"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 12. İş Mahkemesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin Rusya ve Türkmenistan şantiyelerinde çalıştığını, sözleşmesinin haklı neden olmadan ve bildirimsiz feshedildiğini, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti, bakiye ücret alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde; davacının müvekkili Şirkette çalışmadığını, zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, davacının dava konusu ettiği alacak kalemlerinin çalıştığı ülke mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada bulunan taraflar arasında imzalanan yurt dışı iş sözleşmelerinin işçinin Rusya'da ve Türkmenistan'da çalışması amacıyla düzenlendiği, sözleşmede ihtilaf hâlinde açıkça çalışılan ülke hukukunun uygulanacağının belirtildiği, davalı tarafın süresinde ibraz ettiği cevap dilekçesinde zamanaşımı def'i ile birlikte çalışılan ülke hukukunun uygulanması gerektiğini ifade ettiği, davacının iş sözleşmelerinin Türkmenistan'da bulunan işyerinde 05.07.2012 tarihinde, Rusya'da bulunan işyerinde 31.10.2015 tarihinde sona erdiği, dava tarihinin 14.08.2018 olduğu, Rusya Federasyonu İş Kanunu ve Türkmenistan İş Kanunu'na göre davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile katılma yoluyla davalılar ... ... İnşaat San. ve Tic. AŞ, ... Holding AŞ ve ... Uluslarası İnşaat Yatırım San. ve Tic. AŞ vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde Rusya ve Türkenistan İş Hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Rusya Federasyonu İş Kanunu ile Türkenistan İş Kanunu'ndaki zamanaşımına ilişkin hükümlerin somut uyuşmazlığa uygulanması gerektiği, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda davanın reddine karar verilmesi hâlinde, davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varıldığı, bu hâliyle kararın içtihatlara uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde:
1. Somut uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini,
2. Sürelerin hatalı değerlendirildiğini, eksik incelemeyle karar verildiğini,
3. Davalıların cevap dilekçelerinde olaya Rus ve Türkmenistan hukukunun uygulanması yönünde savunmalarının olmadığını,
4. Davalıların cevap dilekçesinde ve ıslaha karşı beyan dilekçesinde dava konusu uyuşmazlığa 5 yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiğini öne sürdüğünden bu hususta davacının usuli kazanılmış hakkı doğduğunu ve bu hakkının korunması gerektiğini,
5. Yargıtayın sürpriz karar yasağına aykırı olarak tarafları makul bir süre önceden bilgilendirmeden yabancı hukuk uygulanmasına ilişkin içtihat değişikliğinde bulunmasının hukuka aykırı olduğunu,
6. İş-Kur nezdinde imzalanan matbu sözleşme ile taraflar arasında hukuk seçimi yapıldığından söz edilemeyeceğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davaya konu alacak taleplerinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve arabuluculuk gideri hususlarındadır.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel Hukuk, ..., 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, ..., 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 2 ve 8. maddelerinin bir gereğidir.
Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392. maddesinde sözü edilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır. Somut uyuşmazlıkta dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de İlk Derece Mahkemesince, söz konusu sürenin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalıdır.
3. Diğer yandan, yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidilmiştir. Gerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin gerekse Dairemizin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davaların bir kısmında, benimsenen yeni görüş doğrultusunda yabancı hukukun uygulanması, davacı taraf aleyhine bazı olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda ret kararı verilmesi hâlinde, davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta dava tarihi dikkate alındığında; davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmemesi isabetli ise de; Dairemizin sözü edilen uygulaması davalı tarafça yapılan yargılama giderlerine ilişkindir. Davanın ret sebebi ne olursa olsun Hazineye gelir kaydına karar verilmesi gereken arabuluculuk giderini kapsamamaktadır. Bu nedenle 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3/14 hükmünün son cümlesi uyarınca; arabuluculuk giderinin, haksız çıkan taraftan tahsil edilmesi gerekirken davalıdan tahsiline karar verilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacının diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasına yeni bir bent eklenerek "(7) Tarafların dava şartı olarak 2018 yılında arabulucuya başvurmuş ve anlaşamamış olmaları nedeniyle 7036 sayılı Kanun'un 3/14 hükmü ve 2018 yılı Arabuluculuk Ücret Tarifesi gereği 280,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına" ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.