"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurularının kabulü ile davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 1. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekililerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 07.11.2013-02.04.2021 tarihleri arasında işçi
statüsünde çalıştığını, davacının 2021 yılı alması gereken asgari ücretin 2.825,00 TL
olduğunu, ücretin bankadan ödendiğini, çalıştığı süre boyunca her gün en az 2-3 saat fazla çalışma yaptığını, fazla çalışma alacaklarının ödenmediğini, hafta tatillerinde, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalıştığını, karşılığının ödenmediğini, ücret alacaklarının ödenmediğini, çalıştığı süre
boyunca yol parası, eğitim parası alamadığını, çocuk parası alamadığını, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, 02.04.2021 tarihinde davalı Şirket tarafından hiçbir tazminat ve alacağı ödenmeden işyerinden kovulduğunu, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini, davalı Şirket tarafından
çekilen ihtarnamenin gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek kıdem ve
ihbar tazminatı ile
yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil,
ücret,
yol parası alacağı, eğitim yardımı, çocuk yardımı alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 07.11.2013-05.12.2015 tarihleri arasında çalıştığını, sonra tekrar davalı işyerinde 01.10.2016-18.12.2017 tarihleri
arasında çalıştığını, istifa ile ayrıldığını, 02.05.2018 tarihinde tekrar işe
başladığını, hizmet süresinin kesintili olduğunu, daval
ı Şirketin dış cephe kaplama söve malzemeleri ürettiğinden üretim saatlerinin haftalık 45 saati
geçmediğini, söve malzemelerinin kurumaya bırakılması gerektiğinden davacı ve diğer
çalışanlar üretimi yaptıktan sonra ürünleri kurutmaya bırakıp çalışmadıklarını, ayrıca kış
aylarında ilde inşaat işi durduğundan sövelerin kış ayında kurumamasından dolayı kışın üretimin çok az yapıldığını, neredeyse kış aylarında davacının çalışmadığını, davacının yıllık izinlerini genellikle kış aylarında olmak üzere kullandığını, davacının ücretinin eksik ödendiğ
i iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı işçinin dava dışı A.A. isimli şahsın sahibi
olduğu evi satın almak istemes
i üzerine davalı Şirket yetkilisi H.K'nın yardım amaçlı olarak 26.11.2019 tarihinde
18.000,00 TL verdiğini, davacının bu borcu ödemesi için ücretinden kesinti yapıldığı bu nedenle 2021 yılında belli aylar eksik ücret
ödendiğini, davacının hâlen borcu bulunmakta olup tahsilini talep ettiklerini, iş
sözleşmesinin davalı Şirket tarafından haklı olarak tazminatsız feshedildiğini, davacının şirket
amirlerinin izni ve bilgisi olmaksızın mazeret bildirmeden işyerine gelmediğini, 02.04.2021-
09.04.2021 tarihlerine ilişkin devamsızlık tutanakları tutulduğunu, davacıya devamsızlığına
ilişkin savunmasını vermesi için ihtarname gönderildiğini, davacının cevabi
ihtarnamede devamsızlığının nedenini belirtilmediğini, belge vermediğini, dolayısıyla mazeretsiz olarak işe gelmeyen davacının iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatı
alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 02.04.2021-12.04.2021 tarihleri arasında işe gelmediğine dair günü gününe tutanaklar tutulduğu, tutanaklarda imzaları bulunan davacı tanığı T.G. ile davalı tanığı R.S'nin davacının işe gelmediği için kendileri tarafından defalarca arandığını ve davacının işe geri dönmediğini, bunun üzerine davacı hakkında işe gelmeme tutanakları tanzim ettiklerini ve tutanağı imzaladıklarını beyan ettikleri; işveren tarafından yapılan feshin haklı nedenle dayandığı bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerektiği, davalı tarafından izinlerin kullanıldığını gösterir izin formlarının dosyaya sunulmadığı, davacının yıllık izin alacağının bulunduğu, her iki tanığın davacı ile birlikte çalıştığı dönemle sınırlı olmak üzere; davacı işçinin yaz (Nisan-Kasım) döneminde 08.30-18.00 saatleri arasında 1 saat 10 dakika ara dinlenme ile günlük 8 saat 20 dakika çalışıldığı, haftanın 6 günü toplam çalışmasının (6x8 saat 20 dakika=) 50 saat olduğu, haftalık 45 saati aşan çalışmasının (50-45) 5 saat olduğu, kış döneminde (Aralık-Mart) döneminde 09.30-15.30 saatleri arasında 1 saat 10 dakika ara ile dinlenme ile günlük 5 saat çalıştığı, haftanın 6 günü toplam çalışması (6x5=)30 saat olduğundan 45 saati aşan çalışmasının bulunmadığı, davacının fazla çalışma alacağının olduğu, davacının dinî bayramlarda çalışmadığı, resmî bayramlarda çalıştığı bu nedenle ulusal bayram ve genel tatil alacağının bulunduğu, davacıya ödenmesi gereken ücretin eksik ödendiği, davacının haftanın 6 günü çalıştığı bu nedenle hafta tatili alacağının bulunmadığı, taraflar arasında davacıya yol yardımı, eğitim yardımı ve çocuk yardımı alacaklarının ödenmesini gerektirir bir sözleşme bulunmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; dava dilekçesinde belirttiği üzere davacının bazı ay ücretlerinin eksik veya hiç ödenmediğinden Yargıtayın emsal kararlarına göre ücretin eksik veya geç ödenmesinin davacı açısından haklı fesih nedeni olduğunu, davalı işverenin davacıya çektiği ihtarnameye verdikleri cevapta da bu hususa vurgu yapıldığını, dosyaya sunulan ve gerekçeli kararda baz alınan bilirkişi raporuna göre de davacıya zamanında ödenmeyen toplam 7.445,16 TL'nin ücret alacağının olduğunun belli olduğunu, özellikle kıdem ve ihbar tazminatlarının ve diğer reddedilen ücretler yönünden kararın kaldırılarak talebi doğrultusunda davanın kabulünün gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacı tanığı T.G'nin, öğle arası dışında sabah ve öğleden sonra 1 saat 10 dakika olmak üzere toplamda 2 saat 10 dk mola olduğunu beyan etmesine rağmen tanık beyanına aykırı olarak bilirkişi raporu düzenlendiğini, tanık beyanlarına göre toplam 2 saat 10 dk mola düşüldükten sonra davacının haftalık çalışma süresi 43.5 saat olduğundan 45 saati aşan fazla çalışması bulunmadığını, davacının davalı Şirkette çalıştığı dönem boyunca yıllık izinlerini kullandığını, istifa ettiği dönem bakımından 15.12.2017 tarihinden önceki tüm yıllık izin ücreti alacaklarının ödendiğinin kabul edilmesi ve yıllık izin alacağının davacının tekrar işe başladığı 02.05.2018 tarihinden işten çıktığı tarihe kadar hesap edilmesi gerektiğini, davalı Şirketin ücretlerini zamanında ve tam yatırdığını, davalı şirket yetkilisi H.K'nın 26.11.2019 tarihinde davacıya beğendiği evi alabilmesi için yardım etmek amaçlı ve tamamen iyiniyetle 18.000,00 TL para gönderdiğini, davacının da şirket yetkilisine olan borcunu ödemek için ücretinden kesinti yapılmasını ve belli dönemlerde ücretin eksik yatırılmasını istediğini, bu nedenle son aylara ilişkin ücretin az yatırıldığını, davacının davalı Şirketten herhangi bir ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı bulunmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamına, ihtarnameye ve tanık beyanlarına göre, davacının iş sözleşmesini eylemli şekilde kendisinin feshettiği ve fesih tarihi itibarıyla ödenmeyen fazla çalışma alacağının bulunduğu, geniş anlamda ücret kapsamına giren işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle feshin haklı nedene dayandığı ve davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, davacının tanık beyanlarıyla ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispatladığı ve alacağa hak kazandığı, Mahkemece ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağının doğru belirlendiği, davalı tarafça yıllık izni kullandığına ilişkin herhangi bir yazılı belge sunulmadığı, ücretin ödendiğini ispat yükü işveren üzerinde olup, dosya kapsamından davacının ücretinin tamamının ödendiğinin ispatlanamadığı, ancak Mahkemece tanık ortalama beyanlarına göre davacının yaz (Nisan-Kasım) döneminde haftalık 5 saat fazla çalışma yaptığının kabulü ile hesaplama yapılmış ise de fazla çalışma alacağına hükmedilmesinin hatalı hesaplamaya dayalı olduğu, bu yönden re'sen hesaplama yapılarak fazla çalışma ücreti alacağı bakımından kararın düzeltilmesi gerektiği, resen yapılan hesaplamaya göre, yaz (Nisan-Kasım) döneminde 08.30-18.00 saatleri arasında 2 saat 10 dakika ara dinlenme ile günlük 7 saat 20 dakika çalışıldığı, haftanın 6 günü toplam çalışmanın (6x7 saat 20 dakika=) 44 saat olduğu, haftalık 45 saati aşan çalışmasının bulunmadığı, bu nedenle ispat edilemeyen fazla çalışma ücreti alacağının reddi gerektiği gerekçeleriyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; ihbar tazminatı ile fazla çalışma alacağının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerin yanında davacının iş sözleşmesinin devamsızlık nedeni ile haklı nedenle fesh edildiği, bu nedenle Bölge Adlliye Mahkemesi kararının hatalı olduğu, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesince davacının fazla çalışma alacağı reddedilmesine rağmen fazla çalışma alacağı bulunduğundan bahisle işçi tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği kabulünün kendi içinde çelişki olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6100 sayılı Kanun'un 297, 298 ve 321 inci maddesi.
3. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.
2. Değerlendirme
1. Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
2. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların Mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
3. Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı ilâmı gereğince bozma sebebidir.
4. Somut olayda İlk Derece Mahkemesince davacının kıdem tazminatı talebinin reddine, fazla çalışma ücretinin ise kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının fazla çalışma alacağını ispat edemediği kabul edilerek bu alacak yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de; kıdem tazminatı alacağı yönünden, davacının iş sözleşmesini eylemli şekilde kendisinin feshettiği, fesih tarihi itibarıyla ödenmeyen fazla çalışma alacağının bulunduğu, geniş anlamda ücret kapsamına giren işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle feshin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle davacının kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmiştir.
Bu durumda hem davacının fazla çalışma alacağının bulunmadığının, hem de fazla çalışma ücreti alacağının bulunması nedeniyle kıdem tazminatına hak kazandığının kabulü 6100 sayılı Kanun'un 297, 298 ve 321 inci maddelerine aykırıdır. Kanun'un ilgili hükümlerine aykırı olarak verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.