"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen genel kurul kararının kesin hükümsüzlüğünün ve mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı asıl dava dilekçesinde; 09.03.2021 tarihine kadar davalı Sendika Zonguldak ili Yönetim Kurulu üyeliği yaptığını, Sendika genel başkanının yeniden seçilebilmek için kendisine yakın görmediği kişileri tasfiye ederek kendi delegelerini dizayn etme çabasına giriştiğini, Sendikaya ait internet sitesinde Genel Başkan .... ile ilgili kısmını okurken bir dönem Küçükçekmece Belediyesinde başkan yardımcılığı yaptığı bilgisinin yer aldığının gördüğünü, bahsi geçen dönemde Sendika genel başkan yardımcısı (genel sekreteri) görevini de aynı zamanda yürüttüğünü bildiğini, oysa belediye başkan yardımcılığı görevine atandıktan sonra sendika üyeliği ve sendikadaki görevinin sona ermiş olması gerektiğini, yine ...'nun 2014 yerel seçimlerinde ... Belediyesi başkan adaylığı sürecinde devlet memurluğundan istifa etmiş ve yine bu sebeple de üyeliği ve görevlerinin sona ermiş olması gerektiğini, buna rağmen ...'nun genel merkez yönetim kurulu üyesi görevini yürüttüğünü, son Sendika Olağan Genel Kurulunda da Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu, yani Sendika Genel Başkanı ...'nun sendika üyesi dahi değilken Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeliğine devam ettiğini ve devamla Sendikanın Başkanı dahi olduğunu, bu işlemin kesin hükümsüz olduğunu, genel kurulun bir kişiyi sendika genel başkanı olarak seçebilmesi için pek tabii olarak o kişinin sendika üyesi olması gerektiğini, üye olmayan kişinin başkan seçilmesini hukuk düzeninin korumasının mümkün olmadığını, ilgili kararın kesin hükümsüzlük yaptırımı ile seçim kararının alındığı tarihten itibaren malul olduğunu, ...'nun sarih mevzuat hükümleri uyarınca üyeliği son bulmuş bir kimse olduğunu, üyelik sona erdiğinden ...'nun yeniden üyelik başvurusu yapması ve prosedürlere göre üye olması gerektiğini, ...'nun yeniden üye olmak için sendikaya yaptığı başvuru belgesi olmadığını, en sağlıklı kaydın Küçükçekmece Belediye Başkanlığından temin edilebileceğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle ...'nun Sendikanın üyesi olmadığının ve üye olmayan kişinin başkan seçilmesine ilişkin ilgili kararın/işlemin kesin hükümsüzlük yaptırımına tâbi olduğunun, mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; itirazların seçim hukukuna göre itiraza tâbi olduğu ve süre sonunda kesinleştiği dikkate alındığında işbu davanın açılması bakımından usulen hata mevcut olup seçim sonuçlarına ilişkin iş mahkemesinin karar verme yetkisinin bulunmadığını, hak düşürücü süre itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, hukuki menfaat yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, davacının sadece sendika üyesi olması gerekçesiyle bir başka üyenin, sendika üyesi olmadığına ilişkin isnadında hukuki yararı bulunmadığını, davacının isnat ettiği olguları ispat etmesi gerektiğini ancak dava dosyasına sunulan kayıtlarda buna ilişkin bir delil mevcut olmadığını, hiçbir somut delil olmadan ve sunamadan yoruma dayalı beyanlarla dava ikamesinin kötüniyetli ve hukuka aykırı olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.06.2022 tarihli ve 2022/76 Esas, 2022/503 Karar sayılı kararı ile; tüm dosya kapsamından ...'nun 2008 yılında müdür olarak sendika üyelik fişi doldurduğu, devamında 30.03.2014 tarihinde yapılacak olan mahalli idareler seçimlerinde aday olabilmek için görevinden ayrıldığı, aday gösterilmemesi üzerine yeniden atanma talebinde bulunduğu ve 25.02.2014 tarihli üyelik formunu doldurarak üyeliğinin aktifleştirilmesi için dilekçe verdiği, dilekçenin gelen evrak bölümüne kaydedildiği, dosya kapsamında davacının üyeliğinin reddedildiğine dair bir bilgi ve belge bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 26.10.2022 tarihli ve 2022/3836 Esas, 2022/3453 Karar sayılı kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.04.2023 tarihli ve 2023/1170 Esas, 2023/5956 Karar sayılı ilâmı ile; somut uyuşmazlıkta, yargılama sonucunda kurulacak hükümden hukuki menfaati etkilenecek, dava kendi hak alanını doğrudan ilgilendiren ve davaya katılma hakkı olan dava dışı .... isimli kişiye davanın ihbar edilmemesinin doğru olmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından dava dışı ...'ya davanın resen ihbarı, ihbar olunanın davaya katılması durumunda bu kişiye 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nunda (6100 sayılı Kanun) öngörülen hükümler çerçevesinde cevap ve delil sunma imkânı tanınması ve daha sonra işin esasının incelenmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyulan bozma ilâmı doğrultusunda Sendika ve Belediye tarafından gönderilen belgelerin birbiri ile tutarlı olduğu, belgelerin geçersiz veya sahte olmadıklarının soruşturma dosyalarıyla tespit edildiği, ...'nun üyelikten ayrıldığına veya istifa ettiğine dair herhangi bir bilgi ve belge de bulunmadığı ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu uyarınca yine ...'nun sendikaya üyeliğine dair yapmış olduğu başvurunun otuz gün içerisinde reddedildiğine dair herhangi bir karar da olmadığı, mahalli idareler seçimlerinde aday olmak için kamu görevine ara vermesi nedeni ile üyelikten çekilme dışındaki diğer nedenlerle ayrılmalar ve işyeri değişikliği bildirim formu düzenlendiği, ayrılma nedenin de adaylık olarak belirtildiği, ...'nun aday gösterilmemesi üzerine yeniden atanma talebinde bulunduğu ve üyeliğinin aktifleştirilmesi için dilekçe verdiği, söz konusu dilekçenin gelen evrak bölümüne kaydedildiği ve sendika üyeliğinin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili dilekçesinde; eldeki davanın sendika il yönetiminden el çektirilme kararının iptaline ve bu batıl kararı veren kişilerin sendika yönetimini gerçekleştirme yeterliliğinin tespitine ilişkin olduğunu, bu hâliyle .... isimli şahsın sendika yönetim sıfatını haiz olup olmadığı hususunun ayrı değerlendirilmesi, işlemin iptali talebinin ise ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini, sendikalar ve toplu sözleşmelerden kaynaklı uyuşmazlıkların 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile korunan bir alan olması hasebiyle resen araştırma ilkesine tâbi bir yargılama sürecinde değerlendirilmesi gerektiğini, medeni yargılama hukukunda asıl olanın taraflarca hazırlama ilkesi olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin öncelikle incelemesi gereken evraklardan birinin denetim raporları olması gerektiğini, yeminli mali müşavir tarafından düzenlenen usulüne uygun denetim raporu bulunup bulunmadığı, var ise rapor örnekleri ile söz konusu raporun usulüne uygun ilan edilip edilmediğine ilişkin belgelerin ilgili sendikadan temin edilmesi gerektiğini, sendikanın usulüne uygun bir yönetiminin bulunup bulunmadığı hususlarının resen araştırılması gerektiğini, soruşturma dosyasının hukuk hâkimini bağlamadığını, takipsizlik kararının tek başına hükme esas teşkil etmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sendika genel merkez genel kurul kararının kesin hükümsüzlüğünün ve mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun "Diğer kanunların uygulanması" kenar başlıklı 80 inci maddesinin birinci fıkrası ise şöyledir:
"Kuruluşlar hakkında, bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde 4721 sayılı Kanun ile 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır."
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 83 üncü maddesi de şöyledir:
"Toplantıda hazır bulunan ve kanuna veya tüzüğe aykırı olarak alınan genel kurul kararlarına katılmayan her üye, karar tarihinden başlayarak bir ay içinde; toplantıda hazır bulunmayan her üye kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak üç ay içinde mahkemeye başvurmak suretiyle kararın iptalini isteyebilir.
Diğer organların kararlarına karşı, dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamaz.
Genel kurul kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlar saklıdır."
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inc maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.