Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11394 E. 2024/13302 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının tarafı olduğu asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun olup olmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve bunun sonucunda davacının talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya içeriği, bozmanın mahiyeti ve kapsamı, her bir ihale döneminin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, davacının görevi, 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı muvazaa raporu ve ekleri, muvazaa raporunun iptali davası ile 11.09.2014 tarihli yasal değişiklik dikkate alınarak davacının muvazaalı bir istihdama tabi olmadığı ve dava konusu alacaklara hak kazanmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İstanbul 26. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (...) iş müfettişlerince ... ... Hizmetleri AŞ (... AŞ) ve ... İnş. San.ve Tic. Ltd. Şti. (... Ltd. Şti.) bünyesinde yapılan teftiş sonucunda düzenlenen 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı muvazaa raporunda alt işverenler ... AŞ ve ... Ltd. Şti.nin fiilî olarak işveren sıfatı bulunmadığı, gerçek işverenin davalı ... olduğu, anılan Şirketlerle davalı ... arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı, bu nedenle işçilerin özlük haklarının yeniden düzenlenmesi ve geçmişe dönük haklarının iade edilmesi gerektiğinin tespit edildiğini; söz konusu raporun hukuka aykırılığının tespiti için İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinin 2014/468 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen davada; Bakanlığın tespit raporunun yerinde olduğunun kabulü ile davanın reddedildiğini, bu nedenlerle müvekkilinin başlangıçtan itibaren davalı ... işçisi sayılarak geçmişe dönük tüm hak ve alacaklarının belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek fark ücret alacağı, fark ikramiye alacağı, fark fazla çalışma, yol yardımı ile sosyal yardım alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, davacının, müvekkili Belediye işçisi değil ayrı bir tüzel kişiliğe sahip ... AŞ işçisi olduğunu, davacı tarafça dayanak kılınan ... İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı raporuna karşı açılan davada İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinin 2014/468 Esas sayılı dosyasında verilen kararın uygulanmasının olanaksız olduğunu; ayrıca kararın kesinleşmediğini, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun (5393 sayılı Kanun) 67 nci maddesi uyarınca kamusal ihtiyaçların ihale yoluyla üçüncü kişilere gördürülebileceğinin düzenlendiğini, ... AŞ'nin farklı bir Şirket merkezi, farklı karar mekanizmaları olduğunu, Şirketin işleyişi ve çalışma şartları gibi konularda müvekkili Belediyenin hiçbir müdahalesi bulunmadığını, işverenin denetim hakkı bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul 26. İş Mahkemesinin 21.10.2022 tarihli kararı ile; kesinleşen İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesinin 2016/130 Esas, 2017/432 Karar sayılı dosyasında verilen karar uyarınca davalı ... ile ... AŞ arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı ve davacının başlangıçtan itibaren davalı Belediyenin işçisi sayılması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.06.2023 tarihli kararı ile; davacı davaya dayanak muvazaa raporu kapsamında olmayıp aksine davacının, ... İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı raporuna göre davalı ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasında yapılan ve muvazaalı olmadığı tespit edilen 27.06.2012 tarihli hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan işçiler arasında olduğu, bu hâlde davanın reddine karar verilmesi gerekirken açıklanan sebeplerle yeterli inceleme yapılmadan kesinleşmiş muvazaa tespitine dayalı olarak verilen İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 21.12.2023 tarihli ilâmı ile; her bir ihale döneminin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği ve davacının görevi, 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı muvazaa raporu ve ekleri, muvazaa raporunun iptali davası ile kararda açıklanan 11.09.2014 tarihli yasal değişiklik dikkate alınarak sonuca gidilmesi gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 01.07.2012-31.06.2014 tarihleri arasındaki dönem yönünden muvazaalı olmadığı kabul edilen hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak çalıştırıldığı, dava konusu edilen 01.07.2014- 30.10.2015 tarihleri arasındaki dönem yönünden de davalının tarafı olduğu asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanmadığı, davacının dava konusu bu dönem yönünden görev tanımı dışında çalıştırıldığı veya muvazaalı istihdam edildiği yönünde somut delil bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; muvazaa olgusunun Yargıtay kararları ile kesinleştiğini, tam ıslah sebebi ile gerekli usuli eksiklikleri tamamlama konusunda süre verilmesi gerektiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının tarafı olduğu asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı, bunun sonucu olarak da davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 8 nci maddesi, 5393 sayılı Kanun'un 67 ve 70 nci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.