"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/3123 E., 2022/4515 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 29. ... Mahkemesi
SAYISI : 2018/751 E., 2020/224 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine, incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Şirketin Cezayir'deki inşaat projesinde 10.10.2017-17.....2018 tarihleri arasında seramikçi olarak çalıştığını, "personel ücret zarfı" adında belgeler imzalatıldığını, aylık ücretleri ile fazla çalışma ücretinin eksik ödendiğini ileri sürerek ücret ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında 10.10.2017-17.....2018 tarihleri arasında geçerli ... sözleşmesi imzalandığını, davacının Cezayir şantiyesinde boyacı olarak istihdam edildiğini, banka kayıtları ile ücret zarflarından anlaşılacağı üzere davacının aylık ücretinin 1.250,00 USD olduğunu, davacının tüm işçilik alacaklarının ödendiğini, ödenmemiş fazla çalışma alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamındaki "personel ücret zarfı" başlıklı belgelerin davacının imzasını taşıdığı ve bordro niteliği kazanarak ücret borcunun ödendiği anlamına geldiği, dava dilekçesinde ücret bordrolarının zorla imzalatıldığı yönünde bir iddia yer almadığı, 2018 yılı Haziran ayına ait ücret bordrosunun sunulmadığı, irade fesadı hâli ve imza inkârı bulunmadığı dikkate alındığında, belirtilen ay dışındaki imzalı personel ücret zarflarında görünen ücret ve fazla çalışmaların ödendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilinin davalı Şirket ile banka yoluyla ücret alma konusunda anlaştığını, ücret bordrolarındaki hesap numarası ve ... sözleşmesinden de bu durumun açık bir şekilde görüldüğünü, elden ücret alan müvekkilin banka hesabı açarak bu hesabı ücret hesabı olarak kullanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ödenen bedelin ödenmeyen bedelden çıkarılarak müvekkilin hak ettiği ücret ve fazla çalışmasının hesaplanması gerektiğini, dosya kapsamında dinlenen tanıkların ifadelerinin bilirkişi raporunda ve gerekçeli kararda değerlendirilmeye hiç alınmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ibraz edilen ücret bordrolarından 2018 yılı Haziran ayı hariç hepsinin itirazsız imzalı olduğu, dolayısıyla ücret bordrolarının zorla imzalatıldığı ispat edilemediğinden 2018 yılı Mart, Nisan ve Mayıs ayları için ücret alacağının bulunmadığı; ancak 2018 yılı Haziran ayı için 17 günlük ücret alacağının olduğu, yine İlk Derece Mahkemesince fazla çalışma alacağı ile ilgili yapılan tespit, değerlendirme ve kabulün dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının ücret ve fazla çalışma ücreti alacaklarının ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 32, 37, 41 ve 63 üncü maddeleri.
3. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 4857 sayılı Kanun'un 37 nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan ücret hesap pusulası verilmesi zorunludur.
3. Uygulamada çoğunlukla ücret bordrosu adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
4. Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
5. Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili dava dilekçesinde, davacının hak ettiği bütün ücretlerin banka hesabına yatırıldığını, kesinlikle banka dışı bir yol ile ücret ödenmediğini, ödenecek ücret tutarlarını belirttiği ifade edilerek davacıya "personel ücret zarfı" adında belgeler imzalatıldığını, ancak ücretlerinin eksik ödendiğini ileri sürmüş ve 2018 yılı Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ayı ücretlerinin hesaplanarak hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Dosyada mevcut davacıya ait personel ücret zarflarında banka kodu ve hesap numarası yer aldığı, söz konusu banka hesap numarasına ilişkin kayıtlar incelendiğinde ise talep konusu dönem yönünden sadece Mart ayı ücretinin 500,00 USD olarak 17.08.2018 tarihinde banka hesabına yatırıldığı anlaşılmaktadır. Dinlenen davalı tanıkları işyerinde ücretlerin bankadan ödendiğini, elden ücret ödemesi yapılmadığını ancak avansların elden ödendiğini beyan etmişlerdir. Davalı tarafından da davacının imzasının bulunduğu bir adet "Mayıs 2018 Maaş Avansı" başlıklı belge ibraz edilmiş olup belgede 100,00 USD olarak ödemede bulunulduğu görülmektedir.
6. Dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler, davacı tarafın iddiası ve personel ücret zarfları birlikte değerlendirildiğinde davacı işçinin, ücretlerinin bankadan ödeneceğine güvenerek personel ücret zarflarını imzaladığı, ücretlerinin ise bankadan eksik ödendiği anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca dava konusu hak edilen ve ödenmeyen ücret alacağının banka kaydı ve avans belgesindeki ödemeler mahsup edilerek belirlenmesi gerekmektedir. Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.