"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/94 E., 2024/356 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 20.11.2017-07.01.2019 tarihleri arasında inşaat mühendisi kontrol kadrosunda belirli süreli iş sözleşmesiyle çalıştığını, ücretlerinin süresinde ve tek seferde ödenmemesi üzerine iş sözleşmesini 07.01.2019 tarihinde haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, bakiye süre ücretleri ile ücretlerin geç ödenmesinden kaynaklanan faiz alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; faiz alacağına ilişkin istemin arabuluculuk başvurusuna konu edilmeyerek dava açıldığından dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, dava konusu alacaklarının zamanaşımına uğradığını, iş sözleşmesi davacı tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğinden kıdem tazminatı alacağının söz konusu olmayacağını, Mahkemece haklı nedenle fesih kabul edilse dahi feshin süresinde yapılmadığını, davacının bakiye ücret ve fazla çalışma alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.01.2020 tarihli ve 2019/114 Esas, 2020/17 Karar sayılı kararı ile; ücretlerinin süresinde ödenmemesi üzerine davacı tarafından haklı nedenle iş sözleşmesine son verildiği, bu bağlamda kıdem tazminatına hak kazandığı, davacı iş sözleşmesini feshettiğinden bakiye süre ücreti talebinin yerinde olmadığı, üstelik davacının yaptığı iş uzmanlık gerektiren bir iş olmadığından taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 05.05.2022 tarihli ve 2020/1934 Esas, 2022/1673 Karar sayılı kararı ile; taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 09.11.2022 tarihli ve 2022/9161 Esas, 2022/14630 Karar sayılı ilâmı ile; somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olduğu ve davacı işçinin sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinin uyuşmazlık dışı olduğu, belirli süreli iş sözleşmesini haklı nedenle fesheden işçinin sözleşme devam etseydi elde edeceği maddi menfaatin karşılığını bakiye süre ücreti adı altında talep edebilmesine kanuni bir engel bulunmadığı, buradaki talebin dayanağının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 438 inci maddesi olmayıp 437 nci maddesi olduğundan bakiye süre ücreti olarak talep edilen tazminatın 437 nci maddedeki esaslara göre belirlenerek hüküm altına alınması gerektiği, bu açıdan bakıldığında Mahkemece davacının sözleşmenin kalan süresine ait ücret talebinin bu tazminat kapsamında değerlendirilmesi ve Kanun’un 437 nci maddesindeki esaslara göre bu tazminat miktarının takdir edilerek sonuca ulaşılması gerektiği, yanılgılı değerlendirme ile talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra başka bir işte çalışıp çalışmadığı araştırılmadan ve davacının başka işte çalışması hâlinde elde ettiği kazançlar mahsup edilmeden yapılan hesaplama doğrultusunda verilen hükmün yasaya aykırı olduğunu, 6098 sayılı Kanun'un 408 inci maddesine göre yapılan hesaplamadan indirim yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunda tazminat alacağı brüt olarak hesaplanmasına rağmen alacağın net olarak hüküm altına alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, anılan tazminat alacağı ücret içinde değerlendirilemeyeceğinden alacağa yasal faiz uygulanması gerekirken bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; 6098 sayılı Kanun'un 437 nci maddesi kapsamında hesaplanan tazminattan indirim yapılması gerekip gerekmediği, tazminatın net olarak hüküm altına alınması ve hükmedilen faiz türü noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 11 ve 24 üncü maddeleri.
3. 6098 sayılı Kanun'un "a. Haklı sebeple fesihte" kenar başlıklı 437 nci maddesi şu şekildedir:
"Haklı fesih sebepleri, taraflardan birinin sözleşmeye uymamasından doğmuşsa o taraf, sebep olduğu zararı, hizmet ilişkisine dayanan bütün haklar göz önünde tutularak, tamamen gidermekle yükümlüdür.
Diğer durumlarda hâkim, bütün durum ve koşulları göz önünde tutarak haklı sebeple feshin maddi sonuçlarını serbestçe değerlendirir."
4. Dairemizin 26.04.2022 tarihli ve 2022/4457 Esas, 2022/5293 Karar sayılı ilâmı.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta, 20.11.2017-21.12.2020 tarihleri arasındaki dönem için taraflar arasında imzalanan belirli süreli iş sözleşmesi, davacı tarafından 07.01.2019 tarihinde haklı nedenle feshedilmiş olup İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda 07.01.2019-21.12.2020 tarihleri arasındaki çalışma süresi üzerinden tazminat hesabı yapılmıştır.
3. Dosya içeriğine göre davacıya ait hizmet döküm cetveli incelendiğinde hesaplama yapılan döneme de isabet edecek şekilde davacının 02.12.2019-15.02.2021 tarihleri arasında dava dışı bir işveren nezdinde çalışmasının olduğu görülmektedir. Belirli süreli iş sözleşmesini haklı nedenle fesheden davacının sözleşme devam etseydi elde edeceği maddi menfaatin karşılığını yani uğradığı zararın giderilmesini talep ettiği dikkate alındığında 6098 sayılı Kanun’un 437 nci maddesi uyarınca hesaplanan tazminattan başka bir işte çalışılması sebebiyle elde edilen gelirin mahsup edilmesi gerekmektedir. İlk Derece Mahkemesince eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
4. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 6098 sayılı Kanun'un 437 nci maddesi kapsamında hesaplanan tazminatın brüt olduğu belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında tazminatın net olduğunun yazılması isabetsizdir.
5. 6098 sayılı Kanun'un 437 nci maddesinde öngörülen tazminat alacağına yasal faiz uygulanması gerekirken bu husus gözetilmeksizin bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tazminatın tahsiline karar verilmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.