"İçtihat Metni"
(BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ KARARLARI ARASINDAKİ
UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR)
I. BAŞVURU
Başvurucu vekili dilekçesinde; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı aleyhine aynı konuda aynı taleplerle ilgili seri olarak açılan bir kısım seri dosyada, davacıların ev tipi hizmet sözleşmesi ile çalıştığından bahisle fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti talepleri bakımından ret kararı verilmesi üzerine istinaf yoluna başvurulduğunu, bu dosyaların istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi, 29. Hukuk Dairesi ve 30. Hukuk Dairesi tarafından yapıldığını, 29 ve 30. Hukuk Dairelerinin istinaf başvurusunu haklı görerek ev tipi çalışanlara 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun) hükümlerinin uygulanmasına kesin olarak karar verdiğini, aynı serinin 8. Hukuk Dairesine tevzi edilen bazı dosyalarında ise söz konusu talepler değerlendirilirken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (6098 sayılı Kanun) hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki gerekçe ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi ile kararların kesinleştiğini, benzer konuya ilişkin bu kararlar arasında uyuşmazlık bulunduğunu belirterek uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.
II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 14.10.2024 tarihli ve 2024/17 Karar sayılı kararı ile; kesin kararlar arasında uyuşmazlık bulunduğu belirtilerek dosyanın gereğinin takdir ve ifası için Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
A. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 21.12.2023 Tarihli ve 2023/3810-3856 Esas, 2023/4310-4356 Karar Sayılı Kararları
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararları ile; davacının 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (696 sayılı KHK) 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiği ve hâlen çalıştığı, 6098 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesinde düzenlenen sözleşme serbestisi ilkesi ile anılan Kanun'un 398 inci maddesindeki "ilgili kanunlarda belirlenen" şeklindeki atıf kapsamında, dosya içeriğinde yer alan iş sözleşmesinin tüm maddelerinin 4857 sayılı Kanun'a dayandırıldığı gibi iş sözleşmesinin, "Bu sözleşmede yer almayan hususlarda İş Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanır." şeklindeki 26 ncı maddesine göre uygulanması gereken kanun yönünden belirleme yapan ve geçerli olduğu değerlendirilen sözleşme hükümleri gözetildiğinde Mahkemece, tespit ve değerlendirmelerin 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yapılması gerekirken 6098 sayılı Kanun kapsamında yapılan değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun miktar itibarıyla kesinlik nedeni ile reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
B. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 01.06.2023 Tarihli ve 2023/1736 Esas, 2023/2418 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava ve karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan ve 25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 5 inci maddesi gereğince, 6098 sayılı Kanun'da sayılmış hizmet sözleşmelerine ilişkin davaların da iş mahkemelerinin görevi kapsamında kabul edildiği belirlendiğinden, görevli İlk Derece Mahkemesince davanın görülüp karara bağlanmasında hata bulunmadığı, 6098 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesinde düzenlenen sözleşme serbestisi hükmü ile anılan Kanun’un 398 inci maddesindeki "ilgili kanunlarda belirlenen" şeklindeki atıf kapsamında, dosyada yer alan iş sözleşmesinin tüm maddelerinin 4857 sayılı Kanun'a dayandırıldığı gibi taraflar arasındaki iş sözleşmesinin, "Bu sözleşmede yer almayan hususlarda İş Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanır." şeklindeki 26 ncı maddesine göre tespit ve değerlendirmelerin 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yapılmasının isabetli olduğu, Yüksek Mahkemenin yerleşik uygulamasına göre bir işçinin günde en fazla fiilen 14 saat çalışabileceği yönündeki kabul doğrultusunda talep edilen alacakların hesaplanması gerektiği, ancak hüküm altına alınan gece zammı ücreti alacağına yönelik hükmedilen faiz türünün hatalı olduğu yönündeki gerekçe ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.
C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 21.02.2024 Tarihli ve 2023/3873, 3874 Esas, 2023/399, 400 Karar Sayılı Kararları, 26.02.2024 Tarihli ve 2023/3889 Esas, 2023/433 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararları ile; 7036 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi gereğince, 6098 sayılı Kanun'da hizmet sözleşmelerine ilişkin davaların da iş mahkemelerinin görevi kapsamında kabul edildiği belirlendiğinden, görevli İlk Derece Mahkemesince davanın görülüp karara bağlanmasında hata bulunmadığı, talep konusu alacakların hesaplanmasında 6098 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasının isabetli olduğu gerekçesiyle 2023/3889 Esas sayılı dosyada davacı tarafın istinaf başvurusunun, diğer iki dosyada ise tarafların istinaf başvurularının esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin kararları arasındaki uyuşmazlığın 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesine göre giderilip giderilemeyeceği hususu uyuşmazlık konusudur.
B. İlgili Hukuk
1. Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.
2. 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) üncü bendinde yer alan düzenlemeye göre; “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
3. 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası ise şöyledir:
“(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”
4. 4857 sayılı Kanun'un 41 ve 63 üncü maddeleri, 6098 sayılı Kanun'un 26 ve 398 inci maddeleri,
5. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi.
C. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenecektir.
2. Uyuşmazlığın giderilmesinin gerekip gerekmediği veya hangi daire kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği yönündeki karar, Yargıtay ilgili hukuk dairesince verilir. Keza ilgili daire uyuşmazlığı mutlaka uyuşmazlık konusu daire kararları çerçevesinde ele alıp gidermek zorunda değildir. Gerektiği takdirde uyuşmazlığın, bölge adliye mahkemesi kararlarında belirtilen gerekçelerden farklı gerekçe ile de giderebilir.
3. Bu açıklamalar ışığında belirtmek gerekir ki uyuşmazlığın giderilmesi talebine konu davaların, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki hâller hariç olmak üzere, esasa veya usule ilişkin nihai ve kesin nitelikteki bir kararla sonuçlanmış olması gerekmektedir.
4. Uyuşmazlığın giderilmesine konu kararlar bu ilke ve esaslar çerçevesinde değerlendirildiğinde; başvurucunun talebine konu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 21.12.2023 tarihli ve 2023/3810-3856 Esas, 2023/4310-4356 Karar sayılı kararlarının, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi gereğince kaldırılmasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dairenin, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ile davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine dair kararı, nihai ve kesin nitelikte bir karar değildir. Kesin hükümle sonuçlanmış dosyalar ile henüz derdest olan dosya arasında uyuşmazlığın giderilmesi imkânı bulunmamaktadır.
Şu hâlde başvurucunun dilekçesinde belirtmiş olduğu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 21.12.2023 tarihli ve 2023/3810-3856 Esas, 2023/4310-4356 Karar sayılı kararlar ile talep konusu diğer Bölge Adliye Mahkemeleri kararları arasında 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi kapsamında bir uyuşmazlık söz konusu değildir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgu karşısında, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 21.12.2023 tarihli ve 2023/3810-3856 Esas, 2023/4310-4356 Karar sayılı kararları ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 21.02.2024 tarihli ve 2023/3873, 3874 Esas, 2023/399, 400 Karar; 26.02.2024 tarihli ve 2023/3889 Esas, 2023/433 Karar sayılı kararları ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 01.06.2023 tarihli ve 2023/1736 Esas, 2023/2418 Karar sayılı kararı
arasında uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
5. Bu noktada Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 21.02.2024 tarihli ve 2023/3873, 3874 Esas, 2023/399, 400 Karar; 26.02.2024 tarihli ve 2023/3889 Esas, 2023/433 Karar sayılı kararları ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 01.06.2023 tarihli ve 2023/1736 Esas, 2023/2418 Karar sayılı kararı arasında giderilmesi gereken bir uyuşmazlık bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekir.
6. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararlarından; özellikle görevli mahkemenin 7036 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler sonucunda iş mahkemesi olduğunun tespit edildiği, ancak davacının çalışmasının ve talep ettiği alacakların 6098 sayılı Kanun kapsamında değerlendirildiği anlaşılmıştır. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi kararında ise davacının tâbi olduğu kanun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kabulüne uygun olarak 6098 sayılı Kanun olarak nitelendirilmiş; ancak söz konusu Kanun'un 26 ncı maddesi ile 398 inci maddesinin ve özellikle taraflar arasındaki iş sözleşmesinin çeşitli maddeleri yorumlanarak alacaklara dair yapılacak tespit ve değerlendirmelere 4857 sayılı Kanun hükümlerinin tatbik edilmesi gerektiği belirlenmiştir.
7. İlk bakışta, yukarıda özetlerine yer verilen başvuru konusu dosyalarda 5235 sayılı Kanun anlamında benzer olaylar bulunduğu sonucuna varılabilir. Şüphesiz benzer olaylardan söz edebilmek için davaların taraflarının aynı olması yahut olaylar arasında mutlak bir özdeşlik bulunması gerekmez. Ancak bazı dava dosyalarındaki maddi vakıaların fazlasıyla farklılık göstermesi farklı sonuçlara ulaşılmasına neden olabilir.
8. İncelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında, davacının tâbi olduğu kanunun belirlenmesi hususu ihtilaflı değildir. Mahkemeler, davacıların 6098 sayılı Kanun kapsamında olduğunu karar gerekçelerinde belirtmişler; ancak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi özellikle sözleşme serbestisi ilkesinden ve 6098 sayılı Kanun'un 398 inci maddesinden yola çıkarak değerlendirmesinin merkezine taraflar arasında imzalanmış iş sözleşmesini almış, iş sözleşmesindeki hükümleri yorumlamak suretiyle talep edilen alacaklara ilişkin yapılacak tespit ve değerlendirmelere 4857 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğini kabul etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararlarında ise iş sözleşmesine ilişkin bir değerlendirme yapılmamıştır. 8. Hukuk Dairesi tarafından incelenen dosyalarda da aynı şekilde bir sözleşme bulunduğu başvurucu vekili tarafından iddia edilip başvuru evrakına eklenmediğine göre aynı sözleşmenin söz konusu dosyalarda da bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır. Bölge Adliye Mahkemelerince dosya kapsamında yer alan deliller ve somut olayın koşulları gözetilerek hüküm tesis edilmesi, bir diğer ifade ile somut olaya özgü nitelikte kararlar verilmesi durumunda, bölge adliye mahkemeleri kararları arasında giderilmesi gereken bir uyuşmazlığın bulunduğundan söz edilemez.
Uyuşmazlığın giderilmesi talebinin bir kanun yolu niteliği taşımadığı ve böyle bir talebin varlığı hâlinde Yargıtayca temyiz incelemesine benzer bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığı gözetildiğinde, başvurucunun dilekçesinde belirtmiş olduğu Bölge Adliye Mahkemesi Daireleri kararları arasında da 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi kapsamında bir uyuşmazlık söz konusu değildir.
9. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
V. KARAR
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından 14.10.2024 tarihli ve 2024/17 Karar sayılı kararı ile iletilen mevcut talep yönünden;
1. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 21.12.2023 tarihli ve 2023/3810-3856 Esas, 2023/4310-4356 Karar sayılı kararları ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 21.02.2024 tarihli ve 2023/3873, 3874 Esas, 2023/399, 400 Karar; 26.02.2024 tarihli ve 2023/3889 Esas, 2023/433 Karar sayılı kararları ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 01.06.2023 tarihli ve 2023/1736 Esas, 2023/2418 Karar sayılı kararı bakımından uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına,
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 21.02.2024 tarihli ve 2023/3873, 3874 Esas, 2023/399, 400 Karar; 26.02.2024 tarihli ve 2023/3889 Esas, 2023/433 Karar sayılı kararları ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 01.06.2023 tarihli ve 2023/1736 Esas, 2023/2418 Karar sayılı kararı bakımından uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına,
3. Dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,
05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.