Logo

9. Hukuk Dairesi2023/4739 E. 2023/4346 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı sendikanın, yetki tespiti başvurusu tarihi itibariyle gerekli çoğunluğu sağlayıp sağlamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 696 sayılı KHK ile getirilen geçiş sürecinde, yetki tespiti başvurusu tarihi itibariyle alt işveren işçilerinin asıl işverenin işkoluna dahil edilmeleri gerektiği ve bu durumda davacı sendikanın gerekli çoğunluğu sağlamadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2022/392 E., 2022/899 K.

FER'Î MÜDAHİL : Tez ... vekili Avukat ...

İHBAR OLUNAN : ...

DAVA TARİHİ : 22.....2021

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen yetki tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ... Büro ... Sendikasının, ... ve bağlı işyerlerinde işletme düzeyinde kanunun aradığı çoğunluğa sahip olduğunun tespiti için ... Çalışma Genel Müdürlüğüne 02.11.2020 tarihli yazı ile başvurarak yetki tespiti talep ettiğini, müvekkili Sendikanın yetki tespiti talebine karşı ... Çalışma Genel Müdürlüğünün l5.....2021 tarihli ve 503866 sayılı yazısı ile “Bakanlığımızca yapılan incelemede; 02/11/2020 başvuru tarihi itibariyle 12850 işçinin çalıştığ, 1618 işçinin sendikanız üyesi bulunduğu, bu sonuca göre Yasanın aradığı gerekli çoğunluğu sağlayamadığınız tespit edilmiştir.” denilmek suretiyle olumsuz yetki tespiti verildiğini, olumsuz yetki tespitinin hatalı olup iptali gerektiğini, müvekkili Sendikanın yetki tespiti için başvurduğu tarihin doğru bir şekilde tespit edilmediğini, davalılardan ... ve Spor Bakanlığında en son Tez Koop ... Sendikasının tarafı bulunduğu ve yürürlük süresi 01.03.2019 - 28.02.2021 olan toplu ... sözleşmesinin bulunduğunu, dolayısıyla 28.02.2021 tarihinden önceki yüz yirmi gün içerisinde yetki tespiti için başvuru yapılabildiğini, ayrıca ... ve Spor Bakanlığında çalışan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile alt işverenden kadroya geçirilen işçiler için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yayımlanan toplu ... sözleşmesi hükümlerinin yürürlük bitim süresinin 31.10.2020 olduğunu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde müvekkili Sendika tarafından ... ve Spor Bakanlığında toplu ... sözleşmesi bağıtlayabilmek adına yetki tespit başvurusunda bulunulabilecek tarihin 01.11.2020 olduğunu, ancak 01.11.2020 tarihinin pazar gününe denk gelmesi nedeniyle yetki tespit başvurusunun ancak 02.11.2020 tarihinde yapılabildiğini, müvekkili Sendika tarafından yetki tespiti için başvuru yapılabilecek en erken tarihte başvuru yapılmak istenmişse de söz konusu başvurunun Bakanlığa yapılması gerektiği ve başvuru yapılabilecek tarihin hafta tatiline denk gelmiş olması, bu tarihlerde Bakanlığın çalışmıyor olması nedenleriyle takip eden ilk ... günü yapıldığını, müvekkili Sendikanın elinde olmayan nedenlerle, yani tam yüz yirmi gün öncesinin hafta tatiline denk gelmesi dolayısıyla başvuru evrakının Bakanlığa takip eden ilk ... günü olan 02.11.2020 tarihinde iletilmiş olmasının, 01.11.2020 tarihi esas alınarak değerlendirme yapılmasına engel olmaması gerektiğini, zira 31.10.2020 tarihi saat 00.00 itibarıyla mevcut veriler dikkate alındığında ... ve bağlı işyerlerinde 10 No.lu işkolunda çalışan işçi sayısı ve müvekkili Sendikanın üye sayısının yeterli çoğunluğun mutlak surette sağlandığını açıkça göstereceğini, 696 sayılı KHK ile kamuda çalışan işçilerin alt işveren kadroya geçirildiğini, Çalışma Genel Müdürlüğünün 20.10.2020 tarihli ve 2246651 sayılı yazısında 696 sayılı KHK ile alt işveren kadroya geçirilen işçilerin 31.10.2020 tarihinden sonra çalışmakta olduğu kurumlardaki asıl işkolunda tescil edileceği hususunun anlatıldığını, 696 sayılı KHK kapsamında çalışan sürekli işçilerin Kasım ayı itibarıyla asıl işkolunda tescil edileceği hususunun bildirildiğini ancak bu durumun tüm ... genelinde on binlerce işçinin ... kodu ve işkolu değişikliği sonucunu doğurduğundan aylarca sürdüğünü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının mevcut bilgi işlem sisteminin anılan tüm bu geçişlerin sağlıklı sonuçlar alınabilmesine olanak vermediğini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 02.11.2020 tarihi için sanki bir günde tüm geçiş işlemleri sağlanmışcasına toplam işçi sayısı yazılmışsa da söz konusu geçiş sürecinin aylarca devam ettiğini ve hatta hâlen tartışmalı olarak devam ettiğini, söz konusu geçiş işlemlerinin ilk ... günü 02.11.2020 tarihinden sonra yapılması gerekmekteyken birtakım görevlilerce hafta tatilinde bu geçiş işlemlerinin yapılmasının adeta müvekkili Sendikanın yeterli çoğunluğunu geriye götürmek ve hatta rakip sendikaya çıkar sağlamak adına yapıldığının açık olduğunu, müvekkili Sendikanın yetki tespiti için başvuru yapabileceği en erken tarih olan 01.11.2020 tarihinde ... ve Spor Bakanlığında 696 sayılı KHK kapsamında çalışan işçilerin işkolu değişiklikleri henüz yapılmamış olduğundan; 10 No.lu işkolunda çalışan işçi sayısına göre kanunun aradığı gerekli çoğunluğun sağlandığını ileri sürerek ... Çalışma Çalışma Genel Müdürlüğünün 15.....2021 tarihli ve 503866 sayılı olumsuz yetki tespitinin iptaline, ... ve bağlı işyerlerinde (10 No.lu işkolunda faaliyet gösteren) işletme düzeyinde toplu ... sözleşmesi yapabilmek için kanunun aradığı gerekli çoğunluğu sağladığının ve yetkili Sendika olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nda (6356 sayılı Kanun) öngörülen süre geçirilmişse davanın süre yönünden reddini talep ettiklerini, davacının dilekçesini görevli makama kaydettirip kaydettirmediği araştırılarak görevli makama kayıt ettirilmemesi hâlinde davanın dava şartı yokluğundan reddini talep ettiklerini, çalışan sayısının hesaplanmasında ve sendika üyeliklerinin tespitinde herhangi bir yanlışlık bulunmadığını, yetki tespit başvuruları karşılanırken işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimleri esas alınarak Genel Müdürlükte kurulu Sendika Yetki Sistemine SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, müvekkili Kurum kayıtlarının incelenmesinde, ... Büro ... Sendikasının ... işyerinde toplu ... sözleşmesi yapmak için müvekkili Bakanlığa başvuruda bulunması üzerine 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü gereğince e-Devlet kapısı üzerinden yapılan üyelik işlemleri ile SGK'ya yapılan işçi bildirimleri doğrultusunda alınan dökümlerde başvuru tarihi itibarıyla söz konusu işyerlerinde 12.850 işçinin çalıştığı, bunlardan 1.618 işçinin ... Büro ... Sendikasına üye olduğunun tespit edildiği ve buna ilişkin yetki tespit yazısının taraflara gönderildiğini, e-Devlet kapısı üzerinden yapılan sendika üyelik ve üyelikten çekilme başvurularına herhangi bir müdahale yapılmadığını, aksine sistem üzerinden üyelik bilgilerinin verilere yansıdığını, dava dilekçesinde ileri sürülen iddialara katılma imkânı bulunmadığını savunarak ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle sendika yetkisinin tespiti hususunda ... ve Spor Bakanlığının herhangi bir işlemi veya yetkisinin bulunmadığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, aleyhe kabul anlamına gelmemek üzere zamanaşımı def'inde bulunulduğunu, ... Personel Genel Müdürlüğü yazısında belirtildiği üzere 696 sayılı KHK’nın geçici 23 ve 24 üncü maddeleri uyarınca geçiş işlemlerinin 01.11.2020 tarihinde 10 ve 18 No.lu işkollarına tescil işlemi ile gerçekleştirildiğini, 6356 sayılı Kanun’un 42 ve 44 üncü madde hükümlerine göre yetki tespitinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görevli olduğunu, ... ve Spor Bakanlığının yetki tespiti sürecinin yürütülmesiyle ilgisinin bulunmadığını savunarak ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.02.2022 tarihli ve 2021/410 Esas, 2022/30 Karar sayılı kararı ile özetle; davalı ... ve bağlı 10 No.lu işkolundaki işletmesinde çalışan toplam işçi sayısının 2.899, davacı Sendikanın üye sayısının 1.442 olduğu, %40'dan fazla çoğunluk aranan işletme düzeyinde toplu ... sözleşmesi yetkisi için üye sayısı oranının %49,74 olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ... Çalışma Genel Müdürlüğünün 15.....2021 tarihli ve 503866 sayılı olumsuz yetki tespitinin iptaline, ... Büro ... Sendikasının ... ve bağlı işyerlerinde (10 No.lu işkolunda faaliyet gösteren) işletme düzeyinde toplu ... sözleşmesi yapabilmek için kanunun aradığı gerekli çoğunluğu sağladığının ve yetkili Sendika olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı ... vekili süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuş, daha sonra vermiş olduğu dilekçe ile istinaf başvurusundan feragat etmiştir.

2. Bu aşamada yargılamada taraf olarak yer almayan, talep eden Tez ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 10.05.2022 tarihli ve 2022/1309 Esas, 2022/1182 Karar sayılı kararı ile; davalı ... vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede, anılan davalı Bakanlık vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulduktan sonra yine aynı tarihli başka bir dilekçesi ile istinaf başvurusundan vazgeçildiği saptandığından, feragat nedeniyle davalı ... vekili tarafından yapılmış olan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; ilişkili kişi Tez ... vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede, ilişkili kişi olarak Mahkemece UYAP ortamına kaydedilen ve İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvuran Tez Koop ... Sendikasının eldeki davada taraf sıfatı bulunmadığı, kanun yollarına ancak davanın taraflarının başvurabileceği, 6356 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında olumsuz yetki tespitine itiraz istemine ilişkin davalarda, mahkemece resen davanın o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene ihbar edilmesi gerektiğinin açık olarak belirtildiği, bu anlamda aynı işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverenin hukuki menfaati bulunduğundan, davaya katılma hakları olduğu, Mahkemece Kanun'daki bu düzenlemeye aykırı olarak gerekli bildirimler yapılmaksızın davanın görülüp karara çıkarıldığı saptanmış ise de bildirim neticesinde davaya katılacak/katılması muhtemel olan işçi sendikalarının fer'î müdahil sıfatını kazanacakları, fer'î müdahilin de ... başına kanun yoluna başvurma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle ilişkili kişi olarak UYAP ile oluşturulan elektronik ortama kaydedilen Tez Koop ... Sendikasının taraf sıfatı bulunmadığından istinaf dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde talep eden Tez ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 16.....2022 tarihli ve 2022/7390 Esas, 2022/7935 Karar sayılı kararı ile; somut uyuşmazlıkta ... tarafından 02.11.2020 başvuru tarihi itibarıyla ... ve bağlı (10 No.lu işkolunda faaliyet gösteren) işyerlerinde 12.850 işçinin çalıştığı ve davacı Sendikanın 1.618 üyesi bulunduğu gerekçesiyle davacı Sendikanın toplu ... sözleşmesi yapabilmek gerekli çoğunluğu sağlayamadığına dair 15.....2021 tarihli ve 503866 sayılı olumsuz yetki tespit kararı verildiği, inceleme konusu davada davacı Sendika tarafından yukarıda belirtilen olumsuz yetki tespit kararının iptalinin talep edildiği; davanın, sadece ... ile işveren ... ve Spor Bakanlığına karşı açıldığı ve İlk Derece Mahkemesince de yargılamanın bu şekilde sonuçlandırıldığı, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara yönelik olarak davanın taraflarından sadece ... ve Spor Bakanlığının istinaf başvurusunda bulunduğu ancak anılan davalının daha sonra istinaf başvurusundan feragat ettiği için Bölge Adliye Mahkemesince ... ve Spor Bakanlığının istinaf başvurusunun feragat sebebiyle reddedildiği, diğer taraftan kendisine davanın ihbar edilmesi zorunluluğu bulunan Tez ... da istinaf aşamasında davadan haberdar olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuş ise de Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda belirtilen gerekçe ile anılan Sendikanın istinaf başvurusunun usulden reddine karar verildiği, 6356 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında olumsuz yetki tespitine itiraz istemine ilişkin davalarda, mahkemece resen, davanın işveren ile o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikalarına ihbar edilmesi gerektiğinin açık olarak belirtildiği, olumsuz yetki tespitine itiraz davasında, Mahkemece davanın resen ihbarına dair açık hükmün gereğinin yerine getirilmemesinin, davaya katılma hakkı bulunanların hukuki dinlenilme hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğuracağı, nitekim 6356 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında davanın ihbar edilmesi gerektiği belirtilen kişilerin, bu dava bakımından hukuki menfaati etkilenecek ve davanın kendi hak alanını doğrudan ilgilendiren kişiler olduğu, bu itibarla olumsuz yetki tespitine itiraz davasında, Kanun'da belirtilen sendikalar ile işverene davanın ihbar edilmemesi mutlak bozma sebebi olup Daire yerleşik uygulamasının da bu şekilde olduğu, dava kendisine ihbar edilenlerin davaya katılması durumunda, bu kişilerin fer'î müdahil sıfatını kazanacakları, bu noktada bir mahkeme kararına karşı kanun yoluna başvurma hakkına sahip olanların ortaya konulması gerektiği, bir davada kanun yoluna başvurma hakkının kural olarak sadece davanın taraflarına ait olduğu, buna göre kural olarak davanın tarafı olmayan kişilerin istinaf ve temyiz başvurusunda bulunamayacağı, bununla birlikte bir davada, o davanın tarafı olmayan üçüncü kişi hakkında da hüküm verilmişse, üçüncü kişinin hükme karşı kanun yoluna başvurabileceği, olumsuz yetki tespitine itiraz davasında, yetki başvurusuna konu işyeri yahut işletmede toplu ... sözleşmesi yapabilme yetkisinin hangi işçi sendikasına ait olacağı belirleneceğinden, 6356 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında davanın ihbar edilmesi zorunluluğu bulunanlar hakkında da hüküm kurulduğunun kabulünün zorunlu olduğu, bu itibarla Mahkemece resen ihbar yükümlülüğü yerine getirilmediği için davaya katılamamış olsa da dava kendisine ihbar edilmesi gerekenlerin kanun yoluna başvurabileceği, müdahale talebi haksız olarak reddedilen üçüncü kişinin, bu talebinin haksız olarak reddedildiği gerekçesiyle asıl hükümle birlikte kanun yollarına başvurabileceği, müdahale talebi haksız olarak reddedilen üçüncü kişinin kanun yoluna başvurabilmesine göre mahkemece resen ihbar yükümlülüğü yerine getirilmediği için davaya katılma talebinde bulunma hakkından mahrum bırakılan kişinin de davaya katılma hakkı bulunduğu gerekçesiyle ... başına kanun yoluna başvurabileceği, fer’î müdahil hakkında hüküm kurulmuş ise fer’î müdahilin de ... başına kanun yoluna başvurabileceği, olumsuz yetki tespitine itiraz davasında davanın ihbar edilmesi zorunluluğu bulunanlar hakkında da hüküm kurulduğunun kabulü gerektiğinden, bu dava bakımından davaya katılan ... fer’î müdahil sıfatını deruhte eden kişilerin de ... başlarına kanun yollarına başvurabilecekleri, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında, İlk Derece Mahkemesi tarafından 6356 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen kişilere davanın resen ihbarı, ihbar olunanlardan davaya katılan olması durumunda bu kişilere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (6100 sayılı Kanun) öngörülen hükümler çerçevesinde cevap ve delil sunma imkânı tanınması ve daha sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince Kanun’un açık hükmüne aykırı uygulama suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyulan bozma kararı doğrultusunda, davacı ... Büro ... Sendikasının 02.11.2020 tarihli dilekçe ile ... ve bağlı (10 No.lu işkolunda faaliyet gösteren) işyerlerinde işletme düzeyinde toplu ... sözleşmesi yapma iradesiyle ... Çalışma Genel Müdürlüğüne yetki tespit başvurusunda bulunduğu, ... ve bağlı işyerlerindeki işçi sayısının 30.10.2020 tarihinde 2.899, 31.10.2020 tarihinde 2.896, 01.11.2020 tarihinde 17.110, 02.11.2020 tarihinde ise 12.871 olduğu, bozma sonrası yazılan 14.09.2020 tarihli müzekkereye verilen cevap ile ... Çalışma Genel Müdürlüğünün 23.09.2022 tarihli yazısının ekinde dava konusu işyerinde 02.11.2020 tarihinde çalışan toplam işçi sayısının 12.850 olarak gösterildiği, aynı yazıda bu işçilerin 3.674 tanesinin Tez Koop ... Sendikasına, 1.618 tanesinin de ... Büro ... Sendikasına üye olduğu, ilgili mevzuat ve Bakanlık yazısı bir arada değerlendirildiğinde kamuda alt işveren işçisi olarak çalışan işçilerin işkollarının Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve en son sona erecek olan toplu ... sözleşmesi tarihi olan 31.10.2020 tarihinin bitimi itibarı ile kanun gereği asıl işverenin işkoluna dâhil olacağı hususunun düzenlendiği, bu geçiş işleminin kanundan kaynaklandığı ve söz konusu maddelerin yürürlük süresi için özel bir düzenleme olmadığı, 01.11.2020 tarihi ve saat 00.01 saati itibarı ile davalı ... Bakanlığında 10 No.lu işkoluna geçen işçilerin, toplam işçi sayısının hesabında dikkate alınması gerektiği, kadroya geçişin ve işkolu değişikliğinin kanundan kaynaklandığı ve herhangi bir usuli işleme gerek kalmaksızın kendiliğinden gerçekleşeceği, bu durumda 01.11.2020 tarihi itibarı ile artık dava konusu yetki tespitine göre Bakanlıkların farklı verileri olsa da her hâlükârda 12.850 işçi ve/veya üzerindeki eski alt işveren işçisinin artık 10 No.lu işkoluna geçtiği ve davacı Sendikanın söz konusu işletmede yetkili sendika olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili dilekçesinde; davalılardan ... ve Spor Bakanlığında imzalanan toplu ... sözleşmesinin yürürlük süresinin 01.03.2019 ila 28.02.2021 tarihleri olduğunu, 696 sayılı KHK ile alt işverenden kadroya geçirilen işçiler için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yayımlanan toplu ... sözleşmesinin bitim tarihinin de 31.10.2020 olduğunu, müvekkili Sendika tarafından ... ve Spor Bakanlığında toplu ... sözleşmesi bağıtlayabilmek adına yetki tespit başvurusunda bulunulabilecek tarihin 01.11.2020 olduğunu, ancak 01.11.2020 tarihinin pazar gününe denk gelmesi nedeniyle yetki tespit başvurusunun 02.11.2020 tarihinde yapılabildiğini, ... ve bağlı 10 No.lu işkolundaki işyerlerinde müvekkili Sendikanın yeterli çoğunluğu sağladığının açıkça görüleceğini, 696 sayılı KHK kapsamında çalışan sürekli işçilerin Kasım ayı itibarıyla asıl işkolunda tescil edileceğini ancak bu durumun tüm ... genelinde yüz binlerce, bahsi geçen ... ve Spor Bakanlığında ise on binlerce işçinin ... kodu ve işkolu değişikliği sonucunu doğurduğundan aylar sürdüğünü, hâl böyle iken ... tarafından müvekkili Sendikaya verilen yetki tespitindeki 02.11.2020 tarihi için belirtilen verilerin kabulünün mümkün olmadığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 02.11.2020 tarihi için sanki bir günde tüm geçiş işlemleri sağlanmışcasına toplam işçi sayısı yazılmışsa da söz konusu geçiş sürecinin aylarca devam ettiğini, öte yandan ... işyerlerinde 10 No.lu işkolu ile özelikle öğrenci yurtları ve ... kampları işyerlerini kapsayan 18 No.lu işkollarına giren işyerlerinin bulunduğunu, Bakanlık bünyesinde bazı işyerlerinin bu iki işkolundan hangisine girdiğinin tartışmalı olduğunu, Bakanlık işyerlerinde mevcut iki işkolundan hangisine geçişin olacağının cevaplanamayacak bir sorun olduğunu, sonuç olarak 02.11.2020 tarihli yetki başvurusunda henüz hangi işkolundan bildirimi yapılacağı belli olmayan işçilerin çoğunluk tespitine dâhil edilmesinin hukukun temel ilkeleri ve 6356 sayılı Kanun'un benimsediği esaslara uygun olmadığını, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin vermiş olduğu bozma ilâmının yerinde olmadığını, Tez Koop ... Sendikasının müdahale talebinde kendilerinin çoğunluğu olduğunu iddia edemedikleri gibi yalnızca müvekkili Sendikanın çoğunluğu olmadığını ileri sürdüğünü, fer'î müdahilin ... başına kanun yoluna başvuramayacağını, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin usulden bozma kararı karşısında ... 39. ... Mahkemesinin taraf teşkilini sağlaması akabinde dosyaya yeni hiçbir delil sunulmamış olmasına rağmen sanki yeni bir durum oluşmuşcasına yeniden rapor aldırılmasının düşündürücü olduğunu, ... 39. ... Mahkemesi kararında 01.11.2020 saat 00.01 itibarı ile 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna alınan işçilerin 10 No.lu işkolundan sayılmasının kanundan kaynaklandığı ve herhangi bir usuli işleme gerek kalmaksızın kendiliğinden gerçekleşeceğini ifade ederken hangi hukuki sebeple söz konusu işçilerin 18 No.lu işkolu işyerlerine dâhil edilmeyeceğinin hukuki gerekçelerini göstermediğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında olumsuz yetki tespitinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:

“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:

“(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.

(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.

(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.

(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.

(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.

(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.

(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.

(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.

(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

5. 696 sayılı KHK ile ihdas edilen alt işveren işçilerinin sürekli işçi kadrolarına geçişine dair düzenlemelerin ve geçiş dönemine ilişkin toplu ... sözleşmesi yetki tespiti bakımından öngörülen ayrıksı hükümlerin açıklandığı Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 24.10.2019 tarihli ve 2019/7497 Esas, 2019/19812 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:

“...24/12/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde gereğince “5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri (MİT Müsteşarlığı hariç) ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan idarelerin merkez ve taşra teşkilatlarında; ödemeleri merkezi yönetim, sosyal güvenlik kurumu, fon, kefalet sandığı, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, ... hizmetleri ve spor il müdürlüğü bütçelerinden veya döner sermaye bütçelerinden, anılan liste kapsamındaki diğer idareler için ise kendi bütçelerinden karşılanan 4734 sayılı Kanun ve diğer mevzuattaki hükümler uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalıştırılmakta olan” alt işveren işçilerinden aynı maddede sayılan şartları sağlayanların, asıl işverenler nezdinde sürekli işçi kadrolarında istihdamına dair düzenlemeler sevk edilmiştir.

Diğer taraftan 696 sayılı KHK’nın aynı maddesi ile sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılacak alt işveren işçileri yönünden kısmen ayrıksı düzenlemeler öngörülmüştür. KHK’nın 127 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre;

'Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden, geçiş işlemi yapılırken mevcut işyerinin girdiği işkolunda kurulu işyerinden bildirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu ... sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamaz. Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden; geçişten önce toplu ... sözleşmesi bulunmadığından kadroya geçirildiği tarihte yürürlükte olan ... ... sözleşmesi hükümlerinin geçerli olduğu işçiler ile geçiş işleminden önce yapılan ve geçişten sonra yararlanmaya devam ettiği toplu ... sözleşmesi bulunmakla birlikte bu madde kapsamındaki idarelerde alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin bitiminden önce toplu ... sözleşmesi sona eren işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesine göre belirlenir. Bu madde kapsamındaki idarelerde; 6356 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir.'

696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesinin altıncı fıkrasının gerekçesi ise 'Altıncı fıkrada, geçişi sağlanan işçilerin varsa alt işveren işyerinde iken faydalandıkları toplu ... sözleşmelerinden faydalanmaları, toplu ... sözleşmesi bulunmaması nedeniyle ücret ile mali ve sosyal hakların ... sözleşme ile sınırlı kalmaması için Yüksek Hakem Kurulu tarafından bu madde kapsamındaki idareler bakımından karara bağlanmış ve yürürlükte bulunan en son toplu ... sözleşmesinin süresi sona erene kadar uygulanması sağlanmaktadır. Anayasal bir hak olan toplu ... sözleşmesi, çalışma hayatındaki uyuşmazlıkları çözüme kavuşturma amacını taşımakta ve çalışma ilişkilerinin düzenlenmesi anlamında oldukça önemli bir görev üstlenmektedir. Bu anlamda, tarafların mutabakatının sağlandığı toplu ... sözleşmelerinin istikrarlı bir biçimde yürütülmesi, çalışma hayatını ilgilendiren konularda sosyal diyalog ilkesinin gözetilmesinin bir gereği olarak ekonomik ve sosyal istikrarı sağlamak bakımından önemlidir. Uluslararası Çalışma Örgütünün 98 sayılı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesinde, toplu pazarlık konusu olan ücretlerde, ekonomik istikrar politikaları çerçevesinde gerekli olması, istisnai bir nitelik taşıması ve makul bir süreyi aşmaması durumunda düzenlemeler yapılabileceği belirtilmektedir. Yapılan düzenlemeyle, geçiş işleminden önce alt işveren işyerleri için Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu ... sözleşmesi kapsamında benzer ücret ile mali ve sosyal haklarla çalışan işçiler arasında, süresi en son sona eren toplu ... sözleşmesi boyunca ücret ile mali ve sosyal haklar bakımından eşitsizliğin oluşması önlenmekte, geçişten önce toplu ... sözleşmesi bulunmayan alt işveren işyerlerindeki işçilerin dc bu düzenlemeden yararlandırılması amaçlanmaktadır.' şeklindedir.

Yine 696 sayılı KHK’nın 113 üncü maddesi ile 6356 sayılı Kanuna eklenen geçici 7 nci maddeye göre de;

'(1) 5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan idareler ile birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarına ait şirketler, anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 23 üncü ve geçici 24 üncü maddeleri uyarınca sürekli işçi kadrolarına, geçici işçi pozisyonlarına veya işçi statüsüne geçirilen işçilerinden; geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolu mevcut işyerinin girdiği işkolu ile aynı olanları o işkolundaki mevcut işyerinden, farklı olanları ise geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolunda yeni tescil edilecek işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.

(2) Birinci fıkra kapsamındaki işyerlerinin her biri bu Kanunun uygulanması bakımından bağımsız bir işyeri sayılır.

(3) Birinci fıkra kapsamında yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler, bu madde kapsamındaki idarelerde geçiş işleminden önce alt işveren işçileri için Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve en son sona erecek olan toplu ... sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte 4 üncü maddeye uygun şekilde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilir.

(4) Bu maddenin uygulanmasında bu Kanunun bu maddeye aykırı diğer hükümleri uygulanmaz.'

Maddenin gerekçesi ise 'Madde ile, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanununa geçici madde eklenmek suretiyle, geçişi yapılan işçilerin sendika üyeliğinin, geçiş işleminden önce çalışılan alt işveren işyerinin işkolu esas alınarak tescil edilecek işyerlerinden yapılacak bildirimlerle sürdürülmesine imkân sağlanmaktadır. Düzenleme yapılırken, sendika üyeliğinin ve üyelikten ayrılmanın serbest olması kuralı ile toplu ... sözleşmesi hakkı birlikte değerlendirilmekte, geçişten önceki sendika üyeliklerinin geçiş işleminden önce Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süre itibariyle en son sona erecek toplu ... sözleşmesine göre sürmesini sağlayacak istisnai ve geçici bir bildirim usulü getirilmektedir.' şeklindedir.

İfade etmek gerekir ki, 696 sayılı KHK’nın yukarıda belirtilen 127 nci maddesi ile 113 üncü maddesi, 08/03/2018 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan 7079 sayılı Kanun’un 118 inci ve 106 ncı maddeleri ile aynen kabul edilerek kanunlaşmıştır.

...

696 sayılı KHK’nın yukarıda belirtilen hükümlerine göre, alt işveren işçilerinin sürekli işçi kadrolarına geçirilmesi hususunda, asıl işveren ile aynı işkolunda yer alan alt işveren işyerleri ile farklı işkolunda yer alan alt işveren işyerleri arasında bir takım farklı uygulamalar öngörülmüştür.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, alt işveren ile asıl işverenin farklı işkolunda yer alması durumunda, bu işçiler yönünden asıl işverence, alt işverenin yer aldığı işkolunda yer alan yeni bir işyeri tescil ettirilecek ve farklı işkolunda yer alan alt işveren işçileri, bu yeni tescil edilecek işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilecektir. Nitekim bu husus 696 sayılı KHK’nın 113 üncü maddesi ile 6356 sayılı Kanuna eklenen geçici 7 nci maddenin birinci fıkrasında “geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolu mevcut işyerinin girdiği işkolu ile ... farklı olanları ise geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolunda yeni tescil edilecek işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.” şeklinde ifade edilmiştir. Hükümden açık olarak anlaşılacağı üzere bu ilk ihtimalde farklı işkolunda tescil edilen yeni bir işyeri söz konusudur.

Bununla birlikte asıl işveren ile alt işveren aynı işkolunda yer almakta ise, sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan alt işveren işçileri mevcut asıl işveren işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilecektir. Bu ikinci ihtimalde, yeni tescil edilen herhangi bir işyeri söz konusu değildir.

Bu düzenlemelere göre, ilk olarak asıl işverenin mevcut işyeri, ikinci olarak asıl işverence alt işverene göre farklı işkolunda tescil edilecek işyerleri söz konusu olacktır. 6356 sayılı STİSK Geçici 7 nci maddenin ikinci fıkrasına göre “Birinci fıkra kapsamındaki işyerlerinin her biri bu Kanunun uygulanması bakımından bağımsız bir işyeri sayılır.” Maddeye göre mevcut işyeri ile alt işverene göre farklı işkolunda tescil edilecek işyerlerinin bağımsız birer işyeri sayılacağı ifade edilmiştir.

Kanun koyucu bu düzenlemeler yoluyla bir geçiş dönemi öngörmüştür. Bu dönemin son bulacağı tarih ise 6356 sayılı STİSK Geçici 7 nci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilmiştir. Hükme göre 'Birinci fıkra kapsamında yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler, bu madde kapsamındaki idarelerde geçiş işleminden önce alt işveren işçileri için Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve en son sona erecek olan toplu ... sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte 4 üncü maddeye uygun şekilde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilir.'

Belirtmek gerekir ki 'Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve en son sona erecek olan toplu ... sözleşmesinin' son bulacağı tarih 31/10/2020 tarihidir. Bu tarih itibariyle farklı işkolunda yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler de, asıl işverenin mevcut işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilecektir.

Kanun koyucunun belirtilen bu ayrıksı düzenlemelerdeki amacı, farklı işkolunda tescilli alt işveren işçilerinin sürekli işçi kadrolarına geçişi ile birlikte, işkolu değişikliği sebebiyle sendika üyeliklerinin düşmesini engellemek ve yine bu suretle sendikaların ani üye kaybını engellemek olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bu hususlar madde gerekçesinde ifade edilmiştir.

Diğer taraftan 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan alt işveren işçilerinin mali ve sosyal haklarının belirlenmesine dair de ayrıntılı düzenlemeler sevk edilmiştir.

696 sayılı KHK’nın yukarıda belirtilen 127 nci maddesinin altıncı fıkrasında mevcut işyerinden bildirilecek işçiler ile farklı işkolunda yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler bakımından farklı düzenlemeler yapılmış ise de, maddenin amacı 31/10/2020 tarihine kadar sürecek geçiş döneminde, sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan tüm alt işveren işçilerinin aynı mali ve sosyal haklara sahip olmasını temin etmektir.

...

Bu noktada, 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesinin altıncı fıkrasının son cümlesinde kanun koyucu tarafından yetki başvurusuna dair yapılan özel düzenlemenin dikkate alınması gerektiği hususu belirtilmelidir. Hükme göre 'Bu madde kapsamındaki idarelerde; 6356 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu ... sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir.'

Kanun koyucu söz konusu düzenleme ile açık bir şekilde mevcut işyeri bakımından 6356 sayılı STİSK hükümlerine uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabileceğini ortaya koymuştur. Burada şu hususu ifade etmek gerekir ki, esasen mevcut işyerleri bakımından mevzuatta öngörülen bir yasak bulunmadığından, yetki başvurusunda bulunulabileceği tabiidir. Bu cümleden olarak, kanun koyucunun yaptığı bu özel düzenlemenin amacının mevcut işyerleri bakımından 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan ve mevcut işyerinden bildirilen işçilerin dikkate alınması gerektiği hususu olduğu sarihtir. Buna göre, 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan ve mevcut işyerinden bildirilen işçiler de yetki tespitinde dikkate alınacaktır.

Kanun koyucunun istisnai düzenleme sevk ettiği husus, farklı işkolundan yeni tescil edilen işyerleri bakımından yetki başvurusunun yapılması durumudur. Maddeye göre yeni tescil edilen işyerlerinde 31/10/2020 tarihinden önce yetki başvurusu yapılamayacaktır. Zaten bu tarih itibariyle de, bu işçiler de mevcut işyerinden bildirilecektir...”

6. 696 sayılı KHK ile alt işveren işçilerinin sürekli işçi kadrolarına geçişi bakımından geçiş sürecinin sona ermesinin hukuki sonuçlarının açıklandığı Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 03.11.2022 tarihli ve 2022/9452 Esas, 2022/14364 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:

"...

2. Dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelere göre tespit konusu işyerinin 696 sayılı KHK yürürlüğe girmeden önce alt işveren işyeri olduğu, alt işveren işyerinin asıl işveren işyerine göre farklı işkolunda kayıtlı olduğu, söz konusu KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçişi yapılan uyuşmazlık konusu alt işveren işyerinde çalışan işçilerin farklı işkolu olarak Savunma ve güvenlik işkolunda yeni tescil edilen işyerinde çalışmaya devam ettiği anlaşılmaktadır.

3. Buna göre 696 sayılı KHK ile öngörülen ve 30.....2020 tarihine kadar devam eden geçiş sürecinde tespit konusu işyeri yetki başvuru yasağı kapsamında yer almakla birlikte, 30.....2020 tarihi itibariyle farklı işkolunda yeni tescil edilen işyerinde çalışan işçiler de mevcut işyerlerinin kapsamına gireceklerdir. Bu anlamda olmak üzere esasen başlangıçtan itibaren asıl işverenin kayıtlı olduğu işkoluna dahil mevcut işyerlerinden bildirilmesi gereken ancak istisnai düzenleme sebebiyle geçişten önceki farklı işkolunda yeni tescil edilen işyeri, kendiliğinden asıl işverenin kayıtlı olduğu işkoluna dahil kabul edilecektir.

4. Nitekim 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi gereğince ilke olarak bir işyerinin tamamı aynı işkolunda yer alır ve yine aynı Kanun’un 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin girdiği işkolundan sayılır.

..."

7. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

24.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.