Logo

9. Hukuk Dairesi2023/5097 E. 2023/8754 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, işe iade davasından kaynaklanan alacak davasına ilişkin istinaf başvurusunu esastan reddederken, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesini değiştirmesinin usule uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesini değiştirdiği durumda, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b/2. maddesi gereğince davanın esası hakkında yeniden hüküm kurması gerekirken, hatalı olarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermesi usule aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 29.12.2022 tarihli ek karar ile kararın kesin olarak verilmesi nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Bölge Adliye Mahkemesince temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de talep konusu alacaklar bakımından hesaplama unsurları belirlenmemiş olup hesaplama yapılmadığı anlaşıldığından hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir. Bu durumda temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 29.12.2022 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılması gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı Şirkette 01.04.2015 tarihinde insan kaynakları müdürü olarak işe başladığını, ... sözleşmesinin "Yönetimin aldığı karar üzerine İnsan Kaynakları departmanının kapatıldığı” gerekçesiyle 17.....2016 tarihinde feshedildiğini, feshin geçersiz olduğunun tespiti ve müvekkilinin işe iadesi için dava açıldığını, kesinleşen işe iade kararının tebliği üzerine işe iade talebinde bulunulduğunu, işverenin müvekkilini işe davet ettiğini, ihtarnamenin tebliğini takip eden ilk pazartesi günü çalışma başlangıç saatinde saat 08.00'de işyerinde hazır bulunmasını ve Şirkette idari işler müdürü olarak göreve başlamasını ihtar ettiğini, işe başlama için tanınan sürenin makul olmaması ve müvekkilinin daha alt kademe bir işte çalıştırılmak istenmesi nedeniyle davalı tarafa itiraz mahiyetinde yeniden ihtarname keşide ettiklerini, davalının bu tutumunun Yargıtay içtihatları ve kanunlara aykırı olduğunu, davalı işe iade davasında davalı Şirket İnsan Kaynakları Müdürlüğünün kapatıldığını böyle bir bölüm ve unvan bulunmadığını dile getirmiş ise de işin başka bir personele verildiğini, davalı işverenin müvekkilinin işe başlatılmasında samimi olmaması nedeniyle işbu davanın açıldığını ileri sürerek boşta geçen süre ücreti, işe başlatmama tazminatı, fark kıdem tazminatı, fark ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının süresinde işe iade talebinde bulunmadığını, işe iade kararının kesinleştiği tarih 29.03.2019 olmakla müvekkiline başvurduğu tarihin 15.04.2019 olduğunu, dolayısıyla işe iade için 10 günlük yasal sürenin dolduğunu, davacının belirsiz alacak niteliğinde olmayan alacak kalemleri için belirsiz alacak davası gibi talepte bulunmasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesine aykırılık oluşturduğunu, davacının işe iade ihtarında müvekkilin hazır durumda olup işe başlayacağının söylenmesine rağmen işe başlamadığını, işe başvuru tarihinde davacı tarafın başka bir kurumda çalıştığını, davacının açık bir şekilde işe başlamayacağını beyan ettiğini ve tamamen tazminat alacaklarını almak için bu haksız ve hukuka aykırı davayı açtığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 01.04.2015-17.....2016 tarihleri arasında insan kaynakları müdürü olarak çalıştığı, ... sözleşmesinin "İnsan Kaynakları departmanının kapatılması" gerekçesiyle işletmesel kararla feshedildiği, ... Anadolu 9. ... Mahkemesinin 2016/467 esas 2017/386 karar sayılı ilâmı ile feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine karar verildiği, hükmün Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2018/10265 esas 2019/6833 karar sayılı ilâmı ile 26.03.2019 tarihinde onanmasına karar verildiği, ... 40. Noterliğinin 15.04.2019 tarih 10996 yevmiye numaralı ihtarname ile işe iade talebiyle başvuru yapıldığı, Üsküdar 21.Noterliğinin 2 Mayıs 2019 tarihli 21174 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacının işe davet edildiği, idari işler müdürü olarak tebliği takip eden ilk pazartesi günü işe başlaması gerektiğinin ihtar edildiği, davacıya yapılan ilk tebligatın iade edildiği, davacının MERNİS adresine 11.05.2019 tarihinde cumartesi günü tebliğ yapıldığı, 13.05.2019 tarihinde işe başlaması gerekirken işverene ihtarname göndererek kendisine makul süre tanınmadığını iddia ettiği, davacı taraf her ne kadar davalı tarafça makul süre verilmediğini, işe davetin kötüniyetle olduğunu iddia etse de davacının ikametgahının Üsküdar/... olduğu, davalının işyerinin bulunduğu yerin ise Ümraniye/... olduğu, işçinin eline geçen bildirim üzerine makul bir süre içinde işe başlaması gerektiği, davacıya ihtarname tebliği ve işe başlama için gösterilen tarihin ve saatin adresler dikkate alındığında davacınin işe başlaması için makul bir süre olduğu, davalı tarafça davacıya makul bir süre verilmesine rağmen davacının işe başlamadığı, yine işe iade davasının işçi lehine sonuçlanması ve işe iade kararının kesinleşmesi üzerine işe iade amacıyla şeklen işe iade başvurusu yeterli olmayıp, işçinin işe iade ile ilgili başvurusunda samimi olması, başka bir deyişle ... iradesinin işe tekrar başlama yönünde olması gerektiği, insan kaynakları departmanı kapatılmasına rağmen idari işler müdürü olarak görevlendirilmesinin kabul edilmeyeceği ve işe başlaması için makul süre tanınmadığı itirazında bulunarak işe başlamayan davacının ... iradesinin işe iade değil, işe iadenin mali sonuçlarından yararlanmak olduğunu gösterdiği, bu nedenle davacının işe iade talebinde samimi olmadığının kabul edilmesi gerektiği, zira fesih sırasında ve fesih sonrasına ilişkin organizasyon şemalarında insan kaynakları biriminin yer almadığı, davacının ... sözleşmesinin zaten insan kaynakları biriminin kapatılması nedeniyle feshedildiği, 18.01.2016 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile söz konusu departmanın kapatıldığının anlaşıldığı, böylelikle davalının işe başlatma davetinin samimi olmadığını gösterir herhangi bir delilin olmadığı, davacının işe başlamadığı, bu nedenle işveren tarafından yapılan feshin geçerli bir feshe dönüştüğü, davacının işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretini isteyemeyeceği, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerine ilişkin ise; dosya içerisinde yer ... dekontlardan fesih sonrasında davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapıldığı, ücrete ilişkin taraflar arasında husumet bulunmadığı ve söz konusu alacakların usulüne uygun olarak ödenmiş olduğu, zaten davacının yapılan davete rağmen işe başlamadığı anlaşıldığından fesih sonrasına ilişkin kıdem ve ihbar tazminatı farkına ilişkin alacağının doğmayacağı, bu itibarla davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına ilişkin fark alacağı taleplerinin de reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı tarafından gönderilen işe davet yazısının 11.05.2019 tarihinde cumartesi günü müvekkiline tebliğ edildiği, tebliğden itibaren ilk pazartesi günü saat 08.00'de işe başlanılmasının istenildiği, işe başlama için tanınan sürenin makul olmaması ve müvekkilinin daha alt kademe bir işte çalıştırılmak istenmesi nedeniyle, itiraz mahiyetinde yeniden ihtarname keşide edildiğini davalı tarafın davacıyı eski işinde değil, daha alt birim olan idari işler müdürü olarak çalıştırmak istediğini bu durumun ... sözleşmesinde esaslı değişiklik teşkil ettiğinden değişikliğin müvekkil tarafından kabul zorunluluğu bulunmadığını, davalı işverenin 'insan kaynakları' birimini kapatmadığını, zira işe iade davası kesinleştikten sonra dahi davalı işverenin internet sitesinde 'İnsan Kaynaklarına' ilişkin bilgiler ve linklerin yer aldığının görüldüğü buna ilişkin davalıya ait internet adresinin ekran görüntülerinin dava dosyasına sunulduğu, tüm hususların davalının kötüniyetli olduğunu ispata yeterli olmasına rağmen, davanın kabulü yerine mahkemece davalının işe davette samimi olduğu davacının işe başlama değil işe başlatılmamanın maddi sonuçlarından yararlanma amacı bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; işe iade kararının 26.03.2019 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten itibaren 10 ... günü geçtikten sonra davacının 15.04.2019 tarihinde davalı işverene başvurduğu, ancak davacının süresi geçtikten sonra işe başlatma talebinde bulunduğu, böylelikle tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesinin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine, kararın dayandığı deliller, delillerin takdiri, karar gerekçesine göre istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme sonucunda, yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek ve kesinleşen işe iade kararının kendilerine tebliğinden itibaren on ... içerisinde işe başlatılma talebinde bulunduklarından Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince tesis edilen kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesine uygun olup olmadığı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un "Kanun yolları" başlıklı sekizinci kısmının istinafa ilişkin birinci bölümünde yer ... “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 353 üncü maddesi şöyledir:

“(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;

a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:

1) Davaya bakması yasak olan hâkimin karar ... olması.

2) İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması.

3) Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı ... olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması

4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması.

5) Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, karar verilmiş olması.

6) Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması.

b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;

1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,

2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,

3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.”

2. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 ... maddesi.

3. Değerlendirme

1.6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1), (2) ve (3) üncü alt bentlerinde bölge adliye mahkemesinin verebileceği karar türleri açıklanmıştır. Bölge adliye mahkemesi, incelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu sonucuna vardığı takdirde başvurunun esastan reddine; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında ya da yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında karar verebilir.

2. Dosyanın incelenmesinde Bölge Adliye Mahkemesince bir taraftan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, diğer taraftan İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirildiği görülmektedir. 6100 sayılı Kanun'da buna cevaz veren bir düzenleme mevcut değildir.

3. İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirildiğine göre Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken anılan hükme aykırı şekilde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.

4. Bölge Adliye Mahkemesi kararı, 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendine aykırı olduğundan, 6100 sayılı Kanun'a uygun şekilde karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 29.12.2022 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.....2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.