"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2023/44 E., 2024/131 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 1987 yılında davalı işyerinde işçi olarak çalışmaya başladığını ve hâlen çalışmaya devam ettiğini, sendikalı olarak toplu iş sözleşmesi kapsamında sosyal haklardan yararlandırıldığını, sendikalar arası yetki çatışması sebebi ile 01.03.2009 başlangıç tarihli olması gereken toplu iş sözleşmesinin zamanında imzalanmadığını, ilgili döneme ait toplu iş sözleşmesinin ancak dönem bittikten sonra 04.06.2012 tarihinde imza altına alındığını, davalı Belediye tarafından 19.11.2012 tarihinde bir kısım fark alacakların ödendiğini, 2012 yılı 4. dönem ilave tediye alacağının ödenmediğini, sonraki dönem toplu iş sözleşmesi başlangıç tarihinin ise 01.03.2012 olduğunu, aradaki 2,5 aylık döneme dair eksik ödemeler yapıldığını, yine bazı alacak kalemleri açısından sonraki dönemlere ilişkin eksik ödemelerin de bulunduğunu belirterek toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ücret ve sosyal yardım farkları ile fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal ... ve genel tatil ücreti fark alacakları, yıllık izin harçlığı ile eksik ilave tediye ve ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunarak Belediye ile sendikanın uzlaşarak 11.03.2013 tarihli protokolü imzaladıklarını, bu protokolün davacıyı da bağlayacağını, tüm ödeme belgelerini dosyaya sunduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.05.2019 tarihli kararıyla; davacının 2012-2015 ve 2015-2017 dönemi toplu iş sözleşmelerinden kaynaklanan alacakları bakımından bu davayı açtığı, davacının sendika üyeliği konusunda taraflar arasında ihtilaf olmadığı ve toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanabileceği davacının vasıflı işçi olup sözleşme kapsamında üçüncü grupta bulunduğu, 2012-2015 dönemi toplu iş sözleşmesinin 05.04.2013 tarihinde, 2015-2017 dönemi toplu iş sözleşmesinin ise 03.06.2015 tarihinde imzalandığı ve sözleşmelerde temerrüt tarihine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, zamanaşımı süresinin dava ve ıslah tarihleri itibarıyla dolmadığı, gerekçeli ve denetime elverişli bulunan 07.08.2017 tarihli bilirkişi raporu ve 07.03.2018, 27.11.2018 tarihli bilirkişi ek raporlarıyla davacının hak kazanacağı fark alacak kalemlerinin ayrı ayrı hesaplandığı gerekçeleriyle ilave tediye ve ikramiye fark alacakları için yasal faiz, diğer alacak kalemlerinde ise en yüksek işletme kredisi faizi uygulanarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 31.03.2022 tarihli kararıyla; dosyada mevcut ödeme belgelerine göre davalı tarafından toplu iş sözleşmesinden kaynaklı yapılan ödemelerin usulünce mahsup edilerek davacının talep konusu alacaklarının hüküm altına alındığı, davalı vekilinin faiz başlangıç tarihleri ve oranlarına ilişkin istinaf talebinin de yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, kamu düzenine aykırı bir husus da tespit edilemediği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 03.10.2022 tarihli ilâmıyla; Dairemiz uygulamasına göre alacağın toplu iş sözleşmesinden kaynaklı olması ve kayıtların işverende olmasının alacağı belirsiz hâle getirmeyeceği; kaldı ki davacının toplu iş sözleşmesine ve ücret bordrosuna e-Devlet üzerinden dahi rahatlıkla ulaşabileceği göz önüne alındığında, uyuşmazlık konusu alacakların hesaplanabilir alacaklar olduğu ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri yönündeki ilke kararı aynen geçerli ise de aynı işyeri ve aynı alacaklar ile ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bir başka davaya ilişkin 28.06.2022 tarihli ve 2021/9-774 Esas, 2022/1053 Karar sayılı kararında; davacının talep ettiği toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark işçilik alacaklarının hesaplanabilmesi için kanunda öngörülen kayıt ve belgeleri tutma ve işçinin bilgisine sunmakla yükümlü işverenin sunacağı bordrolara ihtiyaç duyulacağı, fark işçilik alacaklarının hesaplanabilmesi muhasebe işlemini gerektirdiğinden toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarını belirlemesinin davacı işçiden beklenemeyeceği, söz konusu alacakların miktarının tespiti için işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi ve tahkikata ihtiyaç duyulduğu, bu sebeple Mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak kabulüne dair direnme kararının yerinde olduğu yönünde karar verildiğinden, somut olayda bu hususun bozma sebebi yapılmadığı; ancak ilave tediye ve ... ikramiyesi yönünden davalı tarafça sunulan ödeme belgelerinin incelenip banka kayıtlarıyla karşılaştırılması sonucunda bir kısım ödemelerin sırf dava tarihinden sonra yapılması sebebiyle ilgili alacaklardan mahsup edilmediğinin görüldüğü, dava tarihinden önceki döneme ilişkin alacakların dava devam ederken ödenmiş olmasının bu ödemelerin yapılacak hesaplamada dikkate alınmasını veya mahsubunu engellemeyeceği hususu gözetildiğinde davalı Belediye tarafından sunulan ödeme listeleri ile dava tarihinden sonraki ödeme kayıtları da kıyaslanarak, dava konusu döneme ilişkin olduğu anlaşılan ödemelerin dava tarihinden sonra da olsa ödendiğinin anlaşılması hâlinde söz konusu alacak kalemlerinden mahsubu gerekirken bu hususun dikkate alınmamasının hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava tarihinden sonra yapılan ilave tediye ve ... ikramiyelerinin 2016 yılına ait olduğunun davalı tarafça sunulan belgelerden anlaşıldığı, davacı tarafça talep edilen alacakların ise 2009-2012 yıllarında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi dönemine ilişkin olması karşısında ilgili alacak kalemleri bakımından mahsup yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle bozma öncesindeki gibi davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davanın belirsiz alacak davası türünde açılamayacağından usulden reddi gerektiğini, dava dilekçesinde mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı talep edildiği hâlde işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz oranından karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, ödeme itirazlarının tümünün dikkate alınmadığını, ödemeler dikkate alınmadan verilmiş kararın kaldırılması gerektiğini, davacının da çalışmakta olduğu 01.03.2009-28.02.2012 tarihleri arasındaki dönemlere ilişkin toplu iş sözleşmesinin, mevcut sendikanın yetki sorunu nedeni ile ancak 04.06.2012 tarihinde tamamlanarak imzalandığını, bu toplu iş sözleşmesi gereğince işçilere ödenecek toplu iş sözleşmesi farklarında muğlak ifadelerin yer alması sağlıklı hesaplama yapılmasına imkân ve ihtimal tanımayacağından sendika temsilcileri ile işveren temsilcileri arasında 11.03.2013 tarihli ek protokol imzalanarak yapılacak toplu iş sözleşmesi farklarının açık bir şekilde ifade edildiğini, yapılan ek protokol gereğince davacıya toplu iş sözleşmesi farkının müvekkili Belediye Başkanlığınca ödendiğini, ödeme def'ilerinin dikkate alınmadığını, davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, ilave tediye ve ... ikramiyesi alacaklarının hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.