Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13237 E. 2025/1124 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışırken iş sözleşmesi feshedilen bir işçinin, kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer işçilik alacakları taleplerinde hangi ülke hukukunun uygulanacağı ve bu alacak taleplerinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığa uygulanacak hukukun Rusya Federasyonu hukuku olduğu, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesindeki sürenin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu ve dava tarihi itibarıyla bu sürenin dolduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 55. İş Mahkemesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde çalıştığını, sözleşmesinin haklı neden olmadan ve bildirimsiz feshedildiğini, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı Şirketin çalışanı olmadığını, bu nedenle husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, uyuşmazlığa yabancı hukukun uygulanması gerektiğini ve yabancı mahkemede bakılması gerektiğini, yetki itirazında bulunduklarını, tüm alacaklarının davacıya ödendiğini, davacının hak ve alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada bulunan taraflar arasında imzalanan yurt dışı iş sözleşmesinin işçinin Rusya'da çalışması amacıyla düzenlendiği, sözleşmede ihtilaf hâlinde açıkça çalışılan ülke hukukunun uygulanacağının belirtildiği, davalı tarafın süresinde ibraz ettiği cevap dilekçesinde zamanaşımı def'i ile birlikte çalışılan ülke hukukunun uygulanması gerektiğini ifade ettiği, mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı yer olan Rusya olduğu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2023/13415 Esas ve 2023/12542 Karar sayılı kararında belirtilen şekilde iş sözleşmesinden doğan taleplerde zamanaşımı ve hak düşürücü süre bakımından da bu hukukun uygulanması gerektiği, bu bağlamda iş sözleşmesinin sona erdiği ve davanın açıldığı tarih dikkate alındığında davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde Rusya iş hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Rusya Federasyonu İş Kanunu'ndaki zamanaşımına ilişkin hükümlerin somut uyuşmazlığa uygulanması gerektiği, davacının iş sözleşmesinin 16.09.2015 tarihinde sona erdiği, davanın ise 12.11.2019 tarihinde açıldığı, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesi uyarınca talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığı, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda davanın reddine karar verilmesi hâlinde davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı, bu hâliyle kararın içtihatlara uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Davalı cevap dilekçesinde ve ıslaha karşı beyan dilekçesinde, dava konusu uyuşmazlığa 5 yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiğini öne sürdüğünden bu hususta davacı bakımından usuli kazanılmış hak oluştuğunu ve bu hakkın korunması gerektiğini,

b. İş sözleşmesi 4857 sayılı İş Kanunu'nu uygulanarak feshedildiğinden seçimlik hakkın Türk iş hukukunun uygulanması yönünde olduğunu, olaya Türk iş hukukunun uygulanması gerektiğini,

c. Yargıtayın sürpriz karar yasağına aykırı olarak tarafları makul bir süre önceden bilgilendirmeden yabancı hukuk uygulanmasına ilişkin içtihat değişikliğinde bulunmasının hukuka aykırı olduğunu,

d. Rusya hukukundaki sürelerin kaçırılması durumunda hâkime bu sürelerin tekrar başlatılması hususunda takdir yetkisi verildiğini, davacı işçinin de Rusya kanunlarını bilmesi beklenemeyeceğinden Mahkemece bu sürelerin yeniden başlatılması gerektiğini,

e. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nda zamanaşımı ve hak düşürücü süre kavramlarının bulunmadığını, bu hususta eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu,

f. Dava konusu uyuşmazlığın çözümünde Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, Türkiye İş Kurumu nezdinde imzalanan matbu sözleşme ile taraflar arasında hukuk seçimi yapıldığından söz edilemeyeceğini,

g. Taraflarınca yapılan yargılama giderinin davalıya yükletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili katılma yoluyla sunduğu temyiz dilekçesinde; davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin, arabuluculuk ücreti, harçlar ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davaya konu alacak taleplerinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve vekâlet ücreti, arabuluculuk dâhil yargılama giderleri hususlarındadır.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel Hukuk, ..., 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, ..., 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 2 ve 8. maddelerinin bir gereğidir.

Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392. maddesinde sözü edilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır. Somut uyuşmazlıkta dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de söz konusu sürenin, hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalıdır.

Diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297/2 hükmüne göre hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince hüküm yerinde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiğinin yazılması da hatalı olmuştur.

3. Ayrıca yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidilmiştir. Gerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin gerekse Dairemizin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davaların bir kısmında, benimsenen yeni görüş doğrultusunda yabancı hukukun uygulanması, davacı taraf aleyhine bazı olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması nedeniyle ret kararı verilmesi hâlinde, davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmıştır.

Somut uyuşmazlıkta dava tarihi dikkate alındığında davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmemesi ve davalının yapmış olduğu yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılması isabetli ise de; davacının yaptığı yargılama giderinin de kendi üzerinde bırakılması yerine davalıdan tahsiline karar verilmesi hatalı olmuştur.

Dairemizin görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması nedeniyle ret kararı verilmesi hâlinde davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı yönündeki uygulaması, davalı tarafça yapılan yargılama giderlerine ilişkin olup davanın ret sebebi ne olursa olsun Hazineye gelir kaydına karar verilmesi gereken arabuluculuk giderini kapsamamaktadır. Bu nedenle 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3/14 hükmünün son cümlesi uyarınca; arabuluculuk giderinin, haksız çıkan taraftan tahsil edilmesi gerekirken davalıdan tahsiline karar verilmesi de hatalı olmuştur.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. Tarafların temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “hak düşürücü süre yönünden” ibaresinin çıkartılması,

Hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan "davalıdan" ibaresinin çıkartılarak yerine "davacıdan" ibaresinin yazılması,

Hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan "davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin çıkartılarak yerine "davacı üzerinde bıkarılmasına" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.