Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10173 E. 2024/14987 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşletmesel karar nedeniyle iş sözleşmesi feshedilen güvenlik görevlisinin işe iade davasının kabul edilip edilmeyeceği noktasında bölge adliye mahkemesi daireleri arasında oluşan içtihat farklılığı.

Gerekçe ve Sonuç: Benzer konuda Yargıtay 9. Hukuk Dairesince daha önce verilmiş ve kesinleşmiş bir içtihat farklılığı kararı bulunduğundan, aynı uyuşmazlığa ilişkin yeniden karar verilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

I. BAŞVURU

Başvurucu vekili dilekçesinde; müvekkili ... iş sözleşmesinin 23.12.2021 tarihli bildirim ile "Bankamızca 15.12.2021 tarihinde alınan işletmesel karar çerçevesinde bankamız güvenlik hizmetinin artık bankamız bünyesinde değil, banka dışı bir organizasyondan ( dış firmalardan ) hizmet alımı şeklinde yönetilmesine / yürütülmesine karar verilmiştir..." gerekçesi ile ... Bankası AŞ tarafından feshedildiğini, bunun üzerine işe iade davası açıldığını, İstanbul Anadolu 11. İş Mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verildiğini, verilen bu kararın davalı tarafça istinaf edildiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verildiğini, söz konusu dosyada davalı taraf olan ... Bankası AŞ tarafından güvenlik olarak çalışan müvekkili ... Sarıman'ın iş sözleşmesinin son veriliş gerekçesinin aynısı ile birden fazla güvenlik personelinin de iş sözleşmesine son verildiğini, açılan işe iade davaları üzerine diğer davalarda işe iade kararı verildiğini, müvekkili ... Sarıman ile aynı işi yapan ve aynı durumda olan kişilerin işe iade davası kabul edilirken, müvekkilinin işe iade davasının reddedilmesinin Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde yer alan haklara aykırılık teşkil edecek boyutta olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle içtihat farklılığının giderilmesini ve müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 28.06.2024 tarihli ve 2024/23 Esas sayılı kararıyla; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 17.01.2024 tarihli ve 2023/2627 Esas, 2024/30 Karar sayılı kararı ile kararda belirtilen Dairelerin kararları arasında uyuşmazlık bulunduğunun açık olduğu ve uyuşmazlığın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 24, 31, 47, 48, 50 ve 51. Hukuk Dairelerinin kararları doğrultusunda giderilmesi gerektiği görüşüyle Yargıtay 9. Hukuk Dairesine başvurulmasına karar verilmiştir.

III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR

A. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 17.01.2024 Tarihli ve 2023/2627 Esas, 2024/30 Karar Sayılı Kararı

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut uyuşmazlıkta davacının iş sözleşmesinin güvenlik hizmetlerinin alt işverene verilmesi şeklindeki işletmesel karar gerekçe gösterilerek feshedildiği ve davalının bünyesinde istihdam ettiği tüm güvenlik görevlilerinin aynı sebeple işten çıkarıldığının anlaşıldığı, daha önce davalı tarafından kendi bünyesinde istihdam ettiği güvenlik personeli ile yapılan güvenlik işinin alt işverene devredilmesinin iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshine gerekçe olarak kabulünün mümkün bulunduğu, fesih sonrasında davacının çalışabileceği nitelikte işlere yeni işçi alımı yapılmadığı gibi güvenlik personeli olarak çalışan tüm işçilerin iş sözleşmelerinin feshedilmesi karşısında objektif seçim kriteri yönünden inceleme yapılmasının mümkün olmadığı, işletmesel kararın işveren tarafından amacına uygun bir şekilde tutarlı olarak uygulandığı, feshin son çare olması ilkesine de uygun hareket edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.

B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 51. Hukuk Dairesinin 23.11.2023 Tarihli ve 2023/2022 Esas, 2023/1902 Karar Sayılı Kararı

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 51. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamından davalı Şirket tarafından alınan işletmesel karar doğrultusunda güvenlik hizmetinin banka dışı firmalardan alınmak suretiyle yürütülmesine karar verilmesi nedeniyle davacının iş sözleşmesi feshedilmişse de, mübrez emsal seri dava dosyalarına ait bilirkişi raporlarından davalı Bankada güvenlik kadrosu bulunmasına rağmen, hangi nedenlerle davacının iş sözleşmesinin istihdam fazlalığı olduğu belirtilerek feshedildiğinin açıklanamadığı, davacının işine olan ihtiyacın ortadan kalktığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesinin 23.11.2023 Tarihli ve 2023/1565 Esas, 2023/1728 Karar Sayılı Kararı

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı Şirkette çalışıp taşeron Şirkette çalışmaya devam eden 182 toplamda 244 personelin taşeron işçisi olarak hizmet sunduğu, davalı Bankada güvenlik kadrosunun mevcut olduğu, bu duruma göre davacı işçinin de davalı Banka bünyesinde güvenlik görevlisi olarak çalıştırılması mümkün olduğu hâlde hangi sebeple alt işveren işçisi olarak çalıştırıldığının dosyadan tespit edilmediği, diğer taraftan davalı tarafın yeniden yapılanma, iş gücü fazlalığı oluştuğu ve davacı işçinin işine olan ihtiyacın ortadan kalktığını somut olarak ispat edememiş olduğu, kaldı ki aynı işletmesel sebebe dayalı işe iade davalarına dair kesinleşmiş emsal dosyalarda işe iade kararı verilmiş olduğu görülmekle hukuki güvenlik ilkesi de gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin kabulünün yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

D. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin 18.05.2023 Tarihli ve 2023/672 Esas, 2023/906 Karar Sayılı Kararı

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı Şirkette çalışıp alt işveren Şirkette çalışmaya devam eden 182 toplamda 244 personelin alt işveren işçisi olarak hizmet sunduğu, davalı Bankada güvenlik kadrosunun mevcut olduğu, bu duruma göre davacı işçinin de davalı Banka bünyesinde güvenlik görevlisi olarak çalıştırılması mümkün olduğu hâlde hangi sebeple alt işveren işçisi olarak çalıştırıldığının dosyadan tespit edilmediği, diğer taraftan davalı tarafın yeniden yapılanma, iş gücü fazlalığı oluştuğu ve davacı işçinin işine olan ihtiyacın ortadan kalktığını somut olarak ispat edememiş olduğu anlaşıldığından davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.

E. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu kararında belirtilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24, 31, 47, 48, 50 ve 51. Hukuk Dairelerinin diğer kararlarında da benzer gerekçelerle işe iade davasının kabul edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

IV. GEREKÇE

Başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin kararları arasındaki uyuşmazlığın 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesine göre giderilip giderilemeyeceği hususu uyuşmazlık konusudur.

Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.

5235 sayılı Kanun'un 35/1-3 hükmüne göre "Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek" bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.

5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrasına görü "(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir."

Başvuruya ilişkin değerlendirme yapılmasından önce, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine dayanan taleplerle ilgili olarak dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar verdiği sırada, uyuşmazlığın hangi daire görüşü doğrultusunda veya ne şekilde giderilmesi gerektiğine yönelik görüş bildirip bildiremeyeceği ele alınmalıdır. İlgili hükümde, uyuşmazlığın giderilmesinin gerekçeli olarak istenmesi üzerine bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulunun kendi aralarında toplanacakları ve kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini isteyecekleri düzenlenmiştir. Kanun'daki "kendi görüşleri" ifadesinden anlaşılması gereken husus, başkanlar kurulunun bölge adliye mahkemesi kararları arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığı yönündeki görüşüdür. Uyuşmazlığın giderilmesinin gerekip gerekmediği veya hangi daire kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği yönündeki karar, Yargıtay ilgili hukuk dairesince verilir. Keza ilgili daire uyuşmazlığı, mutlaka uyuşmazlık konusu daire kararları çerçevesinde ele alıp gidermek zorunda değildir. Gerektiği takdirde uyuşmazlığı, bölge adliye mahkemesi kararlarında belirtilen gerekçelerden farklı gerekçe ile de giderebilir. Buna göre Başkanlar Kurulunun uyuşmazlığın hangi bölge adliye mahkemesinin kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği konusunda bir görüş ortaya koyması, ilgili yasal düzenlemeye aykırı olduğu gibi yargısal bir faaliyette bulunulması anlamına geleceğinden yerinde de değildir. Somut olayda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunca daire kararları arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığının belirlenmesi ile yetinilmesi gerekirken, uyuşmazlığın hangi daire görüşü doğrultusunda giderilmesi gerektiğinin belirtilmesi isabetsiz olup eleştirilmiştir.

Bu genel açıklamalar ışığında başvurunun değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenecektir.

Bu noktada kanun yolu kavramı ve hukukumuzdaki kanun yollarına öz olarak değinmek faydalı olacaktır.

Mahkemece tesis edilen nihai kararın hatalı olduğu iddiasıyla bu kararın bir üst mahkemece denetlenmesi, tekrar incelenmesi ve değiştirilmesi amacıyla başvurulan hukuki kurum, kanun yolu olarak tanımlanabilir. Medeni usul hukukumuzda kanun yolları, olağan kanun yolları ve olağanüstü kanun yolları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mahkemece tesis edilen nihai kararın kesinleşmesine engel olan ve kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak başvurulan kanun yolları, olağan kanun yolları olarak ifade edilebilir. Olağan kanun yolları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup hukukumuzda, istinaf ve temyiz olmak üzere iki olağan kanun yolu mevcuttur. Olağanüstü kanun yolları ise kesinleşmiş hükümler yönünden söz konusu olan kanun yollarıdır. Örneğin, yargılamanın iadesi olağanüstü bir kanun yoludur.

Belirtmek gerekir ki bölge adliye mahkemesinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemi bir kanun yolu değildir. Bu itibarla, söz konusu hukuki kurumun, başvuru konusu bölge adliye mahkemesi kararlarının kesin olma niteliğine ve bu kararların hukuki sonuçlarına herhangi bir etkisi söz konusu olmayacaktır.

Bu açıklamalara göre Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu tarafından uyuşmazlığın giderilmesi istemi Yargıtay ilgili hukuk dairesine iletildikten sonra benzer nitelikteki davalar ve bölge adliye mahkemesi kararları için yeniden uyuşmazlığın giderilmesi yoluna başvurulmasında herhangi bir hukuki yarar bulunmamaktadır.

İnceleme konusu uyuşmazlıkta, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin işe iade davasının reddi gerektiğine ilişkin kararı ile işe iade davasının kabulü gerektiğine ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24, 31, 47, 48, 50 ve 51. Hukuk Dairelerinin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine dair talep Dairemize iletilmiş ise de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca aynı konuya ilişkin talep Dairemize daha önce iletilmiş ve Dairemizin 07.05.2024 tarihli ve 2024/5208 Esas, 2024/7872 Karar sayılı kararı ile "Uyuşmazlığın, iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi kararı doğrultusunda giderilmesine" karar verilmiştir. Başvuru konusu uyuşmazlık hakkında Dairemizce daha önce karar verilmiş olduğundan, aynı uyuşmazlık ile ilgili olarak yeniden bir karar verilmesi mümkün değildir.

Tüm bu hususlar karşısında, mevcut başvuru yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

V. KARAR

1. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından 28.06.2024 tarihli ve 2024/23 Esas sayılı karar ile iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına,

2. Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,

21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.