Logo

9. Hukuk Dairesi2023/4493 E. 2023/4171 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma kararına uyulmasına rağmen davacının ücretinin araştırılmasının usuli kazanılmış hak ilkesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı ile bilirkişi incelemesi için istenen ücretin gider avansı olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi incelemesinin takdiri delil olması ve davacının bilirkişi ücretini yatırmaması halinde bu delilden vazgeçmiş sayılacağı, mevcut delillere göre karar verilmesi gerekirken, bilirkişi ücretinin gider avansı olarak kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmesi ve bozma kararında davacının ücreti belirtilmişken mahkemenin ücret tespiti için dosyayı bilirkişiye göndermesi hatalı bulunarak bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2021/36 E., 2022/137 K.

DAVA TARİHİ : 28.05.2015

KARAR : Davanın usulden reddi

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde hafta içi 08.00-18.30 saatleri arasında, cumartesi günleri ise 08.00-14.00 saatleri arasında çalıştığını, ... bayram ve genel tatil günlerinde de çalıştığını fakat bu çalışmalarının karşılığının ödenmediğini ileri sürerek ücret, fazla çalışma ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının idari kadroda görevli olduğunu, müvekkili Şirkette çalışmanın 08.00-17.00 saatleri arasında olduğunu, buna yönelik imzalı puantaj kayıtları ve işyeri kayıtları bulunduğunu, işyerinde mevcut idari kadro elemanlarının çok nadir olarak ve kısa zamanlı fazla çalışma yaptıklarını, davacıya fazla çalışma ücretinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.....2016 tarihli ve 2015/334 Esas, 2016/446 Karar sayılı kararı ile; davacının dinletmiş olduğu tanıkların davalı işverene karşı derdest davalarının bulunduğu ve davalı tarafın tanık dinletmediği hususları ile dosyaya sunulan işyeri kayıtları birlikte değerlendirilerek ispat külfeti üzerinde bulunan davacının bu yükümlülüğünü yerine getiremediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 12.11.2020 tarihli ve 2016/31425 Esas, 2020/15883 Karar sayılı kararıyla; dava konusu fazla çalışma ile ... bayram ve genel tatil alacaklarının ispatı noktasında davacının salt tanık beyanlarına dayanmadığı, dosyaya araç takip kayıtlarının sunulduğu, tanık beyanları ile bu kayıtlar birlikte değerlendirildiğinde davacının haftalık 8 saat fazla çalışması ile ... bayram ve genel tatil günlerinin bir bölümünde çalıştığı hususlarını ispatladığı, dosyaya sunulan 2015 yılı Şubat ayı işyeri dönem bordrosunda da davacının net 1.500,00 TL ücret aldığının belirtildiği, davacının yapmış olduğu ..., kıdemi, tanık beyanları ile işyeri dönem bordrosu birlikte değerlendirildiğinde davacının net 1.500,00 TL ücret aldığı hususunu ispatladığı, dava konusu son 13 günlük fark ücret alacağına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyulmasına karar verilen bozma ilâmı doğrultusunda emsal ücret araştırması için yazılan müzekkere cevaplarının olumsuz döndüğü ve emsal ücret konusunda bilgi verilmediği, bozma ilâmındaki alacak kalemlerinin hesaplamasının yapılabilmesi için dosyanın bilirkişiye tevdi gerektiği, buna rağmen davacı tarafın kendisine tanınan kesin sürede dava şartından olan gider avansını ikmal etmediği, davacı vekilinin 28.01.2022 tarihli hâkimin reddi talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 41 inci maddesi çerçevesinde esas hükümle kanun yolu açık olmak üzere geri çevrildiği, dosyanın bilirkişiye sevki için gereken gider avansı ve bilirkişi ücretinin ikmal edilmediği, dava şartlarından olan gider avansının davacı tarafça yatırılmamakta ısrar edildiği ve bu hâl ile yargılamaya devam edilemeyeceği gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; bozmaya uyulduğu hâlde gereği yerine getirilmeksizin emsal ücret araştırması yaptırılması ve dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Yargıtay bozma ilâmına göre müvekkilin kabul edilmesi gereken alacak değerinin 26.04.2016 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiğini, dosyada yeni bir bilirkişi incelemesi ve alacak hesabını yapılmasını gerektirecek hukuki ve fiili hiçbir sebep olmadığını, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; bozma kararına uyulmasına karar verilmesine rağmen davacının ücretinin araştırılmasının usuli kazanılmış hak ilkesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı ile bilirkişi raporu alınmasına dair masrafın gider avansı olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 6100 sayılı Kanun'un "Harç ve gider avansının ödenmesi" kenar başlıklı 120 nci maddesi şöyledir:

"(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.

(2) Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.

(3) (Ek:22/7/2020-7251/9 md.) Taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen delil avansına ilişkin 324 üncü madde hükümleri saklıdır.

"

3. 6100 sayılı Kanun'un "Delil ikamesi için avans" kenar başlıklı 324 üncü maddesi şöyledir:

"(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.

(2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.

(3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır."

3. Değerlendirme

1. 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde gider avansı, dava şartı olarak düzenlenmiştir. Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamanın devamı için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.

2. 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 9 uncu maddesiyle değişik 6100 sayılı Kanun'un 120 nci maddesindeki gider avansı ile ilgili düzenlemenin 324 üncü maddedeki delil ikamesi için avans kuralı ile birlikte değerlendirilmesi ve dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dikkate alınması gerekir. Dolayısı ile delil ikamesi için alınacak avans ile dava şartı olan gider avansının birbirinden ayrılması, delillerin ikamesi için alınacak avansın, gider avansı içinde yer almaması zorunludur.

3. Tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin, 6100 sayılı Kanun'un 324 üncü madde düzenlemesi karşısında gider avansı içinde değerlendirilmesi olanağı yoktur. Ayrıca delil ikamesi avansının da ispat külfetine göre taraflara yükletilmesi gerekir. Diğer yandan örneğin resen hesap raporu, teknik rapor vb. alınacaksa giderin 325 inci madde kapsamında değerlendirilmesi isabetli olacaktır.

4. Delil avansının yatırılmaması hâlinde ilgili taraf dayandığı delilden vazgeçmiş sayılarak mevcut delil durumuna göre karar verilmelidir (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 23.02.2021 tarihli ve 2021/780 Esas, 2021/4749 Karar sayılı kararı).

5. Mahkemenin ara kararında gider avansını oluşturan harç ve tebligat gibi işlemler, kalem kalem açıklanmalı, her kalemin miktarı ayrı ayrı gösterilmeli, dava şartına yönelik gider avansı ile ilgili olarak verilen kesin sürede yatırılmamasının sonuçları da duruşma tutanağına açıkça yazılmalıdır. Gider avansı dışında delil ikamesine yönelik avans isteniyor ise 6100 sayılı Kanun'un 324 üncü maddesine göre işlem yapılmalıdır.

6. Delil avansının yatırılmaması hâlinde ilgili taraf dayandığı delilden vazgeçmiş sayılarak mevcut delil durumuna göre karar verilmelidir.

7. 6100 sayılı Kanun’da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla birlikte bu kurum; davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla; bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

8. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak direnme kararı veremeyeceği gibi hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalan bölümleri hakkında da yeni bir karar veremez. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.

9. Somut uyuşmazlıkta Mahkemece; davacı vekiline bilirkişi incelemesi için eksik olan gider avansının 2 haftalık kesin süre içinde tamamlanması, gider avansı tamamlanmadığı takdirde dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verileceğine dair ihtaratta bulunulmuş, akabinde belirlenen sürede ücretin yatırılmaması gerekçesi ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

10. Belirtmek gerekir ki 6100 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri uyarınca bilirkişi incelemesi takdiri bir delil olmakla, davacının verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini Mahkeme veznesine yatırmaması sonucunda bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı, bu durumda davacının dayandığı diğer deliller gözetilmek suretiyle mevcut delil durumuna göre bir değerlendirme yapılması gerektiği hâlde Mahkemece bilirkişi ücretinin delil ikamesine yönelik giderler arasında olduğu gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile gider avansı içinde kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.

11. Ayrıca Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilâmında; davacının ücretinin araştırılmasına yönelik bir bozma yapılmadığı gibi aksine ücretin davacı tarafından net 1.500,00 TL olarak ispatlandığı belirtilmiş olup Mahkemece davacının ücretinin tespitine yönelik olarak dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmesi isabetli olmadığı gibi dosyada mevcut 26.04.2016 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu alacakların hesaplandığı hususu değerlendirilmeden hükmüne uyulan bozma ilâmında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğuna aykırı olacak şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.