"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 36. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesi davanın reddine karar vermiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin Rusya şantiyelerinde 04.03.2007-25.10.2015 tarihleri arasında 1.750,00 USD ücret ile sıva ustası olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı neden olmadan feshedildiğini ve iş sözleşmesinden doğan alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... (Eski ünvan: ... ...) vekili; davacının Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) iş sözleşmesi ile davalı Şirkette belirli süreli olarak istihdam edildiğini, davacı tarafın talep ettiği konuların Rusya Federasyonu hukukuna göre değerlendirilmesi gerektiğini, mahkemenin aksi kanaatte olması hâlinde davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının proje kapsamında belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını ve iş sözleşmesinin projenin sona ermesi nedeniyle kendiliğinden sona erdiğini, davacının hak kazanıp da kendisine ödenmeyen hiçbir ücret alacağının bulunmadığını, bu hususun davacının imzaladığı ücret bordrolarında sabit olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Holding AŞ vekili; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının İŞKUR hizmet sözleşmesi ile belirli süreli olarak istihdam edildiğini, somut olayda davacının çalışmış olduğu ülke Rusya olduğundan Türk hukukunun uygulanamayacağını ve Türk Mahkemelerinin yetkili olmadığını, davacının hak kazanıp da ödenmeyen alacağının bulunmadığını, davacının belirli süreli iş sözleşmesiyle çalıştığını ve sürenin bitimi nedeniyle sözleşmenin sona erdiğini, davacının bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanamayacağını, dava dilekçesinde belirtilen ücreti kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iş sözleşmesi kapsamında tespit edilen hizmet süresi boyunca davalı işverenin Rusya'daki şantiyelerinde çalışmış olup, bu durumda sözleşme gereğince mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı yer olan Rusya olduğundan uyuşmazlığa Rus hukukunun uygulanması gerektiği, buna göre de davacının 25.10.2015 tarihine kadar işveren bünyesinde çalıştığı ve davanın 08.12.2017 tarihinde açıldığı anlaşıldığından davacının tüm alacaklarının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, taraflar arasında hukuk seçimi yapıldığından söz edilemeyeceğini, yurt dışı iş sözleşmesinin 6 aylık çalışmasına ilişkin olduğu da gözetildiğinde davacının tüm çalışma dönemine Rusya hukukunun uygulanmasının kabul edilemeyeceğini, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nda zamanaşımı ya da hak düşürücü süre gibi Hukukumuzda belirtilen müstakil bir yargılama kuralının bulunmadığını, 4857 sayılı İş Kanunu'nun zamanaşımına ilişkin hükümleri kamu düzeninden kaynaklandığından mutlak emredici nitelikte olup taraflarca aksinin kararlaştırılamayacağını, kıdem tazminatı da kamu düzeninden kaynaklandığından hesaplamanın Türk hukukuna göre yapılması gerektiğini, uyuşmazlığa yabancı hukuk uygulanmasını kabul anlamına gelmemek üzere Yargıtay içtihat değişikliğini işçinin bilmesinin beklenemeyeceğini, verilen kararın hukuki belirlilik, öngörülebilirlik ve sürpiz karar yasağı ilkelerinin ihlalini oluşturduğunu, daha sıkı ilişkili hukuku belirlemesi gerektiğini, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacağını, davalı Şirket lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanmasının isabetli olduğu, diğer taraftan; davacının 25.10.2015 tarihine kadar davalı işveren bünyesinde çalışması, bu tarihten sonra bir daha işe çağrılmaması ve dava tarihi birlikte nazara alındığında hak düşürücü süre niteliğinde başvurma süresi olan 3 aylık sürenin dolduğunun anlaşıldığı, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesinin ilgili kısmı değişikliğe (03.07.2016) uğramış ise de bu maddenin somut olaya uygulanması hâlinde sonuç değişmeyecek olmakla birlikte, davacının hizmet dönemi nazara alındığında 03.07.2016 tarihinden öncesine dayanan 3 aylık sürenin somut olaya uygulanmasının gerektiği, şu hâlde İlk Derece Mahkemesince davanın zamanaşımı sebebi ile reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, Yargıtayın taraflar arasında uygulanması gereken hukuk yönünden anlaşma bulunması durumuna ilişkin olarak içtihat değişikliğine gittiği görülmekle, bu durumda davalılar lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmayacağı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar etmiş ve uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nda zamanaşımı süresi 3 ay olarak belirtilmiş ise de bu sürenin yeniden başlatılabilmesi için gerekli geçerli nedenlerin bulunduğunu savunmuş ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken sair nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, davanın süresinde açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 2, 5, 8, 24, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri.
3. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun iş sözleşmesinin son bulduğu tarihte yürürlükte bulunan 392 nci maddesi şu şekildedir:
“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.
Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.
3. İlgili Hukuk bölümünün (3) numaralı paragrafında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde belirtilen sürelerin Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede, bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Dava tarihi itibarıyla söz konusu zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince söz konusu sürelerin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalı ise de bu hata sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen ve yukarıda açıklanan gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.