"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/477 E., 2024/229 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece 08.09.2015 tarihli ilâmı ile Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına Mahkemece direnilmesi üzerine karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrasına göre yapılan inceleme sonucunda, bozma kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılan incelemede, usul ve kanuna uygun Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle 18.03.2021 tarihli ilâm ile Mahkeme kararının bozulmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece 20.01.2022 tarihli karar ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararının davalı ... Tur Otobüs İşletmesi San. ve Tic. AŞ (... Tur Şirketi) vekili ile davalı ... Turizm Servis ve Ticaret Ltd. Şti. (... Şirketi) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 12.09.2022 tarihli kararı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilerek yeniden yapılan yargılama sonucunda 18.05.2023 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararının davalı ... Tur Şirketi vekili ile davalı ... Şirketi vekili tarafından temyiz edilmekle; Dairemizin 02.10.2023 tarihli ilâmıyla Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilerek yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... Tur Şirketi vekili ile davalı ... Şirketi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dayısı olan davalı ...'ın yanında 17.07.2006 tarihinde servis şoförü olarak çalışmaya başladığını, 14.03.2011 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiğini, çalışmakta olduğu ... plaka sayılı otobüsün davalı ... Tur Şirketi, ardından davalı ... Şirketi nezdinde personel taşımacılığı işinde çalıştırıldığını, davalı ... Aydın'ın alt işveren diğer davalıların ise asıl işveren olduklarını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret ve yıllık izin alacaklarının iş sözleşmesinin feshi tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkette hiç çalışmadığını, ...'ın fatura karşılığı müvekkili Şirkete personel taşıma işi yaptığını, ... ile davacı arasındaki iş ilişkisinden müvekkili Şirketin herhangi bir bilgisinin olmadığını, bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... Tur Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirketin çalışanı olmadığını, plakası belirtilen aracın ...'a ait olduğu dönemde 17.07.2006 tarihinde bir hafta servis alındığını, yedi gün sonra ... 'ın ... plaka sayılı araçta çalıştığını, 31.10.2007 tarihinde ise davacının aynı plakalı araçla ticari faaliyette bulunduğunu, davacı ile diğer davalının akraba olduğunu, işbu davayı da muvazaalı olarak açtıklarını, birbirleriyle hiçbir ilişkisi olmayan farklı tüzel kişilerin müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirtmenin usul ve kanuna aykırılık teşkil ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkilinin yeğeni olduğunu, araç müvekkili adına kayıtlı ise de gerçek malikin davacı olduğunu, bankalarla olan sorunları nedeniyle kredi alamayan davacının müvekkilinden ricada bulunduğunu, taşıt kredisi işlemlerinin müvekkili adına yapıldığını ve aracın da müvekkili adına tescil edildiğini, diğer davalılarla sözleşmenin davacı tarafından yapıldığını, hak edişini de kendisinin tahsil ettiğini, aralarında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 17.09.2013 tarihli kararı ile; taraflar arasında iş ilişkisi bulunmadığı, davacının davalı ...'ın yeğeni olduğu, ... plaka sayılı aracı kendi nam ve hesabına çalıştırdığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 13.01.2014 tarihli ilâmı; davacı iddiaları, bu iddiaları doğrulayan bir kısım tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı arasında iş sözleşmesinin bulunduğu, davacının taleplerinin bu iş ilişkisinden kaynaklanan talepler olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğu, Mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 11.05.2015 tarihli kararı ile; bozmaya uyularak davalı ... ile davacı arasında iş sözleşmesi bulunduğu, diğer davalıların davacının çalıştığı davalı ...'a ait aracı personel ve öğrenci taşıma işi için kiraladıkları, esasen davacının davalı ... için çalıştığı, diğer davalılar ile bu davalı arasındaki ilişkide herhangi bir taraf sıfatı bulunmadığı, davacı 17.07.2007-14.03.2011 tarihleri arasında çalışıp ücretinin net 945,00 TL olduğu, iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiği hususunda davalı ... tarafından herhangi bir delil sunulmadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile ödendiği kanıtlanmayan ücret ve yıllık izin ücreti taleplerinin yerinde olduğu, 18.12.2014 tarihli raporun ikinci seçeneğinin dosya kapsamı ile usul ve kanuna uygun bulunduğu, diğer davalıların talep konusu alacaklardan sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle davalı ...'a karşı açılan davanın kısmen kabulü ile kıdem tazminatına sözleşmenin feshi tarihinden itibaren, diğer alacaklara dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın ise reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 08.09.2015 tarihli ilâmıyla; davalı ... ile davalı Şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davalı ...'ın işçisi olduğu anlaşılan davacının işçilik alacaklarından asıl işveren konumunda bulunan davalı Şirketlerin de 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesi kapsamında sorumlu olduğu gözetilmeden davalı Şirketler hakkındaki davanın reddine ilişkin kararın hatalı olduğu, davacının davalılardan ...'a gönderdiği ödeme ihtarının davalı ...'a tebliğ tarihi tespit edilerek faiz başlangıç tarihinin davalılardan ... açısından bu ihtarın tebliğ tarihine göre tespit edilmesi gerektiği, kendisine ödeme ihtarı tebliğ edilmemiş olan davalıların ise davadan önce temerrüde düşürülmediği kabulü ile değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Verilen Direnme Kararı
Mahkemenin 03.03.2016 tarihli kararı ile; davalı Şirketlerin davacının çalıştığı davalı ...'a ait aracı personel ve öğrenci taşıma işi için kiraladıkları, esasen davacının davalı ... için çalıştığı, davalı Şirketler ile davalı şahıs arasındaki anlaşmanın hizmet alım sözleşmesi olmadığı, davalı Şirketler yönünden aracın önem arz ettiği, kimin şoför olduğunun bir anlamının bulunmadığı, davacının emir ve talimatları davalı ...'dan aldığı, davalı Şirketlerden emir ve talimat almadığı, davacı tarafça talep edilen alacaklar yönünden temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesine yönelik herhangi bir talebin bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
E. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. Direnme kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.03.2021 tarihli ilâmı ile; ... plaka sayılı araca ilişkin davacının araç şoförü olarak belirtildiği ... Tur Şirketi ile imzalanan iş başı sözleşmesi, 31.10.2007 tarihli personel ve öğrenci taşıma araç kiralama sözleşmesi, davalı ... tarafından davalı ... Tur Şirketi'ne ve ... Şirketi'ne kesilen “personel taşıma bedelli” faturalar, davalı ... Tur Şirketi tarafından sunulan ve davalı ... ile alacak ve borç ilişkisini gösteren muavin defter kayıtları, ... Şirketi tarafından ... plaka sayılı araca ilişkin sunulan puantaj kayıtları, banka ödemeleri ve tanık beyanlarından davacının davalı ... adına kayıtlı araç ile davalı şirketler nezdinde personel taşımacılığı işi yaptığı, davalı işveren ... ile davalı Şirketler arasında 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi kapsamında geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğundan davacının işçilik alacaklarından asıl işveren konumunda bulunan davalı Şirketlerin de sorumlulukları bulunduğu, usul ve kanuna uygun Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesinin doğru olmadığı; ayrıca davacının işverene gönderdiği ihtarnameden önceki bir tarih olan fesih tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep ettiği hususu dikkate alındığında ihbar tazminatı, ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının faiz başlangıç tarihlerinin tespiti yönünden ödeme ihtarının davalı ...'a tebliğ tarihi araştırılarak ödeme ihtarının dava tarihinden önce tebliğ edildiğinin anlaşılması hâlinde bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 20.01.2022 tarihli kararı ile; işçilik alacaklarından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacı vekilinin 20.01.2022 tarihli celsedeki beyanı dikkate alınarak alacaklara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
G. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... Tur Şirketi vekili ile davalı ... Şirketi vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 12.09.2022 tarihli ilâmı ile; davacının 17.07.2006-2009 yılı 6 ncı ayına kadar asıl işveren ... Tur Şirketi ve 2009 yılı 8 inci ayından 14.03.2011 tarihine kadar asıl işveren ... Şirketi nezdinde çalıştığı hususu gözetildiğinde; söz konusu Şirketlerin işçilik alacaklarından sorumluluklarının davacıyı (kendi) çalıştırdıkları dönem ve bu dönemdeki ücret seviyesine göre belirlenmesi gerekirken bu hususun dikkate alınmamasının hatalı olduğu, öte yandan Mahkeme ilâmının gerekçesinde yalnızca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca yapılan bozmaya uyulduğu, hesaplamalar ve değerlendirmelerin bozma ilâmı ve gerekçesine uygun olduğu ifade edilmiş ise de hangi hesaplamalar ve değerlendirmelerin hükme esas alındığı açıkça belirtilmediği, Mahkemece hüküm altına alınan alacakların miktarları da gözetildiğinde; 18.12.2014 tarihli bilirkişi raporunun ikinci seçeneğinin hükme esas alındığı anlaşılmakla söz konusu raporun belirtilen kısmında ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti miktarı ayrı ayrı 2.075,73 TL hesaplanmasına rağmen bu alacakların hangi gerekçeyle 2.175,73 TL olarak hüküm altına alındığı da karardan anlaşılamadığı, bu konuda Mahkeme kararının gerekçesinin yetersiz olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
H. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 18.05.2023 tarihli kararı ile; bozma ilâmına uyulmasına karar verildikten sonra 08.02.2023 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, bilirkişi raporundaki hesaplamaların ve değerlendirmelerin bozma ilâmına ve dosyaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
I. Dördüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... Tur Şirketi vekili ile davalı ... Şirketi vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 02.10.2023 tarihli ilâmı ile; davacının temyiz talebinin bulunmadığı dikkate alındığında davalılar bakımından aleyhe bozma yasağına aykırılık teşkil edecek şekilde, davacının ücretinin aylık net 945,00 TL yerine 1.500,00 TL olduğunın kabulü ile talep konusu işçilik alacaklarının ve buna göre davalı Şirketlerin işçilik alacaklarından sorumlu oldukları miktarların belirlenmesinin hatalı olduğu, Dairemizin 08.09.2015 tarihli bozma ilâmında da değinildiği üzere davadan önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemeyen davalı ... Şirketi bakımından kıdem tazminatı dışındaki diğer alacaklara dava ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, Mahkeme kararının gerekçesinde, davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirtilmiş olmasına rağmen hüküm kısmında davanın kabulüne karar verildiğinin belirtilmesinin çelişkili olduğu, davalı tarafça "... Tur Otobüs İşletmesi San. ve Tic. AŞ" şeklinde unvan değişikliğine ilişkin 07.01.2014 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesini sunulmasına rağmen Mahkemenin gerekçeli karar başlığında şirket unvanının hâlen "... Tur Otobüs İşletmesi San. ve Tic. Ltd. Şti." olarak belirtilmesinin isabetsiz olduğu, dava tarihi 13.05.2011 olmakla 25.03.2014 olarak belirtilmesinin de yerinde olmadığı gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İ. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda bozma öncesinde kapsama alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar ve değerlendirmelerin bozma ilâmı gerekçesine ve dosyaya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... Tur Şirketi vekili ile davalı ... Şirketi vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... Tur Şirketi vekili; davacının müvekkili Şirket işçisi olmadığını, davalı ... ile aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığından kıdem tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının dava açıldığı tarihe kadar ücret almadığı yönündeki iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının müvekkili Şirket nezdinde çalıştığını ispatlayamadığı hususu dikkate alındığında işçilik alacaklarından diğer davalıların sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... Şirketi vekili; davacının müvekkili Şirket işçisi olmadığını, Şirketin işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, davacının hizmet süresi ve ücret miktarına ilişkin davacı iddialarını kabul etmediklerini, hükme esas alınan bozma öncesindeki bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olmadığını, rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, tarafların ortak sorumluluğunun kabul edilmesi hâlinde dahi ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağından diğer davalı Şirketin sorumlu tutulması gerektiğini, alacaklara hükmedilen faizin başlangıç tarihinin hatalı belirlendiğini, kısmen kabul kararı verilmesine rağmen tüm yargılama giderlerinin ve harçların müvekkili üzerine yüklenmesinin hatalı olduğunu, müvekkili lehine eksik vekâlet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma sonrasında hesaplamalara esas alınan ücret miktarı dikkate alındığında aleyhe bozma yasağına uygun karar verilip verilmediği hususu ile ... Şirketi bakımından kıdem tazminatı dışındaki diğer alacaklara hükmedilecek faizin başlangıç tarihine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi ile 109 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı ... Tur Şirketinin tüm; davalı ... Şirketinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta, eldeki dava kısmi dava olup davacı vekili dava dilekçesinde talep ettiği ve ıslahla artırdığı kıdem ve ihbar tazminatları, ücret ve yıllık izin ücreti alacak miktarlarını iş sözleşmesinin feshedildiği tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davanın niteliği de dikkate alındığında kıdem tazminatı dışındaki diğer alacaklarda temerrüt koşulu bulunmakta olup işveren davadan önce temerrüde düşürülmediyse dava dilekçesinde talep edilen miktarlara dava tarihinden, ıslah yoluyla dava değerinin arttırılması durumunda ise ıslahla arttırılan miktarlara ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanmaktadır. Dava açmadan gönderilecek ihtarname (dava, ek dava ayrımı yapılmaksızın, ıslahla arttırılan miktarları da kapsamak üzere) temerrüt ve faiz başlangıcı olup işverenin bu ihtarname ile temerrüde düşürülmesi ile faiz başlangıcının dava ve ıslah tarihi değil ihtarnamede tanınan sürenin bittiği tarih olacağı kabul edilmektedir.
3. Dairemizin 08.09.2014 tarihli ilâmında da davacının davalılardan ...'a gönderdiği ödeme ihtarının davalı ...'a tebliğ tarihi tespit edilerek faiz başlangıç tarihinin davalılardan ... açısından bu ihtarın tebliğ tarihine göre tespit edilmesi gerektiği, kendisine ödeme ihtarı tebliğ edilmemiş olan davalıların ise davadan önce temerrüde düşürülmediği hususunun gözden kaçırılmaması gerektiği ifade edilmiştir. Nitekim Dairemizin 02.10.2023 tarihli bozma ilâmında da yeniden, davadan önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemeyen davalı ... Şirketi bakımından kıdem tazminatı dışındaki diğer alacaklara dava ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilmiştir. Söz konusu bozma ilâmlarına uyulmasına rağmen davalı ... Şirketi bakımından kıdem tazminatı dışındaki diğer alacaklara dava tarihinden itibaren faiz uygulanması hatalıdır.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı ... Tur Şirketinin tüm; davalı ... Şirketinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı ... Şirketinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının, hüküm fıkrasının ihbar tazminatına ilişkin kısmında yer alan “davalı ... Ltd Şti'nin net 1.556,80 TL'den sorumlu olduğunun tespitine” ibaresinden sonra gelmek üzere “davalı ... Şirketi bakımından 100,00 TL'sinin dava tarihi olan 13.05.2011 tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 17.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline” ibaresinin yazılması suretiyle;
Hüküm fıkrasının yıllık izin ücretine ilişkin kısmında yer alan “davalı ... Ltd Şti'nin net 518,93 TL'den sorumlu olduğunun tespitine” ibaresinden sonra gelmek üzere “davalı ... Şirketi bakımından 100,00 TL'sinin dava tarihi olan 13.05.2011 tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 17.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline” ibaresinin yazılması suretiyle;
Hüküm fıkrasının ücret alacağına ilişkin kısmında yer alan “davalı ... Ltd Şti'nin net 12.984,04 TL'den sorumlu olduğunun tespitine),” ibaresinden sonra gelmek üzere “davalı ... Şirketi bakımından 100,00 TL'sinin dava tarihi olan 13.05.2011 tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 17.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile tahsiline” ibaresinin yazılması suretiyle; DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.