Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10660 E. 2024/12298 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve buna bağlı fark ücret ile ilave tediye alacaklarının hesaplanmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İş sözleşmesinde ücretin her ay asgari ücretin belirli bir oranında fazlası olarak ödeneceğinin kararlaştırılmış olması halinde, bu hükmün ileriye etkili olduğu ve her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağladığı, dolayısıyla davacının ücretinin iş sözleşmesindeki orana göre hesaplanması gerektiği, ancak ilave tediye alacağına uygulanacak faizin yasal faiz olması gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/107 E., 2024/888 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmaktayken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde asgari ücretin %72,5 fazlasının davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenmesi gerekmesine karşın sözleşmeye aykırı olarak davacının ücretinin asgari ücret seviyesine çekilmek ve bu ücrete %4 zam uygulanmak suretiyle eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek davacının eksik ödemeden kaynaklı fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/238 Esas, 2021/45 Karar sayılı kararı ile; davacı tarafça 02.04.2018 başlangıç tarihli, davacının isim ve imzasını içermeyen sözleşmenin dosyaya sunulduğu, bahse konu sözleşmenin "ücret esası ve ödeme şekli" başlıklı 7 nci maddesinin "işbu sözleşme süresinde işçiye her ay brüt asgari ücretin - 72,5 el yazısı ile parafsız olarak yazılı olduğu- üzerinden günlük ödeme yapılır" şeklinde olduğu, davaya konu uyuşmazlıkta davacının kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceğinin açıkça öngörülmediği, davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkilinin sürekli işçi kadrosuna geçişi sırasında davalı ile bireysel iş sözleşmesi imzaladığı bu bireysel iş sözleşmesinde ücret kısmını boş bıraktığını beyan ettiği, davalı Bakanlık uygulamasının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.03.2023 tarihli ve 2021/1434 Esas, 2023/489 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin uyuşmazlık konusu hukuki ilişki ve hususları nitelemesinin ve gerekçelendirmesinin isabetli olduğu, ancak davacı vekilinin dava dilekçesi ile toplam 300,00 TL alacağın tahsilini talep ettiği, dosyada dava değerine dair ıslah da yapılmadığı, bu durumda reddedilen toplam miktarın 300,00 TL olduğu ve davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca toplam 300,00 TL vekâlet ücreti hükmedilmesi gerekirken 4.080,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı tarafın istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 30.10.2023 tarihli ve 2023/7196 Esas, 2023/16310 Karar sayılı ilâmı ile; somut uyuşmazlıkta; dava dilekçesinde davacının belirsiz süreli iş sözleşmesinin ücret kısmını boş bıraktığına dair bir açıklama bulunmadığı, dava dilekçesiyle sunulan belirsiz süreli iş sözleşmesinin ilgili sayfaları eksik bulunduğundan dosya eksiklik talebi yazısı ile temin edilen taraflar arasında imzalanan 02.04.2018 tarihli iş sözleşmesinde, ücretin işçiye her ay brüt asgari ücretin %72,5 fazlası ile ödeneceğinin yazılı olduğu, kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan iş sözleşmesinde her ay asgari ücretin belli bir oranda fazlasının ödeneceği kararlaştırılmışsa sözü edilen kural, her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağından, iş sözleşmesi hükümlerine uygun olarak 2019 yılı için asgari ücretin %72,5 oranında fazlasının bulunması, toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre %4 zam yapılmak suretiyle ödenecek ücretin belirlenmesi ve davacının taleplerinin bu ücrete göre değerlendirilmesi gerektiği, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçelerinin yerinde olmadığı, bu doğrultuda değerlendirme yapılırken, arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra muaccel hâle gelen talep dönemi için fark alacaklara yönelik arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğine dikkat edilmesi gerektiği şeklindeki gerekçe ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; bozma gerekçeleri doğrultusunda alınan bilirkişi raporu esas alınarak ve ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def'i değerlendirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, işletilen faize itiraz ettiklerini, davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak üzerine %4 oranında zam yapıldığını, herhangi bir ücret indirimine gidilmediğini, davacının ücretinin her seneki asgari ücrete yükseltilerek iş sözleşmesindeki oran üzerinden tekrar tespiti istemi ile fark alacak taleplerinin toplu iş sözleşmesine, mevzuata ve Bakanlık görüşlerine aykırı olduğunu, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile buna bağlı olarak fark ücret alacaklarının hesap yöntemi ve ilave tediye alacağına işletilen faiz türü hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un (6772 sayılı Kanun) 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 ve 53 üncü maddeleri.

3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.

..."

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlave tediye alacağı 6772 sayılı Kanun'da düzenlenen bir alacak olup bu alacağa uygulanması gereken faiz türü, yasal faizdir. Bölge Adliye Mahkemesince ilave tediye alacağına, davacının talebi de gözetilerek en yüksek mevduat faizini aşmamak üzere yasal faiz yürütülmesi gerekirken bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi hatalıdır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan "bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte" ibaresi hükümden çıkartılarak yerine “mevduata uygulanan en yüksek faizi geçmemek üzere yasal faiziyle” ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.