Logo

9. Hukuk Dairesi2023/3910 E. 2023/7592 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının yurt dışında çalıştığı dönemdeki işçilik alacakları davasında hangi ülke hukukunun uygulanacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının tüm çalışma dönemi boyunca Rusya'da bulunan işyerinde çalıştığı ve ücretinin USD olarak ödendiği, taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması bulunmadığı ve dosya kapsamına göre Türk hukukunun daha sıkı ilişkili hukuk olmadığı gözetilerek, uyuşmazlığa mutad işyeri hukuku olan Rusya hukukunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalılardan Ic İçtaş Köprü ve Üst Yapı İnşaat AŞ ile Ic İçtaş Nükleer ve End. Tes. Yapım AŞ vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı ve davalılar vekillerince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23.05.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ... ... ile davalılardan IC ICTAŞ Nükleer ve Endüstriyel Tesisler Yapım AŞ ile IC IÇTAŞ Köprü ve Üst Yapı İnşaat AŞ vekilleri Avukat ... ile ... S.P.A vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıların Rusya St.Petersburg’daki işyerlerinde 25.10.2013-09.02.2018 tarihleri arasında formen olarak net 2.200,00 EURO ücretle çalıştığını, davalılardan Astaldi S.P.A. Türkiye Ankara Şubesi ve IC İçtaş İnş. San ve Tic. AŞ’nin asıl işveren olduğunu, diğer davalılar IC İçtaş-Astaldi İnş.AŞ (IC İçtaş Havalimanı İnşaatları AŞ) ve ICA Astaldi-IC İçtaş WHSD İnş. AŞ’nin asıl işverenler tarafından müştereken kurulduğunu, tüm davalılar arasında organik bağ olup Yargıtayın yerleşik içtihatları doğrultusunda tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini, davacının 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığını ancak haftanın 3 günü bu çalışmanın akşam saat 21.00’a kadar devam ettiğini, davacının tüm hafta tatillerinde ile ulusal ... ve genel tatil günlerinde çalıştığını davacının son 13 aylık ücretinin eksik ödendiğini belirterek bakiye kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil, yıllık izin ve ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili IC İçtaş İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ ve IC İçtaş Havalimanı İnşaatları AŞ (IC İçtaş-Astaldi İnşaat AŞ) vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı Şirketin işçisi olmadığını, bu nedenle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ICA Astaldi-IC Içtaş WHSD İnşaat AŞ vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesi mümkün olmadığını, uyuşmazlığa Rus Hukuku'nun uygulanması gerektiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının davalı Şirket nezdinde 10.11.2015 tarihinde çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin davacı tarafından sonlandırıldığını, davacının ikale sözleşmesini, ibranameyi ve diğer tüm belgeleri kendi iradesi ile imzaladığını, davalı Şirket tarafından kendisine çalıştığı yer olan Rusya’da her türlü alacak kalemleri eksiksiz olarak ödenmesine rağmen Türkiye’de de dava açarak mükerrer ödeme talebinde bulunduğunu, imzalı olan ve ihtirazı kayıt içermeyen ücret bordrolarından anlaşıldığı üzere davalı Şirket tarafından davacının fazla çalışmalarının, ulusal ... ve genel tatil günlerinde ve hafta tatillerinde yaptığı çalışmaların karşılığının ödendiğini, davacı ile menfaat birliği olan ve davalı Şirket aleyhine dava ikame eden tanıkların dinlenmesine muvafakat etmediklerini, davalı Şirket ile diğer davalı Şirketler arasında organik bir bağ bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davalı Astaldi S.P.A. (Merkezi İtalya) Türkiye Ankara Şubesi vekili cevap dilekçesinde; davacının çalıştığını iddia ettiği projenin yüklenicisinin müvekkil Şirket veya ortağı bulunduğu herhangi bir adi ortaklık olmayıp farklı bir tüzel kişiliği haiz olan diğer davalılar olduğunu, müvekkil Şirketin ICA Astaldi-IC İçtaş WHSD İnş. AŞ’nin sadece ortağı, IC İçtaş Havalimanı İnşaatları AŞ’nin ise sadece eski ortağı olduğunu, 23.12.2016 tarihli hisse devri ile beraber müvekkil Şirketin işbu Şirket ile herhangi bir bağı kalmadığını, davanın davalı Şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki bilgi, belgeler, taraflar arasındaki ilişki, davacının çalıştırılma şekli göz önüne alındığında davalılar arasında organik bağ olduğunu, banka kayıtları, tanık beyanları, davacının yaptığı iş dikkate alındığında davacının net 2.200,00 USD ücret aldığını, ispat yükü üzerinde olan davalı tarafın davacının iş sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğini ispat edemediğini, tanık beyanlarına göre davacının haftanın 7 günü çalıştığı, 4 günü 07.00-19.00 saatleri arasında günde 12 saat çalıştığı, haftanın 3 günü ise 07.00-20.00 saatleri arasında günde 13 saat çalıştığı, buna göre toplam haftanın 4 günü üçer saat, haftanın 3 günde ise dörder saat fazla çalışma yaptığı, tanık beyanlarına göre davacı resmî ve dinî bayramlarda ve hafta tatillerinde çalıştığının ispat edildiğini, davacının kalan 13 günlük iznini kullandığına veya izin ücret alacağının ödendiğine ilişkin herhangi bir belge dosyaya sunulmadığını, davacının elden ödenilen ücretin ödenmediğinin kabul edildiğini, davacının ICA İÇTAŞ İnş. San.Tic. AŞ ile Astaldi SPA Türkiye Ankara Şubesi'nde çalıştığına dair dosyada herhangi bir bilgi belge bulunmadığını, söz konusu Şirketlerin ayrı tüzel kişilikleri bulunduğunu, bu Şirketlerin diğer Şirketlerin ortağı olması, aynı grup Şirket içerisinde bulunmalarının bu Şirketler yönünden sorumluluk doğurmayacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; tüm davalıların davacının hüküm altına alınan alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, husumet yokluğundan ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu, hüküm altına alınan fazla çalışma ile ulusal ... ve genel tatil çalışması yönünden hakkın özünü zedeler şekilde indirim yapılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı IC İçtaş Havalimanı İnşaatları AŞ vekili istinaf dilekçesinde; davanın müvekkili Şirket yönünden husumetten ret kararı verilmesi gerektiğini, davacının işçileri olmadığını, davalılar arasında organik bağ olduğunun kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

3. Davalı ICA Astaldi - IC İçtaş WHSD İnşaat AŞ vekili istinaf dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin ikale ile sona erdiğini, bu nedenle herhangi bir ücret alacağının bulunmadığını, uyuşmazlığa Rus hukukunun uygulanması gerektiğini, davacının tüm ücretlerinin ödendiğini, davacının fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil ile hafta tatili çalışması yaptığını ispatlayamadığını, tanıkların husumetli olduğunu, ücret bordrolarının değerlendirilmediğini, faiz başlangıç tarihi ile faiz türünün hatalı belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının ikale sözleşmesi imzaladığına dair dosyada bir delil bulunmadığı, davalı tarafça davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispatlanamadığı, davacının fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil ile hafta tatili çalışması yaptığının davacının yaptığı iş ve işin niteliği gereği ve husumeti bulunmayan tanık beyanlarına göre ... olduğu, davalı ICA Astaldi-IC İçtaş WHSD İnş. AŞ ile davalı IC İçtaş Havalimanı İnşaatları AŞ 'nin yetkilileri ve ortaklarının aynı kişiler olduğu, aynı adreste faaliyette bulundukları ve davacının her iki firmada da değişik zamanlarda çalıştığının dosyadaki bilgi, belge ve tanık beyanları ile anlaşıldığını, buna göre davacının her iki Şirkette de birlikte istihdam edildiğinin anlaşıldığı, hüküm altına alınan alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının isabetli olduğu, davacının ICA İçtaş İnş. San. Tic. AŞ ile Astaldi SPA Türkiye Ankara Şubesi'nde çalıştığına dair dosyada herhangi bir bilgi ya da belge bulunmadığı, davacı bu Şirkette çalıştığını ispat edemediğinden bu Şirketler yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, davalı tarafça her ne kadar Rus hukukunun uygulanması gerektiği beyan edilmiş ise de; dosyada davacının Türkçe dilinde hazırlanmış ve imzalanmış iş sözleşmesi bulunmadığı, buna göre taraflar arasında Rus hukukunun uygulanması yönünden bir hukuk seçimi yapılmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılardan Ic İçtaş Köprü ve Üst Yapı İnş. AŞ ile Ic İçtaş Nükleer ve End. Tes. Yap. AŞ vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı IC İçtaş Köprü ve Üst Yapı İnşaat AŞ (eski unvan: ICA Astaldi - IC İçtaş WHSD İnşaat A.Ş.) vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

3. Davalı IC İçtaş Nükleer ve Endüstriyel Tesisler Yapım AŞ(eski unvanlar: 1.IC İçtaş Havalimanı İnşaatları A.Ş. 2.IC İçtaş Astaldi İnşaat A.Ş.) vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, dava konusu alacaklara hak kazanılıp kazanılmadığı, alacakların hesaplanması ve ödenip ödenmediği ile davalıların alacaklardan sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 ... maddesi.

2. 5718 sayılı Milletlerarası ... Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi şöyledir :

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."

3. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Yabancılık unsuru, bir hukuki işlemi veya ilişkiyi ya da olayı birden fazla devletin hukuku ile irtibatlı hâle getiren unsurdur. İşçinin veya işverenin yabancı olması, işverenin işletme merkezinin yabancı bir ülkede bulunması, işçinin kendi işini mutad olarak yabancı bir ülkede yapması veya iş ilişkisinin yabancı bir ülke ile sıkı irtibatlı olduğunun durumun genelinden anlaşılması gibi hâllerde iş sözleşmesinde yabancılık unsurunun bulunduğundan söz edilir.

2. 5718 sayılı Kanun'un 40 ıncı maddesine göre, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibarıyla yetki kuralları belirler. Aynı Kanun’un 44 üncü maddesi ise bireysel iş sözleşmesinden veya iş ilişkisinden ... uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini tayin eden ... bir yetki kuralı getirmiştir. Buna göre, bireysel iş sözleşmesinden veya iş ilişkisinden ... uyuşmazlıklarda işçinin işini mutaden yaptığı işyerinin Türkiye’de bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. İşçinin, işverene karşı açtığı davalarda işverenin yerleşim yeri, işçinin yerleşim yeri veya mutad meskeninin bulunduğu Türk mahkemeleri de yetkilidir.

3. 5718 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin birinci fıkrasında hâkimin, Türk kanunlar ihtilafı kurallarını ve yetkili olan yabancı hukuku resen uygulayacağı ve yetkili yabancı hukukun içeriğinin tespitinde taraflardan yardım isteyebileceği belirtilmiştir. Yabancı hukukun içeriğinin tespiti, ... ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden, hâkim gerekirse bilirkişi incelemesine de gidebilir. Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi hâlinde Türk hukuku uygulanır.

4. 5718 sayılı Kanun'un 5 ... maddesine göre yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hâllerde Türk hukuku uygulanır. Kamu düzeni müdahalesi sınırlı ve istisnai niteliktedir. Türk kamu düzeninin ihlalini gerektirecek hâller, çoğunlukla emredici bir hükmün açıkça ihlali hâlinde düşünülecektir. Fakat her emredici hükmün ihlali hâlinde veya her emredici hükmü ihlal eden bir yabancı kararın Türk kamu düzenine aykırı bulunduğunu söylemek olanaklı değildir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar sayılı kararı). Örneğin; ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarına ilişkin hükümler iç hukukumuz bakımından emredici nitelikte olmakla birlikte, bunlara dair yabancı hukukun farklı düzenlenmeleri, sırf farklılıkları nedeniyle somut uyuşmazlıkta ortaya çıkan durum değerlendirilmeden 5718 sayılı Kanun'un 5 ... maddesi uyarınca kamu düzeni müdahalesine neden olmaz. Keza uygulanması gereken yabancı hukukun işçiye Türk hukukundan daha az koruma getirmesi de ... başına kamu düzeni müdahalesi için yeterli bir sebep değildir. Kanunlar ihtilafı hukukundaki kamu düzeni anlayışı, iç hukukun kamu düzeni anlayışından farklı ve daha dar kapsamlıdır.

5. Bir yabancı hukuk kuralı Türk hukukunun ... değerlerine, Türk genel adap ve ahlâk anlayışına, Türk kanunlarının dayandığı ... adalet anlayışına ve hukuk siyasetine, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yer ... ... hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak ve kabul görmüş hukuk prensiplerine, ikili anlaşmalara, gelişmiş toplumların ortak benimsedikleri ahlâk ve adalet anlayışına, medeniyet seviyesine siyasi ve ekonomik rejimine aykırı olması hâlinde Kamu düzenimize aykırılığı söz konusu olabilir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar). Örneğin yabancı hukukun, ... çocukların çalışmasına ya da ücret ve diğer haklarda ırka dayalı ayrımcılık yapılmasına izin vermesi kamu düzenimize aykırıdır.

6. Yabancı hukukun uygulanmasını engelleyen diğer bir durum ise doğrudan uygulanan kurallardır. Müdahaleci normlar olarak adlandırılan bu kurallar, taraflardan ziyade, devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini gerçekleştirmeyi amaçlar. Bu açıdan vatandaş yabancı ayrımı gözetilmeden, yabancılık unsuru taşısın taşımasın, hukuk seçimi yapılsın yapılmasın, uygulama alanına giren her ilgili olay ve hukuki ilişkide mutlaka uygulanması gereken kurallardır (... ..., ... ..., ... ... Figanmeşe, Milletlerarası ... Hukuk, İstanbul, 2019, s.7; ... ..., B. ... ..., Milletlerarası ... Hukuk, İstanbul, 2020, s.155). İş hukukunda işçiyi koruyan her emredici kural, doğrudan uygulanan kural olarak nitelendirilmez; ayrıca Devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini de koruması gerekir. Bununla birlikte emredici hükümler ile doğrudan uygulanan kuralların ayırt edilmesi her zaman kolay değildir ve tartışmalıdır. Doğrudan uygulanan kurallara, kamu hukuku nitelikli iş güvenliği hükümleri, ... işçi gruplarını koruyucu hükümler ve yasal greve ilişkin hükümler ve asgari ücrete ilişkin düzenlemeler örnek olarak gösterilebilir (..., Milletlerarası Unsurlu Bireysel ve Toplu İş Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk, Ankara, 2012, s.189-195). Devlet organizasyonun korunması, çoğu olayda ülke ile belirli bir şekilde irtibatlı ya da ülkede gerçekleştirilen iş sözleşmelerinde söz konusu olur. Örneğin, tamamen yurt dışından ifa edilen bir iş ilişkisinde Türk hukukundaki asgari ücrete ilişkin kuralın uygulama alanına giren bir olay ya da ihtilaf söz konusu olmaz (... ..., “Yabancı Unsurlu İş Hukuku İhtilâfları ile İlgili Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi”, ... ... ..., ... ... (Editörler), 10. Yılında Milletlerarası ... Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, Ankara, 2017, s.525-526; ... ... ..., “Yabancı Unsurlu İş Sözleşmelerinde For Devletinin Doğrudan Uygulanan Kurallarının Tespiti ve Uygulaması”, ... ... Hukuk Dergisi, 2017/1, s. 286).

7. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca iş sözleşmesinin tarafları, sözleşme ile irtibatlı olsun olmasın diledikleri bir ülkenin hukukunu seçebilirler. Ancak tarafların seçmiş oldukları bu hukuk düzeninin, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgari korumanın altında kalması hâlinde mutad işyeri hukuku uygulanır. Bu durumda, seçilen hukuk ile mutad işyeri hukuku arasında bir yararlılık karşılaştırması yapılmalıdır (... ..., “5718 sayılı Kanunu'na Göre İş Akdine Uygulanacak Hukukun Tespiti”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt XI, 2007, Sayı 1-2, s.153; A. ... ..., “Mutad İşyeri Kavramı ve MÖHUK m.27/f.3’ün Uygulanması Sorunu”, ... Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 8, 2018, Sayı 2, s.211-212; ..., s.89-100). Mutad işyeri, işin zaman ve içerik olarak ağırlıklı ifa edildiği işyeridir. Başka bir anlatımla mutad işyeri, işçinin işini fiilen yaptığı yerdir. İşçinin ücretinin ne şekilde ve hangi para biriminden ödendiği mutad işyerinin belirlenmesi açısından belirleyici değildir. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması, örneğin montaj için yurt dışında görevlendirilmesi durumunda, bu işyeri mutad işyeri sayılmayacaktır. Geçici çalışmanın ne kadar olacağı her olayın özelliğine göre hâkim tarafından belirlenmelidir. İşçi sadece yabancı ülkede çalışmak için işe alınmışsa ya da işveren çalışmak üzere yabancı ülkeye gönderdiği işçisini geri alma niyetinden veya işçi geri dönme niyetinden vazgeçerse, yabancı ülkeye gönderilen işçinin fiilen çalıştığı yer, mutad işyeri hâline gelir (... ..., ... ..., “Birden Fazla Ülkede İfa Edilen İş Sözleşmelerinde Mutad İşyerinin Tespiti”, Terazi Hukuk Dergisi, 2020, Sayı 169, s.1822-1824; ..., s.118-137; ..., s.217).

8. Yabancılık unsuru taşıyan iş sözleşmelerinde taraflar uygulanacak hukuku seçmemişlerse veya yapmış oldukları hukuk seçimi anlaşması herhangi bir sebepten geçerli değilse, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince işçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz. İşin birden fazla ülkede ifa edilmesinde de mutad işyerinin tespitine çalışılmalıdır. Bu hâlde mutad işyeri, Avrupa Birliği Adalet Divanı kararlarında ve doktrinde belirtildiği üzere, işçinin işini ifa faaliyetlerini veya ifa faaliyetlerinin çoğunluğunu gerçekleştirdiği yer, işçinin esas olarak işverene karşı yükümlülüklerini yerine getirdiği yer, işçinin işini ifa etmek üzere hangi ülkede daha çok zaman geçirdiği, işin organize edildiği yer, işin esas kısmının ve ağırlıklı bölümünün yapıldığı yer gibi kriterlerden hareket edilebilir (Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi, 18.09.2019 tarihli ve 2016/9339 Esas, 2019/16564 Karar sayılı kararı; ..., ..., s.1822-1824). Ancak aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre işçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir. Esas işyeri ile kastedilen, işverenin işyeri merkezinin bulunduğu ülkedir. Örneğin açık denizlerde görev ... gemi adamları bakımından esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku önem taşır. Maddenin dördüncü fıkrasında ise hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye mutad işyeri hukuku ve işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku yerine bu hukukun uygulanabileceği ifade edilmiştir. Daha sıkı ilişkili hukukun uygulanmasındaki en önemli unsur, işçinin menfaatidir (..., s.147). Örneğin, işçinin sosyal çevresinin Türkiye’de bulunması, Türkiye’nin sosyal güvence sistemi içinde yer alması, ücretinin Türkiye’de ve Türk lirası üzerinden ödenmesi, işverenin Türk olması, iş sözleşmesinin Türk hukukuna özgü kurumlar gözetilerek düzenlenmesi, Türk hukukuna tâbi daha önceki bir iş sözleşmesine gönderme yapılması, iş sözleşmesinin Türkçe kaleme alınması gibi unsurların tamamının ya da önemli bir bölümünün varlığı hâlinde, iş sözleşmesinin Türk hukuku ile sıkı ilişki içinde olduğu sonucuna varılabilir (..., s.152).

9. Sözleşmenin belirli süreli olarak yapılıp yapılamayacağı, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle işçinin hak kazanacağı tazminatlar, fazla çalışma, yıllık izin, işverence yapılan uygulama ve ödemelerin niteliği, zamanaşımı gibi hususlar 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi uyarınca tayin edilen hukuka göre değerlendirilmelidir. Hafta tatili, dinî ve millî ... günleri ve ücretlerini düzenleyen hükümler, doğrudan uygulanan kuraldır; ancak uygulama alanına giren iş ilişkilerine uygulanır. Örneğin tamamen yurt dışında ifa edilen bir iş ilişkisinde, dinî ve millî ... günleri Türk hukukuna göre belirlenemez (..., s. 528; ... ..., ... ..., “Türkiye’den Yurt Dışına Götürülen İşçiler Hakkında Yargıtay Kararının Değerlendirilmesi”, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Cilt 13, 2016, Sayı 50, s.971-972).

10. Somut uyuşmazlıkta davacı işçi; davalının yurt dışında bulunan şantiyelerinde çalıştığını, ücretinin USD olarak ödendiğini ileri sürerek ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiş; davalı işveren ise davacının yurt dışı şantiyelerinde çalışması sebebiyle uyuşmazlığın yabancı hukuka göre çözümlenmesi gerektiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, davalı vekilinin bu savunmasına değer verilmeksizin uyuşmazlığa Türk hukuku uygulanmak suretiyle yargılama sonuçlandırılmış ve istinaf kanun yolu incelemesinde de davalının bu yöndeki istinaf başvurusu; Türk hukukunun olaya uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Ne var ki varılan sonuç, dosya kapsamına uygun düşmemiştir.

11. Tarafların hukuk seçimi anlaşması yapmadıkları veya yapılan hukuk seçimi anlaşmasının geçersiz olduğu iş sözleşmesine, kural olarak işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukukunun uygulanması gerektiği 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin ikinci fıkrasında genel bir kural olarak düzenlenmiştir. Burada yetkili kılınan hukuk, işçinin işini fiilen yerine getirdiği yer ülke hukukudur. Mutad işyeri hukuku, karakteristik edimin ifa yeri hukuku olarak iş sözleşmesiyle en sıkı ilişkili olan hukuktur. 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen daha sıkı ilişkili hukuk ise bir istisna hükmü olup bu hükmün iş sözleşmelerinde dar yorumlanması gerekir (Beyza Çağla ..., Bireysel İş Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk, İstanbul, 2021, s. 74, 89).

12. Somut olayda davalı işverenin yurt dışı projelerinde çalıştırılmak üzere istihdam edilen davacı işçi; tüm çalışma döneminde Rusya'da bulunan davalıya ait işyerinde çalışmıştır. Davacı tarafından iş görme edimi fiilen söz konusu ülkelerde yerine getirilmiş olup ilgili dönemlerde mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı Rusya olduğu sabittir. Davacıya çalıştığı bu dönemlerde ücreti de USD olarak ödenmiştir. Daha sıkı ilişkili hukukun tespitinde sadece işçi ve işverenin Türk olması ... başına belirleyici kriter kabul edilemez. Buna göre, hukuk seçimi anlaşması bulunmayan ve daha sıkı ilişkili hukukun Türk hukuku olmadığı anlaşılan çalışma dönemindeki uyuşmazlığa mutad işyeri hukukunun uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.

13. Tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının çalışma dönemi bakımından hukuk seçimi anlaşması bulunmadığı, bu çalışmasına mutad işyeri hukuku olan Rusya Hukuku'nun uygulanması gerekmektedir. Hâl böyle olunca, uzman bir bilirkişiden de denetime elverişli rapor alınmak suretiyle dosya kapsamındaki delil durumu birlikte değerlendirilerek dava konusu alacaklar hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Davalılar yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.