"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına (Bakanlık) bağlı Devlet Hastanesinde 2009 yılından itibaren ihaleyi alan alt işveren şirket işçisi olarak çalıştığını, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) yürürlüğe girmesi ile birlikte belirsiz süreli iş sözleşmesi ile sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sözleşmede "Ücretin esası ve ödeme şekli" başlığı altında müvekkilinin ücretinin ne şekilde hesaplanacağının ve ödeneceğinin belirtildiğini, buna rağmen davalı Bakanlıkça sözleşmeye aykırı olarak ve müvekkilinin onayı ve muvafakati alınmadan tek taraflı kesintiler yapılmak suretiyle eksik ödemeler yapıldığını, sözleşmenin 7 nci maddesinde "İşçiye her ay asgari ücretin %50 fazlası üzerinden günlük olarak ödeme yapılır." şeklinde belirtildiğini; ancak yapılan ödemelerden de anlaşılacağı üzere davalı Bakanlık tarafından tek taraflı indirimler yapılmak suretiyle müvekkilinin hak etmiş olduğu ücret ve alacakların eksik ödendiğini belirterek gerçek ücretin tespiti ile 2018 yılından itibaren yapılan haksız kesintiler nedeniyle oluşan ücret, ikramiye, ilave tediye, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, taraflar arasında davacının asgari ücretin fazlasını almasını gerektirir iş sözleşmesinin bulunmadığını, kadroya geçen işçilerin ücretine kadroya geçmeden önce 01.01.2018 tarihinden itibaren alt işveren tarafından veya başka bir şekilde ücret artışı yapılması hâlinde toplu iş sözleşmesinde yer alan %4'lük zamdan mahsup edilmesi gerektiğini, davacının sendika üyesi olup olmadığının da belirlenmesi gerektiğini, faiz oran ve başlangıç tarihine itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 15.09.2022 tarihli kararıyla; taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve uygulanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alındığında, incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 05.12.2022 tarihli kararıyla; dava açılmadan önce arabulucuya başvurulduğu, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine son tutanak dava dilekçesine eklenerek 01.02.2021 tarihinde somut davanın açıldığı, Mahkemece dava konusu alacaklara ilişkin hesaplamanın 01.02.2021 olan dava tarihine kadar yapıldığı; ancak arabuluculuk faaliyetinin son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirildiği, arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan, son tutanak tarihi ile hesaplamaya esas alınan dava tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında; bu dönem yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu; bununla birlikte İlk Derece Mahkemesi kararında hükmedilen ilave tediye alacağının ödeme zamanının 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un (6772 sayılı Kanun) 4 üncü maddesine göre Cumhurbaşkanı tarafından belirlendiği, Mahkemece davacının Ocak 2021 dönemi için ilave tediye alacağının hesaplanıp hüküm altına alındığı, ancak bahsi geçen Cumhurbaşkanlığı Kararı'nda açıklandığı üzere 2021 yılı Ocak ayı ilave tediye alacağının ödeme zamanının 29.01.2021 tarihi olduğu, bu durumda arabuluculuk son tutanak tarihi olan 15.01.2021 tarihi itibarıyla ilave tediye alacağı yönünden muacceliyetin gerçekleşmediği gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda aldırılan bilirkişi ek raporunda yer ala hesaplamalar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının tâbi olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinin davacı hakkında uygulandığını, 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü maddesinin altıncı fıkrasındaki düzenlemeler gereğince davacının ücretinin düşürülmediğini, davacıya ait belirsiz süreli iş sözleşmesinde oran kısmının boş bırakılması gerektiği hâlde, müvekkili Bakanlık iradesinin hilafına sözleşmenin her iki nüshasına da %50 rakamının eklenmiş olduğunu; öte yandan temerrüt başlangıcının işbu davanın ikame edildiği tarih olarak kabul edilmesi gerektiğini; dava konusu alacaklar için mevzuatta ve düzenleyici işlemlerde alacağa en yüksek mevduat faizi uygulanacağına dair açık hüküm bulunmadığını, dolayısıyla anılan alacaklara yasal faiz uygulanması gerektiğini, hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderinin de hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, arabuluculuk son tutanak tarihi ile dava tarihi arasındaki talep dönemi yönünden arabuluculuk dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği, 2021 yılı Ocak ayı ilave tediye alacağının muaccel olup olmadığı ve vekâlet ücreti ile yargılama giderine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 ve 34 üncü maddeleri, 6772 sayılı Kanun'un 1 vd. maddeleri, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde.
3. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.