Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11776 E. 2024/15867 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçinin, iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin eksik ödendiği iddiasından kaynaklanan fark ücret ve diğer alacak taleplerinin reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçinin ücrete ilişkin iş sözleşmesi hükmünün ileriye etkili olup olmadığına dair Yargıtay içtihadı ve toplu iş sözleşmesi hükümleri de değerlendirilerek davacının eksik ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarına hak kazandığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 8. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmaktayken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenmesi gerekirken sözleşmeye aykırı olarak davacının ücretinin asgari ücret seviyesine çekilmek ve bu ücrete %4 oranında ücret zammı uygulanmak suretiyle eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek davacının eksik ödemeden kaynaklı ücret, ilave tediye, ikramiye, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğunu, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, sunulan belirsiz süreli iş sözleşmesinin ... tarafından yayımlanan talimatlara uygun olmadığını, ücretin korunmasına ilişkin düzenlemenin sadece o yıl için geçerli olduğunu, müteakip yıllar için de aynı ilkenin uygulanması hâlinde mükerrer yararlanmanın söz konusu olacağını, sözleşme metninde yanlışlıkla kullanılan sözcüklere bakılmaksızın gerçek iradenin ortaya konulması gerektiğini, düzenlemenin yanılma nedeniyle geçerli kabul edilemeyeceğini, davacının ücretinin sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra da ilgili düzenlemeler uyarınca eksiksiz ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda hafta tatili ücreti alacağı reddedilmek suretiyle, eksik ödenen ücret, ikramiye, ilave tediye, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; husumet itirazlarının bulunduğunu, davacının ücretlerini Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının belirlediğini, ilgili Bakanlığın belirlediği ücretlerle ilgili ödemelerden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, dava konusu talepler ile ilgili zamanaşımı def'inde bulunduklarınıi hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve kanuna aykırı olduğunu, rapora karşı ve davacının harç arttırım talebine karşı yaptıkları itirazlarının dikkate alınmadığını, hükmedilen faizlerin fahiş olduğunu, 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 22 nci maddesi kapsamında esaslı bir değişiklikte işverenin yetkili olduğunu, davacı tarafından sunulan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 2 nci maddesinde işveren olarak belirlenen ... tarafından işbu sözleşmenin onaylanmadığını, bu sebeple müvekkili İdare yönünden geçerli bir sözleşme bulunmadığını, belirsiz süreli iş sözleşmesinde işveren konumunda olan Bakanlığın bilgisi ve talimatları dışında işçinin ücretini etkileyecek esaslı bir değişikliğin geçerlilik kazanamayacağını, işveren (Bakanlık) açısından bağlayıcı olmayacağını ve bu değişikliğe göre uygulama yapılamayacağını, dosya kapsamında sunulan belirsiz süreli iş sözleşmesinin ... tarafından yayımlanan talimatlara da uygun olmadığını, davacı tarafından imzalandığı belirtilen sözleşmelerin işveren olan ... tarafından mı yoksa işveren vekili olan müdür/başhekim/başkanlar tarafından mı imza altına alındığının tetkik edilmesi talep edilmesine rağmen Mahkemece taleplerini karşılar nitelikte herhangi bir işlem yapılmadan karar verildiğini, davacıya ücret ve mali haklarının tamamının ilgili toplu iş sözleşmesi de gözetilerek ödendiğini, Bakanlıkça yapılan ödemelerin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının görüşü alınarak bu doğrultuda yapıldığını, davacının ücret farkı alacağı talebinin yerinde olmadığını, davacının sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinde indirime gidilmediğini, ücretin eksiksiz ödendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna atamasının yapıldığı, bilirkişi raporunda dava konusu alacakların denetime elverişli şekilde belirlendiği, davacının ücretinin bireysel iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümleri gereği eksik ödendiği, davacının eksiklikten kaynaklanan fark ücret, ikramiye, ilave tediye alacaklarına hak kazandığı; ancak İlk Derece Mahkemesince arabuluculuk son tutanak tarihi dikkate alınmadan yapılan hesaplamaya itibar edilmesinin dava şartı yokluğu nedeniyle yerinde olmadığı, yanı sıra davacının hak kazandığı fark ücret ve fark ikramiye alacağının toplu iş sözleşmesi hükümleri gereğince kıstelyevm usulüne göre belirlenerek hüküm altına alınması gerektiği gözetilmeksizin karar verilmesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle mevcut bilirkişi raporundaki hesaplama verileri üzerinden ücret ve ikramiye farkı alacakları resen belirlenerek davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile davacının fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, alacakların hesaplanması ile hükmedilen faize ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:

"... 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.