"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2024/169 E., 2024/233 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi Antalya 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında davalı Üniversite nezdinde sürekli işçi olarak istihdam edilmeye başlandığını, davacının Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlandığını, Öz Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası (Öz Sağlık-İş Sendikası) ile davalı Üniversite arasında 19.08.2021 imza tarihli ve 01.01.2019-31.12.2021 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 01.11.2020 tarihi itibarıyla uygulanması gerektiğini, davacının toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikadan istifa etmekle beraber istifa ettiği tarihe kadar sendika üyesi olarak, istifa ettiği tarihten sonra da dayanışma aidatı ödemek suretiyle işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğini, ancak bir kısım alacakların eksik ödendiğini, zira davacının 2021 yılı Ağustos ayı bordrosu incelendiğinde günlük çıplak brüt ücretinin 143,50 TL olduğunu, davacıya işyerinde yürürlükte bulunan Öz Sağlık-İş Sendikasının tarafı olduğu toplu iş sözleşmesine göre 01.01.2021 tarihinden itibaren uygulanması gereken %12'lik zam uygulanmadan 01.07.2021 tarihinde %5 zam uygulanarak ücretinin tespit edildiğini, benzer nitelikte olan işçilere ise %12'lik artışın uygulandığını, dolayısıyla ücret miktarının hatalı belirlendiğini, diğer yandan kadroya geçmeden evvel 01.04.2018 tarihine kadar giyim yardımı ödemesi yapılırken ve bu ödeme işyeri uygulaması hâline gelmiş iken 2018, 2019, 2020 yıllarına ilişkin hiç ödeme yapılmadığını, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinde yol yardımı alacağı için mevcut uygulamaya devam edileceği belirtilmiş olmasına rağmen davalı Üniversitenin belediye tarafından belirlenen rayiçlerin altında eksik ödeme yaptığını, bu sebeple 15.08.2019-31.08.2021 tarihleri arasında eksik ödenen yol yardımı alacağının tahsili gerektiğini ileri sürerek ücret farkı, yol yardımı ve giyim yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi statüsüne geçtiğini ve hâlen işyerinde çalışmaya devam ettiğini, 31.10.2020 tarihine kadar davacının Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığını, işyerinde yürürlükte bulunan Öz Sağlık-İş Sendikası ile davalı Üniversite arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden 01.11.2020 tarihi itibarıyla yararlanması gerektiği iddia edilmekte ise de; söz konusu toplu iş sözleşmesinin imza tarihinde davacının ilgili sendikaya üye olmaması sebebiyle 19.08.2021 imza tarihli toplu iş sözleşmesinin 4 üncü maddesi ve geçici 3 üncü maddesi ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesi hükümleri dikkate alındığında imza tarihi itibarıyla sendika üyesi olmayan davacı işçinin dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlanma talebinde bulunduğu 14.07.2021 tarihinden itibaren Öz Sağlık-İş Sendikasının tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlandırıldığını, bu sebeple yalnızca 2021 yılı Temmuz ayı için ilgili toplu iş sözleşmesinde öngörülen %5 oranında zam yansıtılmak suretiyle ücretinin belirlendiğini, davacının dava dilekçesinde emsal olarak belirttiği işçilerin toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden önce taraf sendikaya üye olduklarının anlaşıldığını, davacının kadroya geçmekle birlikte alt işverenler ile yapılan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan hükümlerden yararlanmasının mümkün olmadığını, davacı ile imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinde giyim yardımına ilişkin herhangi bir düzenlemenin yer almadığını, davacının 14.07.2021 tarihi itibarıyla yararlandığı işyerindeki toplu iş sözleşmesinin 35 nci maddesi uyarınca da davacıya nakdi giyim yardımı ödemesi yapıldığını, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinde taşıt yardımına ilişkin mevcut uygulamaya devam edeceğinin kararlaştırıldığını, davacıya kadroya geçerken ödenen günlük 5,87 TL yol yardımının dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlandığı tarihe kadar ödenmeye devam edildiğini, dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlanma talebinde bulunduğu tarihten itibaren de arttırımlı olarak yol yardımının davacıya ödendiğini, eksik ödemenin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.10.2022 tarihli kararıyla; davacının 14.07.2021 tarihli dilekçesi ile dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden itibaren yararlanma talebinde bulunduğu, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin 31.10.2020 tarihinde sona erdiği, davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden yararlanacağı, buna göre 2021 yılı Ocak ayı ve 2021 yılı Temmuz ayı ücret zammı yansıtılarak bulunan ücret miktarına 14.07.2021 tarihinden itibaren hak kazanacağı, davacının talebi ile bağlı kalınarak yalnızca 2021 yılı Ağustos ayı için ücret fark alacağının hüküm altına alındığı; diğer yandan davacının kadroya geçerken imzalamış olduğu sulh sözleşmesi de dikkate alındığında, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi ile Öz Sağlık-İş Sendikası ve davalı Üniversite arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinde giyim yardımı alacağının düzenlenmediği; yol yardımı alacağına da 14.07.2021 tarihinden itibaren hak kazanacağı ve davalı tarafça bu tarihten sonra yol yardımı alacağının ödendiği gerekçesiyle giyim ve yol yardımı alacaklarının reddine, ücret farkı alacağının kabulüne dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.03.2023 tarihli kararıyla; davacının toplu iş sözleşmesinin imzalanmasından sonraki dönemde gerçekleşen sendika üyeliğinin söz konusu olduğu süre itibarıyla ücret farkına hak kazandığı, davacının dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarihten önceki dönem için toplu iş sözleşmesinde düzenlenen giyim ve yol yardımından yararlanmasının mümkün olmadığı, 01.11.2020 tarihine kadar yürürlükte olan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinde de bu talepler için düzenleme bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde giyim ve yol yardımı alacaklarının reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 29.04.2024 tarihli ilâmı ile; davacının talep konusu dönemde işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözlemesinin imza tarihinde (19.08.2021) toplu iş sözleşmesinin tarafı olan Öz Sağlık-İş Sendikasına üye olmadığı hususu dikkate alındığında, dayanışma aidatı ödemek suretiyle talepte bulunduğu 14.07.2021 tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanacağı, 19.08.2021 imza tarihli 01.01.2019-31.12.2021 yürürlük süreli Öz Sağlık-İş Sendikası ile davalı Üniversite arasındaki toplu iş sözleşmesinin 31 inci maddesinin "Üçüncü Yıl Birinci Altı Ay Ücret Zammı (01.01.2021-30.06.2021)" başlıklı (e) bendinin (2) numaralı alt bendinde "01.01.2021 tarihinde işyerinde çalışan sendika üyesi işçilerden aylık brüt çıplak ücretleri 4.100,00 TL'nin altında olanlar 4.100,00 TL'ye yükseltikten sonra tüm işçilere 01.01.2021 tarihinden geçerli olmak üzere %12 (yüzde on iki) oranında zam yapılacaktır." hükmünün yer aldığı, düzenlemenin devamının "Üçüncü Yıl İkinci Altı Ay Ücret Zammı (01.07.2021-31.12.2021)" başlıklı (f) bendinde ise "01.07.2021 tarihinde işyerinde çalışan sendika üyesi işçilere 30.06.2021 tarihinde almakta oldukları günlük brüt çıplak ücretlerine, 01.07.2021 tarihinden geçerli olmak üzere %5 (yüzde beş) oranında zam yapılacaktır." ifadelerini içerdiği, İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde davacının 14.07.2021 tarihinden itibaren ilgili toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanacağı isabetli şekilde ifade edilmiş olmasına rağmen, bu gerekçe ile çelişkili olacak şekilde davacının 01.01.2021 tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret zammından yararlanacağı kabulü ile ücretinin 4.100,00 TL'ye çıkartılarak üzerine 2021 yılının ilk altı aylık dönemi için %12'lik zam, 2021 yılının ikinci altı aylık dönemi için de %5 oranında zam uygulanmak suretiyle fark ücret alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, davacının 14.07.2021 tarihinden itibaren işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden yararlanacağı sabit olduğundan, ilgili toplu iş sözleşmesinin 31 inci maddesinin (e) bendinin (2) numaralı alt bendinde kararlaştırılan %12'lik ücret zammından yararlanmasının mümkün olmadığı, taraflar arasında davacıya 2021 yılının ikinci altı aylık dönemi için öngörülen %5'lik zammın ödendiği hususunda da ihtilaf bulunmadığı dikkate alındığında, ücret farkı alacağının reddi gerekirken kabulünün yerinde olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; giyecek yardımı ve yol yardımı alacakları konusunda bozma ilâmında herhangi bir düzenleme yer almadığı hususu dikkate alındığında ilgili alacakların reddine dair kararın kesinleşmiş olduğu; ücret farkı alacağı bakımından uyulmasına karar verilen bozma ilâmındaki gerekçelerle ilgili alacağın da reddi gerektiği kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; yol yardımına ilişkin taleplerinin sadece işyeri uygulamasından kaynaklı bir talep olmadığını, sürekli işçi kadrosuna geçen işçiler bakımından Yüksek Hakem Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinde taşıt yardımın ile ilgili olarak mevcut uygulamanın aynen devam edileceğinin kararlaştırıldığını, süresi içerisinde tanık listesi sunulmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince tanık dinlenilmemesi sebebi ile sürekli işçi kadrosuna geçmeden evvel işyerinde rayiç bedel üzerinden yol yardımı ödenmesi hususunda işyeri uygulaması bulunduğu hususunun ispatlanamadığını, esasında işyerindeki yol yardımı konusundaki uygulamanın belediye rayicinin %13 fazlası oranında ödeme yapılması şeklinde olduğunu, ancak sürekli iş kadrosuna geçiş sonrasında da en azından belediye rayici üzerinden ödeme yapılması gerekirken sürekli aynı miktar ile ödeme yapılmasının hatalı olduğunu, sürekli işçi kadrosuna geçiş öncesinde işçilere verilen kıyafet yardımının işyeri uygulaması olduğuna dair tanık beyanları alınmaksızın alacağın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, daha öncesinde yetkili sendikaya üye olup devamında da sözleşme imzalanmasından önce istifa edip dayanışma aidatı dilekçesi veren davacının ücret zammına ilişkin hükümlerinden yararlandırılmamasının eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, benzer nitelikteki işçilere % 12 oranında ücret zammının uygulandığını, bu sebeple de ücret farkı alacağının reddinin de hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ücret farkı alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 696 KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde.
3. 4857 sayılı İş Kanun'un 34 üncü maddesi.
4. 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve özellikle sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin yol yardımı talepleri bakımından farklı yönde kararlar verilmesinin, söz konusu işçilerin kadroya geçtiği tarihten önceki döneme ilişkin hizmet alım sözleşmelerinde yol yardımının rayiç bedel üzerinden kararlaştırılıp kararlaştırılmamasından kaynaklandığının anlaşılmasına göre kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.