"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
KARAR : Davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 26.06.2019 tarihli kararı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece 23.09.2020 tarihli karar ile bozmaya direnilmesine karar vermiş; direnme kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 03.03.2021 tarihli kararı ile Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece 03.03.2021 tarihli bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda 18.05.2021 tarihli karar ile; Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 26.06.2019 tarihli bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 13.09.2021 tarihli kararı ile; direnme kararı incelenmek üzere dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.03.2022 tarihli kararı ile; direnme kararının yerinde olduğuna karar verilerek taraf vekillerinin işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazları incelenmek üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dairemizce 28.06.2022 tarihli karar ile Mahkeme kararının üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 25.01.2002 tarihinden iş sözleşmesinin haklı nedene dayanılmaksızın davalı işveren tarafından feshedildiği 19.05.2014 tarihine kadar davalıya ait işyerinde şoför olarak çalıştığını, alacaklarının ödenmediğini, yıllık ücretli izinlerinin de kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, yıllık ücretli izin, ikramiye, aile, çocuk, yakacak ve giyim yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin ödeme gücünün bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 02.03.2016 tarihli kararı ile; davacının toplu iş sözleşmesi imzalanmadan önce sendikaya üye olması nedeniyle bilirkişi tarafından toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre yapılan hesaplamaların yerinde olduğu, iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanmayacak şekilde feshedildiğinin davalı tarafından ispatlanamadığı, davacının yıllık ücretli izin alacağının bulunduğu, ikramiye ve ilave tediye alacaklarına hak kazandığı, tanık beyanlarına göre belirlenen fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının taleple bağlı kalınarak kabul edildiği; aile, çocuk, yakacak ve giyim yardımı alacakları ise davalı işverence karşılandığından bu taleplerin reddinin gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 26.06.2019 tarihli kararı ile; uyuşmazlık konusu kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, ikramiye, ilave tediye, aile yardımı, çocuk yardımı, yakacak ve giyim yardımı alacaklarının belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceklerinden taleplerin hukuki yarar yokluğundan reddi gerekirken işin esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından ise talep artırımına karşı davalı tarafın ileri sürdüğü zamanaşımı def'inin kabul edilmesinin ve hüküm altına alınan tüm miktara dava tarihinden faiz işletilmemesinin hatalı olduğu, ayrıca fazla çalışma hesabının toplu iş sözleşmesinin yürürlüğe girdiği 21.08.2013 tarihinden itibaren %60 zamlı ücret üzerinden hesaplanması gerektiği gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Direnme Kararı
Mahkemenin 23.09.2020 tarihli kararı ile; bozmaya kısmen uyulup kısmen direnildiği açıklandıktan sonra, bozma kararı doğrultusunda kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin, ikramiye, ilave tediye, aile, çocuk, yakacak ve giyim yardımı alacaklarının hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, fazla çalışma ücreti alacağının alınan ek rapor doğrultusunda ve talebin arttırıldığı miktar üzerinden kabulüne, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının da kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur.
2. Dairemizin 03.03.2021 tarihli kararı ile; bozmaya kısmen uyulup kısmen direnilmesine karar verilmesi mümkün ise de, Mahkemece bu karar gereğinin yerine getirilmeyerek tamamen bozma kararı doğrultusunda karar verilmesinin hatalı olduğu, Mahkemece bozmaya kısmen direnme kararından tamamen dönme sonucunu doğuracak şekilde bozma doğrultusunda karar verilmesinin, kısmen direnme kararı ile oluşan usuli kazanılmış hakkı zedeleyici nitelikte bulunduğu gerekçesiyle önceki bozmaya kısmen uyulup kısmen direnilmesine dair karar doğrultusunda hüküm tesis edilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 18.05.2021 tarihli kararı ile; ilk bozma kararından sonra Mahkemece verilen kısmen direnme kararı gereğince fazla çalışma ücreti dışındaki alacak kalemleri ile ilgili olarak önceki karardaki hükmün aynen korunduğu, fazla çalışma ücreti ile ilgili olarak ise alınan ek bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
E. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. Direnme kararı süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
2. Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.03.2022 tarihli kararı ile; dava konusu ikramiye, ilave tediye, yıllık ücretli izin, kıdem ve ihbar tazminatları ile aile, çocuk, yakacak ve giyim yardımı alacaklarının hesaplanabilmesi için kanunda öngörülen kayıt ve belgeleri tutma ve işçinin bilgisine sunmakla yükümlü olan işverenin sunacağı bordrolara ihtiyaç duyulduğundan Mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinin ve direnme kararı verilmesinin yerinde olduğu, ne var ki Özel Dairece bozma nedenine göre davanın esasına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmediğinden, bu yönde inceleme yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
F. Üçüncü Bozma Kararı
Dairemizin 28.06.2022 tarihli kararı ile; tarafların sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek; toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aile, çocuk, yakacak, giyim ve yemek yardımı alacaklarının ödendiğinin ispat yükünün işverende olduğu, tanık beyanlarına göre ödeme yapıldığının ispatının mümkün olmadığı, bu itibarla Mahkemece öncelikle davacı asılın hesaplamaya elverişli olacak şeklinde beyanı alındıktan sonra dosyada yer alan tüm deliller yeniden değerlendirilerek bu talepler hakkında bir sonuca varılması gerektiği, ayrıca ikramiye alacağına ilişkin hesabın hatalı olduğu, toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre hesaplama yapılması gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
G. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda ikramiye ve sosyal yardım alacakları yeniden hesaplanarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; davanın tamamen kabulü yönünde hüküm tesis edilmemesinin hatalı olduğunu, Mahkemece 18.05.2021 tarihli karar ile müvekkili lehine 11.239,04 TL fazla çalışma alacağının kabulüne karar verilmesine rağmen ve Yargıtay tarafından bozma konusu yapılmamasına rağmen bozma sonrasında fazla çalışma alacağının 100,00 TL'ye düşürülmesinin hatalı olduğunu ve faiz başlangıcı tarihlerinin hatalı belirlendiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının belirli alacaklar olduğundan belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, bu talepler yönünden davanın usulden reddi gerektiğini, tanıklar menfaat birliği içinde olup beyanlarına itibar edilemeyeceğini, toplu iş sözleşmesi bulunmadığı hâlde toplu iş sözleşmesi varmış gibi hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, vekâlet ücretinin eksik hesaplandığını, alacakların çok büyük kısmının zamanaşımına uğradığını, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılamayacağını, yıllık ücretli izinlerin kullanıldığını, iş sözleşmesinin davacının fazla çalışma, hafta tatili, ikramiye, aile yardımı ile ulusal bayram ve genel tatil ücretini hak edecek şekilde sona erdirilmediğini, daha önceki bozma ile kesinleşen hükümler olduğunu, bu nedenle müvekkili Şirket lehine kesinleşen kararlar yönünden aleyhe hüküm kurulmasının da hatalı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmek üzere Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aile, çocuk, yakacak, giyim ve yemek yardımı alacaklarının ödenip ödenmediği ve ikramiye alacağının hesaplanması ile usuli kazanılmış hakka riayet edilip edilmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Dairemizin 29.06.2022 tarihli ve 2022/7746 Esas, 2022/8494 Karar sayılı kararında usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin yerleşik ilke şu şekilde vurgulanmıştır:
" ...
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
..."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Bozmaya uyulduğunda, bozma kararı lehine olan taraf için usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilerek karar verilmesi zorunludur.
3. Somut uyuşmazlıkta davacının fazla çalışma ücret alacağı, bozma öncesi alınan 21.04.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda brüt 11.239,04 TL olarak hesaplanmış ve Mahkemece bu miktar üzerinden hüküm kurulmuştur. Kıdem tazminatı alacağı ise bozma öncesi alınan 24.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda 24.048,36 TL olarak hesaplanmış ve bu rapor hükme esas alınarak ancak taleple bağlı kalınmak suretiyle brüt 22.117,06 TL üzerinden hüküm kurulmuştur. Yine yıllık ücretli izin alacağı da bozma öncesinde brüt 11.580,00 TL olarak hüküm altınmıştır. Fazla çalışma ücreti ve kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağı bozma kapsamı dışında bırakılmasına rağmen Mahkemece bozma sonrasında kıdem tazminatı taleple bağlı kalınarak brüt 20.617,46 TL, yıllık ücretli izin brüt 9.614,64 TL, fazla çalışma ücreti ise taleple bağlı kalınarak brüt 100,00 TL olarak hüküm altına alınmıştır. Şu hâlde sözü edilen alacak kalemleri yönünden Mahkemece, usuli kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek önceki hükmedilen miktarlardan daha düşük miktarlara hükmedilmiştir. Mahkemece bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.