"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin Rusya'da bulunan şantiyelerinde 29.09.2003-25.02.2015 tarihleri arasında elektrikçi formeni olarak çalıştığını, en son aylık ücretinin net 2.100,00 USD olduğunu, yol, yemek ve barınmanın işverence karşılandığını, 15 günde bir hafta tatili verildiğini, haftanın 7 günü 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştırıldığını, karşılığının ödenmediğini, ücretin bir kısmının avans olarak elden, bir kısmının banka aracılığı ile ödendiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunduklarını, talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının talep konusu alacaklarının çalıştığı ülke mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiğini, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.11.2020 tarihli kararıyla; toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanlarına göre davacının iş sözleşmesi haklı neden olmadan feshedildiğinden kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıldığı, davacının ödenmeyen yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 29.09.2022 tarihli kararıyla; davacının davalı Şirkete ait Rusya’da bulunan yurt dışı şantiyelerinde 29.09.2003-25.02.2015 tarihleri arasında çalıştığı, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, bu durumda uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında bir hatanın bulunmadığı, davacının işçilik alacaklarının ödenmesinden davalı Şirketin sorumlu olduğu, emsal ücret araştırması ve tanık beyanları değerlendirilerek belirlenen ücret ile yemek ve barınma ücreti tespitinin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, %5 genel sağlık sigortası primi dikkate alınarak net ücretin brüte çevrilmesinde bir hatanın bulunmadığı, yurt dışında şantiye ortamında gerçekleşen çalışmanın tanık anlatımlarına göre hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de devam ettiği, davacının fazla çalışma yaptığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 24.05.2023 tarihli ve 2022/15116 Esas, 2023/7685 Karar sayılı ilâmıyla; bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığı belirtilerek taraflar arasında hukuk seçimi anlaşması bulunmadığından mutad işyeri hukuku olan Rusya hukukunun tüm çalışma dönemi bakımından uyuşmazlıkta uygulanması gerektiği, buna göre uzman bir bilirkişiden de denetime elverişli rapor alınmak suretiyle dosya kapsamındaki delil durumu birlikte değerlendirilerek dava konusu alacaklar hakkında, usuli kazanılmış haklar da gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesinde sözü edilen mahkemeye başvurma sürelerinin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu, iş sözleşmesinin fesih tarihi 25.02.2015 olup dava tarihi dikkate alındığında davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davanın reddinin hatalı olduğunu, Rusya hukukunun bütün olarak değerlendirilmediğini, yüksek Mahkeme içtihatlarının dikkate alınmadığını, davacının haklarının ihlal edildiğini, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nda 3 çeşit zamanaşımı süresi olduğunu, hakların ihlal edilmesinden kaynaklanan zamanaşımı süresinin 3 ay, sözleşmenin feshedilmesinden kaynaklanan zamanaşımı süresinin 1 ay ve işverenin kendisine vermiş olduğu zarardan kaynaklanan alacaklarda bu sürenin 1 yıl olduğunu, fesihten kaynaklanan kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacaklarında fesih ihbarının kendisine tebliğ edilmesinden veya kendisine ait istihdam kayıt defterinin serbest bırakıldığı tarihte 1 aylık sürenin başlayacağının düzenlendiğini, davalı tarafından fesih bildirimi veya kayıt defterinin sunulmadığını, bu nedenle zamanaşımından bahsedilemeyeceğini, ayrıca Rusya hukukundaki sürelerin kaçırılması durumunda hâkime bu sürelerin tekrar başlatılması hususunda takdir yetkisi verildiğini, davacı işçinin de Rusya kanunlarını bilmesinin beklenemeyeceğinden Mahkemece bu sürelerin yeniden başlatılması gerektiğini, bu durumun hakkaniyete de uygun olacağını, işçi lehine yorum ilkesinin devre dışı bırakıldığını belirterek davanın kabulü istemiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk ve davanın süresinde açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"...
(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.
..."
3. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi şöyledir:
" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."
4. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 40 ve 44 üncü maddeleri.
5. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun iş sözleşmesinin son bulduğu tarihteki 392 nci maddesi şu şekildedir:
“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.
Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315;..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.
3. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (5) numaralı paragrafında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde sözü edilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafından da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince, söz konusu sürenin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalı ise de bu hata sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
4. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.