"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan ilk yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 28.11.2014-24.06.2016 tarihleri arasında davalı Şirketçe yapımı üstlenilen ...Yüksek Hızlı ... inşaatı işinde, çelik konstrüksiyon imalat işlerinin yapıldığı atölyede çelik konstrüksiyon imalat ustası olarak çalıştığını, kıdem tazminatının tam ödenmediğini, ihbar tazminatı ile diğer alacaklarının hiç ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacaklarının faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının hak kazandığı her türlü alacağının ve ikalede taahhüt edilen bedellerin eksiksiz ödendiğini, uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanması gerektiğini, sözleşme ikale ile sona erdirildiği için tazminat talep edilemeyeceğini, davacının puantajlara göre yaptığı belirlenen fazla çalışmalarının, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri çalışmasının karşılığının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesi kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda davalı işverenin imzalanan sözleşme uyarınca uygulanacak çalışılan ülke mevzuatı ile ilgili davacı işçiye uygulanacak hükümler ve çalışma şartları yönüyle yapılması gerekli bilgilendirmeyi yapmaması nedeniyle taraflar arasında hukuk seçimi yapılmadığı, bu doğrultuda uyuşmazlığa... hukukunun uygulanması gerektiği Türk hukukuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında ücret belirlemesi konusunda itirazlarının kabul görmediğini, hatalı ücret belirlemesinde ısrar edildiğini, ihbar tazminatının yanlış hesaplandığını, hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda belirtildiği şekilde kıdem tazminatından mahsup yapılmasını kabul etmediklerini, ödenen ve mahsup edilmesi gereken miktarın davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacak miktarlarını aşmadığından diğer alacak kalemlerinden mahsup yapılmasına gerek olmadığını, mahsup işleminin emsal Yargıtay içtihatlarına uygun yapılmamış olması nedeniyle de Mahkeme kararının ortadan kaldırılması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, işçinin davasını ikame edebilmesi için 1 ay, 3 ay ve 1 yıllık süre sınırının bulunduğunu, davaya konu iş sözleşmesi ikale ile sona erdiğinden davacının ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, Şirket tarafından davacı tarafın hak kazandığı tüm ödemelerin kendisine zamanında ödenmiş olduğunu, Türk hukuku uygulansa dahi davacının tanık beyanına dayalı işçilik alacağı taleplerinin kabulünün de hatalı olduğunu, eksik inceleme ile verilen İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; iş sözleşmesinden doğan taleplerde, talebin tâbi olduğu hukukun (esasa uygulanan hukuk) zamanaşımı ve hak düşürücü süre bakımından da yetkili olduğu dikkate alındığında Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması gerektiği, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesinde sözü edilen mahkemeye başvurma sürelerinin, hak düşürücü süre niteliğinde olduğu, davacının iş sözleşmesinin fesih tarihinin 24.06.2016, dava tarihinin ise 08.12.2017 olduğu dikkate alındığında; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu, uyuşmazlığa yabancı hukukun uygulanması durumunda, dava açılış tarihinde Türk hukukunun uygulanacağına dair inanç sonrasında uygulamada gelişen uyuşmazlığa uygulanacak hukukun belirlenmesinden kaynaklı sonuçlar açısından davacı taraf aleyhine mali yükümlülük doğmaması gerektiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmemiş, davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmıştır.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; Rusya hukukuna göre dosya alacaklarının talep edilebilir nitelikte olduğunu, uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i ve davanın süresinde açılıp açılmadığı ile yargılama giderlerinin doğru belirlenip belirlenmediği noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi şöyledir:
" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."
3. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.
4. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun iş sözleşmesinin son bulduğu tarihte yürürlükte bulunan 392 nci maddesi şu şekildedir:
“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.
Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.
3. İlgili Hukuk kısmının (4) numaralı paragrafında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde sözü edilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafından da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince, söz konusu sürenin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalı ise de bu hata sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve yukarıda yapılan açıklamalara göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.