"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2400 E., 2023/3005 K.
KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 28. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/18 E., 2023/551 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı taraflarca temyize konu edilen miktar 56.295,92 TL olup bu miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 10.10.2016-20.09.2019 tarihleri arasında Tiflis ve Batum şantiyelerinde ince işler formeni olarak çalıştığını, davalı Şirketlerin ortak ve yetkili müdürlerinin aynı kişiler olduğunu, Şirketler arasında organik bağ mevcut olduğunu, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, ücret, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının 17.01.2017-20.09.2019 tarihleri arasında çalıştığını, tüm çalışması boyunca hak edişlerinin eksiksiz ve zamanında ödendiğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını, hiçbir nam altında alacağı bulunmadığını, davanın haksız olarak açıldığını, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ... doğmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; iş sözleşmesinin davalı işverenlerce haksız feshedildiği, tanıkların birbiriyle makul derecede uyumlu beyanlarıyla davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil alacaklarının ispatlandığı, davalı işveren tarafından, davacının talebe konu dönemdeki ücretinin eksiksiz ödendiğinin tediye makbuzu, bordro, havale dekontu gibi kayıtlarla ispatlanması gerekmekte olup davalı tarafından bu mahiyette delil sunulmadığı, davacının ücret alacağının bulunduğu, her ne kadar davalılar vekilince davacının dava dilekçesinde Türk lirası olarak talep ettiği alacakları ıslahla ABD doları olarak talep etmesine itiraz edilmiş ise de davacı tarafça tam ıslah yoluna başvurulmuş olması karşısında ıslah dilekçesine değer verilerek hüküm kurulduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davanın tamamen ıslahında dava baştan beri ıslah edildiği için ıslah edilen kısım için de davanın açıldığı tarihte zamanaşımının kesilmiş olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda zamanaşımı yönünden hatalı ve eksik ve hesaplama yapıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar vekili; davacının Türk lirası olarak kullandığı seçimlik hakkını ıslah ile ABD doları olarak değiştirmesinin mümkün olmadığını, hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunun usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacının talep konusu alacaklara hak kazanmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta davalının cevap dilekçesinde yabancı hukukun uygulanması gerektiğini savunmadığı, Türk hukukunun uygulanması konusunda tarafların zımni anlaşma yaptığının kabulüyle Türk hukukuna göre karar verilmesinin yerinde olduğu, davalı Şirketler arasında organik bağ ve birlikte istihdam olgusunun bulunduğu, davacının ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil alacaklarının bulunduğu, işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, dava dilekçesinde ay belirtilmeksizin davalılar nezdinde 5 aylık ödenmemiş ücret alacağının bulunduğu iddiasıyla ücret alacağı talep edildiği, banka kayıtlarından davacının ücretlerinin iddia edilen ücrete yakın veya daha fazla ödemeler içerdiği, hangi aya ait ne kadar eksik ödendiğinin açık ve net olarak belirtilmediği, yurt dışında kullanmak üzere avans ödemesi de bulunduğundan davacının hangi ay olduğu belirtilmeksizin 5 aylık ücreti tutarında hesaplama yapılmasının ve hükme esas alınmasının yerinde olmadığı, davacının ücret alacağı talebinin reddi gerektiği, davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin yerinde olduğu, İlk Derece Mahkemesince davacı tarafın dava dilekçesiyle tercih hakkını kullandığı ve borcun Türk lirası üzerinden ödenmesini istediği, bundan sonra tercihinden dönüp yabancı para üzerinden tahsil isteyemeyeceği gözetilerek Türk lirası üzerinden hüküm kurulması gerekirken alacağın yabancı para cinsinden davalıdan tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek ve dava dilekçesinde belirtilen işçilik alacaklarının sehven Türk lirası cinsinden talep edildiğini, işyerinde müvekkilinin ücretlerini ABD doları olarak aldığını ve 14.10.2019 tarihli ihtarnamede de kıdem tazminatı dışındaki alacak kalemlerinin ABD doları olarak ödenmesinin talep edildiğini, kaldı ki bu konuda yargılama sırasında tam ıslah yoluna gidildiğini, alacakların Türk lirası üzerinden hüküm altına alınmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde müvekkilinin ücret alacağının bulunduğu açık olmasına rağmen bu talebin reddedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalıların temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı, dava konusu alacakların hangi para birimine göre hüküm altına alınacağı ve zamanaşımı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 99 uncu maddesi.
3. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
4. 6100 sayılı Kanun'un "Hâkimin davayı aydınlatma ödevi" kenar başlıklı 31 inci maddesi şu şekildedir:
"(1) Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. "
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 6100 sayılı Kanun'un 31 inci maddesinde, hâkimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup madde uyarınca, hâkimin uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
3. Dosya içeriğine göre dava dilekçesinde, davacının çalıştığı dönemde toplam 5 aylık ücret alacağının ödenmediği iddia edilmekle birlikte hangi aylara ilişkin ücretlerin ödenmediği açıklanmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesince, iddia edilen ücrete yakın veya bu ücretten daha fazla olacak şekilde banka kayıtlarında ödemeler olduğu, hangi ayda ne kadar eksik ücret ödendiğinin davacı tarafça açık ve net olarak belirtilmediği, yurt dışında kullanmak üzere avans ödemesi de yapıldığı gerekçesiyle ücret alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
4. Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un, İlgili Hukuk bölümünde yer verilen, 31 inci maddesi kapsamında ücret alacağı talebinin açıklığa kavuşturulması için davacı asıl çağrılarak 5 aylık ücret alacağı talebinin hangi aylara ilişkin olduğu konusunda beyanı alındıktan sonra banka kayıtları da incelenerek sonucuna göre talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
5. 6098 sayılı Kanun'un 99 uncu maddesi uyarınca; borç ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ise borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyebilir. Dolayısıyla, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklıya tanınan seçimlik bir hak söz konusu olup hakkın kullanılması bozucu yenilik doğurucu nitelikte olduğundan talep hakkını kullanan alacaklının artık bu tercihinden dönmesi mümkün değildir.
6. Somut uyuşmazlıkta; davacı taraf 14.10.2019 tarihli ihtarnamesi ile kıdem tazminatı dışındaki işçilik alacaklarının ABD doları üzerinden ödenmesini istemiş, bu ihtarname davalılara 15.10.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı taraf söz konusu ihtarnameyle tercih hakkını kullanmış ve kıdem tazminatı dışındaki alacakların ABD doları olarak ödenmesini istemiştir. Her ne kadar davacı taraf, 09.01.2020 tarihli dava dilekçesi ile dava konusu işçilik alacaklarının tamamının Türk lirası üzerinden ödenmesini istemiş ise de yenilik doğuran hakların bir defa kullanılmakla tükendiği dikkate alındığında somut olayda ihtarnamedeki tercihten dönülmesi mümkün değildir. Bu durumda davacının kıdem tazminatı dışındaki alacaklarının ABD doları olarak ödenmesine yönelik talebine değer verilmesi gerektiği gözetilmeden söz konusu alacakların Türk lirası üzerinden hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalılar Temyizi Yönünden
Davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalılara iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.