"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/249 E., 2024/123 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Demir Çelik San. Tic. AŞ'den (... AŞ) iş alan alt işveren ve diğer davalı ... Demir Çelik Ten. Nak. İnş. Taah. Gıd. San. Tic. Ltd. Şti.nde (... Çelik Şirketi) çalıştığını davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu; işçilerle ilgili tüm iş ve işlemlerin, çalışmaların düzenlenmesinin, işin takibi ve yönlendirilmesinin, işçilerle ilgili özlük işlemlerinin davalı ... AŞ tarafından yapıldığını, işin muhatabının ... AŞ'nin yetkili ve müdürleri olduğunu, davalı ... Demir Çelik Şirketi işçilerinin diğer davalı Şirketin işçileri ile birlikte işin tamamını yaptıklarını ve her alanda çalıştıklarını, işçi işe alım ve işten çıkarma işlemlerinde ... Demir Çelik Şirketinin etkisinin olmadığını, bu işleri ... AŞ'nin yaptığını, muvazaalı işlemin doğası hem de işten çıkarılma korkusu nedeniyle davacının sendikaya üye olamadığını ileri sürerek davalılar arasındaki alt işveren asıl işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespiti ile davacının baştan itibaren davalı ... AŞ işçisi olduğunun belirlenmesine, davacının 1 yıllık ücretinden az olmamak koşuluyla sendikal tazminata, bu talep uygun görülmediği takdirde 4 aya kadar ücreti tutarında ayrımcılık tazminatına hükmedilmesine, muvazaalı iş ilişkisi nedeniyle davacıya eksik ödenen 5 senelik ücret, fazla çalışma, hafta tatili ve yıllık izin ücreti alacağı farklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; diğer davalı Şirketin çalışanları ile kendi Şirket çalışanlarının aynı işi bir arada yapmadıklarını, Şirket personelin sadece diğer davalı Şirket işçilerince yerine getirilen işin uygunluğunu denetlediğini, işletmenin ve işin gereği teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş nedeniyle işin bir bölümünde kurulmuş asıl işveren alt işveren ilişkisinin mevcut olmadığını, davacının çalıştığını iddia ettiği teknik bakım işinin asıl işi demir çelik üretimi olan davalı Şirket açısından yardımcı iş olduğunu, diğer davalı Şirket ile bir çok konuda sözleşmeye dayanılarak hizmet alındığını, kanuna uygun olarak birden fazla ticari ilişki kurulmasının muvazaaya delil olamayacağını, davacının sendikal tazminat talep edemeyeceğini, iddiaların asılsız olduğunu, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üye olmayan davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığını, davalı işyerinde sendikaya üye olmayıp da davacı ile aynı ya da benzer işte çalışan, eğitim derecesi aynı, kıdemi eşit olan işçi bulunmadığını, davacıyla eşitlik anlamında kıyaslanabilecek tüm işçilerin sendikalı olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Demir Çelik Şirketi vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirketin diğer davalı Karabük Demir Çelik Şirketinden "TCDD işletmelerince nakliyesi yapılan maden kömürü ve demir cevherinin vagonlardan boşaltılması fabrika sahası içinde bulunan demiryolu ağının bakım ve tamiri, yüksek fırın ve kok fabrikalarının ateşe dayanıklı reflaktör tuğla örümü v.b." işleri ihale ile üstlendiğini ve bu işleri yıllardır yaptığını, davalılar arasında muvazaalı ilişki bulunmadığını, ... AŞ'nin iş sahibi olarak taahhüt konusu olan işlerin projesine uygun olarak yapılıp yapılmadığını, iş güvenliği açısından gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığını kontrol ettiğini, istihdam edilen işçilere iş güvenliği açısından gerekli eğitimlerin Şirketlerince verildiğini, işçi alımlarının ve işçilerin günlük puantaj kayıtları ile muhasebe işlemlerinin davalı Şirket bünyesindeki birimlerce yerine getirildiğini, keza işçi ücretlerinin davalı Şirketçe ödendiğini, davacının tarafı olmadığı bir toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağını müvekkili Şirketin diğer davalı Şirketten çeşitli sözleşmelerle çeşitli işler üstlendiğini ve davacının da bu sözleşmelerin tamamında çalışmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.02.2021 tarihli ve 2015/419 Esas, 2021/109 Karar sayılı kararıyla; davalı ... Şirketi ile davalı ... Demir Çelik Şirketi arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin ve bu yönde yapılan sözleşmenin, genel ifadelerle belirtilmiş pek çok tesis ve fabrikada ve pek çok meslekte çalışacak işçinin temini amacıyla yapıldığı, davalı ... Demir Çelik Şirketinde çalışan işçilerin davalı ... Şirketinde çalışan işçiler ile aynı işleri yaptıkları, işçilere emir ve talimatların ... Şirketi müdürleri tarafından verildiği, davacının ... Demir Çelik Şirketi ile hizmet ilişkisi varmış gibi görünse de davalı ... Şirketine bağımlı olarak çalıştığı, davalı ... Şirketinin yönetim hakkını elinde tuttuğu, ... Şirketinin entegre bir tesis olduğu ve davacının sinter fabrikasında makine bakım bölümünde çalıştığı gözönüne alındığında, yaptığı işlerin asıl iş kapsamında olduğu, davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olmadığı, muvazaaya dayandığı ancak davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı tespit olunduğundan fark alacak taleplerinin reddi gerektiği gerekçesiyle davacının davalı ... Demir Çelik Şirketinde işe başladığı tarihten dava tarihine kadar davalı ... AŞ'nin işçisi olduğunun tespitine, davacının sendikal tazminat, ayrımcılık tazminatı, fark ücret, fark fazla çalışma, fark hafta tatili ve fark yıllık izin alacağı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... Şirketi vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin 19.01.2023 tarihli ve 2022/286 Esas, 2023/98 Karar sayılı kararıyla; davalılar arasında değişik konu ve tarihlerde yine değişik işlerin yapılması amacıyla hizmet alım sözleşmeleri imzalandığı, davacının da 2010 yılında çalışmaya başladığı sinter bölümü bağlamında Temmuz 2009 ayında yapılan "Yatırım ve Montaj Çalışmalarında Çalıştınimak Üzere Eleman Temini İşi Sözleşmesi" başlıklı sözleşmenin 1 inci maddesinde sözleşmenin konusunun "bakım işlerinde çalıştırılmak üzere çeşitli mesleklerde ve yardımcı işçi temini" olarak belirlendiği, "işin kapsamı" başlıklı 2 nci maddesinde ise ... AŞ bünyesinde bulunan kok fabrikaları, yüksek fırın, çelikhane, haddehane, enerji tesisleri ve diğer yan tesislerde yapılacak demontaj, montaj, bakım ve yenileme çam malan ile alt yapıdaki iyileşme çalışmalarının işin kapsamına dâhil edildiği, sözleşme hükümleri içinde işi üstlenen davalı ... Demir Çelik Şirketinin özellikle ne işi yürüteceğine ilişkin hüküm bulunmadığı, sadece belli mesleklerde işçi temin edeceğinin hükme bağlandığı, davacının da çalışmasına esas olan Temmuz 2009 tarihli sözleşmenin ... AŞ tesislerinde yürütülecek iyileştirme çalışmaları kapsamında tesisler bütünü içinde kurulu çeşitli tesis ve fabrikalarda ve yine çeşitli mesleklerde işçilerin temini amacı ile yapıldığının sözleşmede açıkça yazıldığı, yüksek fırınlarda ve kireç ocaklarında reflektör tuğla örme, sökme işinde uzman olduğu anlaşılan ... Demir Çelik Şirketinin yapılan bu sözleşme bağlamında sadece uzmanı olduğu işe yönelik değil pek çok işe yönelik eleman temin edeceği ve belli özel bir işi değil pek çok tesiste pek çok işi yapacağının görüldüğü, diğer taraftan işin yürütümü hakkında tanık ifadelerinden yola çıkarak işçinin uzmanlık gerektiren belli bir işte çalıştırılmaması, işin yapıldığı yerde asıl işveren işçileriyle alt işveren işçilerinin aynı işi yapması, iş emri, talimat verme ve işin kontrolü gibi hususlarda asıl işveren yetkililerinin inisiyatif kullanması gibi alt işverenlik sözleşmesinin işçi teminine yönelik olduğu ve davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olmadığı, bu ilişkinin muvazaalı olduğu, davacı sendika üyesi olmadığından ve dayanışma aidatı dilekçesi de vermediğinden toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağına yönelik İlk Derece Mahkemesi kabulünün yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekili ile davalı ... AŞ vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... Şirketi vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 11.09.2023 tarihli ve 2023/8203 Esas, 2023/11735 Karar sayılı ilâmıyla; dava konusu olayda temel uyuşmazlığın asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı noktasında toplandığı, muvazaa denetimine ilişkin olarak uzman bilirkişiler eşliğinde keşifle işyerinde inceleme yapılarak, davacının fiîlen yaptığı iş ve bu işin hizmet alım sözleşmesi kapsamında belirlenen iş olup olmadığının tespiti, davalı Şirketler arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) uygun kurulup kurulmadığının, aralarındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığının tespiti gerektiği, keşif icrası sonucu davacının yaptığı işin açıklığa kavuşturulmasından sonra, davacının icra ettiği iş; yardımcı iş niteliğinde ise davanın reddine karar verilmesi, davacı asıl iş kapsamında çalışıyor ve yapılan iş teknolojik nedenle uzmanlık gerektirmiyorsa ya da davacıya asıl işveren işçileri ile aynı iş yaptırılıyorsa asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulmadığı sonucuna varılması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılamada; 09.02.2024 tarihinde bilirkişi heyetiyle keşif icra edildiği, bilirkişi heyetinin 02.03.2024 tarihli raporu doğrultusunda, davalı ... AŞ çalışanları ile davalı ... Demir Çelik Şirketi çalışanlarının uzmanlık gerektirmeyen asıl işte (aynı işte) birlikte çalıştırıldığı, davalı Şirketler arasında yapılan 01.07.2009 tarihli sözleşmenin işçi teminine yönelik olduğu ve muvazaa iddiasının kabulüne karar verildiği, işçinin toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanabilmesi için sendikaya üye olması ve üyeliğin işverene bildirilmesi ya da imzalanan bir toplu iş sözleşmesinden yararlanma yönünde dayanışma aidatı ödemesi gerektiği, davacının dava dışı Çelik İş Sendikasına üye olmadığı gibi dayanışma aidatı ödemesi de yapmadığı, bu sebeple sendikal tazminat şartlarının oluşmadığı, keza davacının aynı sebeple toplu iş sözleşmesinden de yararlanamayacağı gerekçesiyle davaya konu sendikal tazminat, ücret, fazla çalışma, hafta tatili, yıllık ücretli izin farklarına ilişkin alacakların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... Demir Çelik Şirketi vekili; muvazaanın kabulüne dair kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davanın tümden reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... AŞ vekili; davalı ... Demir Çelik Şirketinin tabela şirketi olmayıp benzer işleri başka şirketlerden de ihale ile alıp tamamladığını, davacı ile müvekkili Şirket çalışanlarının aynı işte çalışmadığını, ... Demir Çelik Şirketi tarafından istihdam edilen işçilerin ihale yoluyla kendilerine verilen ve uzmanlık gerektiren işleri yaptığını, davalı ... Demir Çelik Şirketi ile müvekkili Şirket arasında doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan mal veya hizmet üretimine ilişkin birden çok işe ilişkin olarak hizmet alım ilişkisi bulunduğunu, kanuna uygun olarak birden fazla ticari ilişki kurmanın muvazaaya dayanak gösterilemeyeceğini, müvekkili Şirketin diğer davalıya sözleşme karşılığı anahtar teslim iş verdiğini, müvekkili Şirketin buradaki denetiminin yalnızca işin aksamamasına ve doğru yapılmasına yönelik olduğunu, davacının iddialarının asılsız olduğunu, muvazaaya ilişkin iddialarını ispatlayamadığını ileri sürerek davanın tümden reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
3. Davacı vekili; muvazaalı ilişkinin ispatlandığını, müvekkili lehine sendikal tazminata hükmedilmesi gerektiğini, aksi kanaatte olunması hâlinde ise eşit işlem ilkesine aykırılıktan dolayı ayrımcılık tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalıların muvazaalı ilişkisi nedeniyle davacının ağır hak kaybına uğradığını, davacının davalı asıl işverenin taraf olduğu sendikaya üye olmasının, muvazaalı ilişki kapsamında alt işveren işçisi olarak çalıştırılması nedeniyle engellendiğini, davacının işten atılma korkusu ve işveren baskısı nedeniyle sendikalı olamadığını, işçilerin bu şekilde toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmadığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı Şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ile davacının dava konusu işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları ile 5, 41, 46, 53, 59 ve 63 üncü maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 25 ve 39 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında ileri sürülen temyiz nedenlerine göre bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.