Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10545 E. 2024/14529 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Fazla çalışma ücretinin ispatı ve hesaplanmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dairemizin önceki bozma ilamına uygun olarak, ilk derece mahkemesinin fazla mesai ücretinin hesaplanmasında yaptığı değerlendirmede bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.11.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili ... ile davalı vekili ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır olan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işveren bünyesinde 13.05.2015-28.02.2018 tarihleri arasında makine saha formeni olarak kesintisiz bir şekilde çalıştığını, davacının son ücretinin 2.400,00 USD olduğunu, davalı işveren tarafından kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeden iş bitimi gerekçesi ise iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının normal çalışma süresinin 08.00-18.00 saatleri arasında olmasına rağmen her gün 23.00'e kadar çalışmak zorunda kaldığını, davacının hafta tatili izni kullanmadığını, dinî bayramların ilk günü ile yılbaşı haricindeki tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmaya devam ettiğini, davalı işverenin her çalışana kıdem farkı gözetmeksizin 30 gün yıllık izin hakkı verdiğini, davacının kullanmadığı yıllık izin ücretlerinin ödemesinin yapılmadığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin ve yol ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının iş sözleşmesinin iş bitimi nedeniyle sonlandırıldığını, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, davacının fazla çalışma alacağının bulunmadığını, davalı işyerinde ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapılmadığını, davacının Türkiye'de tatilde olduğu dönemlerin yıllık izin gün sayısı hesabından düşülmesi gerektiğini, davacının saat ücretinin 7,44 USD olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 16.03.2022 tarihli 2020/538 Esas, 2022/234 Karar sayılı kararı ile ücret bordroları dikkate alındığında normal çalışma, avans ve fazla çalışma gibi tahakkuklarla davacıya her ay aynı miktarda veya birbirine çok yakın değerde ödemeler yapıldığı, fazla çalışma ödemelerinin ücretin bir kısmı olduğu, davacının ücretinin net 2.400,00 USD olduğu, iş bitimi nedeniyle davacının iş sözleşmesine son verildiği, davacıya bir kısım kıdem ve ihbar tazminatının ödendiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma yaptığı, hafta tatillerinde ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, ancak davalı tarafından ücretlerinin ödendiğinin ispat edilemediği, davacının Türkiye'de olduğu dönemlerde izin kullandığının kabul edildiği, buna göre davacının yurtta olduğu dönemler dikkate alındığında izin hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 16.05.2023 tarihli 2022/1222 Esas, 2023/870 Karar sayılı kararı ile davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, davalı tarafça hakkında soru kâğıdı gönderilen davalı tanığı M.K'nin davacının dava konusu çalışma döneminde davacı işçi ile aynı projede birlikte çalıştığının somut bilgi ve belge ile ispatlanamaması ve davalının diğer tanığı ... dinlendiği de gözetildiğinde, davalı tarafça ispat edilmek istenilen hususlarda yeter derecede bilgi edinildiği, uzun süredir beyanının alınmasına çaba sarfedilen davalı tanığı M.K'nin dinlenilmemesinin gerek hüküm altına alınan alacaklar yönünden ispat yükünün davacı tarafta oluşu, gerekse yargılamanın basit usule tâbi oluşu ve daha fazla uzamasının yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması ve hak ihlali sonucu doğuracağı da gözetildiğinde; davalının bu tanığının dinlenilmemesinin davalının hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiği ve savunma hakkının kısıtlandığı sonucu doğurmayacağı, fazla çalışma tahakkukunun davacının temel ücretini bordrolaştırmaya yönelik olması karşısında davacı fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram ve genel tatiller ile hafta tatillerinde çalıştığını tanık beyanı ile ispatlayabileceği, davacının ispatlanan bu çalışma alacakları yönünden dosya kapsamına uygun düzenlenen ve davacının Türkiye'de bulunduğu süreler dışlanarak hesaplama yapılan 03.01.2022 tarihli bilirkişi ek raporu 1. seçenekteki hesaplamalara itibar ile bu alacakların ayrı ayrı hüküm altına alınmasında ve bordrolara konu tahakkukların dışlanmaması ve mahsup yapılmamasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının Türkmenistan'ın resmî tatillerinde çalışmadığının ve kendisine tatil yaptırıldığının mevcut delil durumu ile ispatlanamadığı, gerek ibranamede belirtilen gerek banka aracılığı ile ödenen ihbar tazminatı ödemesinin davacının gerçek aylık ücreti üzerinden ödenmemesi sebebiyle davacının bu alacak yönünden hak kazandığı miktarı karşılamaması karşısında davacıya ödenen miktarın mahsubunun yapıldığı 19.09.2021 tarihli bilirkişi kök raporu 1. seçenekteki hesaplamaya itibar ile kıdem tazminatı yönünden bakiye miktarın hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 05.12.2023 tarihli ve 2023/14876 Esas, 2023/18908 Karar sayılı ilâmı ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, dosya kapsamında dinlenen tanıkların beyanları ve yapılan işin niteliği birlikte değerlendirildiğinde; davacının saat 20.00'den sonra çalıştığı hususunun net olarak ispatlanamadığı, davacının 08.00-20.00 saatleri arasında çalıştığının kabulü ile fazla çalışma alacağının hesaplanması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; fazla çalışma alacağının kısmen kabul edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı vekili; davacının tüm çalışma süresince aynı ücreti aldığının kabulünün hatalı olduğunu, davacının Türkiye'de olduğu dönemlerin dışlanması gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; fazla çalışma ücretinin ispatı ve hesaplanması noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 41 ve 63 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı yararına takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.