"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/994 E., 2024/1390 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında Ankara 68. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece 03.07.2023 tarihli karar ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince ikinci bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece 26.02.2024 tarihli karar ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince üçüncü bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini; ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını iddia ederek ödenmeyen ücret farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın sözkonusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 68. İş Mahkemesinin 22.02.2022 tarihli kararı ile; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.06.2022 tarihli kararı ile; kadroya geçiş sırasında imzalanan bireysel iş sözleşmesinde davacının ücretinin asgari ücretin belli bir oran fazlası olarak belirlendiği, fark ücretin taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve uygulanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alınarak hesaplandığı ve kararın bu yönüyle isabetli olduğu; ancak davalı Bakanlık harçtan muaf olmasına rağmen hükmün yargılama giderleri bölümünde davacı tarafça yatırılan harçların yargılama gideri kabul edilerek "davalıdan alınıp davacıya verilmesine" şeklinde hatalı hüküm kurulduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 19.09.2022 tarihli ilâmı ile; arabuluculuk son tutanağının davacı ve davalı Bakanlık arasında 31.03.2021 tarihinde düzenlendiği, tutanağın ilgili kısmında tarafların prim, kıdem tazminatı, ücret, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, hafta tatili ücreti, yemek ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti konusunda anlaşmaya varamadıklarının belirtildiği, arabuluculuk son tutanağında faaliyete konu alacak kalemlerinin tek tek sayıldığı, son tutanakta yer almayan ancak dava konusu edilen ikramiye ve ilave tediye farkından kaynaklı alacakların arabuluculuk görüşmelerine konu edilmediği, bu sebeple ikramiye ve ilave tediye farkından kaynaklı alacaklar yönünden, arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi gerektiği, arabuluculuğa başvurunun 2021 yılının Mart ayında yapılması ve 02.09.2021 tarihinde dava açılması birlikte değerlendirildiğinde, bu tarihler itibarıyla imzalanmış bir toplu iş sözleşmesi olmadığı gibi bunun doğal sonucu olarak da dava dilekçesinde bu toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret zammı oranına yönelik bir talep mevcut bulunmadığı hâlde arabuluculuk başvuru tarihindeki koşullar değerlendirilmeksizin 01.01.2021 tarihinden sonraya ilişkin fark ücretin hesaplanmasında, bireysel iş sözleşmesi doğrultusunda belirlenmiş temel ücrete toplu iş sözleşmesi uyarınca %12 oranında ücret zammı uygulanmasının hatalı olduğu, davacının ikramiye alacağı talebine, taleple bağlılık ilkesi de dikkate alınarak en yüksek işletme kredisi faizini geçmemek üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.03.2023 tarihli kararı ile; bozmada belirtilen esaslar doğrultusunda (31.10.2020 tarihinde sona eren toplu iş sözleşmesinin art etkisinin bulunmadığı da gözden kaçırılmadan) ve davacının dava dilekçesinde 08.09.2021 imza tarihli ve 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinde öngörülen %12'lik ücret zammı oranına yönelik bir talebinin mevcut bulunmadığı gözetilerek ek hesap raporu alındığı, bilirkişi ek raporunda 01.01.2021 tarihi ile arabuluculuk son tutanak tarihi arası dönem yönünden bireysel iş sözleşmesinde yazılı artış oranı dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, yapılan hesaplamanın hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 03.07.2023 tarihli kararı ile; 01.01.2021 tarihinden sonraki dönem yönünden, 08.09.2021 imza tarihli toplu iş sözleşmesi hükümleri uygulanmaksızın ve bireysel iş sözleşmesinde belirtilen asgari ücretin belirli bir oran fazlası dikkate alınarak ücretin tespiti ile 08.09.2021 imza tarihli toplu iş sözleşmesinden kaynaklı davalı tarafça yapılan ödemeler dikkate alınmadan davacıya ödenen tutarların mahsubu ile hüküm kurulması gerekirken, 08.09.2021 imza tarihli toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ödemeler dikkate alınarak değerlendirme yapılmasının hatalı olduğu, yapılacak hesaplamada, taleple bağlı kalınması, arabuluculuk son tutanak tarihlerine dikkat edilmesi ve oluşan usuli kazanılmış hakların gözetilmesi gerektiği, arabuluculuk son tutanağında yer almayan ve Dairenin 19.09.2022 tarihli bozma kararında da belirtildiği üzere, fark ikramiye ve ilave tediye alacak kalemleri yönünden davanın usulden reddi gerekirken işin esasına girilmesinin hatalı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince, bozmadan sonra yapılan duruşma sebebiyle davalı lehine istinaf duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.12.2023 tarihli kararı ile; bozma doğrultusunda alınan bilirkişi raporunda, denetime elverişli ve yerleşik uygulamaya uygun şekilde arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla muaccel olan alacakların hesaplamasının yapıldığı, yapılan hesaplamada davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak ve taleple bağlı kalınarak fark alacaklara hükmedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 26.02.2024 tarihli ilâmı ile; 19.09.2022 ve 03.07.2023 tarihli Dairemizin bozma kararlarında da belirtildiği üzere, arabuluculuk son tutanağında yer almayan fark ikramiye ve ilave tediye alacak kalemleri yönünden davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddi yerine işin esasına girilerek bu alacak kalemlerinin hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
F. Bölge Adliye Mahkemesince Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, 31.03.2021 tarihli arabuluculuk son tutanağında yer almayan fark ikramiye ile ilave tediye alacak talepleri yönünden arabuluculuk dava şartının sağlanmaması nedeni ile bu talepler yönünden davanın usulden reddi, ücret alacağı talebinin ise önceki gibi hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle davanın esası hakkında yeni hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili, davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak üzerine %4 oranında zam yapıldığını, herhangi bir ücret indirimine gidilmediğini, davacının ücretinin her seneki asgari ücrete yükseltilerek hizmet sözleşmesindeki oran üzerinden tekrar tespiti talebinin hukuka aykırı olduğunu, davacının taleplerinin toplu iş sözleşmesine, mevzuata ve Bakanlık görüşlerine aykırı olduğunu, davanın reddi gerektiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davacı vekili, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının usulden reddinin hatalı olduğunu, zira bu kalemlerin arabuluculuk başvuru formunda yer aldığını, başvuru formuna itibar edilmesi gerektiğini, bu kalemlerin son tutanağa sehven yazılmadığını, bu nedenle işçi aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, kararın bu yönlerden bozulması gerektiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; ikramiye ve ilave tediye fark alacaklarının usulden reddi gerektiği yönündeki bozma ilâmına uygun karar verilip verilmediği ile davacı aleyhine avukatlık ücretine hükmedilmesi hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı ve davalı vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.