Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10139 E. 2024/12768 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının ücret farkı, yol ve giyim yardımı alacaklarına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başlamadan önceki dönemde hak kazandığı yol yardımı alacaklarının, toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladıktan sonra yapılan fazla ödemelerden mahsup edilmesinin hatalı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/63 E., 2024/189 K.

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında davalı Üniversite nezdinde sürekli işçi olarak istihdam edilmeye başlandığını, davacının Yüksek Hakem kurulu tarafından yürürlüğe konulan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlandığını, Öz Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası (Öz Sağlık-İş Sendikası) ile davalı Üniversite arasında 19.08.2021 imza tarihli ve 01.01.2019-31.12.2021 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 01.11.2020 tarihi itibarıyla uygulanması gerektiğini, davacının toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikadan istifa etmekle beraber istifa ettiği tarihe kadar sendika üyesi olarak, istifa ettiği tarihten sonra da dayanışma aidatı ödemek suretiyle işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğini, ancak bir kısım alacakların eksik ödendiğini, zira davacının 2021 yılı Ağustos ayı bordrosu incelendiğinde günlük çıplak brüt ücretinin 143,50 TL olduğunu, davacıya işyerinde yürürlükte bulunan Öz Sağlık-İş Sendikasının tarafı olduğu toplu iş sözleşmesine göre 01.01.2021 tarihinden itibaren uygulanması gereken %12'lik zam uygulanmadan 01.07.2021 tarihinde %5 zam uygulanarak ücretinin tespit edildiğini, benzer nitelikte olan işçilere ise %12'lik artışın uygulandığını, dolayısıyla ücret miktarının hatalı belirlendiğini, diğer yandan kadroya geçmeden evvel 01.04.2018 tarihine kadar giyim yardımı ödemesi yapılırken ve bu ödeme işyeri uygulaması hâline gelmiş iken 2018, 2019, 2020 yıllarına ilişkin hiç ödeme yapılmadığını, Yüksek Hakem Kurulu tarafından yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinde yol yardımı alacağı için mevcut uygulamaya devam edileceği belirtilmiş olmasına rağmen davalı Üniversitenin, Belediye tarafından belirlenen rayiçlerin altında eksik ödeme yaptığını, bu sebeple 15.08.2019-31.08.2021 tarihleri arasında eksik ödenen yol yardımı alacağının tahsili gerektiğini ileri sürerek ücret farkı, yol yardımı ve giyim yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi statüsüne geçtiğini ve hâlen işyerinde çalışmaya devam ettiğini, 31.10.2020 tarihine kadar davacının Yüksek Hakem Kurulu tarafından yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığını, işyerinde yürürlükte bulunan Öz Sağlık-İş Sendikası ile davalı Üniversite arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden 01.11.2020 tarihi itibarıyla yararlanması gerektiği iddia edilmekte ise de söz konusu toplu iş sözleşmesinin imza tarihinde davacının ilgili sendikaya üye olmaması sebebiyle 19.08.2021 imza tarihli toplu iş sözleşmesinin 4 üncü maddesi ve geçici 3 üncü maddesi ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesi hükümleri dikkate alındığında imza tarihi itibarıyla sendika üyesi olmayan davacı işçinin dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlanma talebinde bulunduğu 16.07.2021 tarihinden itibaren Öz Sağlık-İş Sendikasının tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlandırıldığını, bu sebeple yalnızca 2021 yılı Temmuz ayı için ilgili toplu iş sözleşmesinde öngörülen %5 oranında zam yansıtılmak suretiyle ücretinin belirlendiğini, davacının dava dilekçesinde emsal olarak belirttiği işçilerin toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden önce taraf sendikaya üye olduklarının anlaşıldığını, davacının kadroya geçmekle birlikte alt işverenler ile yapılan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan hükümlerden yararlanmasının mümkün olmadığını, davacı ile imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinde giyim yardımına ilişkin herhangi bir düzenlemenin yer almadığını, davacının 16.07.2021 tarihi itibarıyla yararlandığı işyerindeki toplu iş sözleşmesinin 35 nci maddesi uyarınca da davacıya nakdi giyim yardımı ödemesi yapıldığını, Yüksek Hakem Kurulu tarafından yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinde taşıt yardımına ilişkin mevcut uygulamaya devam edeceğinin kararlaştırıldığını, davacıya kadroya geçerken ödenen günlük 5,87 TL yol yardımının dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlandığı tarihe kadar ödenmeye devam edildiğini, dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlanma talebinde bulunduğu tarihten itibaren de arttırımlı olarak yol yardımının davacıya ödendiğini, eksik ödemenin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 27.10.2022 tarihli kararıyla; davacının 16.07.2021 tarihli dilekçesi ile dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden itibaren yararlanma talebinde bulunduğu, Yüksek Hakem Kurulu tarafından yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinin 31.10.2020 tarihinde sona erdiği, davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden yararlanacağı, buna göre 2021 yılı Ocak ayı ve 2021 yılı Temmuz ayı ücret zammı yansıtılarak bulunan ücret miktarına 14.07.2021 tarihinden itibaren hak kazanacağı, davacının talebi ile bağlı kalınarak yalnızca 2021 yılı Ağustos ayı için ücret fark alacağının hüküm altına alındığı; diğer yandan davacının kadroya geçerken imzalamış olduğu sulh sözleşmesi de dikkate alındığında, Yüksek Hakem Kurulu tarafından yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesi ile Öz Sağlık-İş Sendikası ile davalı Üniversite arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinde giyim yardımı alacağının düzenlenmediği; yol yardımı alacağına da 16.07.2021 tarihinden itibaren hak kazanacağı ve davalı tarafça bu tarihten sonra yol yardımı alacağının ödendiği gerekçesiyle giyim ve yol yardımı alacaklarının reddine, ücret farkı alacağının kabulüne dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 23.03.2023 tarihli kararıyla; davacının toplu iş sözleşmesinin imzalanmasından sonraki dönemde gerçekleşen sendika üyeliğinin söz konusu olduğu süre itibarıyla ücret farkına hak kazandığı, davacının dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarihten önceki dönem için toplu iş sözleşmesinde düzenlenen giyim ve yol yardımından yararlanmasının mümkün olmadığı, 01.11.2020 tarihine kadar yürürlükte olan Yüksek Hakem Kurulu tarafından yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinde de bu talepler için düzenleme bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, giyim ve yol yardımı alacaklarının reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 18.12.2023 tarihli ilâmı ile; dava dilekçesi ve cevap dilekçesi ekinde yer alan belgelerden davacının daha önce incelemeden geçen Dairemizin 20.11.2023 tarihli ve 2023/10088 Esas, 2023/17208 Karar sayılı ve aynı tarihli 2023/10089 Esas, 2023/17209 Karar sayılı ilâmlarına konu davacılar ile aynı işyerinde (Akdeniz Üniversitesi Hastanesi) çalıştığı hususu da gözetilerek davalı işyerindeki mevcut uygulamanın rayiç bedel üzerinden gidiş dönüş şeklinde bir günlük yol ücretinin işçiye ödenmesi şeklinde olduğu kabul edildiğinden, davacının talep dönemi de dikkate alınmak suretiyle bir günlük yol yardımının rayiç bedel üzerinden gidiş dönüş şeklinde sağlanacağı değerlendirilerek ve davalı tarafça yapılan ödemeler de dikkate alınarak yol yardımı alacağının yeniden hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken İlk Derece Mahkemesince reddine karar verilmesinin hatalı olduğu; ayrıca davacının 29.12.2020 ile 05.08.2021 tarihleri arasında Öz Sağlık-İş Sendikası üyesi olduğu, 15.07.2021 tarihinde Dev Sağlık İş Sendikasına üyelik başvurusunda bulunduğu, 06.08.2021 tarihinden itibaren de Dev Sağlık İş Sendikasına üye olduğu, davacının 16.07.2021 tarihinden itibaren dayanışma aidatı ödemek suretiyle işyerinde yürürlükte bulunan Öz Sağlık-İş Sendikasının tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebinin bulunduğu dikkate alındığında davacının talep konusu dönemde işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözlemesinin imza tarihinde (19.08.2021) toplu iş sözleşmesinin tarafı olan Öz Sağlık-İş Sendikasına üye olmadığı anlaşılmakla dayanışma aidatı ödemek suretiyle talepte bulunduğu 16.07.2021 tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanacağı kabulü ile 2021 yılının ilk altı aylık dönemi için öngörülen %12'lik zamdan yararlanmasının mümkün olmadığı, taraflar arasında davacıya 2021 yılının ikinci altı aylık dönemi için öngörülen %5'lik zammın ödendiği konusunda da ihtilaf bulunmadığı hususu dikkate alındığında, ücret farkı alacağının reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda işyerinde yol yardımı ödenmesi yönünde işyeri uygulaması bulunduğu kabulü ile kapsama aldırılan bilirkişi raporunda davacının ödenmeyen yol yardımı alacağının bulunmadığının tespit edildiği, davacının işyerindeki toplu iş sözleşmesinden 16.07.2021 tarihinden itibaren yararlanacağı kabul edildiğinde 01.01.2021 tarihi ve sonrasına ilişkin toplu iş sözleşmesinde öngörülen zamdan yararlanamayacağı, bu durumda ücret farkı alacağının da bulunmadığı gerekçesiyle ilgili talebin de reddi gerektiği, bozma ilâmı ile kesinleşen alacaklar bakımından da bozma öncesindeki gibi karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; daha öncesinde yetkili sendikaya üye olup devamında da sözleşme imzalanmasından önce istifa edip dayanışma aidatı dilekçesi veren davacının ücret zammına ilişkin hükümlerinden yararlandırılmamasının eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, benzer nitelikteki işçilere %12'lik artışların yapılmasına rağmen davacı bakımından ücret farkı alacağının reddinin hatalı olduğunu, yol yardımı bakımından bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, temmuz ve ağustos ayında yapılan ödemelerin diğer aylardan mahsubunun yerinde olmadığını, zira o dönemde yapılan ödemelerin toplu iş sözleşmesi gereği olduğunu ve tüm işçilere ödendiğini, esasında işyerindeki yol yardımı konusundaki uygulamanın belediye rayicinin %13 fazlası oranında ödeme yapılması şeklinde olduğunu, ancak sürekli iş kadrosuna geçiş sonrasında da en azından belediye rayici üzerinden ödeme yapılması gerekirken sürekli aynı miktar ile ödeme yapılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davalıya ait işyerinde rayiç bedel üzerinden taşıt yardımı yapılacağına ilişkin kabulün hatalı olduğunu, Yargıtayın aynı konuya ilişkin açılan güncel tarihli kararında (29.04.2024 tarihli ve 2024/4676 Esas, 2024/7424 Karar sayılı kararı) yol ücretinin ödenmemesi yönünde görüş değişikliğine gittiğini, davacının kadroya geçmeden önceki mevcut uygulama olan 5,87 TL'lik taşıt yardımı ödemelerinin korunarak kadroya geçtikten sonra da davacıya aynı miktarın ödenmeye devam edildiğini, ödenmeyen yol yardımı alacağının bulunmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ücret farkı alacağı ile bakiye yol yardımı alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22 nci ve 34 üncü maddesi, 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dairemizin 18.12.2023 tarihli ilâmı ile; davacının talep konusu dönem bakımından bir günlük yol yardımının rayiç bedel üzerinden gidiş dönüş şeklinde olması gerektiği kabul edilerek ve davalı tarafça yapılan ödemeler de mahsup edilmek suretiyle bakiye yol yardımı alacağının hüküm altına alınması gerektiği ifade edilmiştir. Mahkemece, bozma ilâmı uyarınca ilgili alacağın hesaplanması amacıyla dosya bilirkişiye gönderilmiş ve 21.04.2024 tarihli bilirkişi raporu kapsama alınmıştır. Ancak söz konusu bilirkişi raporundaki ilgili alacağa ilişkin mahsup yönteminin hatalı olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda davacının işe girdiği 01.10.2020 tarihinden 31.08.2021 tarihine kadar hesaplama yapılması isabetli ise de, işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarihin 16.07.2021 olduğu dikkate alındığında, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başlamadan önceki dönemde hak kazandığı yol yardımı alacaklarının, toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığı 16.07.2021 tarihinden sonra bu sözleşme uyarınca yapılan fazla ödemelerden mahsubu hatalı olmuştur. Keza söz konusu toplu iş sözleşmesine göre yapılan ödemelerin, ancak toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başlanılan dönemden sonraki alacaklardan mahsubu mümkün olabilir.

Mahkemece hatalı bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davacının bakiye yol yardımı alacağının reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.