Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10637 E. 2024/14517 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı, davanın süresinde açılıp açılmadığı, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, dava tarihi itibarıyla Rusya hukukuna göre zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu, ayrıca ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde yer alan hak düşürücü süre ibaresinin hatalı olduğu ve yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

KARAR : Davanın reddi

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.11.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ...ile davalı vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait yurt dışı projelerde 1990-2016 yılları arasında satın alma şefi olarak net 4.500,00 USD sabit ücretle çalıştığını, işyerinde haftanın yedi günü 07.00-21.00 saatleri arasında çalışıldığını, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını fakat karşılığı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının yabancı bir ülkede çalıştığını bu nedenle yabancı mahkemelerin yetkisi sebebiyle yetki itirazında bulunduklarını, Mahkemenin aksi görüşte olması hâlinde ise davacının çalıştığı yer hukukunun uygulanması gerektiğini, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 28.06.2022 tarihli ve 2021/87 Esas, 2022/437 Karar sayılı kararıyla; davacının imzaladığı sözleşmelerde ve eklerinde uygulanacak yabancı hukuk mevzuatına ilişkin hükümlerin bulunmadığı, davacıdan yabancı mevzuatı bilmesinin beklenemeyeceği, davacının davalı ile organik bağı bulunan Şirkette 27.12.1999-29.07.2011 ve 08.02.2013-14.06.2016 tarihleri arasında brüt 4.725,00 USD ücret ile çalıştığı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğunun tanık beyanlarıyla ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 04.04.2023 tarihli ve 2022/3558 Esas, 2023/1297 Karar sayılı kararıyla; tarafların hukuk seçimi anlaşması yaptıklarına ilişkin sözleşme bulunmadığı, bu nedenle uyuşmazlığa Türk hukuku hükümlerinin uygulanmasında hata bulunmadığı davalı ile davacının çalışmasının bulunduğu dava dışı Şirket arasında organik bağ bulunduğu, aylık ücret miktarının emsal ücret araştırması ve tanık beyanları dikkate alınarak doğru tespit edildiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 12.10.2023 tarihli ve 2023/9207 Esas, 2023/14345 Karar sayılı kararıyla; davacı işçinin davalı işverenin yurt dışı projelerinde çalıştırılmak üzere istihdam edildiği, tüm çalışma döneminde de Rusya'da bulunan davalıya ait işyerinde çalıştığı, davacı tarafından iş görme ediminin fiilen söz konusu ülkede yerine getirildiği, ilgili dönemlerde mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı Rusya olduğu, uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar veriliştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararı doğrultusunda uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, bu kapsamda davanın (10.02.2021), iş sözleşmesinin feshinden (14.06.2016 ) 4 yıl 7 ay 26 gün sonra açıldığı ve sürenin kaçırılması hususunda geçerli bir neden bulunduğu ispat edilmediği, davacının taleplerini hak düşürücü süre içerisinde talep etmediği, bu nedenle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiğini, yabancı hukuk uygulanması neticesinde davanın reddi hâlinde davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmeyeceği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davalı tarafın cevap dilekçesinde ve ön inceleme duruşmasında yabancı hukuk uygulanması yönünde itirazının bulunmadığını, uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini Rusya hukukuna göre mahkemeye başvurma süresinin kaçırılmasının geçerli nedene dayandığını, sürenin içtihat değişikliği ile yeniden başlaması gerektiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; taraflarına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, Yargıtayın içtihat değişikliğinden sonra açılan davalarda hukuki güvenlik, hukuki belirlilik, hukuki öngörülebilirlik ve sürpriz karar verme yasağının söz konusu olamayacağını, yaptıkları yargılama giderinin davacıdan tahsili ile taraflarına verilmesi gerektiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, davanın süresinde açılıp açılmadığı ve yargılama gideri ve vekalet ücreti noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun'un "Hükmün kapsamı" kenar başlıklı 297 nci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

"...

(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."

3. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"...

(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.

..."

4. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi şöyledir:

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."

5. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.

6. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun iş sözleşmesinin son bulduğu tarihte yürürlükte bulunan 392 nci maddesi şu şekildedir:

“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.

Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir

2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel Hukuk, ..., 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, ..., 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.

3. İlgili Hukuk kısmının (6) numaralı paragrafında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde sözü edilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de İlk Derece Mahkemesince, söz konusu sürenin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalıdır.

Diğer yandan 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince hüküm yerinde davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verildiğinin yazılması da hatalı olmuştur.

Ayrıca dava konusu alacakların yabancı hukukun uygulanması neticesinde reddine karar verilmiş olması yerinde ise de; dava tarihi dikkate alındığında, davacının Dairemizin önceki uygulamalarına güvenerek dava açtığı ve bu nedenle yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı söylenemeyeceğinden, davalı lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi ve lehine yargılama giderinin hüküm altına alınması gerekli iken yazılı gerekçe ile hükmedilmemesi de hatalıdır.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Taraf vekillerinin İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “hak düşürücü süre nedeniyle” ibaresinin çıkartılması,

(5) ve (6) numaralı bentleri tamamen çıkartılarak yerine;

"5-Davalı tarafça yapılan 960,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsilini ile davalıya ödenmesine, Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

6-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 178.225,48 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı yararına takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,

Davacı yararına takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.