Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11404 E. 2024/14878 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı şirketler ve davalı kamu kurumuna karşı, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacakları talep ettiği davada, kamu kurumunun asıl işveren sıfatıyla sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kamu kurumu ile diğer davalılar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesiyle rutin yol bakım onarım ile kar ve buz mücadelesi işinin verildiği, davalılar arasında 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu, davalı kamu kurumunun alt işveren nezdinde çalışan işçilerin işçilik alacaklarından asıl işveren olarak müteselsilen sorumlu olduğu gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 45. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar ... İnşaat Temizlik Nakliye Gıda Petrol San. Tic. Ltd. Şti, ... Yapı Tekstil Gıda Turizm Madencilik San. Tic. Ltd. Şti. ve ... İnşaat Elektrik Yol Yapım ve Bakım Hizm. San. Tic. Ltd. Şti.nin (davalı Şirketler) oluşturduğu Adi Ortaklık ile müvekkilinin üyesi olduğu ..., İnşaat İşçileri (...) Sendikası arasında toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri sırasında Yüksek Hakem Kurulu tarafından 12.09.2019 tarihli ve 2019/255 Esas, 2019/398 Karar sayılı karar ile toplu iş sözleşmesinin uygulanmaya başlandığını, davacının sendika üyesi olduğunu, toplu iş sözleşmesinde düzenlenen alacakların işverence hiç ödenmediğini iddia ederek yemek yardımı, yakacak yardımı, bayram harçlığı, ikramiye ve ücret farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü süre itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, sendikanın işçi adına dava açma yetkisinin araştırılması gerektiğini, İdarenin ihale makamı olduğunu, davacının rutin yol bakım ve onarım ile kar ve buz mücadelesi yapılması işine ait ihale kapsamında çalıştığını, ihalenin yapım ihalesi olduğunu, İdarenin ihale makamı olarak hak ediş ilanları ile ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, husumet itirazları bulunduğunu, ortak girişimi oluşturan Şirketler ile İdare arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığından ve alacağa dayanak olan toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadıklarından toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ödeme yükümlülükleri bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Şirketler vekili; davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını ve zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının ... işçisi olduğunu, davalı ... Müdürlüğün işçi temini ile davacıyı istihdam ettiğini, müvekkili Şirketlerin işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının çalıştığı işyerinin toplu iş sözleşmesi kapsamında kalmadığını, davacının sendika üyeliğinin devam edip etmediği, sona ermiş ise hangi tarihte sona erdiğinin tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafça talep edilen faiz türünü kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya içeriğine göre davacının 31.01.2019 tarihinde sendika üyeliğine kabul edildiği, Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığının 12.09.2019 tarih ve 2019/255 E., 2019/398 K. sayılı kararı ile düzenlenen toplu iş sözleşmesinin aylık ücret ile birlikte ödenen sosyal yardımlar başlıklı hükümleri çerçevesinde hesaplama yapılan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, davacının bordoları incelendiğinde davacının toplu iş sözleşmesine göre ödenmeyen ücret fark alacaklarının da bulunduğu, davacının asıl işverenin ... olduğu, alt işvereninin ise diğer davalı yüklenici Şirketler olduğu, davacının davalı Şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığından oluşan alt işveren işçisi olduğu, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 inci maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisinin tanımının yapıldığı bu çerçevede yapılan değerlendirmede davalı Kurumun rutin yol bakımı, onarım ve kar ve buz mücadele hizmet alım işini alt işverene verdiğinin anlaşıldığı, bu nedenle de davacının alacaklarından alt işveren olan davalı yüklenici Şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığı ile birlikte asıl işveren Kurumun müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporunda hesaplanan alacakların hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili; davalı İdare toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadığından ilgili taleplerden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının müvekkili İdare çalışanı olmadığını, davanın müvekkili İdare yönünden husumetten reddi gerektiğini, yüklenici Şirketler bünyesinde çalıştığını, müvekkilinin ihale makamı olduğunu, yüklenicilere verilen işin yapım işi olup süreklilik arz etmediğini, müvekkili İdareye husumet yöneltilemeyeceğini, davacının sendika üyelik dökümünde dahi çalıştığı işkolunun inşaat işi olarak belirtildiğini, davaya konu uyuşmazlık ile aynı tip sözleşmeyi konu alan Ankara 11. İş Mahkemesinin 2019/621 Esas sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiğini ve kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 09.05.2022 tarihli ve 2022/5206 Esas, 2022/5685 Karar sayılı ilâmı ile onandığını, müvekkili İdarenin mevuzattan doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, bu durumun hak ediş ilan tutanakları ile sabit olduğunu, söz konusu ilanlara karşı davacının ödenmeyen ücret talebinin dahi bulunmadığını, davacının sendika üyeliğinin araştırılarak geçerli bir sendika üyeliğinin bulunmaması hâlinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ... ile diğer davalıların oluşturduğu adi ortaklık arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi ile "Karayolları 13. ve 18. Şube şeflikleri yollarında Rutin Yol Bakım Onarım ile Kar ve Buz Mücadelesi" işinin verildiği, davalılar arasında 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davalı Kurumun alt işveren nezdinde çalışan işçilerin işçilik alacaklarından asıl işveren olarak müteselsilen sorumlu bulunduğu yönündeki İlk Derece Mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediği, konuya ilişkin emsal içtihatların da bu yönde olduğu, davacının adi ortaklık işçisi olarak çalıştığı, davalı Şirketlerden oluşan adi ortaklık işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılması gerektiği, davalılardan oluşan adi ortaklık işyerinde uygulanmak üzere ... Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin, Yüksek Hakem Kurulu tarafından 2019/255 Esas, 2019/398 Karar sayısı ile 12.09.2019 tarihinde bağıtlandığı, yürürlük süresinin 01.12.2018-31.08.2021 tarihleri arasında olduğu, davacının sendika üyelik tarihi ve hâlen devam ettiği belirlenip toplu iş sözleşmesinden yararlanma tarihi tespit edilerek verilen kararda bir aykırılık görülmediği, ücret bordrolarından davacının dava konusu yemek, yakacak, bayram, ikramiye, ücret fark alacaklarının ödenmediği belirlendiği, bu nedenle yemek yardımı alacağının Yüksek Hakem Kurulu Karar tarihinden itibaren hesaplanmasında bir aykırılık bulunmadığı, davacı vekilinin dava ve ıslah dilekçelerinde yemek yardımı için dava tarihinden diğer alacaklar için temerrüt tarihinden faiz talep edilmesi nedeniyle yemek yardımı için dava tarihinden diğer alacaklar yönünden arabuluculuk son tutanak tarihinden faiz işletilmesinde bir aykırılık görülmediği, gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplere ilaveten Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik de gözetildiğinde davacıya seri olarak açtığı davalarda gösterdiği emek ve mesaisinin üzerinde vekâlet ücreti takdir olunması gerektiğinden dava değeri üzerinden vekâlet ücreti belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken sair nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret alacağı, ikramiye alacağı, bayram yardımı alacağı, yakacak yardımı alacağı ve yemek bedeli alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, davalı ... ile davalı Şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olarak nitelenip nitelenemeyeceği ile davalı ... Müdürlüğünün bu alacaklardan sorumlu olup olmadığı ve vekâlet ücreti konularına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı Kanun'un ikinci maddesinin yedinci fıkrası, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Görev ve Yetkiler" kenar başlıklı 4 üncü maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 ve 53 üncü maddeleri.

3. Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçeye ve özellikle ileri sürülen temyiz nedenlerine göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.