"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 55. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki arabuluculuk son tutanaığının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin mahiyetten reddin ile incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Şirket vekili dava dilekçesinde; başvurucular ..., ..., ... ve ... tarafından kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı, ücret alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, asgari geçim indirimi, ulusal bayram ve genel tatil ücreti olmak üzere işçilik alacaklarının müvekkili Şirketten tahsili talebi ile arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, arabuluculuk sürecinin arabulucu U.E. tarafından 10.11.2020 tarihinde başlatıldığını, müvekkili Şirketin arabuluculuk toplantısına davet edilmediğini, arabuluculuğa uygun şekilde davet edilmeyen müvekkili Şirket hakkında yürütülen sürecin geçerli kabul edilemeyeceğini, arabuluculuk toplantısının yapıldığı ifade edilen S.M'nin uyuşmazlıklar için müvekkili Şirketçe yetkilendirilmediğini iddia ederek arabuluculuk tutanaklarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça öne sürülen geçersizliğe ilişkin itirazların tümünün davalıların işçilik alacaklarının davasının görüldüğü mahkemede dile getirildiğini, esas mahkemece davacının itirazlarının kabul edilmediğini, bu nedenle derdestlik itirazlarının olduğunu, yine itirazların Ankara 4. İş Mahkemesinde değerlendirildiğini, davacı tarafın aynı nedenlerle huzurdaki davayı açmasının hukuk düzeni tarafından korunamayacağını, her müvekkili adına yapılan arabuluculuk sürecinin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığını, davacı tarafça S.M. isimli çalışanın arabuluculuk toplantıları için yetkilendirilmediği beyan edilse de S.M'nin davacı Şirketin bir çok arabuluculuk sürecine davacı Şirketi temsilen katıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; arabuluculuk son tutanaklarının geçerli olup olmadığı ve buna göre dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği ön sorun olarak inceleneceğinden, somut davada davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili Şirketin işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunu, müvekkili Şirketin arabuluculuk görüşmelerine usulüne uygun bir şekilde davet edilmediğini, müvekkili Şirket adına görüşmeye katıldığı iddia edilen kişinin müvekkili Şirket tarafından yetkilendirilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulüne verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; anlaşma belgesinin geçersizliğinin tespiti alacak davasında ön sorun olarak incelenebildiğine göre tespit davası ile elde edilecek hukuki korumanın başka bir yol veya dava ile sağlanabildiğinin kabulü gerekeceğinden ve alacak davasında bu husus değerlendirildiğinden, son tutanağın iptali istemiyle ayrı bir dava açmasında güncel hukuki yararının varlığından söz edilemeyeceği, buna göre Mahkemece davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı işçiler arasında mecburi ya da ihtiyari dava arkadaşlığı bulunup bulunmadığı, dava şartı arabuluculuk sürecinin 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'na (7036 sayılı Kanun) uygun şekilde yürütülüp yürütülmediğine ve buna göre anlaşamama tutanağının iptalinin gerekip gerekmediğine ilişkindir
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi, 163 ve 164 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 8, 9, 11, 14, 15, 17 ve 18 inci maddeleri, 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi.
3. 02.06.2018 tarihli ve 30439 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin 5, 10, 11, 13, 17, 20 ve 21 inci maddeleri.
4. 6100 sayılı Kanun'un 57 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun kapsamında, davaya konu hak ve borcun ortak olması, birden fazla kişinin ortak bir işlem ile borç altına girmiş olması, davanın birden fazla kişi hakkında aynı sebepten doğmuş olması hâllerinde birden çok kimsenin birlikte dava açması olanaklı olduğu gibi birlikte aleyhlerine de dava açılabilir.
2. Somut uyuşmazlıkta davacı Şirket vekili, aynı dava dilekçesiyle başvurucuları farklı olan dört ayrı arabuluculuk tutanağının iptalini talep etmiştir.
3. Dosya içeriğinden, davalı olarak gösterilen her bir başvurucu ile ayrı ayrı telekonferans yolu ile arabuluculuk süreci yürütülüp akabinde de ayrı ayrı arabuluculuk son tutanaklarının düzenlendiği görülmüştür. Bu durumda arabulucunun ortak bir işlemi ile dava konusu uyuşmazlığın doğduğundan bahsedilemez.
4. Yine uyuşmazlığın esası, işçilik alacaklarının tahsili istemine dair olup yasal dayanağını 4857 sayılı İş Kanunu oluşturmaktadır. İş sözleşmesi ancak taraflar açısından bağlayıcıdır. Ayrıca her işçinin çalışma şekil ve esasları (hizmet süresi, aylık ücret seviyesi, günlük çalışma süresi, yapılan iş ve işin niteliği gibi) farklı olup bu hâli ile uyuşmazlığın aynı hukuki sebebe dayandığı ileri sürülemeyeceği gibi davacı işçilerin aynı arabulucu ve aynı Şirket temsilcisi ile bahsedilen arabuluculuk sürecini yürütmesi de tek başına varılan sonucu etkileyecek unsurlar olarak nitelendirilemez.
5. Sonuç itibarıyla İlk Derece Mahkemesince arabulucuk tutanağının iptaline ilişkin açılan davalarının tefriki sağlandıktan sonra işin esasına girilerek bir sonuca varılması gerekirken usule aykırı olarak yargılamanın yapılıp sonuçlandırılması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.