurana kadar (20 x 2=) 40 gün, onuncu yılından sonra kalan 4 yıl için (20 x4=) 80 gün olmak üzere toplam 288 gün yıllık izin hakkının bulunduğu, davacının 2006 - 2016 yılları arasında kullandığı yıllık izin belgelerinin dosyada mevcut olduğu, 2001- 2006 yılları arasındaki ilk 5 yıllık hizmet dönemine ait yıllık izin belgesinin mevcut olmaması, aradaki sürenin uzunluğu göz önüme alınarak 12.04.2022 tarihli celsede isticvap edilen davacının, ilk 2-3 yıl kadar bir süre hiç yıllık izin kullanmadığını, takip eden yıllarda her yıl mutlaka 1 hafta yıllık izin kullandığını beyan ettiğinden toplam 133 gün kullanılan izin süresi davacının tüm hizmet dönemi boyunca hak kazandığı 288 günden mahsup edildiğinde bakiye 155 gün izin hakkının kaldığı, izin ücreti fesih tarihindeki ücrete göre hesaplanması gerekeceğinden kıdem tazminatı bölümündeki açıklamalarda belirtildiği üzere davacının son günlük ücreti olan 109,80 TL üzerinden hesaplandığında 109,80 TL x 155 = 17.019 TL brüt alacağın olduğunun tespiti ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince davalılar arasında muvazaa bulunmadığına karar verilmesinin emsal Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay kararları gözetildiğinde hatalı olduğunu, davacının toplu ... sözleşmesinden yararlanması gerektiğini, alacakların reddinin hatalı olduğunu, kabul edilen alacakların davacının toplu ... sözleşmesine göre alması gereken son ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının kıdem tazminatı alacağının tüm dönem dikkate alınarak hesaplanamayacağını, işverence yapılan ödemelerin mahsup edilmediğini, yıllık izinlerini kullandığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

3. Davalı Şirket vekili ise davacının kendi isteği ile emekli olarak ayrıldığını, işvereni ibra ettiğini, kendi dönemlerinde yıllık izinlerin kullandırıldığını, kıdem tazminatından davalı Belediyenin sorumlu olduğunu, önceki dönemden sorumlu tutulmalarının hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek kararın dilekçede belirtilen sebeplerden bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı ... ile davacının çalıştığı alt işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve buna göre davacının gerçek işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti hesabına esas ücret miktarı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. 4857 sayılı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları şöyledir:

"Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde ... alan ve bu ... için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile ... aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, ... sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu Toplu ... Sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.

Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl ... bölünerek alt işverenlere verilemez.”

3. 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan işçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun

'un 1 vd. maddeleri.

4. 27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) "Tanımlar" kenar başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine göre;

"Muvazaa:

1) İşyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde uzmanlık gerektirmeyen işlerin alt işverene verilmesini,

2) Daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile kurulan alt işverenlik ilişkisini,

3) Asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak hakları kısıtlanmak suretiyle çalıştırılmaya devam ettirilmesini,

4) Kamusal yükümlülüklerden kaçınmak veya işçilerin ... sözleşmesi, toplu ... sözleşmesi yahut çalışma mevzuatından kaynaklanan haklarını

kısıtlamak ya da ortadan kaldırmak gibi tarafların gerçek iradelerini gizlemeye yönelik işlemleri,

ihtiva eden sözleşmeyi" ifade eder.

5. Yönetmelik'in “Muvazaanın incelenmesi” başlıklı 12 nci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

" Muvazaanın incelenmesinde özellikle;

a) Alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin yardımcı işlerinden olup olmadığı,

b) Alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir ... olup olmadığı,

c) Alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığı,

ç) Alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığı,

d) İstihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığı,

e) Alt işverene verilen işte asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığı,

f) Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin ... hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığı,

g) Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin ... sözleşmesi, toplu ... sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan ... veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığı, hususları göz önünde bulundurulur."

6. 5393 sayılı Kanun’un “Amaç” kenar başlıklı 1 inci maddesi “Bu Kanunun amacı, belediyenin kuruluşunu, organlarını, yönetimini, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usûl ve esaslarını düzenlemektir.” şeklindedir. 5393 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde belediyelerin görev ve sorumlulukları; 15 inci maddesinde belediyelerin yetkileri ve imtiyazları düzenlenmiştir. “Gelecek yıllara yaygın hizmet yüklenmeleri” kenar başlıklı 67 nci maddede ise “Belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile ..., bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri; sağlıkla ilgili destek hizmetleri; fuar, panayır ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler; kanal bakım ve temizleme, alt yapı ve asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir.” hükmü mevcuttur.

7. 5393 sayılı Kanun’un “Şirket kurulması” kenar başlıklı 70 inci maddesinde yer alan “Belediye kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usûllere göre şirket kurabilir.” hükmü ile belediye şirketlerinin normatif dayanağı ihdas edilmiştir. Belirtilen hükmün madde gerekçesinde yer alan “Madde ile bir taraftan belediyelerin hizmetlerini daha etkili, verimli ve ekonomik şartlarda sunmasına ve kaynak yaratmalarına yardımcı olmak amacıyla sermaye ortaklığı kurmasına izin verilmekte; diğer taraftan kurulacak ortaklığın belediyenin görev alanıyla ilgili olması şartı getirilerek şirket kuruluşunun disiplin altına alınması ve belediyelerin haksız rekabete yol açmalarının önüne geçilmesi amaçlanmıştır” açıklaması ile belediye şirketlerinin kuruluş amaçları ifade edilmiştir.

8. 5393 sayılı Kanun’un 70 inci maddesi ile uyumlu şekilde 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 26 ncı maddesinde de büyükşehir belediyesinin kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabileceği düzenlenmiştir.

9. 4857 sayılı Kanun'un 32, 59 ve 120 nci maddeleri ile mülga 1475 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi.

10.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2022 tarihli ve 2022/9-546 Esas, 2022/1345 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:

"47 ... Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre Ribelsan Ltd. Şti’nin ortaklarının Ardeşen, Güneyce, Kendirli Belediye Başkanlıkları ile ... olduğu, Ardeşen ve Güneyce Belediye Başkanlıklarının altışar, Kendirli Belediye Başkanlığının yirmi dört, davalı ... Başkanlığının ise yüz on dokuz bin dokuz yüz yirmi sekiz hisseye sahip olup en büyük pay sahipliğinin davalı ... Belediyesine ait olduğu görülmüştür.

48. Yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarından ... makinesi operatörü olan davacının davalı Belediyeye ait makine parkında, ... ve bahçe işlerinde dava dışı Ribelsan Ltd. Şti’nin işçisi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Nitekim belirtilen yasal düzenlemeler karşısında dava dışı şirket işçilerinin davalı Belediyenin faaliyet alanındaki işlerde çalıştırılması, emir ve talimatları davalı ... yetkililerinden alması ve davalı ... işçileri ile benzer işlerde çalıştırılmaları muvazaa kriteri olarak değerlendirilmemiştir.

49. Bu itibarla somut olayda davalı ile dava dışı Ribelsan Ltd. Şti. arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna aykırı olmadığı gibi muvazaaya da dayanmadığı anlaşıldığından davacının muvazaa iddiasına dayalı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmektedir.

... "

11. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 25.01.2023 tarihli ve 2022/13469 E., 2023/1368K.; 2022/12779 E., 2023/1369 K. sayılı kararları.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle İlgili Hukuk kısmında yer verilen yasal düzenlemeler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı birlikte değerlendirildiğinde; davalı ... ile dava dışı Ribelsan Şirketi arasında kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna aykırı olmadığı gibi muvazaaya da dayanmadığının anlaşılmasına göre hüküm, usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalılar Temyizi Yönünden

Davalılar vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde davalılara iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.