Logo

9. Hukuk Dairesi2023/438 E. 2023/1191 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kanun hükmünde kararname ile kapatılan işyerinde çalışan davacının işçilik alacakları talebiyle adli yargıda açtığı davada dava şartının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: 675 sayılı KHK'nın 16. maddesi uyarınca, KHK ile kapatılan işyerlerinden kaynaklanan işçilik alacakları davalarında dava şartı yokluğu bulunduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davayı usulden reddetme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2022/263 E., 2022/426 K.

Avukat ...

DAVA TARİHİ : 16.08.2021

KARAR : Davanın usulden reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.10.1997 - 23.07.2016 tarihleri arasında çalıştığı Silm Eğitim Tesisleri İşletme ve Ticaret AŞ'nin 23.07.2016 tarihli ve 29779 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca kapatıldığını, aynı maddenin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve hakların Hazineye bedelsiz olarak devredildiğini, taşınmazların tapuda resen Hazine adına, her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ayrı olarak tescil edildiğini, davacının ... sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmeyen ücret alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine ve Maliye Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, davanın yasal süresi içeresinde açılmadığını, 670 sayılı Olağanüstü Hâl Kanun Hükmünde Kararname'nin (670 sayılı KHK) 5 inci maddesi ile 675 sayılı Olağanüstü Hâl Kanun Hükmünde Kararname'nin (675 sayılı KHK ) 5 inci maddesi ile 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "İdari başvuru üzerine idari Merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz." şeklindeki düzenleme gereği uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiğini, 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesindeki düzenlemelerin ... mahkemelerinin görevli olmadığı uyuşmazlıklarda dikkate alınamayacağını, davacı tarafından İdareye yapılan başvurunun İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunca incelenerek hazırlanan raporda şahsın yaptığı başvuruda belirtilen kıdem ve ihbar tazminatının Çalışma Genel Müdürlüğünün 26.12.2016 tarihli ve 27429 sayılı yazısı doğrultusunda reddedildiği belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 02.11.2021 tarihli ve 2021/279 Esas, 2021/442 Karar sayılı kararı ile davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmaması nedeni ile ve ayrıca 675 sayılı KHK'nın 16 ncı maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 09.02.2022 tarihli ve 2021/3557 Esas, 2022/151 Karar sayılı kararı ile davacının ücret ve tazminata etki eden faktörleri bilmesi gerektiği, bu sebeple alacakların belirlenebilir nitelikte olduğunun sabit olduğu, iddia edilen ücrete Mahkemece itibar edilip edilmemesi yargılama sonucu açısından etkili olacağından bu hususun belirlenebilirliğe engel teşkil etmediği, zira ücretinin ne kadar olduğunu en iyi ve kesin şekilde bilebilecek kişinin davacı olduğu, davanın ikame tarihi de gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesinin davaya konu taleplerin belirsiz miktarlı alacak nitelikte kabul etmemesi ve bu açıdan hukuki yarar yokluğunu gözetmesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesine aykırılık bulunmadığı, davacının davaya konu dönemde çalıştığı Silm Eğitim Tesisleri İşletme ve Tic. AŞ'nin 667 sayılı KHK'nın 2 nci maddesi gereğince kapatılan işyerleri arasında olduğu, yasal düzenleme gereği dava şartı yokluğundan dolayı davanın reddedilmesinde de isabetsizlik bulunmadığı gerekçeleriyle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 01.....2022 tarihli ve 2022/4930 Esas, 2022/6924 Karar sayılı ilâmı ile davacının çalıştığı işyerinin, 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'yla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hâl kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları sahibi tüzel kişilerden olduğu anlaşıldığından, 675 sayılı KHK'nın 16 ncı maddesi uyarınca dava şartı değerlendirilerek sonuca göre hüküm tesis edilmesi gerektiği, anılan yön gözetilmeden belirsiz alacak davası açılmayacağı nedenine dayalı usulden ret kararı verildiğinin de gerekçeye konu edilmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına ve dava dosyasının kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının çalıştığı Silm Eğitim Tesisleri İşletme Şirketin 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'yla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hâl kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları sahibi tüzel kişilerden olduğu gerekçesiyle 675 sayılı KHK'nın 16 ncı maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğini, Uyuşmazlık Mahkemesinin 25.03.2019 tarihli ve 2019/107 Esas, 2019/193 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi özel bir kurumda ... sözleşmesine dayalı olarak çalışmakta iken işten çıkartılan davacının, işyerinin 667 sayılı KHK uyarınca davalı İdareye devredilmesi sonrasında kıdem ve ihbar tazminatı ile ödenmeyen ücret alacağının ve yıllık izin ücreti alacağının ödenmesi istemiyle açtığı davanın adli yargıda görülmesi gerektiğini ve dava şartı yokluğuna ilişkin karar gerekçesinin yerinde olmadığını, Uyuşmazlık Mahkemesinin, 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu’nun "... mahkemelerinin kuruluşu" başlıklı 2 nci maddesi, "Görev" başlıklı 5 inci maddesi ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 101 inci maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar ... Mahkemelerinde görülür.” hükümlerine değinmiş olduğunu, Uyuşmazlık Mahkemesince sözü edilen 675 sayılı KHK uyarınca, 17.08.2016 tarihinden önce kapatılan kurum ve kuruluşlar hakkında açılmış olan davalarda verilen dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı üzerine, davacının belirli bir süre içerisinde İdareye başvuracağı ve bu başvuru sonucu tesis edilen işlemin iptali için idari yargı yerinde dava açacağı açıkça belirtilmiş olmasına karşın, aynı KHK'nın 16 ncı maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca 17.08.2016 tarihinden sonra açılmış olan davalarda ise dava şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verileceği ve bu davanın özellikle idari yargı yerinde açılacağının belirtilmemiş olduğunun üzerinde durulduğunu, bu nedenle davanın usulden reddine dair verilen kararın isabetsiz olduğunu belirterek bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; kanun hükmünde kararname ile kapatılan işyerinde çalışan davacının işçilik alacakları talebiyle adli yargıda açtığı davada dava şartının bulunup bulunmadığı konusundadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 675 sayılı KHK'nın "Dava ve takip usulü" kenar başlıklı 16 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.