"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2022/453 E., 2022/585 K.
DAVA TARİHİ : 12.04.2013
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine davalının temyiz itirazının reddine karar verilip davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün kabule esas alınan süre yönünden ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... Müdürlüğüne ait işyerinde çalışan müvekilinin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen Mahkeme kararı ile davalı Kurumun işçisi olduğu tespit edilerek toplu ... sözleşmesinden doğan bir dönem fark alacaklarının hüküm altına alındığını, buna rağmen davalı işverenin hüküm altına alınan dönemden sonraki toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fark alacakları ile 2008 yılından itibaren ilave tediye alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ilave tediye, ücret farkı, fazla çalışma ücreti farkı ile toplu ... sözleşmesinin 66, 76, 77 ve 78 inci maddelerinden doğan ek ödeme, yemek ve koruyucu madde yardımı, sosyal yardım ve yıpranma primi alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunarak davacının müvekkili İdare tarafından mevzuata uygun şekilde yapılan ihaleler sonucu imzalanan hizmet alım sözleşmeleri uyarınca ... üstlenen yüklenici firmalar bünyesinde çalıştığını, davacı ile müvekkili İdare arasında işçi işveren ilişkisinin bulunmadığını ve davacının ilave tediye ve toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan haklardan yararlanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.09.2016 tarihli ve 2016/88 Esas, 2016/596 Karar sayılı kararıyla; alt işveren olarak nitelenen firmalara ait bir ... organizasyonunun olmadığı, alt işverenlerin Karayolları Genel Müdürlüğünün değişik birimlerinde çalıştırılmak üzere asıl işlerine ve yardımcı işlerine işçi temin ettiği, davalı ... ile alt işverenler arasında yapılan sözleşmenin muvazaalı olduğu, bu nedenle asıl işveren işinde çalıştıkları andan itibaren asıl işveren olan ... işçisi olması, davacının sendika üyesi olması nedeni ile ... ile sendika arasında düzenlenen toplu ... sözleşmesi hükümlerinden de kadrolu işçiler gibi faydalanması gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 17.10.2017 tarihli ve 2017/2483 Esas, 2017/2566 Karar sayılı kararıyla Mahkeme kararındaki tespitlerin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 ncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 09.03.2021 tarihli 2021/814 Esas, 2021/5820 Karar sayılı ilâmı ile her ihale sözleşmesinin kendi dönemi ve şartlarında değerlendirmeye tâbi tutulması gerektiğinden, öncellikle davacı tarafından açıldığı belirtilen ve kesinleşen dava dosyaları getirtilerek bu dosyalarda hangi alt işveren ile yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı kabul edildiğinin belirlenmesi, kesinleşen yargı kararı nedeniyle davacı hakkında tespit davasının açıldığı tarihte yürürlükte bulunan hizmet alım sözleşmesinin sona erme tarihine kadar olan süre içindeki fark alacakların hesaplanması, ancak söz konusu hizmet alım sözleşmesinin sona ermesinden sonra yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığı ayrıca araştırılarak sonucuna göre tüm deliller bir arada değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 14.04.2022 tarihli ve 2021/242 Esas, 2022/207 Karar sayılı kararı ile sunulan kesinleşmiş kararlara göre Mandıralı İnş. Taah. Nakl. Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. (Mandıralı Şirketi) ile davalı arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğu tespit edilerek bu Şirketteki çalışma süresi yönünden davacının taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 29.....2022 tarihli ve 2022/7450 Esas, 2022/8439 Karar sayılı ilâmı ile Dairemizin 13.10.2020 tarihli ve 2020/6085 Esas, 2020/11747 Karar sayılı kararı ve Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 03.07.2018 tarihli ve 2018/4212 Esas, 2018/16536 Karar sayılı kararları birlikte değerlendirildiğinde; davalı Kurumla ilgili olarak ilk kararda davacının da çalıştığı alt işveren Şirketlerden Bar-Den İnş. Tem. Nak. Gıda Pet. San. Tic. Ltd. Şti. (Bar-Den Şirketi), Doğa Nakl. İnş. Gıda Pet. Tem. San. Tic. Ltd. Şti. (Doğa Şirketi), Fer-Ah Yemek Temizlik Nakl. İnş. Taah. Tur. Yaz. Hizm. Tic. Ltd. Şti. ve Mandıralı Şirketi hakkında 08.03.2013 tarihinde açılan davada tüm dönem için muvazaanın kabulü yönündeki karara karşı davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının Dairemizce onandığı, ikinci hükümde ise davalı Kurum için 15.01.2013 tarihinden sonra yapılan ihalelerin kural olarak muvazaalı olmadığı tespitine yer verildiği, somut uyuşmazlıkta; dosyadaki kayıtlara göre davacı 05.01.2010-16.01.2011 tarihleri arasında Mandıralı Şirketinde, 17.01.2011-12.02.2012 tarihleri arasında Doğa Şirketinde, 03.01.2012- 31.01.2013 tarihleri arasında giriş çıkış yapılarak Bar-Den Şirketinde çalıştığından, belirtilen dönemlerin tamamının muvazaalı kabul edilmesi gerektiği, 01.02.2013 tarihinden itibaren başlayan yeni dönemde ise muvazaa olmadığı kabul edilerek sonuca gidilmesi gerekirken bu yön göz önünde bulundurulmadan yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ek bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; husumet itirazının dikkate alınması gerektiğini, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun'a göre hizmet alımı yapılabileceğini, muvazaalı hizmet alım ilişkisi bulunmadığını, sendika üyeliğinin işverene bildirilip bildirilmediğinin ve üyeliğin devam edip etmediğinin araştırılmadığını, alacaklardan ... başına sorumlu tutulamayacaklarını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı İdare ile alt işveren Şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası.
3. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
4. 4. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16498 Esas, 2022/16753 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:
"...
3. Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun'da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
4. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar).
..."
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta; ilk bozma ilâmında ek ödeme alacağı yönünden 9.903,33 TL brüt alacağa hükmedilmiş, bu kararı davalı vekili temyiz etmiştir. İkinci bozmadan sonra hüküm altına alınan alacak miktarı 9.976.19 TL brüt alacağa hükmedilmesi davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine aykırıdır.
Ne var ki bu yanlışlığın) giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan “9.976.19” ibaresinin çıkartılarak yerine “ 9.903,33” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.