"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2482 E., 2024/2610 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/298 E., 2023/440 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin forklift operatörü olarak mamul ambar bölümünde çalıştığını, 03.01.2018 tarihi öncesinde muvazaalı olarak alt işveren işçisi olarak gösterildiğini, kadroya geçtikten sonra da geçici işçi olarak gösterildiğini, sendika üyesi olduğunu, özlük dosyasında geçici işçi olarak tanımlandığını, 26. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin 14. maddesinde geçici işçilik konusunun düzenlendiğini, oysa müvekkilinin yaptığı işin niteliği itibarıyla sürekli bir iş olduğunu, 2. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nde çalışanların yaptığı işe göre sınıflandırıldığını ve davacının yaptığı iş gereği (B) grubu kapsamında olup geçici işçi olmadığını, bununla birlikte toplu iş sözleşmesine aykırı şekilde geçici işçi olarak tanımlanıp işçilik haklarının kısıtlandığını belirterek ücret, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili, ikramiye ve sosyal yardım alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının muvazaalı çalışma iddiasının gerçek dışı olduğunu, muvazaa iddiasını kanıtlayacak delillerinin bulunmadığını, davacının belirli süreli sözleşme kapsamında geçici işçi statüsünde çalıştığını, "akıllı ambar" olarak adlandırılan ambar otomasyon sisteminin kurulması işinde görevlendirildiğini, sistemin kurulumunun bitimi ile davacının kapaklı kavanoz işinde görevlendirildiğini, davacının toplu iş sözleşmesi kapsamında bulunmadığını, hak kazandığı tüm alacaklarının davacıya ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller, dinlenen tanık beyanları ve hükme esas alınan Mahkemenin 2021/304 Esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek, davalı işyerinde alt işverene verilen işin asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl iş niteliğinde olduğu, alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmadığı, alt işverenin işçilerinin yaptığı işi yapmaması sonucunda asıl işverenin yaptığı işlerin duracağı ve aksayacağı, davacının yaptığı işin üretimin yapılabilmesi için gerekli bir iş olduğu, davalı işyerinde asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda davacının forklift operatörü olarak işe alındığı, davalı taraf davacının mamul ambar otomasyonu projesi tamamlanıncaya kadar belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığından toplu iş sözleşmesi kapsamında olmadığını ileri sürmekte ise de toplu iş sözleşmesinde tevsi, montaj ve fırın tamiri işlerinde belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilerin toplu iş sözleşmesi kapsamında olmayacağının belirtildiği, taraf iddia ve savunmaları ve özellikle taraf tanık anlatımları dikkate alındığında davacının forklift operatörü olarak çalıştığı, tevsi, montaj ve fırın tamiri gibi işler yapmadığı, toplu iş sözleşmesinde belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan tüm işçilerin toplu iş sözleşmesi kapsamında olmadığı yönünde bir düzenleme bulunmayıp aksine tevsi, montaj ve fırın tamiri işlerinde belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilerin toplu iş sözleşmesi kapsamında olmayacağı belirtildiğinden ve davacı toplu iş sözleşmesinin 14. madesinde belirtilen işlerde belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışmadığından davalının savunmasının yerinde olmadığı, ayrıca davalı "mamul ambar otomasyonu projesi" tamamlanana kadar davacının çalıştırılmasının objektif esaslı unsur olduğunu ileri sürmüş ise de bu projeye yönelik dosyaya hiçbir belge sunulmadığından objektif esaslı unsuru somut ve inandırıcı delillerle ortaya koyamadığı, böylece sürekli iş yapan davacının geçici pozisyonda çalışmadığının açık olduğu, hükme esas bilirkişi raporunda hesaplamaların davacının kapsamında olması gereken toplu iş sözleşmesi hükümleri ve ücret bordrolarına göre yapıldığı, dava tarihi, ıslah tarihi ve hesaplama dönemi dikkate alındığında zamanaşımına uğrayan alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Davacının belirli süreli sözleşme ile ve geçici işçi olarak çalışması nedeniyle toplu iş sözleşmesinin uygulanamayacağını,
2. Dava ve ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını,
3. Bilirkişi raporunda hesaplamanın neye göre yapıldığının anlaşılamadığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacının yaptığı işin niteliği ve işverenin vasıflandırmasına göre toplu iş sözleşmesi kapsamında olup olmadığı ve hesaplamaların toplu iş sözleşmesine uygun olup olmadığına ilişkindir.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2. Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının forklift operatörü olarak mamul ambar bölümünde çalıştığını, işyerinde uygulanan 01.01.2016-31.12.2018 yürürlük süreli 2. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nde geçici işçilik statüsünün yer almadığını ve davacının yaptığı işin 2. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin (B) grubunda düzenlenen kadrolu işçilerin çalıştırıldığı işlerden olduğunu, 01.01.2019-31.12.2021 yürürlük süreli 26. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nde geçici işçilik statüsü ayrıca düzenlenmiş ise de davacının geçici işçi çalıştırılması gereken işler kapsamında çalışmadığını belirterek toplu iş sözleşmesine tâbi olması gerekirken geçici işçilik statüsü verilerek kapsam dışı bırakılması nedeniyle toplu iş sözleşmesinden kaynaklı fark ücret alacaklarını talep etmiştir.
Mahkemece forklift operatörü olarak çalışan davacının muvazaa nedeniyle toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği gerekçesiyle 01.01.2019 tarihinden sonraki dönem için toplu iş sözleşmesine göre hesaplanan alacaklar hüküm altına alınmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki davacının muvazaa nedeniyle toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiğine ilişkin gerekçe hatalı olup karar bu yönüyle yerinde değildir. Diğer taraftan Bölge Adliye Mahkemesi kararında da vurgulandığı gibi sendika üyesi olan davacının toplu iş sözleşmesinin 14. maddesinde tanımlanan geçici işçi statüsünde olmadığı, toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği açıktır. Bu sebeple 01.01.2019 tarihinden sonraki dönem bakımından davacının ücretinin toplu iş sözleşmesi hükmü uyarınca tespiti ile toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca hesaplama yapılması yerindedir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların davacının iddiası ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle örtüşmediği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında bulunan toplu iş sözleşmelerinin incelenmesinde 2. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nde kadrolu işçiler yönünden beşli grup (A,B,C,D,E) sistemine yer verildiği ve davacının yükleme ve ikmal işçisi olarak (B) grubunda yer aldığı, 26. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nde ise yapılan işlerin altı ayrı rakamdan oluşan gruplama sistemi ile ifade edildiği görülmektedir. Ayrıca 26. Dönem Toplu İş Sözleşmesinde rakam olarak belirlenen iş grupları, aynı toplu iş sözleşmesinin 31. maddesinde bu defa harflerle (A,B,C,D,E,F) kodlanmıştır. Davacı, depolama ve sevkiyat işçisi olarak 2. Grupta (B Grubu) belirtilen işçiler arasında yer almaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise 26. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin yürürlük başlangıç tarihi olan 01.01.2019 tarihinden itibaren yapılan hesaplamalarda, davacının toplu iş sözleşmesinin 31. maddesindeki (C) grubu işçi olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Oysa dava dilekçesinde de açıkça ifade edildiği gibi davacının yaptığı iş, 2. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin (B) grubunda düzenlenen işlerdendir. Önceki ve sonraki toplu iş sözleşmeleri arasında davacının yaptığı işte herhangi bir değişiklik bulunmadığından aynı durum 26. Dönem Toplu İş Sözleşmesi için de geçerlidir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile özellikle bordrolara göre forklift operatörü olarak çalışan davacının 01.01.2019 tarihinden sonraki dönemde de toplu iş sözleşmesinde (B) grubunda sayılan işçilerden olduğu açıktır.
Bu açıklamalara göre Mahkemece hükme esas alınan raporda 26. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin 31. maddesi uyarınca (B) grubuna karşılık gelen 2. gruba ait temel saat ücretine (11,82 TL) 4.10 TL ücret zammı eklenerek belirlenen 15.92 TL saat ücreti yerine, davacının iddia ve talebi aşılmak suretiyle (C) grubuna karşılık gelen 3. gruba ait temel saat ücretine (12.30 TL) 4.30 TL ücret zammı eklenerek tespit edilen 16.60 TL saat ücreti üzerinden hesaplama yapılması hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.