"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3376 E., 2023/459 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. ... Mahkemesi
SAYISI : 2016/790 E., 2022/312 K.
BİRLEŞEN DAVA
MAHKEMESİ :... 6. ... Mahkemesi
SAYISI : 2020/259 E., 2020/491 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde sahada satış müdürü olarak 01.04.2010- 08.08.2016 tarihleri arasında yaklaşık 7 yıl çalıştığını, ... sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, aylık net toplam 11.000,00TL olan ücretinin 4.000,00 TL'sinin bordroya yansıtıldığını, 7.000,00-8.000,00 TL'sinin ise elden ödendiğini, hizmet süresi boyunca hiç prim ödenmediğini, eğer primleri ödense idi aylık ücretinin ortalama 30.000,00 TL ile 35.000,00 TL olacağını, ... genelinde satış-pazarlama işi için tura çıktığında, 15-20 günden önce evine dönemediğini, 1-2 gün Şirket merkezindeki işleri toparlayıp tekrar başka bir tura çıkarak çalıştırıldığını, çalışma saatlerinin 08.30'da başladığını ve gece 03.00-04.00'e kadar devam ettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti, fazla çalışma ücreti, prim alacağı ile davacının ... icabı kendi cebinden yaptığı harcama bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; ... sözleşmesinin haksız feshi sebebiyle açtıkları işe iade davasının ... 7. ... Mahkemesinin 2016/279 Esas ve 2018/212 Karar sayılı kararıyla kabul edildiğini, işe iadeye bağlı olarak 4 aylık boşta geçen süre ücreti ile 5 aylık işe güvencesi tazminatının davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verildiğini, kararın kesinleşmesi üzerine yasal sürede yapılan başvuruya rağmen davalı işverence davacının işe başlatılmadığını ileri sürerek boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının işverenle arasındaki ... ilişkisini zedeleyici şekilde faaliyette bulunduğunu, ... sözleşmesinin bu gerekçeyle haklı sebeple feshedildiğini, davacının aylık ücretinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarındaki gibi olduğunu, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, işyerinde prim ödenmesinin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı vekili birleşen davaya sunduğu cevap dilekçesinde; davacı tarafça davalı Şirkete karşı açılan işçi alacaklarına ilişkin davanın ... 6. ... Mahkemesinin 2016/790 Esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, bu dosyada emsal ücret araştırması yapıldığını, fakat çok yüksek ve gerçeğe aykırı ücret bildirimleri yapıldığını, sundukları delillerin toplanmasını talep ettiklerini savunarak haksız davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... 6. ... Mahkemesi 2020/259 Esas ve 2020/491 Karar sayılı dosyasında birleştirme kararı verilerek dosyanın gönderildiği, yapılan incelemede ... 7. ... Mahkemesinin 2016/279 Esas ve 2018/212 Karar sayılı dosyası ile davacı tarafından davalıya karşı işe iade davası açıldığı, işe iade davasının kabul edildiği, karara karşı yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 08.11.2018 tarihli ve 2018/2046 Esas, 2018/2343 Karar sayılı kesin kararı ile reddedildiği ve işe iade kararının 08.11.2018 tarihinde kesinleştiği, kesinleşmiş kararın davacı vekiline 18.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin işe iade için Milas 1. Noterliğinin 25.12.2018 tarihli ihtarnamesi ile 10 günlük süre içerisinde davalıya başvurduğu, davalının 1 aylık süre içerisinde davacıyı işe başlatmadığının anlaşıldığı, davacının davalı Şirket nezdinde satış temsilcisi (satış müdürü) olarak 02.09.2010-08.08.2016 tarihleri arasında çalıştığı, bu süreye kesinleşen işe iade kararı gereğince 4 aylık boşta geçen sürenin de eklenmesiyle çalışma süresinin toplam 6 yıl 3 ay 6 güne ulaştığı, ... sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshi nedeniyle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, yıllık izin, ... bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin kabulü gerektiği, ispatlanamayan fazla çalışma, prim ve harcama (harcırah) bedeli taleplerinin reddi gerektiği, davacının boşta geçen süre ücreti ve işe güvencesi tazminatı taleplerinin de kabulü gerektiği gerekçesiyle asıl davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince müvekkilinin üst düzey çalışan olduğu kabul edilerek aylık ücretinin yüksek olduğu ve bu sebeple fazla çalışma alacağı olmadığı belirtildiği hâlde bu görüş ile çelişkiye düşülerek sadece bordroda görünen düşük ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre alacak miktarının kabul edildiğini, davalının kötüniyetle ıslah talebinde bulunduğunu, buna yönelik itirazlarının Mahkemece değerlendirilmediğini, karşı tarafın gerek cevap dilekçesini ıslah ile ileri sürdüğü ve gerekse ıslaha karşı ileri sürdüğü zamanaşımı itirazının yok hükmünde olduğunu, davacının gerçek ücreti üzerinden işçilik haklarına karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme neticesinde sadece davalı işyeri kayıtlarına dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verildiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının ... sözleşmesinin davalı işverence feshedildiği, davacının açtığı işe iade davasının 08.11.2018 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen kararın davacıya tebliği üzerine davacının yasal 10 günlük süre içerisinde işe iadesi için davalıya başvurduğu ancak davalı işverence davacının işe başlatılmadığı, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile boşta geçen süre ücreti ve işe güvencesi tazminatına hak kazandığı, açılan davanın belirsiz alacak davası olmayıp kısmi dava olduğu, zamanaşımı def'ine ilişkin olarak davalının cevap dilekçesinin ıslahı ile zamanaşımı def'inde bulunmasının usul ve kanuna aykırılık teşkil etmeyeceği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, tanık anlatımları hep birlikte değerlendirildiğinde hesaba esas ücret tespitinin yerinde olduğu, davacının fazla çalışma yaptığı, prim alacağına hak kazandığı ve davalı Şirket için ... icabı yaptığı harcamalara ilişkin alacağına yönelik iddialarını yöntemince ispat edemediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının üst düzey çalışan olduğu ve ücretinin yüksek olduğu gerekçesiyle fazla çalışma alacağı olmadığına karar verildiğini ancak bu görüşle çelişkiye düşerek, ücret bordrolarında görünen düşük ücret üzerinden yapılan hesaplamanın esas alındığını, davacının şirkette yönetici, karar verici bir konumda olmadığını, sahada çalışarak satış pazarlama işi yaptığını, prim ödeneceği hususunda işverenle anlaşılmasına rağmen primlerinin hiç ödenmediğini, alacaklardan indirim yapılmasının hatalı olduğunu, cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla zamanaşımı def'i ileri sürülemeyeceğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, faiz talebine dair ıslah talebinin yok sayılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının üst düzey çalışan olup olmadığı, davaya konu alacak kalemlerine esas alınacak ücret miktarı ile asıl dava dilekçesinde istenmeyen faiz talebinin ıslah dilekçesinde ileri sürülüp sürülemeyeceği hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) "Ücret ve ücretin ödenmesi" kenar başlıklı 32 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Genel anlamda ücret bir kimseye bir ... karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı ve davalı arasında davacının aylık ücretinin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
3. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (2) numaralı paragrafında yer verilen 4857 sayılı Kanun'un 32 nci maddesinin birinci fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir ... karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. ... sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hâllerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, ... sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
4. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, ... sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı ..., işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı ... bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
5. Ücret tespitinde; ... İstatistik Kurumunun (...) resmî internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmından da faydalanılması ve emsal ücret araştırması sonucunda elde edilen verilerle birlikte, anılan Kurumun resmî internet sitesindeki bilgiler de dikkate alınarak emsal ücretin belirlenmesi mümkündür.
6. Somut uyuşmazlıkta; davacı ... işyerinde (... geneli) satış müdürü olarak çalıştığını, aylık ücretinin 4.000,00 TL'sinin bordroya yansıtıldığını, 7.000,00 - 8.000,00-TL'sinin ise elden ödendiğini, aylık ücretinin net 11.000,00 TL olduğunu ileri sürmüş; davalı işveren davacının ücret bordrolarında yazılı ücreti aldığını, davacının son ücretinin 2016 yılı için brüt 5.472,85 TL olduğunu savunmuştur.
7. Hükme esas alınan 27.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda, ilki davacının iddiasına göre, ikincisi ücret bordrolarına göre olmak üzere iki seçenekli hesaplama yapıldığı tespit edilmektedir. Mahkemece bilirkişi raporunun ikinci seçeneğinde yer alan ücret bordrolarına göre yapılan hesaplama hükme esas alınmış ise de bu kabul dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
8. Dava dosyası içerisinde yer alan davacının davalı işverene karşı açtığı işe iade dosyası içerisinde ...'in resmî internet sitesinden “kazanç bilgisi sorgulama” işlemi sonucunda davacının emsali işçilerin 2014 yılında alabileceği ücret miktarı brüt 9.108 TL olarak bildirilmiştir. Bir kısım davacı tanıkları davacının iddiasını doğrulayacak şekilde beyanda bulundukları gibi diğer işçilik alacaklarının talep edildiği eldeki dosya da emsal ücret araştırması yapılmış ve benzer sonuçlar elde edilmiştir.
9. Dinlenen tanıkların beyanlarından ve dosya kapsamındaki belgelerden davacının işyerinde ... satış pazarlama müdürü olarak çalıştığı, bayilik anlaşmaları yaptığı, büyük otellerle iletişime girdiği, yaptığı işin niteliği gereği sürekli seyahat hâlinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu açıklamalara göre davacının ifa ettiği görev, emsal ücret araştırmalarının cevapları, ... verileri ve tanık beyanları ile birlikte tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının ücret miktarına yönelik iddiasını ispat ettiğinin kabulü gerekir. Açıklanan nedenle hükme esas alınan bilirkişi raporunun birinci seçeneğine göre hesaplanan alacakların hüküm altına alınması gerekirken hatalı değerlendirme ile sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
10. Davacı vekili 28.01.2020 harç makbuz tarihli ıslah dilekçesinde; dava konusu alacak kalemlerini ıslah yoluyla artırmış, aynı dilekçede, dava dilekçesinde talep edilen alacaklardan kıdem tazminatının fesih tarihinden itibaren diğer alacakların ise dava tarihinden itibaren işlemiş faizine karşılık toplam 31.679,95 TL faiz alacağını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince dava dilekçesinde faiz talebi bulunmaması nedeniyle "dava dilekçesinde faiz talep edilmediği için faizsiz olarak" şeklindeki açıklama ile dava ile istenen kısım faizsiz olarak, ıslah ile artırılan kısımlar ise ıslah tarihinden itibaren faiziyle birlikte hüküm altına alınmıştır.
11. Faiz asıl alacağa bağlı olmasına rağmen, asıl alacaktan ayrı olarak dava veya takip konusu edilebilir. Davacının dava dilekçesinde talep etmediği faizin, ıslah dilekçesinde ayrı bir alacak kalemi olarak talep edilmesi karşısında bu talebe değer verilerek davacının faiz alacağına hak kazanıp kazanmadığı belirlenmelidir. İlk Derece Mahkemesince davacının ıslah dilekçesinde harçlandırarak ayrı bir alacak olarak talep ettiği işlemiş faiz alacağı talebi bakımından karar verilmemesi hatalıdır. Bu itibarla faiz talebi yönünden bilirkişiden rapor alınmalı, oluşacak sonuca göre ıslah dilekçesinde talep edilen faiz tutarı ayrı bir alacak kalemi olarak hüküm altına alınmalıdır. Dava dilekçesi ile istenen miktarların dava tarihinden itibaren işleyecek faizine dair ayrı bir bentte hüküm kurulacağından, dava dilekçesindeki alacaklara yine faizsiz olarak hükmedilmesi gerektiği gözden kaçırılmamalıdır. Açıklanan nedenle de hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.