Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11050 E. 2024/16027 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının ödenip ödenmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Fazla çalışma alacağının ispatında, davacı ile menfaat birliği içinde olan tanığın beyanı dışındaki diğer tanık beyanları ve davalı tanığının beyanı birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 26. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin topoğraf olarak davalı Şirketin yurt dışında bulunan şantiyelerinde 30.04.2015-02.09.2017 tarihleri arasında en son 3.200,00 USD ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, haftanın altı günü 07.00-19.00 saatleri arasında, ayda iki pazar günü ise 07.00-17.00 saatleri çalıştığını ileri sürerek fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, iş sözleşmesinin geçerli nedenle sonladırılarak davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapıldığını, en son aylık 3.200,00 USD ücret ile çalıştığını, işyerinde su baskını olduğunu ve davacının da belgelerinin bu nedenle zayi olduğunu, taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 30.04.2015-02.09.2017 tarihleri arasında en son aylık net 3.200,00 USD ücret ile çalıştığı, geçerli şartları taşımayan ibranameye değer verilmediği, tanık beyanları doğrultusunda davacının haftalık 19,5 saat fazla çalışma yaptığı Ramazan Bayramının ilk günü ve Kurban Bayramının ilk 2 günü harici genel tatil çalışması ve ayda 2 hafta tatilinde çalışıldığı, dosyaya sunulu bordrolarda tahakkuk bulunmadığı belirtilerek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının ücretinin her nevi çalışmalarını kapsar şekilde ve asgari ücret ile ülkemiz şartlarının çok üzerinde her iki yanın imzasını içerir yazılı belgeler ile kararlaştırıldığını, tarafların bu yöndeki yazılı ortak iradeleri göz ardı edilerek fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret hesaplamasının hatalı olduğunu, davacıya yapılan tüm ödemelerin banka kanalı ile yapıldığını, bordroların tamamının banka kayıtları ile uyumlu olduğunu, hükme esas alınan rapor içeriğinde bilirkişi tarafından yerleşik içtihatlara aykırı olacak şekilde fazla çalışma hesabının yapıldığını, salt davacı tanık beyanlarına dayanılarak hesaplanan fazla çalışma saatinin 18 saatten fazla olamayacağını, davacı tanığı E.G'nin davacı ile menfaat birliği içindeki tanık olduğunu ve beyanına itibar edilemeyeceğini, yapılan indirim oranının yetersiz olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı işçinin davalı işverenlik nezdinde 30.04.2015-02.09.2017 tarihleri arasında 2 yıl 4 ay 3 gün süre ile çalıştığı, son ücretinin aylık net 3.200,00 USD olduğu, dosyaya sunulu 30.08.2017 tarihli ibranamenin geçerlilik şartlarını taşımadığı, ayrıca anılan ibranamenin iş sözleşmesinin fesih tarihinden önce düzenlendiği, bu nedenle ibranameye değer verilemeyeceği, davacının fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili alacağı bulunduğunu kanıtladığı, buna karşın işverence karşılığının ödendiğinin usulünce ispat edilemediği, İlk Derece Mahkemesince anılan alacak kalemlerinde uygulanan 1/3 oranındaki indirimin makul olduğu, davacı tanıklarından birinin davacı ile menfaat birliği içinde olmasının diğer tanık beyanının içeriği ve dosya kapsamındaki sair delillerin başkaca delil niteliği taşıması nedeniyle hükme esas alınmasına engel teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelere ek olarak faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu belirterek Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ispatı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41, 44, 46 ve 47 nci maddeleri.

3. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

4. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı hâlde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazı kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.

5. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

6. Aynı ispat kuralları hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacakları için de geçerlidir.

7. Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ispatında salt davacı ile menfaat birliği içinde olan ya da işverene karşı davası bulunan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte diğer delil ya da olgularla desteklenen bu tür tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar diğer delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.

8. Somut uyuşmazlıkta, tanık anlatımlarından hareketle ayda iki hafta 6 gün 07.00-19.00, ayda iki hafta 6 gün 07.00-19.00 saatleri arasında, 1 gün ise 07.00-17.00 saatleri çalışılarak haftalık ortalama 19 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek alacak hesaplanmış ve hüküm altına alınmıştır.

9. Fazla çalışmanın ispatı konusunda, dosya içerisinde işyerindeki çalışma düzenini gösterir işyeri kayıtları bulunmadığından davacının fazla çalışmalarının tanık beyanlarına göre kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı tanığı R.B; bir hafta 6 diğer hafta 7 gün çalıştıklarını, normal çalışmanın sabah 07.00 akşam 18.00 arasında olduğunu, yedinci gün çalışmasının ise sabah 08.00 akşam 17.00 arasında olduğunu beyan etmiş; diğer davacı tanığı E.G. ise normal çalışmanın haftanın 6 günü, sabah 07.00 akşam 19.00 saatleri arasında olduğunu, bu saatler haricinde haftada ortalama 16 saat fazladan çalıştırıldıklarını, on beş günde bir hafta tatili kullandıklarını, çalıştıkları hafta tatilinde de yine aynı saatlerde çalıştıklarını beyan etmiştir. Davalı tanığı M.Ş. davacının bir hafta 6 diğer hafta 7 gün çalıştıklarını, normal çalışmanın sabah 07.00 akşam 18.00 arasında olduğunu, yedinci gün çalışmasının ise sabah 08.00 akşam 17.00 arasında olduğunu beyan etmiştir. Davacı tanıklarından E.G'nin davalıya karşı davası bulunduğu kendi beyanlarından anlaşılmaktadır. Yukarıda (7) numaralı paragrafta belirtildiği üzere fazla çalışma alacağının ispatında salt davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez.

10. Şu hâlde menfaat birliği içerisinde olmayan davacı tanığı R.B. ile davalı tanığının beyanı birlikte değerlendirilerek fazla çalışma alacağının tespiti dosya kapsamına uygun düşecektir. Mahkemece açıklanan ilke ve esaslar dikkate alınmadan karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.