Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11439 E. 2024/16022 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, davacının ilave tediye alacağının hesaplanması, zamanaşımı, kesin hüküm ve faiz gibi hususlarda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince kesinleşen dava dosyasındaki tespitlerle çelişen bir hesaplama yapıldığı, zamanaşımı def'inin değerlendirilip değerlendirilmediğinin anlaşılamadığı ve ayrıca davacının işçi olduğunun tespiti talebinin eda davası kapsamında değerlendirilmesi gerekirken ayrıca bir tespit hükmü kurulduğu gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tavşanlı İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve eksikliğin giderilerek sonucuna göre yeniden karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... İşletmeleri (...) Genel Müdürlüğüne bağlı linyit kömür üretiminde faaliyet gösteren ... Teknik Elektrik Madencilik Sanayi ve Ticaret ... Şirketinin (... Teknik Şirketi) çalışanı olduğunu, en başından beri davalının asıl işçisi olmasına rağmen muvazaalı olarak alt işveren işçisiymiş gibi gösterilerek haklarının kısıtlandığını, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğini, davacının işyerinde imzalanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan Sendikaya üye olduğunu ileri sürerek ilave tediye alacağı ile aylık

ücret farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, müvekkilinin işi anahtar teslim iş olarak verdiğini, ihale makamı olan Kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, çalışanların emir ve talimatları ihaleyi alan firmadan aldıklarını, davacının Kurum işçisi olmadığını ve Kurumun tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanmak istediğine dair bir talebi bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. İhbar olunan ... Teknik Şirketi vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı def'inde bulunduklarını müvekkilinin İdare tarafından açılan ihaleleri kazanarak kömür üretim işi yaptığını, davalı ile müvekkili Şirket arasındaki ilişkinin ihale usulü ile hizmet alımı işi olduğunu ve muvazaanın söz konusu olmadığını, davacının müvekkili Şirket çalışanı olduğunu, davacının ... Sendikası ile müvekkili arasında imzalanmış olan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığını ve herhangi bir hak kaybının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini isteniştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının ... Sendikasına üye olduğu, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun sabit olduğu, davalı Kuruma ve Sendikaya yazılan müzekkere cevaplarında davacının sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediği, bu nedenle davacının toplu iş sözleşmesinden doğan alacak taleplerinin reddine karar verildiği, davacının ilave tediye alacağına ise hak kazandığı, davacı vekilinin davasını 05.11.2021 tarihinde ıslah ettiği, arabuluculukta geçen süre, pandemi dönemi ve davacının talep ettiği dönem dikkate alındığında davacının 2016 öncesi ilave tediye alacaklarının zamanaşımına uğradığı, 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait ilave tediye toplamının 46.187,98 TL olduğu ancak taleple bağlı hüküm kurulduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tüm hesaplamaların hatalı olduğunu, davacının Tavşanlı İş Mahkmesinde açmış olduğu 2023/40 Esas sayılı dava dosyası bakımından kesin hüküm itirazında bulunduklarını, aynı dönemi kapsar şekilde yapılan mükerrer hesaplamaları ve bu hatalı hesaplamalara göre verilen kararı kabul etmediklerini, zamanaşımı def'ini yinelediklerini, husumet itirazında bulunduklarını, işverenin asıl işverene göre gerek kullanılan teknoloji gerekse araç ve gereç bakımından daha üstün olması gerektiğinin de söylenemeyeceğini, bu nedenle muvazaa tespitini kabul etmediklerini, davacının ilave tediye ücretine hak kazanamadığını, hesabın da hatalı olduğunu, fiilen çalışılan günlere göre kıstelyevm hesabı yapılması gerektiğini, brüt ücret üzerinden karar verilmesinin doğru olmadığını, faiz talebi ile faiz başlangıç tarihleri ve faiz türlerinin hukuka aykırı olduğunu, harç, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve vekâlet ücretinden aleyhe olan bölümlerin kabul edilemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamına göre davalı Kurumun hizmetin yürütülmesine ilişkin teknolojik imkân, araç, gereç ve ekipman itibarıyla alt işverenden daha üstün durumda olduğu, asıl işin alt işverene verilebilmesinin en önemli şartının verilen işin, işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olması şeklinde belirlenebileceği; ancak somut uyuşmazlık bakımından 4857 sayılı İş Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) uygun bir asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmadığından davacının başlangıçtan itibaren ... Genel Müdürlüğü işçisi olarak kabulünün doğru olduğu, buna göre İlk Derece Mahkemesinin ilave tediye alacağının kabulüne dair kararının isabetli bulunduğu, davacının taleplerinin kısmi alacak davasına konu edildiği, 22.07.2016 tarihinden önceki ilave tediye alacaklarının zamanaşımına uğradığı, arabuluculuk son tutanak tarihinin 28.01.2021 tarihi olup İlk Derece Mahkemesince arabuluculuk son tutanak tarihi aşılarak 26.04.2021 tarihi için de ilave tediye ücretinin hesaplandığının görüldüğü, Dairelerince davalı tarafın ıslaha karşı zamanaşımı def'i dikkate alınarak 22.07.2016-31.12.2020 tarihleri arasındaki dönem için ilave tediye alacağının resen yeniden hesaplandığı, davalı tarafça sunulan bordrolar incelendiğinde davacının yıllara göre günlük brüt ücretinin 2016 yılı için 109,80 TL, 2017 yılı için 118,50 TL, 2018 yılı için 135,30 TL, 2019 yılı için 170,56 TL, 2020 yılı için 196,20 TL, 2021 yılı için 238,50 TL olduğu, resen yapılan hesaplamada bu tutarların dikkate alındığı, davacı tarafça açıkça net meblağa hükmedilmesi talep edilmediğinden brüt meblağa hükmedilmesinin doğru olduğu, davalı vekilince 2023/40 Esas sayılı dosya bakımından kesin hüküm itirazında bulunmakta ise de anılan dosya ile işbu dava dosyasında hüküm altına alınan dönemlerin farklı olduğunu, hükmün fer'î sonuçlarına ilişkin harç, yargılama gideri, arabuluculuk ücreti, vekâlet ücreti düzenlemelerinde hatalı bir uygulamaya rastlanmadığı gerekçesiyle davalı vekilini istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, talep konusu alacakların hesabına esas alınacak ücret ile hesaplama yöntemi, zamanaşımı, faiz, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi ile 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun'nun 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.

3. Dairemizin 15.09.2021 tarihli ve 2021/7688 Esas, 2021/11983 Karar sayılı; 23.02.2022 tarihli ve 2022/1773 Esas, 2022/2225 Karar sayılı kararları.

4. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 10.11.2016 tarihli ve 2016/26170 Esas, 2016/25527 Karar sayılı kararı.

5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı vekilince dava dilekçesinde; daha önce açmış oldukları davada hüküm altına alınmayan alacakların davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 2014 yılından itibaren hesaplama yapılmış; ancak Bölge Adliye Mahkemesince sözü edilen bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek, 22.07.2016-31.12.2020 tarihleri arasındaki dönem için resen yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuştur.

Dava dilekçesinde değinilen ve Dairemiz incelemesinden geçen Tavşanlı İş Mahkemesinin 2023/40 Esas sayılı dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, 30.06.2014-25.12.2017 tarihleri arasındaki dönem için alacak hesabı yapılmış; Mahkemece taleple bağlı kalınarak hüküm kurulmuştur.

Şu hâlde dava dilekçesindeki talep de dikkate alınarak, kesinleşen dava dosyasında tespit edilen ancak hüküm altına alınmayan alacak miktarı ile ilk kez eldeki davaya konu edilen dönem dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır. Ne var ki 22.07.2016-31.12.2020 tarihleri için resen yapılan hesaplamada kesinleşen dönemin dikkate alınıp alınmadığı anlaşılamadığı gibi kesinleşen dava dosyasında tespit edilen ancak hüküm altına alınmayan alacak miktarı bakımından davalı tarafça ileri sürülen zamanaşımı def'inin değerlendirilip değerlendirilmediği de tespit edilememektedir. Buna göre Bölge Adliye Mahkemesince yapılan hesaplama denetime elverişli olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

3. Ayrıca somut olayda, davacı dava dilekçesinde müvekkilinin muvazaalı bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığı nedeniyle baştan itibaren davalı Kurumun işçisi olduğunun tespiti ile bu sebepten doğan fark ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacının tespit talebi ayrı bir dava değil, eda davasında ele alınması gereken bir ön sorundur. Bölge Adliye Mahkemesince tespit istemi ayrı bir dava gibi değerlendirilmek suretiyle tahsil hükmünün yanında ayrıca tespit hükmü kurulması hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.