Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13185 E. 2024/15267 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan iş sözleşmesindeki ücret hükmünün yorumlanması ile fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ve gece çalışması ücretlerine hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçilerin, geçiş aşamasında yapılan iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranı olarak belirlenmesi halinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk ücreti olduğu ve işvereni sonradan ücret artışı yapmaya zorunlu kılmadığı, diğer taraftan ücretin her ay asgari ücretin belli bir oranı olarak ödeneceğinin belirlenmesi halinde ise bu hükmün ileriye etkili olduğu ve işvereni ücret artışına zorunlu kıldığı gözetilerek, davacı işçinin iş sözleşmesinde yer alan ücret hükmünün ileriye etkili olmadığı ve işverenin sonradan ücret artışı yapmak zorunda olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 30. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde alt işverenler nezdinde temizlik görevlisi olarak çalışmaktayken 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) gereği kadroya geçirildiğini ve çalışmaya devam ettiğini, davacının ... Sendikası (Sendika) üyesi olduğunu, davacının alt işveren şirketlerde çalışırken şirketler ile asıl işveren arasında yapılan ihalede ödenecek çıplak ücretin asgari ücret baz alınarak asgari ücretin en az % fazlası olarak düzenlendiğini ve 696 sayılı KHK ile kadroya geçişinde de asgari ücretin % fazlası ücretle kadroya geçirildiğini, bunun 696 sayılı KHK'nın 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde gereği olduğunu ve sonrasında da imzalanan bireysel iş sözleşmesinde de bu hakların tüm fer'îlerinin korunarak aynı sistem üzerinden ücret ödeneceğinin yazıldığını, davacının temel ücretinin her asgari ücret artırıldığında belirlenen asgari ücretin % fazlası oması ve üzerine de toplu iş sözleşmesiyle öngörülen zamların uygulanması gerektiğini, işverence buna aykırı olarak eksik ücret ödendiğini, tüm çalışanların 15 gün aralıksız olarak işyerinden hiç çıkmadan, evlerine gitmeden, gece gündüz yirmi dört saat çalıştıklarını, ancak bu çalışmaları karşılığı ücretlerinin de ödenmediğini ileri sürerek ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı ile fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; kovid 19 salgını tedbirleri kapsamında uygulanan vardiya sisteminde yapılan tüm fazla çalışmaların karşılığının ödendiğini, salgın nedeni ile Bakanlığın yayımladığı genelgeler kapsamında alınması gereken tedbirler bağlamında 02.04.2020 tarihinde öncelikle 7 günlük sabit vardiya sistemine geçildiğini, yeni talimatla sabit vardiya sisteminin 14 gün olarak uygulanmaya başlandığını, 375 sayılı KHK’nın geçici 23 üncü maddesi gereği sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarına ilişkin şartların Yüksek Hakem Kurulunca karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesi hükümleri esas alınmak suretiyle belirlenerek uygulandığını, tüm bu gerekçelerle alt işveren işçilerinin, 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun) kapsamında işçiden alınması gerekli yazılı beyanlar ve talepler alınmak sonucu kadroya geçirildiklerini, işçilerin rızası olmaksızın herhangi bir işlem yapılmadığını, anılan mevzuat hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, ilgili mevzuat gereğince düzenlenen çalışma sürelerine uyulduğunu, 375 sayılı KHK yapılan ödemelerin kayıtlarla sabit olduğunu, davacının ücretinin geçiş anında maktu olarak belirlendiğini, kadroya geçiş sonrası ücretinin doğru olarak hesaplandığını ve ödendiğini, davacının ödenmemiş herhangi bir işçilik alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası dosyanın yeni esasa kaydedilerek taraflara tebligat işlemlerinin yapıldığı, söz konusu karar içeriği dikkate alınarak tüm işyeri kayıtlarının noksansız celbi için müzekkere yazıldığı, noksanlıklar tamamlandıktan sonra bilirkişiden rapor alındığı, tüm dosya kapsamında getirtilen işyeri kayıtlarından davacının ödenmeyen hafta tatili ücreti alacağının bulunduğu, söz konusu çalışma karşılığının noksansız ödendiğine dair işverence belge ya da ödeme makbuzu sunulmadığı, davacı tarafın ücret, ilave tediye, ikramiye, gece zammı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin taleplerinin ise yersiz olduğu, bu nedenle sübut bulmayan söz konusu alacakların reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığı, dosya kapsamına uygun ve yeterli bulunan bilirkişi raporu ile hesaplanan alacağın hüküm altına alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilli istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davacının çalıştığı Kurumun bakıma muhtaç kişilerden oluştuğunu ve pandemi döneminin de dâhil olduğu süreç içerisinde aynı saatlerde çalışıldığı kabulünün hayatın olağan akışına aykırı düşeceğini, zira bakıma muhtaç kişilerin ihtiyaçları gereği günün her saati çalışmanın zaruri olduğunu, gerek pandemi dönemi gerek pandemi öncesi dönemde davacının fazla çalışma yapmama ya da tatil günlerinde Kuruma gelmeme keyfîliğinin söz konusu olamayacağını, işverenin yazdığı fazla çalışma süreleri üzerinden değil, olması gereken ve fiilen çalışılan günlere göre öncelikle fazla çalışma sürelerinin yeniden tespiti ile bu tespitler neticesindeki çalışma saatlerine göre fazla çalışma ücretlerinin hesaplanması gerektiğini, haftalık 45, günlük 11 saat sınırı aşılmamış olsa bile artan saatlerin de hesaplamaya dâhil edilip ayrı ayrı değerlendirme yapılarak hesaplama yapılması gerektiğini, davacının ücretinin muvafakati alınmadan düşürüldüğünü, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki mahsup uygulamasının hatalı olduğunu, zira ilgili aylara ilişkin fazla ödeme var ise bu ödemelerin sadece ilgili aydan mahsup edilmesi gerekirken yapılan ödemelerin genel toplamdan mahsup edilmesinin usule aykırı olduğunu, davalı işyerinde aralıksız olarak, önce bir hafta, sonra iki hafta ve sonra 10 gün esasına göre çalışan davacıya haftanın 7 günü çalışması nedeniyle iki yevmiye tutarında hafta tatili ücreti, üç yevmiye tutarında bayram ve genel tatil çalışması ödemesi yapılması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu uyuşmazlıkta davacı işçinin kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceğinin açıkça öngörülmediği, konuya ilişkin emsal içtihat da nazara alındığında, davalı Bakanlık uygulamasının yerinde olduğu ve buna göre dava konusu ücret, ilave tediye, ikramiye fark taleplerinin reddinin yerinde olduğu, davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ve gece zammı ücreti talepleri yönünden; davalı işverence pandemi dönemi için ayrı bir çalışma usulü uygulandığı ve Ülke çapındaki tüm kurum işyerlerinde uygunlandığının sabit olduğu, davalı Bakanlıkça pandemi dönemine has uygulanan çalışma usulünün davacının çalıştığı işyerinde de uygulanıp uygulanmadığı araştırılarak uygulanmış ise davacının fazla çalışma, hafta tatili, çalışmasına denk gelmiş ise ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları ve varsa gece zammı alacağının denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak tespit edilmesi gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırıldığı, İlk Derece Mahkemesince Dairenin kaldırma kararı gerekleri yerine getirilerek hukuka uygun hüküm kurulmuş olmakla davacının istinaf istemlerinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının bulunup bulunmadığı, fazla çalışma, hafta tatili, gece zammı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanması hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde.

3. 4857 sayılı Kanun'un 22, 32, 41, 42, 44, 46, 47, 63, 68 ve 69 uncu maddeleri.

4. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.

..."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.