"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 07.04.2022 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 10.01.2023 tarihli ve 2022/17948 Esas, 2023/179 Karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile bozma ilâmına direnilmiştir.
Direnme kararının davalı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 28.09.2023 tarihli kararı ile; bozma ilâmı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.07.2024 tarihli ve 2023/3-977 Esas 2024/364 Karar sayılı ilâmı ile direnme kararının yerinde olduğuna karar verilerek bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu tarafından dosya Dairemize gönderilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, ..., Su ve Gaz İşçileri ... (... Sendikası) üyesi olduğunu, davalıya ait işyerinde alt işverenler nezdinde işletme teknisyeni olarak çalıştığını, Yüksek Hakem Kurulunun 17.11.2016 tarihli ve 2016/1265 Esas, 2016/1395 Karar sayılı kararıyla 01.04.2016-31.03.2018 tarihleri arasında yürürlüğü bulunan toplu iş sözleşmesinin işyerinde uygulanmasının karar altına alındığını, toplu iş sözleşmesi hükümlerinin davacı hakkında uygulanmadığını ve bir kısım alacaklarının ödenmediğini, davalı işverenin ödenmeyen alacaklardan asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek gece çalışması, çocuk yardımı, öğrenim yardımı, ücret farkı, ikramiye, yakacak yardımı, bayram yardımı, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacı ile davalı işveren arasında herhangi bir iş sözleşmesi bulunmadığını, davacının yüklenici firmanın işçisi olduğunu, davalı ... AŞ'nin (...) ihale makamı konumunda olduğunu, davacının çalışmaları sebebiyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, alt işverene bırakılan hizmet alım işinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında ihale edildiğini, aynı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki fiyat farkından kaynaklı ödemelerin bu madde kapsamındaki işlere ilişkin olduğunu, kendilerinin ihale ettiği işlerin bu kapsamda yer almadığını, davalı Kurumun toplu iş sözleşmesinden sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.01.2021 tarihli kararıyla; davacının dava dışı yüklenici firma işçisi olarak davalıya ait işyerinde çalıştığı, davalı işverenin asıl işveren sıfatıyla davacının çalışmalarından doğan alacaklardan sorumlu olduğu, davacının sendika üyesi olduğu, toplu iş sözleşmesinden faydalanma hakkı bulunduğu, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenmediği, dosyada bulunan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu gerekçesiyle toplanan kanıtlara ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 18.10.2022 tarihli kararı ile; uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve özellikle davalı tarafından, hizmet alım sözleşmesinin 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi kapsamında yapıldığı, başka bir anlatımla aynı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında yapılmadığı belirtildiğinden davalının dava konusu alacaklardan asıl işveren sıfatı ile sorumlu olduğunun anlaşıldığı, aynı toplu iş sözleşmesinden kaynaklı olarak açılan davada Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 23.01.2020 tarihli ve 2020/78 Esas, 2020/1196 Karar sayılı onama ilâmının da bu doğrultuda olduğu, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 10.01.2023 tarihli kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda hafta tatili ücretinin iki yevmiye üzerinden hesaplandığı ancak toplu iş sözleşmesinin ilgili hükmüne göre çalışılan hafta tatili günü için toplam iki yevmiye ödeneceği belirlenmiş olduğu, davacıya çalışma karşılığı olmayan bir yevmiye tutarındaki hafta tatili ücretinin aylık ücretin içinde ödenmiş olması karşısında, hafta tatili ücretinin bir yevmiye üzerinden hesaplanması gerektiği, Mahkemece iki yevmiye üzerinden hesaplama içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 46 ncı maddesine ve Yargıtay kararlarına göre davacının hafta tatilinde çalışmaması hâlinde bir günlük ücrete, çalışması hâlinde ise bir günlük ücretinden başka bir buçuk günlük hafta tatili ücreti alacağına hak kazanacağı, toplu iş sözleşmesine göre davacının hafta tatilinde çalışması hâlinde çalışmadan alacağı bir günlük ücreti dışında iki günlük daha ücret ödeneceğinin hükme bağlandığı, zira 4857 sayılı Kanun’un 45 inci maddesine göre toplu iş sözleşmeleri ile Kanunla işçilere tanınan haklara aykırı değişiklik yapılamayacağı, Özel Daire bozma kararının aleyhe değişiklik yasağına aykırı olduğu, toplu iş sözleşmesine göre hafta tatilinde çalışan işçinin çalışmadan aldığı bir günlük ücreti dışında iki günlük daha ücret alacağı olduğu, bu hükmün 4857 sayılı Kanun'un 45 inci maddesi uyarınca geçerli olduğu, bozma kararının maddi hataya dayandığı gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; alt işveren Şirketlerle yapılan ihale sözleşmelerine göre davacının alacaklarından dava dışı alt işverenlerin sorumlu olduğunu, dava konusu alacakların dayandırıldığı toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri ve Yüksek Hakem Kurulu kararlarının davacının üyesi olduğu ... Sendikası ile davacının o dönem işvereni olan şirketler arasında yapıldığını, anlaşma sağlanamaması nedeniyle Yüksek Hakem Kurulunun kararlarıyla sonuçlandırıldığını, toplu iş sözleşmeleri görüşmelerinin ve Yüksek Hakem Kurulu kararının müvekkili yönünden bir bağlayıcılığı olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bilirkişi raporunda alacakların fazla hesaplandığını, faiz türünün hatalı uygulandığını, arabuluculuk ücretinin ilk verilen karar gereğince ödenmiş olmasına rağmen direnme kararında da yeniden aynı ücretin ödenmesine karar verilerek fazladan ödeme yapılmasına sebebiyet verildiğini, fazladan yatırılan tüm ücret ve harç tutarlarının iadesine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.07.2024 tarihli ilâmı ile; toplu iş sözleşmesinin ilgili hükmü uyarınca haftanın yedi günü çalıştırılan ve bir günlük yevmiyesi aylık ücreti ile bordrosunda tahakkuk edilerek ödenen davacıya ayrıca iki günlük ücreti tutarında hafta tatili ücreti ödenmesi gerektiği bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davacının iki günlük ücreti tutarında hafta tatili ücretinin hüküm altına alınmasının yerinde olduğu gerekçesi ile direnme kararı yerinde bulunarak davalının sair itirazlarına ilişkin temyiz incelemesi yapılmadığından, bu yönde inceleme yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
D. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dairemizce temyiz incelemesine konu uyuşmazlık; davacının 01.04.2016-31.03.2018 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, alacakların hesaplanması, faiz ve arabuluculuk ücreti noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 41, 45 ve 46 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.