Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11018 E. 2024/15357 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İş sözleşmesinin feshi nedeniyle açılan alacak davasında, yabancı hukukun uygulanması sonucu davanın reddine karar verilmesi üzerine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın içtihat değişikliği nedeniyle yabancı hukukun uygulanması sonucu davanın reddine karar verilmesi halinde davacı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiği, ancak bu durumun davalı tarafından yapılan yargılama giderlerini kapsadığı, Hazineye gelir kaydedilen arabuluculuk giderini kapsamadığı ve davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin de davacı üzerinde bırakılması gerektiği gözetilerek, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 20.01.2022 tarihinde İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde çalıştığını, sözleşmesinin haklı neden olmadan ve bildirimsiz feshedildiğini, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı Şirketin çalışanı olmadığını, bu nedenle husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, uyuşmazlığa yabancı hukukun uygulanması gerektiğini ve yabancı mahkemede bakılması gerektiğini, yetki itirazında bulunduklarını, davacının hizmet süresinin hatalı değerlendirildiğini, tüm alacaklarının davacıya ödendiğini, davacının hak ve alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada bulunan taraflar arasında imzalanan yurt dışı iş sözleşmesinin işçinin Rusya'da çalışması amacıyla düzenlendiği, sözleşmede ihtilaf halinde açıkça çalışılan ülke hukukunun uygulanacağının belirtildiği, davalı tarafın süresinde ibraz ettiği cevap dilekçesinde zamanaşımı def'i ile birlikte çalışılan ülke hukukunun uygulanması gerektiğini ifade ettiği, mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı yer olan Rusya olduğu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2020/5617 Esas ve 2020/16556 Karar sayılı kararında belirtilen şekilde dava konusu uyuşmazlık hakkında çalışılan ülke hukukunun uygulanması gerektiği, zamanaşımı yönünden de bu hukukun uygulanması gerektiği, bu bağlamda iş sözleşmesinin sona erdiği tarih sebebi ile davaya konu edilen alacakların zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; hukuk seçimi anlaşması olduğu beyan edilen sözleşmenin sadece sözleşme yapılan döneme uygulanması gerektiğini, ayrıca sözleşmelerde tazminat taleplerine ilişkin hukuk seçimi anlaşması yapılmadığı göz önüne alındığında kıdem ve ihbar tazminatı alacakları yönünden Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.02.2023 tarihli kararında kısmi alacak/belirsiz alacak ayrımından doğan ihtilafa ilişkin yapılan değerlendirmesinde sürpriz karar yasağından ve bu doğrultudan tarafların makul bir süre önceden bilgilendirilmesi gerektiğinden bahsetmekte iken yabancı hukuk uygulanmasına ilişkin içtihat değişikliğinde bu hususun göz ardı edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 29.05.2018 tarihli ve 15 numaralı Rusya Yüksek Mahkemesi görüş yazısında, işten çıkarılma durumunda çalışana tutarların ödenmesi için belirlenen son tarihten itibaren bir yıl içerisinde dava açılabileceğinin açıklandığını, ... 5. Barosuna kayıtlı olarak çalışan Av. ... tarafından hazırlanan hukuki mütalaada da sürelerin sözleşmenin feshi ile başlamayacağının açık olduğunu, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 inci maddesi gereği, geçerli sebeplerden dolayı sürelerin dolması nedeniyle sürenin mahkeme tarafından yenilenmesi gerektiğini, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun Türk hukukunda düzenlendiği şekilde bir zamanaşımı/hak düşürücü süre düzenlemesi içermediğini, Rusya hukukunda düzenlenen sürelerin mahkemeye başvuru süresi olduğunu, işçinin hakkının ihlal edildiğini öğrendiği ya da öğrenmesi gerektiği tarihin ispatına ilişkin yükümlülüğün davalı işverene ait bulunduğunu, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi gereği, geçerli sebeplerden dolayı sürelerin dolması nedeniyle sürenin mahkeme tarafından yenilenmesi gerektiğini, kamu düzeni ve emredici kurallar açısından uyuşmazlığın çözümünde Türk Hukukunun uygulanması gerektiğini, Rusya iş hukukuna göre mahkemeye başvuru sürelerinin dikkate alınmasının hak arama hürriyetini kısıtladığını, hukuki güvenlik ilkesi ve belirlilik ilkeleri gereğince hukukun genel ilkelerine, mevzuata ve yerleşik içtihatlara tamamen aykırı ve sürpriz sayılacak şekilde karar verilemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, yargılama giderlerinin ve arabuluculuk ücretinin de haksız çıkan tarafa yükletilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde Rusya iş hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Rusya Federasyonu İş Kanunu'ndaki zamanaşımına ilişkin hükümlerin somut uyuşmazlığa uygulanması gerektiği, davacının iş sözleşmesinin 26.07.2015 tarihinde sona erdiği, davanın ise 17.01.2020 tarihinde açıldığı, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi uyarınca talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığı, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda davanın reddine karar verilmesi hâlinde, davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varıldığı, bu haliyle kararın içtihatlara uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; katılma yoluyla verdiği temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davaya konu alacak taleplerinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve vekâlet ücreti, arabuluculuk dâhil yargılama giderleri hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.

3. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:

“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.

Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”

4. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"...Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidilmiştir. Gerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin gerekse Dairemizin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davaların bir kısmında, benimsenen yeni görüş doğrultusunda yabancı hukukun uygulanması, davacı taraf aleyhine bazı olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda ret kararı verilmesi hâlinde, davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmıştır.

3. Somut uyuşmazlıkta dava tarihi dikkate alındığında; davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmemesi isabetli ise de; Dairemizin sözü edilen uygulaması davalı tarafça yapılan yargılama giderlerine ilişkindir. Davanın ret sebebi ne olursa olsun Hazineye gelir kaydına karar verilmesi gereken arabuluculuk giderini kapsamamaktadır. Bu nedenle İlgili Hukuk kısmının (4) numaralı paragrafında yer verilen 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrasının son cümlesi uyarınca; arabuluculuk giderinin, haksız çıkan taraftan tahsil edilmesi gerekirken davalıdan tahsiline karar verilmesi hatalı olmuştur. Diğer yandan, davacının yaptığı yargılama giderlerinin de kendi üzerinde bırakılması gerekirken davalıdan tahsiline karar verilmesi hatalıdır.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan "davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin çıkartılarak yerine " davacı üzerinde bırakılmasına" ibaresinin; (6) numaralı bendinde yer alan "davalıdan" ibaresinin çıkartılarak yerine "davacıdan" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz karar harcının davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.