"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait otelde 23.08.2012-10.09.2015 tarihleri arasında araç tamir ve bakım işinde çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmadan feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
2. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/309 Esas, 2016/158 Karar numaralı dosyası ile kıdem ve ihbar tazminatlarının tahsili için dava açtığını, Mahkemece kabulüne karar verildiğini, ilgili dava belirsiz alacak davası olup müvekkilinin ek dava açma hakkının bulunduğunu, söz konusu davada talep miktarından fazla alacağı olan 17.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 13.969,66 TLkıdem tazminatı, 4.961,12 TL bakiye ihbar tazminatı alacağının olduğunu ileri sürerek toplam 18.930,78 TL' nin davalı işverenden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde; taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının istifa ettiğini, haklarının ödendiğinin ibraname ile belli olduğunu, fazla çalışma yapmadığının belge ile anlaşıldığını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının birtakım hakları için açıkça yanlı bir rapor düzenlendiğini, bu rapora itibar edilerek açılan davanın hukuka uygun olmadığını, davacının ihbar tazminatı alacağını talep edemeyeceğini, çünkü işi bırakan ve işten haksız olarak ayrılanın davacı olduğunu, davacının 2011 yılında istifa ettiğinde müvekkili Şirketi de ibra ettiğini, 09.12.2011 tarihli ibranamenin de işyeri sicil dosyası içinde mevcut olduğunu, bu nedenle de kıdem tazminatı talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 18.02.2016 tarihli ve 2014/309 Esas, 2016/158 Karar sayılı kararı ile; davalı taraf her ne kadar davacının istifa ederek iş sözleşmesini kendisinin sona erdirdiğini iddia etse de işyerine 5 yıl 5 ay 23 ... hizmet veren bir işçinin herhangi bir neden göstermeksizin ve haklarının zayi olacağını bilerek işyerinden ayrılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, duruşmada dinlenen tanık beyanlarına göre de işverenin davacının işten ayrılması konusunda baskı yaptığını, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde istifa dilekçesinin davacıdan baskıyla alındığını, davacının kendi iradesiyle istifa etmediğini, davalı tarafça davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle sona erdirildiğini ispat eder herhangi bir delilin sunulmadığı, feshin haksız olduğu anlaşılmakla 17.04.2015 tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verildiği, davacı taraf her ne kadar davacı Şirketle Femko İnş. Tur. San ve Tic. AŞ ve Erko İnş. Tic ve Tur. AŞ arasında organik bağ olduğunu iddia etse de ticaret sicil müdürlüğünden getirtilen kayıtlar bilirkişiden alınan rapor dikkate alındığında Şirketler arasında organik bağ olduğunu gösterir bir delilin olmadığı, davacının işyeri şahsı dosyası içerisinde bulunan ve imzasını taşıyan puantaj kayıtlarının bulunduğu tarihlerde fazla çalışma yaptığını yazılı delille ispat etmesi gerektiği, davacının imzalı puantaj kayıtlarının aksini ispat edecek herhangi bir yazılı delili dosyaya sunamadığı, bu hâli ile imzalı puantaj kayıtlarının olduğu dönemlerde davacının fazla çalışma yapmadığı, davacının puantaj kaydı olmayan dönemlerde fazla çalışma yaptığı buna karşılık davalının davacıya fazla çalışma karşılığı herhangi bir ücret ödemediği, 17.04.2015 tarihli bilirkişi raporu ve hakkaniyet indiriminin de dikkate alındığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemizin 20.02.2020 tarihli ve 2017/14046 Esas, 2020/2708 Karar sayılı ilâmı ile; organik bağ tespit edilmediği yönündeki eksik inceleme ve araştırmaya dayanan gerekçe ile sonuca gidilmesinin hatalı olduğu, her kısmi eda davasının aynı zamanda alacağın toplamının neticeten ne miktarda olduğunu belirleyen bir tespiti de içermesi gerektiğinden fazla çalışma ücretine uygulanan takdiri indirim oranı da belirtildikten sonra, dava konusu her bir alacak kalemi bakımından davacının neticeten toplam kaç Türk Lirası alacağı olduğunun kararda açıkça belirtilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Serik 2. İş Mahkemesinin 30.12.2021 tarihli ve 2020/240 Esas, 2021/197 Karar sayılı kararıyla; hizmet süresine yönelik araştırma ve inceleme yapılıp bilirkişi raporu da alındıktan sonra davacının 17.06.2016 tarihli kıdem ve ihbar tazminatı istemli birleşen dava ile ıslah dilekçesi de dikkate alınarak asıl dava yönünden davanın kabulüne, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.04.2022 tarihli ve 2022/4096 Esas, 2022/5200 Karar sayılı ilâmı ile; somut uyuşmazlıkta, Mahkemece fesih tarihinde geçerli olan kıdem tazminatı tavanı dikkate alınmaksızın tavan tutarı aşılarak hesaplama yapan rapora itibarla hüküm kurulmasının hatalı olduğu, ayrıca birleşen dava yönünden davacının ıslah dilekçesine değer verilerek sonuca gidilmiş ise de, birleşen davaya konu miktar belirli olup fazla hakka ilişkin talep hakkı da olmadığından buna göre Mahkemece birleşen davada talep arttırımına yönelik ıslah dilekçesine değer verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir .
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; ilk davada fazla ilişkin haklarının saklı tutulduğunu, bu durumun gözetilmediğini, ayrıca asıl davada 29 yıllık kıdem tazminatı hesabı yapılmadığından usul ekonomisi de gözetilerek tekrar bir dava açılmayarak ıslah dilekçesinin verildiğini, yargılamanın 10 yıl sürüp hak kaybına uğradığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının iki kez talep artırım dilekçesi verdiği ve harç ikmalini 54.756,39 TL üzerinden yaptığından davacının fazlaya ilişkin talebinin reddi ile reddedilen tutar üzerinden davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı bir şekilde davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini, istifa ederek işten ayrıldığından kıdem ve ihbar tazminatı hakkının bulunmadığını, organik bağ tespitinin hatalı olduğu, dinlenen tanıkların işveren aleyhine açılmış davaları bulunduğundan beyanlarının hükme esas alınmaması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, kıdem tazminatı tavanı ile davacı tarafça bozmadan sonra yapılan ıslaha değer verilip verilmeyeceği hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 ... maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi, 177 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dosya içeriğine göre davacı asıl davasını belirsiz alacak davası olarak açmış, daha sonra da eldeki dava ile birleşen ek davasında asıl davadaki bilirkişi raporu ile tespit edilen miktarları esas alarak buna göre tahsil talebinde bulunmuştur. Yargılamada davacı Dairemizin asıl dava yönünden verdiği 20.02.2020 tarihli bozma ilâmını müteakiben alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen kıdem tazminatı miktarını dikkate alarak bu alacak kalemini 26.10.2021 tarihli dilekçesi ile ıslah etmiştir.
3. Bu durumda davacının söz konusu ıslahı 28.07.2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun ile 6100 sayılı Kanun'un 177 nci maddesine getirilen ek fıkra ile kanunda belirtilen şartların varlığı hâlinde bozmadan sonra ıslah yapılabileceği kuralı getirildiğinden, davacının bozmadan sonra yaptığı bu ıslaha değer verilmesi gereklidir.
4. Her ne kadar bozma ilâmında birleşen dava yönünden davacının talebinin belirli olduğu ve fazla hakka ilişkin talebinin de bulunmadığı açıklanarak birleşen davadaki ıslaha değer verilmeyeceği gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuş ise de; ıslahın asıl davaya ilişkin olması, yine 6100 sayılı Kanun'un söz konusu değişikliğinin yürürlüğe girmesinden sonra yapılması karşısında bozma ilâmının maddi hataya dayalı olduğu açıktır. Maddi hataya dayalı bozma ilâmı usuli kazanılmış hak oluşturmaz.
5. Maddi hataya dayalı bozmadan önceki Mahkemenin ıslahın birleşen dava yönünden yapılmış gibi asıl ve birleşen dava yönünden hüküm kurulması da hatalı olup yukarıdaki açıklanan bozmanın gereği olarak yeniden verilecek kararda bu olgunun da gözden kaçırılmaması gereklidir.
6. Açıklanan tüm nedenlerle maddi hataya dayalı bozma ilâmına uyularak karar verilmesi yeniden kararın bozulmasını gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.