Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11163 E. 2024/15696 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının ücretinin düşürülmesi nedeniyle fark ücret, zamanaşımı, faiz, yargılama gideri ve vekâlet ücreti talepleri hakkındaki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin temyiz sebeplerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde belirtilen bozma sebeplerinden hiçbirini oluşturmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tavşanlı İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yenien hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... (...) Genel Müdürlüğüne bağlı kömür ocağında çalıştığını, davacının yaptığı işin asıl iş olduğunu, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının ... Genel Müdürlüğü işçisi sayılması gerektiğini, davacı işçi baştan itibaren davalı ... Genel Müdürlüğü işçisi olarak çalıştığından ilave tediyeye hak kazandığını, ayrıca ücretinin düşürüldüğünü ileri sürerek ilave tediye ve ücret farkı alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, davacının yaptığı işin asıl iş değil yardımcı iş olduğunu, ... Genel Müdürlüğü ile davacı arasında bir bağ ve sözleşme bulunmadığını, muvazaa iddiasını kabul etmediklerini, ... Genel Müdürlüğü personeli olmayan davacının ilave tediye talebinde bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının yüklenici firmalarla yeni sözleşme imzaladığını, iş sözleşmesi ile alacağı ücreti açıkça kabul ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ile dava ihbar olunan şirketler arasında geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, davacının almış olduğu ücretin düşürüldüğü, ancak muvafakati alınmaksızın ücretinin düşürülmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle davacının ücretinin düşürülmesinden önceki son brüt ücreti sabit tutularak hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, davacının 14.06.2022 tarihli ıslah dilekçesi sunduğu, pandemi döneminde duran süreler dikkate alındığında 11.03.2017 tarihinden önceki alacaklarının zamanaşımına uğradığı, davacı vekilinin ıslah dilekçesinin 2017 Haziran dönemi alacaklarının dışlanarak talep edildiği bu nedenle taleple bağlı kalınarak hüküm kurulduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davalı ile alt işverenler arasındaki tüm ihalelerin muvazaalı olduğunu, davalı Kurumun aynı hizmet alım ihalelerinin muvazaalı olduğunun ve geçersizliğinin daha önce verilen kararlar ile kesinleştiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının ıslah dilekçesiyle 2017 yılı Haziran ayı öncesindeki alacaklarının zamanaşımına uğradığını belirterek bu dönemi dışlamak suretiyle ıslah yaptığını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasının hatalı olduğunu, müvekkili Kurumun işveren sıfatını haiz olmadığını, ihale makamı olduğunu, davacı işçinin yüklenicinin asıl işveren olduğu işyerinde ve bu asıl işverenin yanında onun işinde çalışan bir işçi olduğunu, davacı işçi ile aralarında herhangi bir bağ ve sözleşme bulunmadığını, davanın husumet nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, bilirkişi raporundaki hesaplamayı kabul etmediklerini, işçilere ödenecek ücretin yüklenici firmaların inisiyatifinde olduğunu, davacının düşürüldüğünü iddia ettiği ücretlerle farklı ihale döneminde çalıştığını, bu dönem işlerin başlangıçlarında yüklenici firmayla yeni iş sözleşmesi imzaladığının bilindiğini, davacının bu ihale dönemlerinde alacağı ücreti bilerek iş sözleşmesi imzaladığı düşünüldüğünde muvafakati alınmadan ücretinin düşürüldüğü iddiasının gerçeği yansıtmadığının anlaşıldığını, davacının yüklenici firmalarla imzaladığı iş sözleşmeleri ile alacağı ücreti açıkça kabul ettiğini, davacının ücretinde yapılan değişikliği yazılı ve açık bir şekilde kabul ettiğinden bundan kaynaklanan herhangi bir ücret farkı alacağı hakkının bulunmadığını, Mahkeme kararında net ücret üzerinden karar verilmesi gerekirken brüt ücret üzerinden karar verilmesinin doğru olmadığını, faiz türü ve başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu, harçlar, yargılama giderleri, masraflar, vekâlet ücreti ve arabuluculuk ücretine ilişkin hükümlerin de hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; söz konusu periyodik bakım ve onarım ihalesinde çalışan davacının, hizmet alım sözleşmelerine uygun şekilde çalıştırıldığı, alt işverene verilen işin doğrudan üretim organizasyonu içinde yer alan bir iş olmayıp yardımcı iş kapsamında olduğu, davalı ... Genel Müdürlüğü ile diğer dava dışı şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun olarak kurulduğu, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda davacının ücretinin düşürülmesinden önceki en son ücreti sonraki dönemler için asgari olarak sabit şekilde ödenmesi gereken ücret miktarı olarak kabul edilerek, her ay için ödenen ücret miktarı, düşüşten önce ödenen en son ücretten çıkarıldıktan sonra aradaki fark ücretler toplamının hesaplanarak hükmedilmesinin yerinde olduğu, yargılama giderinin belirlenmesinin doğru olduğu ancak arabuluculuk ücretinin tamamının davalı tarafa yükletilmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının ücretinin düşürülüp düşürülmediği ile fark ücretin hesaplama yöntemi, zamanaşımı, faiz, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun "Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi" kenar başlıklı 22 nci maddesi şöyledir:

" İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir.

Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz. "

3. Dairemizin 01.12.2021 tarihli ve 2021/11711 Esas, 2021/16013 Karar sayılı ilâmı.

4. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.