"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/388 E., 2024/233 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraflar vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 03.06.2002 tarihinde Ulucak Belediyesinde işe başladığını, iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle 14.10.2014 tarihinde sona erdiğini, temizlik işlerinde çalıştığını, Belediye-İş Sendikasına üye olduğunu, bordrolarda gösterilen ücreti aldığını, toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre eksik ücret ödendiğini, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) uyarınca ilave tediye verilmediğini, Ulucak Belediyesinde çalışmaya başlamasına rağmen muvazaalı olarak alt işverenlerde çalışıyor gösterildiğini, bu Belediyenin 2009 Nisan sonunda Kemalpaşa Belediyesine devredildiğini, Kemalpaşa Belediyesinde çalışırken Kemalpaşa-Bel. İmar Teknik Tur. Hiz. İnş. San. Ltd. Şti.nin işçisi olarak gösterdiğini, onanan Mahkeme kararlarında muvazaanın tespit edildiğini, Belediyenin alt işveren işçisi oldukları gerekçesiyle birçok işçiyi Belediyenin taraf olduğu 2012 Ocak-2013 Aralık yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden yararlandırmadığını, üyesi olduğu Sendika ile Kemalpaşa Bel Ltd. Şti. arasındaki 01.03.2013- 28.02.2015 tarihlerini kapsayan toplu iş sözleşmesinin 13.11.2013 tarihinde imzalandığını, Belediyenin kendisini ve diğer işçileri 2013 Ekim ayı başına kadar Kemalpaşa-Bel. Ltd. Şti.nde çalışıyor gösterdiğini, kısa süre sonra işçileri bu toplu sözleşmeden de yararlandırmamak için muvafakatlerini dahi almadan, sendikal ayrım yaparak farklı alt işverenlerde gösterdiğini, çalışma şartlarını değiştirdiğini ve sendikal ayrımcılık yapıldığını, Belediye Şirketlerinin sermayesinin %99’unun Belediyeye, %1’inin Belediye Başkanına ait olduğunu, sözde alt işveren işçilerinin kullandığı araçların Belediye Başkanlığı tarafından temin edildiğini, fesih kararını Belediye Başkanlığının verdiğini, işçi temin edildiğini, asıl işlerde çalıştığını, alt işverenlerin toplu iş sözleşmelerini dahi Belediye yetkililerinin imzaladığını, muvazaa iddiası kabul edilmese bile asıl işveren Belediyenin Kemalpaşa Bel Ltd. Şti.nin taraf olduğu 2013 Mart- 2015 Şubat yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden müştereken sorumlu olduğunu, kıdem tazminatının eksik hesaplandığını, çalıştığı sürede yıllık ücretli izinlerini kullanamadığını ve kullanmadığı izinlerin ücretlerini alamadığını, normal çalışmanın haftada 6 gün 08.00-17.00 saatleri arasında olduğunu, salı günleri 19.00-24.00 arasında pazar yeri temizliği yaptığını, haftada en az iki gün 2 saat fazladan çalıştığını, kiraz zamanlarında yılda 2 ay boyunca 22.00’ye kadar çalışıp kiraz yerlerini temizlediğini, Belediyenin düzenlediği tüm etkinliklerde gece 01.00’e kadar çalıştığını, hafta tatili olan pazar günleri ayda en az 2 hafta Belediye garajında 08.00-17.00 saatlerinde nöbet tuttuğunu, dinî bayramlar dâhil tüm resmî ..., arife günleri ve yılbaşı tatilinde çalıştığını, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin, fark ücret, fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil, ikramiye, ilave tediye, yakacak yardımı, yemek yardımı, yol yardımı, giyim yardımı, çocuk yardımı ve eğitim yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’ini ileri sürmüş, davacının işvereni olan Şirketlerle muvazaalı bir ilişki bulunmadığını, bu Şirketlerin yasal düzenlemelere göre yapılan ihalelerle hizmet alım sözleşmesi imzaladıklarını, davacının da bu ihale gereğince işvereni tarafından çalıştırıldığını, Belediyenin iş sözleşmesinin tarafı olmadığını, ilave tediye talep edilemeyeceğini, 5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre hizmetlerin hizmet alımı yoluyla yaptırılabileceğini, verilen hizmetlerin özelliklerine göre araçların Belediyeye ait olmasının zorunluluk olduğunu, muvazaayı göstermediğini, yapılan işin kamu hizmeti olduğunu, İdarenin sorumluluğu göz önüne alındığında puantajları ve fazla çalışmaları kontrol etme yetki ve sorumluluğunun bulunduğunu, Belediye ile Kemalpaşa Bel İmar Tur. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında ihale mevzuatına göre personel temini için sözleşme imzalandığını, davacının Belediyenin taraf olduğu sözleşmeden yararlanamayacağını, davacı ... personeli olmadığı gibi sözleşmenin imzalandığı tarihte sendika üyesi bile olmadığını, dava dilekçesinde iddia edilen şekilde bir çalışmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, fazla çalışma ve tatil çalışması yapıldığında ücretlerinin ödendiğini, yıllık ücretli izin taleplerinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 16.05.2019 tarihli ve 2015/255 Esas, 2019/328 Karar sayılı kararı ile; kesinleşen emsal kararlar birlikte değerlendirildiğinde Kemalpaşa Bel İmar Tur. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile davalı ... arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğu, davacının işe giriş tarihinden itibaren Belediye işçisi sayılması ve Belediyenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği gerekçesiyle bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesi kararının taraflarca istinaf edilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 03.09.2021 tarihli ve 2019/2509 Esas, 2021/1296 Karar sayılı kararı ile; Mahkeme kararında gerçek anlamda bir gerekçenin bulunmadığı, raporda Belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi yerine Şirketin taraf olduğu toplu iş sözleşmesine göre hesap yapılmasının çelişkili olduğu, Belediye ile dava dışı Şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğunun kabulü hâlinde, davacının artık alt işverenin değil asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceğinin kabulü gerektiği, bu itibarla, aynı anda iki toplu iş sözleşmesinden yararlanmanın mümkün olmadığı da göz önünde bulundurulmak suretiyle, davacının mülga 2822 sayılı Toplu İş sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun 9 uncu maddesi ve 07.10.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesi bağlamında 01.01.2012-31.12.2013 ve 01.01.2014-31.12.2015 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmelerinden yararlanma şartlarını taşıyıp taşımadığı belirlenerek, sonucuna göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek davacının talepleri ile ilgili olarak bir karar verilmesi gerektiği ve yargılama sırasında davacı vefat ettiği hâlde ölü kişi taraf kabul edilerek hüküm kurulmasının da hatalı olduğu gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesinin 07.07.2022 tarihli ve 2021/279 Esas, 2022/288 Karar sayılı kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine mirasçılar yönünden usulüne uygun taraf teşkili sağlanmış, davacının sendika üyeliğinin asıl işverene bildirilmediği ve davalı işverenin sendika üyesi olmayan işçisi bulunmadığı kabul edilerek davacının Kemalpaşa Bel İmar Tur. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin tarafı olduğu 13.11.2013 tarihinde imzalanan 01.03.2013-28.12.2015 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesine göre alacakları hesaplanıp davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 20.02.2023 tarihli ve 2022/1845 Esas, 2023/238 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacılar vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 13.09.2023 tarihli ve 2023/7062 Esas, 2023/11873 Karar sayılı kararı ile; davacının sendika üyeliğinin 19.06.2013 tarihinde davalıya bildirildiği anlaşıldığından buna göre, davacının 01.01.2012-31.12.2013 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden 19.06.2013 tarihinden itibaren yararlanabileceği dikkate alınarak 19.06.2013-14.10.2014 tarihleri arasında ve davacılar murisinin Mart 2014'ten itibaren raporlu olduğu da gözetilerek Belediyenin taraf olduğu 01.01.2012-31.12.2013 ve 01.01.2014-31.12.2015 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmeleri uyarınca hesaplama yapılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak ek rapor aldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; davacının 22.02.2012 tarihinden itibaren Belediye toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiğini, çünkü toplu iş sözleşmesi imzalanırken Belediye yetkililerinin de imza ve görüşmeler aşamasında orada bulunduklarını, toplu iş sözleşmesinden yararlanma tarihi hatalı belirlendiğinden alacakların eksik hesaplandığını, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle zamanaşımına uğrayan alacaklar yönünden yasal haklarını saklı tuttuklarını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının sendika üyeliğinin toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden sonra olup Belediyeye bildirilmediğini, Şirkete bildirim tarihinin Belediyeye bildirim tarihi olarak kabul edilemeyeceğini, Şirket ile aralarındaki hizmet alım ilişkisinin muvazaalı olmadığını, ödemelerin faiziyle mahsubu gerektiğini, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal ... genel tatil alacakları yönünden tanıkların beyanının itibar edilebilir nitelikte olmadığını, muvazaalı işlem olmadığından Belediye Şirketinde çalışan işçinin ilave tediye alacağına hak kazanamayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriği, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalı Belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı, buna göre dava konusu alacakların ispatı ve hesabına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan 14 üncü maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 2, 32, 37, 41, 44, 46, 53 ve 59 uncu maddeleri, 6772 sayılı Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.