Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10565 E. 2024/12469 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı belediyenin, davacının alt işverenler nezdinde çalıştığı dönemdeki işçilik alacaklarından sorumlu olup olmadığı ve hüküm altına alınan alacakların hesaplanmasına esas ücretin doğru belirlenip belirlenmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davalı belediyenin asıl işveren sıfatıyla davacının işçilik alacaklarından sorumlu olduğu ve hesaplamaya esas ücretin tespitinde de isabetli davrandığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/105 E., 2023/615 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davası sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.01.2006-23.02.2015 tarihleri arasında davalı ... bünyesinde değişen alt işveren Şirketler nezdinde şoför olarak çalıştığını, Belediyenin asıl işveren olduğunu, iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmesine ve müracaat şartını yerine getirmesine rağmen hak ettiği işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Kurumun işçisi olmadığını ve bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, davacının hizmet alımına ilişkin yapılan sözleşmeler gereğince farklı şirketlerde çalıştığını, iş sözleşmesinin ihaleyi alan Şirket tarafından feshedildiğini, sorumluluğun yükleniciye ait olduğunu, yüklenici firmaların elemanları ile belirli süreli iş sözleşmeleri yaptıklarını, yüklenici firmaların teklif verirlerken işçilik alacaklarını dâhil ettiklerini, bu nedenle ilgili firmalara rücu haklarının saklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 14.06.2016 tarihli ve 2015/328 Esas, 2016/312 Karar sayılı kararıyla; davacı işçinin emekli olması nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği ve kıdem tazminatına hak kazandığı haftalık 60 saat çalışma yaptığı ve tanık beyanları ile sübut bulan fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının ödenmediğinin anlaşıldığı, aynı şekilde ulusal ... ve genel tatil alacağına yönelik talebin de ispatlandığı, davacının bu çalışmalarının karşılığını ödediğini veya telafi ettiğini davalı işverenliğin usulüne uygun isbatlayamadığı, davacının çalıştığı dönem içinde toplam 150 gün olarak yıllık izne hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilli temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 2016/32139 Esas, 2020/16647 Karar sayılı sayılı ilâmı ile; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek; davacı tanık beyanı ile dosyadaki bordrolara göre davacının banka hesabına yapılan net 1.770,21 TL tutarındaki ücret ödemesine yol ve yemek ücretinin de dâhil olduğunun anlaşıldığı, buna rağmen ayrıca yol ve yemek yardımı eklenmek suretiyle tazminata esas ücret hesabı yapılmasının hatalı olduğu, ayrıca davacının hizmet süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı yönündeki beyanı hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, davacı asılın çalışma süresi boyunca ücretli izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün yıllık ücretli izin kullandığı konusunda beyanı alınması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 02.02.2022 tarihli ve 2021/20 Esas, 2022/107 Karar sayılı kararıyla; bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacı asılın yıllık izin talebi ile ilgili beyanının alındığı ve bozma ilâmı doğrultusunda bilirkişiden ek rapor aldırıldığı, davacının davalı işverene ait işyerinde 01.01.2006-23.02.2015 tarihleri arasında çalıştığı, davacının en son çıplak brüt 1.876,07 TL olduğu, davacının davalı işyerinde alt işverenler bünyesinde çalıştığı, davalı ile dava dışı alt işverenler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu, davalı Belediyenin asıl işveren olup davacının tüm hizmet süresine ilişkin işçilik alacaklarından sorumlu olduğu, davacının emeklilik nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği belirtilip bozma öncesi gerekçeler tekrar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 01.11.2022 tarihli ve 2022/13565 Esas, 2022/13986 Karar sayılı ilâmı ile; davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, somut uyuşmazlıkta davacı işçinin, ücretinin net 1.800,00 TL olduğunu ayrıca yol ve yemek yardımı da yapıldığını iddia ettiği, bozma öncesi kararda, ücretin belirlenmesinde yol ve yemek yardımına ilişkin tutarların bordro ücretine ilavesi ile sonuca gidilmesinin bozmaya konu edilerek, banka hesabına yatan 1.770,21 TL'ye son ücretine yol ve yemek ücretinin dâhil olduğu belirtildiği, ne var ki, bu açıklamadan davacının hesaplamaya esas alınması gereken ücretinin 1.770,21 TL olduğu sonucunun çıkmadığı, bozma ilâmındaki bu belirlemenin, davacı adına ödenen son ücretine yol ve yemek yardımı ücretlerinin dâhil olduğunu belirtmek adına yapıldığı, nitekim dosyada mübrez ücret bordrolarının incelenmesinden davacının 2014 yılı Aralık ayı ücretinin 2.104,43 TL olduğu, davacının hesaplamaya esas ücreti belirlenirken dosya içerisinde mevcut ücret bordrolarının 24.11.2020 tarihli bozma ilâmında belirtilen hususlar ile birlikte dikkate alınması ve yol ve yemek ücretinin davacıya ödenen ücretin içinde olduğunun gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilâmına itibarla bilirkişi raporu alındığı, davacının davalı işyerindeki hizmet süresinin 9 yıl 1 ay 22 gün olduğu, davacıya ödenen ücretin içerisinde yol ve yemek ücretinin de mevcut olduğu gözetilerek yapılan hesaplama yapılan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu ve burada yer alan alacaklardan fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal ... genel tatil alacaklarının indirim uygulanarak hüküm altına alındığı belirtilerek ve kabule ilişkin bozma öncesi gerekçeler tekrar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvurusunda; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olduğunu, rapora karşı yaptıkları itirazların görmezden gelindiğini, zamanaşımı def'i başta olmak üzere diğer tüm beyan ve itirazlarını tekrar ettiklerini, müvekkili İdarenin uyuşmazlık konusu yapılan işçilik alacaklarından sorumlu olmadığını, davacının davalı Kurum işçisi olmayıp işvene sıfatı bulunmayan müvekkili Belediye hakkında davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, ihbar talebine itibar edilmediğini, müvekkili İdare ile davacının işvereni olan Şirketler arasındaki hukuki ilişkinin personel alımına ilişkin olmayıp, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu (4734 sayılı Kanun) ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu (4735 sayılı) çerçevesinde usulüne uygun biçimde düzenlenen hizmet alım sözleşmeleri olduğunu, personel alımına dayalı ihalelerden farklı olarak davacının kıdem tazminatından bu Şirketlerin sorumlu tutulması gerektiğini, davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerinden faydalanıp faydalanamayacağı ve hangi dönem aralığında faydalanması gerektiği tespit edilmeden tanzim edilen bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesis edildiğini, tazminata esas ücret belirlenirken yol ve yemek ücreti ilave edilmesinin hatalı olduğunu, davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilmediğini, davacının çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmamış olmasının hayatın olaşan akışına aykırı olduğunu, davacının iş sözleşmesini feshetmesinde davalı İdarenin herhangi bir dahli olmadığını, brüt ücret üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, uygulanan faiz türü ve faiz oranlarına itiraz ettiklerini beyanla ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken sair nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; hüküm altına alınan alacakların hesaplanmasına esas ücretin doğru belirlenip belirlenmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve aynı Kanun'un 176 ncı maddesi.

2. 4857 sayılı Kanun'un 17, 25, 32, 41, 44, 46, 47, 59 ve 63 üncü maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.