"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının dava dışı ... Belediyesinde işe başladığını, bu işyerinde çalıştığı sırada Sendikaya üye olarak ... Belediyesi ile Belediye İş Sendikası arasında bağıtlanan 15.12.2010 -14.12.2012 dönemine ilişkin toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığını, ancak 2011 yılında kadro fazlalığı nedeniyle Millî Eğitim Bakanlığına nakledildiğini, bu işyerinde yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan ...-... üye olduğunu, davacının nakil öncesinde Şubat 2010 dönemine ilişkin ücretinin 46,86 TL olduğunun Mahkeme kararı ile sabit olduğunu, ancak sonraki dönem ücretinin ne nakil tarihinde ne sonrasında düzgün olarak hesaplandığını, davalının nakil öncesi yararlanılan Belediye İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesini süresi sona erene kadar uygulaması, ardından da mevcut işyerinde yürürlükte olan ...-İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan zamları uygulaması gerektiğini; ancak hatalı uygulama yapılarak eksik ücret ödendiğini, bu sebeple davacının diğer alacaklarının da eksik belirlendiğini iddia ederek nakil tarihindeki ücretinin tespiti ile bu ücrete göre hesaplanacak fark ilave tediye, ikramiye ve kıdemli işçiliği teşvik primi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını ve davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 28.10.2021 tarihli kararıyla; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/32 Esas, 2011/73 Karar sayılı kararı ile davacının ... Belediyesindeki 2010 Haziran ayına kadar yevmiyesinin 46,86 TL olarak saptandığı, 14.12.2010 itibarıyla ve dolayısıyla devir yevmiyesinin %15 Belediye Toplu İş Sözleşmesi zammı uygulanarak 53,89 TL olarak hesaplandığı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 10.03.2020 tarihli kararı doğrultusunda hesaplama yapıldığı, Belediye toplu iş sözleşmesinin 43 üncü maddesinde 5 yılını dolduran işçilere kıdemli işçiye teşvik primi verileceğinin düzenlendiği, bu ikramiyenin bir defa verilebilecek nitelikte olduğu; ancak davalı toplu iş sözleşmesinde bu prim ile ilgili bir düzenleme mevcut olmadığı, devirden önce doğmuş olan bu alacak için devralan davalının sorumluluğu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 27.01.2022 tarihli kararıyla; davacının 2003 yılında dava dışı ... Belediyesinde işe başladığı, 2011 yılında kadro fazlalığı sebebiyle davacının davalı Bakanlığa devredildiği, davacının dava tarihi itibarıyla davalı Bakanlıkta çalışmasına devam ettiği, davacının devir tarihindeki yevmiyesinin brüt 53,89 TL olduğu, davacının devirden sonraki ücretinin ve buna bağlı olarak talep edilen fark alacakların bu ücret esas alınarak belirlenmesi gerektiği; ancak davacının devir tarihindeki ücretinin eksik belirlendiği ve talep edilen alacakların da eksik ödendiği, davacının fark ücret, fark akdi ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarına hak kazandığı, her ne kadar davacı vekilince kıdemli işçiliği teşvik primi talep edilmişse de, davacının devrolunduğu Bakanlık ile işçi Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinde işçilere kıdemli işçiliği teşvik primi ödeneceğine dair bir hükmün bulunmadığı, davacının kıdemli işçiliği teşvik primine hak kazanmadığı, davacının 04.04.2013 tarihinde ilgili toplu iş sözleşmesinin tarafı olan ...-... üye olduğu gözetilerek, talep edilen alacakların 04.04.2013 tarihine kadar hesaplanması gerektiği, zira davacının ...-... üye olduktan sonra bu sendikanın tarafı olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırıldığı, mali ve sosyal haklarının bu sözleşmeye göre belirlendiği, alacaklarının eksiksiz olarak ödendiği, 04.04.2013 tarihinden sonra davacının talep edilen alacaklara hak kazanmasının mümkün olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da talep edilen alacakların isabetli bir şekilde 04.04.2013 tarihine kadar hesaplandığı, hesaplamada hata bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 25.05.2022 tarihli kararıyla; davacının 15.03.2011 tarihinde davalı Bakanlığa nakledildiği, nakil tarihinden önce çalıştığı Belediyenin taraf olduğu 15.12.2010-14.12.2012 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmesinden yararlandırıldığının uyuşmazlık konusu olmadığı, nakledilen işyerinde uygulanan ... İş Sendikasının taraf olduğu 01.07.2012-30.06.2015 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmesinin imza tarihinin ise 29.03.2013 tarihi olduğu, 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un (6111 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca davacının nakil tarihinden önce yararlanmaya başladığı 15.12.2010-14.12.2012 dönemine ilişkin toplu iş sözleşmesinden bu sözleşmenin süresi sona erse dahi, nakil olunan işyerindeki toplu iş sözleşmesinin imza tarihi olan 29.03.2013 tarihine kadar yararlandırılması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine davacının ... ... üyelik tarihi olan 03.04.2013 tarihine kadar hesaplama yapılmış ise de davacının hem Belediye İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden hem de ... İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmadığını ileri sürerek dava tarihine kadar hak kazandığı alacaklarının hüküm altına alınmasını istediği, davacının ... İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden bu sözleşmenin imza (düzenleme) tarihinden önce yararlanamamasının Kanun gereği olduğu, bu tarihten sonraki dönem için üyelik tarihi dikkate alınarak yararlanacağının kabulünde isabetsizlik bulunmadığı, gerek İlk Derece Mahkemesi gerekse Bölge Adliye Mahkemesi kararında davacının 03.04.2013 tarihinden sonraki alacaklarının ödendiği ifade edilerek bu tarihten sonraki dönem için hesaplama yapılmasının hatalı olduğu ifade edilmiş ise de dosya kapsamından bu hususun denetiminin yapılamadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda yapılan araştırmada Bakanlık yetkililerinin 01.01.2017-30.06.2007 yevmiyesinin 93,44 TL olduğunu bildirdiği, 02.07.2024 tarihli bilirkişi ek raporunun denetime elverişli ve dosya içeriğine uygun olduğu, bu doğrultuda 01.01.2017-14.03.2017 arası 73 gün için fark ücret ve ikramiye-ilave tediye alacağının hesaplandığı, davacının devir tarihindeki yevmiyenin 53,89 TL olduğunun tespit edildiği, Belediye toplu iş sözleşmesinin 43 üncü maddesinde 5 yılını dolduran işçilere kıdemli işçiye teşvik primi verileceği düzenlenmiş olup bu ikramiye bir defa verilebilecek nitelikte olduğu; ancak davalı toplu iş sözleşmesinde bu prim ile ilgili bir düzenleme mevcut olmadığı, devirden önce doğmuş olan bu alacak için devralan davalının sorumluluğu olmadığından kıdemli işçiliği teşvik primi isteğinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesi kararında müvekkilinin alacaklarının 01.01.2017-14.03.2017 tarihleri arasında 73 günlük çok kısa bir dönem için hesaplandığını, hükme esas alınan bilirkişi ek raporunun denetime elverişli olmadığını, müvekkilinin davalı Kurum tarafından uygulanan yevmiyelerinin dava tarihine kadar daima düşük olduğunu, dava tarihine kadar fark alacakların hesaplanması gerektiğini, 31.10.2017 tarihli bilirkişi kök raporunda dava tarihine kadar hesaplama yapıldığından bu raporun dosya kapsamına uygun olduğunu, müvekkilinin olması gereken gerçek ücretinin önceki işvereni ... Belediye Başkanlığı tarafından çok düşük olarak Millî Eğitim Bakanlığına bildirildiğini, 6111 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince davacının 15.12.2010-14.12.2012 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmesinden bu sözleşmenin süresinin bitimine kadar yararlanması gerektiğini, dava dışı Belediyenin dahi toplu iş sözleşmesi hükümlerini doğru biçimde uygulamadığını, bu sebeple ... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinde açılan dava sonucunda 2010 yılı Şubat ayı ücretinin 46,86 TL olması gerektiğinin tespit edildiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre uyuşmazlık; davacının davalı İdareye nakil tarihindeki ücretinin hatalı belirlenip belirlenmediği, nakil tarihinden önceki ve sonraki toplu iş sözleşmelerinin doğru şekilde uygulanıp uygulanmadığı ve buna göre davacının fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ile alacakların hesaplama dönemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6111 sayılı Kanun'ın 166 ncı maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Somut uyuşmazlıkta davacının talebi, nakil tarihinde olması gereken ücretinin belirlenmesi ve bu ücrete gerek nakil öncesinde gerekse nakil sonrasında uygulanması gereken toplu iş sözleşmesi zam oranlarının doğru şekilde uygulanması suretiyle fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesine ilişkindir.
2. Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin ilk kararının ortadan kararı üzerine, İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda davacının ... ... üyelik tarihi olan 04.04.2013 tarihine kadar yapılan hesaplamaya göre kurulan hükmün, Dairemizin 25.05.2022 tarihli kararıyla bozulmasına karar verilmiştir. Bozma kararında; davacının nakil tarihinden önce yararlanmaya başladığı 15.12.2010-14.12.2012 dönemine ilişkin toplu iş sözleşmesinden bu sözleşmenin süresi sona erse dahi, nakil olunan işyerindeki toplu iş sözleşmesinin imza tarihi olan 29.03.2013 tarihine kadar yararlandırılması gerektiği, davacının Kanun gereği ... İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden bu sözleşmenin imza tarihi olan 29.03.2013 tarihinden önce yararlanamayacağı, davacının imza tarihinden sonra sendikaya üye olduğu anlaşıldığından, davacının bu toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başlayacağı tarihin tespit edilebilmesi için 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre üyeliğin işverene bildirildiği tarihin belirlenmesi gerektiği, Mahkemece açıklanan ilke ve esaslara göre davacının nakil tarihindeki ücretinin doğru şekilde belirlenip belirlenmediğinin denetlenmesi, nakil öncesi ve nakil sonrasında yararlandırılması gereken toplu iş sözleşmesi hükümlerinin Kanun'a uygun şekilde uygulanıp uygulanmadığı değerlendirilerek davacının tüm talepleri bakımından denetime elverişli biçimde hesaplama yapıldıktan sonra dava tarihine kadar olan dönem için iddia edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
3. Bozma kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince 01.01.2017-14.03.2017 tarihleri arasındaki dönem için fark alacakların hesaplandığı bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki hükme esas alınan bilirkişi raporundan, Dairemizin 25.05.2022 tarihli bozma kararına uygun bir şekilde toplu iş sözleşmelerinin somut olaya uygulanması sonucu olması gereken ücret miktarının yöntemince tespit edilip edilmediği anlaşılamamaktadır. Şöyle ki bozma sonrası aldırılan 18.04.2023 tarihli bilirkişi ek raporunda 15.03.2012-31.12.2012 tarihleri arasındaki dönem için hesaplama yapıldığı, 07.02.2024 tarihli ek raporda ise 01.01.2017-14.03.2017 tarihleri arasındaki dönem için hesaplama yapıldığı, bozma kararı sonrasında dava konusu dönemin tamamı bakımından ücret tespiti ve hesaplama yapılmadığı görülmektedir.
4. İlk Derece Mahkemesince; denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi hatalı olduğu gibi gerekçeli kararda, sadece 01.01.2017-14.03.2017 tarihleri arasındaki dönem bakımından alacakların hüküm altına alınma gerekçesine yer verilmemiş olması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.