Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11662 E. 2024/14876 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin, alt işverenlik ilişkisi kapsamında çalışan işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idare ile yüklenici şirketler arasında 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili maddelerine uygun geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu ve bu nedenle davacının hak kazandığı toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklardan davalı idarenin de sorumlu olduğu gözetilerek, davalı vekilinin temyiz başvurusunun reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 40. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar ...İnşaat Temizlik Nakliye Gıda Petrol San. Tic. Ltd. Şti., ... Yapı Tekstil Gıda Turizm Madencilik San. Tic. Ltd. Şti. ve ... İnşaat Elektrik Yol Yapım ve ... Hizm. San. Tic. Ltd. Şti.nin (davalı Şirketler) oluşturduğu Adi Ortaklık ile müvekkilinin üyesi olduğu..., İnşaat İşçileri (...) Sendikası arasında toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri sırasında Yüksek Hakem Kurulu tarafından 12.09.2019 tarihli ve 2019/255 Esas, 2019/398 Karar sayılı karar ile toplu iş sözleşmesinin uygulanmaya başlandığını, davacının sendika üyesi olduğunu, toplu iş sözleşmesinde düzenlenen alacakların işverence hiç ödenmediğini iddia ederek yemek yardımı, yakacak yardımı, bayram harçlığı, ikramiye ve ücret farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü süre itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, sendikanın işçi adına dava açma yetkisinin araştırılması gerektiğini, İdarenin ihale makamı olduğunu, davacının rutin yol ... ve onarım ile kar ve buz mücadelesi yapılması işine ait ihale kapsamında çalıştığını, ihalenin yapım ihalesi olduğunu, İdarenin ihale makamı olarak hak ediş ilanları ile ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, husumet itirazları bulunduğunu, ortak girişimi oluşturan Şirketler ile İdare arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığından ve alacağa dayanak olan toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadıklarından toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ödeme yükümlükleri bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Şirketler vekili; davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını ve zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının ... işçisi olduğunu, davalı ... Müdürlüğün işçi temini ile davacıyı istihdam ettiğini, müvekkili Şirketlerin işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının çalıştığı işyerinin toplu iş sözleşmesi kapsamında kalmadığı, davacının sendika üyeliğinin devam edip etmediği, sona ermiş ise hangi tarihte sona erdiği hususlarının tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafça talep edilen faiz türünü kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, sendika üyesi davacı işçinin 01.12.2018-31.08.2021 tarihleri arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca ödenmesi gereken fark ücret ve diğer işçilik alacaklarının işverence ödenmediği, arabuluculuk son tutanak tarihi ile sınırlı olarak hesaplama yapılmasının isabetli olduğu, aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu değerlendirilen davalı işverenlerin tüm taleplerden birlikte sorumlu olması gerektiği, bilirkişi raporunun mevcut delillere uygun ve itibar edilebilir nitelikte olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili; davalı İdarenin toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadığından ilgili taleplerden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının müvekkili İdare çalışanı olmadığını, davanın müvekkili İdare yönünden husumetten reddi gerektiğini, yüklenici Şirketler bünyesinde çalıştığını, müvekkilinin ihale makamı olduğunu, yüklenicilere verilen işin yapım işi olduğunu, süreklilik arz etmediğini, müvekkili İdareye husumet yöneltilemeyeceğini, davacının sendika üyelik dökümünde dahi çalıştığı işkolunun inşaat işi olarak belirtildiğini, davaya konu uyuşmazlık ile aynı tip sözleşmeyi konu alan Ankara 11. İş Mahkemesinin 2019/621 Esas sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiğini ve kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 09.05.2022 tarihli ve 2022/5206 Esas, 2022/5685 Karar sayılı kararı ile onandığını, müvekkili İdarenin mevzuattan doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, bu durumun hak ediş ilan tutanakları ile sabit olduğunu, söz konusu ilanlara karşı davacının ödenmeyen ücret talebinin dahi bulunmadığını, davacının sendika üyeliğinin araştırılarak geçerli bir sendika üyeliğinin bulunmaması hâlinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, yargılama aşamasında yapılan hesaplamaların kabulüne olanak bulunmadığını, dava konusu alacaklar için en yüksek işletme kredisi faizine hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, faizin başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Kurum ile davalı yüklenici Şirketler arasında yol ..., onarım ile kar ve buzla mücadele işlerinin yapılması yapım işleri hakkında hizmet alım sözleşmesi imzalandığı ve davacının bu sözleşme kapsamında işçi olarak çalıştığı, davalı Kurum ile davalı Şirketler arasında 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) ilgili maddelerine uygun geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu ve bu nedenle davacının hak kazandığı toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklardan davalı ... Müdürlüğünün de sorumlu olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz başvurusunda; daha önce sunulan tüm savunma itiraz, beyan, hak düşürücü süre itirazları ile zamanaşımı def'ini tekrar ettiklerini, eksik inceleme ve yetersiz değerlendirmeyle karar verildiğini, davacı işçinin çalışmış olduğu ihale konusu işin “kar ve buzla mücadele" olduğunu ve bu işin ihale edilmesinde mevzuata aykırı bir durum olmadığından ihale makamı konumundaki müvekkili İdarenin uyuşmazlık konusu yapılan işçilik alacaklarından sorumlu tutulamayacağını, zira davacının müvekkili Kurumun işçisi olmadığını, davacı ile müvekkili arasında işi işveren ilişkisi bulunmadığından müvekkili hakkında husumetten ret kararı verilmesi gerektiğini, emsal kararların bu yönde olduğunu, ayrıca Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava değeri üzerinden vekâlet ücreti belirlenmesi gerektiğini savunmuş ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken sair nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı ... ile davalı Şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olarak nitelenip nitelenemeyeceği ile davalı ... Müdürlüğünün hüküm altına alınan alacaklardan sorumlu olup olmadığı ve hükmedilen vekâlet ücreti hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 ve 53 üncü maddeleri, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz nedenlerine göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.