Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13297 E. 2024/15634 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışan bir işçinin işverene karşı açtığı işçilik alacakları davasında, uyuşmazlığa uygulanacak hukuk, alacakların hesaplanması ve faiz oranının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığa ... hukukunun uygulanması gerektiği, kıdem ve ihbar tazminatlarının ... Özel Sektör İş Kanunu’na göre hatalı hesaplandığı, fazla mesai ücretinin hesabında aylık çalışma süresinin hatalı belirlendiği, fazla mesai ücretinden indirim yapılmamasının ve davalı tarafından sunulan ödeme belgesinin değerlendirilmemesinin hatalı olduğu, yıllık izin alacağının hesaplanmasında eksik günün dikkate alınmamasının ve faiz oranının hatalı belirlenmesinin isabetsiz olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

KARAR : Davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin ... Havalimanı Projesinde 13.07.2018-02.03.2020 tarihleri arasında çelik montaj ustası olarak çalıştığını, davalı ile aylık net 1.700,00 USD ücret ile anlaşarak çalışmaya başladığını ancak fiilî olarak kendisine aylık ücret karşılığı ... ... cinsinden ödeme yapıldığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiğini, tazminatlarının ödenmediğini, ödenmeyen ücret alacağı bulunduğunu, fazla çalışma yaptığını, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, karşılığı ücretlerin ödenmediğini, yıllık ücretli izinlerin kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, ücret alacağı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ... cinsinden faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kendi çalışanları olmadığını, davacının çalışmasının davalı ... İnş. San. Tic. AŞ’nin tüzel kişi ortak olarak yer aldığı ...Şirketinde bulunduğunu, davalı Şirket ve ...Şirketi arasında da iş hukuku anlamında herhangi bir organik bağın bulunmadığını, husumet ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davanın ... hukukuna göre çözülmesi gerektiğini, davacının iş sözleşmesinin devamsızlık nedeniyle sona erdiğini, fazla çalışma ve tatil günleri çalışmalarına dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını, çalışma karşılıklarının ödendiğini, yıllık ücretli izinlerin kullandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25.10.2022 tarihli ve 2020/549 Esas, 2022/716 Karar sayılı kararı ile; davacının davalı Şirketin yurt dışında bulunan işyerinde 14.07.2018-01.03.2020 tarihleri arasında 1 yıl 7 ay 18 gün çalıştığı, en son aylık 515,00 ... ücret, 27,10 ... Genel Sağlık Sigortası (...) ve 45,97 ... yemek-barınma yardımı olmak üzere giydirilmiş brüt 588,08 ... ücret aldığı, iş sözleşmesinin davalı işverence haklı nedenle feshedildiği ispat edilemediğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından davacının fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, davalı tarafça çalışmaların karşılığı ücretlerin eksiksiz şekilde ödendiğine ilişkin yazılı delil sunulmadığı, ayrıca yıllık ücretli izin alacağının da ödenmediği, hafta tatili ücreti ile ücret alacağına ilişkin taleplerin ise ücret bordrolarına göre ödenmiş olduğundan reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

1. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 30.03.2023 tarihli ve 2022/4754 Esas, 2023/902 Karar sayılı kararı ile; davacının ...'te bulunan inşaat faaliyetinin yürütüldüğü işyerinde çalıştığı, kayıtlı işvereni dava dışı ...ünvanlı Şirket ile de organik bağ ve birlikte istihdam olgusu dikkate alındığında davalı Şirketin işçilik alacaklarından dava dışı firmayla birlikte sorumlu olduğu, davalı işverence uyuşmazlığa yabancı hukukun uygulanması istenilmiş ise de, 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkında Kanun hükümleri dikkate alındığında, taraflar arasında hukuk seçimi yapıldığına dair geçerli bir iş sözleşmesi hükmü bulunmadığı, her ne kadar mutad işyeri hukuku yabancı hukuk ise de somut olayın özelliğine ve dosya içeriğine göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili hukukun Türk hukuku olduğu, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesinin dördüncü fıkrasına göre uyuşmazlığın çözümünde Türk hukukunun uygulanmasının isabetli olduğu, iş sözleşmesinin devamsızlık sebebiyle feshedildiği inandırıcı delillerle ispatlanamadığından davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, yıllık ücretli iznin kabulünün isabetli olduğu, davacının fazla çalışma yaptığı, bir kısım ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, dinlenen tanıkların İlk Derece Mahkemesince beyanlarının alındığı tarihte işverene karşı davalarının bulunmadığı, tanıkların beyanlarına itibar edilmesinin yerinde olduğu, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ödendiği işverence kanıtlanamadığından bu taleplerin kabulünün yerinde olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, %5 ... payının eklenmesi suretiyle ücretin brütleştirilmesinin doğru olduğu, çalışma süresi, temel ücret, giydirilmiş ücret açısından bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 02.05.2023 tarihli ek kararı ile; hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan dava konusu alacakların toplam tutarının, Dairenin karar tarihi itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti ... Bankasınca belirlenen efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığının temyiz kesinlik sınırının üzerinde olduğu, davacı vekilince fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak alacağın bir kısmının dava edilmesinin temyiz kesinlik sınırının belirlenmesinde neticeye etkili olmadığı, Dairenin kararına karşı temyiz yolunun açık olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin miktar itibarıyla kesin olmasına rağmen hükümde karara karşı temyiz yolunun açık olduğunun belirtilmesinin hatalı olduğu ve düzeltilmesi gerektiğine yönelik 28.04.2023 tarihli tashih talebinin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 27.11.2023 tarihli ve 2023/13451 Esas, 2023/18272 Karar sayılı kararı ile; davacının 14.07.2018-01.03.2020 tarihleri arasında ...'te çalıştığı, taraflar arasında davacının çalışma dönemine ilişkin olarak “...” başlıklı iki adet sözleşme yapıldığı, orjinali İngilizce ve Arapça dilinde olan sözleşmelerin Türkçe tercümelerinin dosyaya sunulmadığı, tarafların hukuk seçimi anlaşması yapmadıkları veya yapılan hukuk seçimi anlaşmasının geçersiz olduğu dönemde iş sözleşmesine kural olarak işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukukunun uygulanması gerektiği, somut olayda ilgili dönemde mutad işyerinin işçinin işini fiilen yaptığı ... olduğu, buna göre taraflar arasındaki sözleşmenin yabancı dilde düzenlendiği, davacının da yabancı dil bildiğine dair delil sunulmadığı gözetildiğinde sözleşmenin hukuk seçimine ilişkin hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanamayacağı, davacının hukuk seçimi anlaşmasının geçerli olmadığı ve daha sıkı ilişkili hukukun Türk hukuku olmadığı anlaşılan çalışma dönemi bakımından 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında mutad işyeri hukuku olan ... hukukunun uyuşmazlıkta uygulanması gerektiğinden uzman bir bilirkişiden denetime elverişli rapor alınarak, dosyadaki delil durumu birlikte değerlendirilerek dava konusu alacaklar hakkında, usuli kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, ... hukuku konusunda uzman bilirkişiden rapor alındığı, davacının davalı nezdinde ...'te çalıştığı, 515,00 ... ücret aldığı, uyuşmazlığın çözümünde ... hukukunun uygulanması gerektiği, davalı işverence iş sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğinin ispat edilemediği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, tanık beyanları ve dosya kapsamından davacının işyerinde fazla çalışma yaptığı, bu çalışma karşılığı ücretlerin ödendiğine ilişkin delil sunulmadığı, davacının kullanmadığı yıllık ücretli izinlerinin bulunduğu, davalı tarafça bu izinlerin kullandırıldığı ya da karşılığının ödendiğine ilişkin belge ya da ödeme makbuzu sunulmadığı, davacının hafta tatili ve ücret alacağına ilişkin taleplerinin dosyada mevcut bordrolar dikkate alındığında reddi gerektiği, davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispat edemediği, bu talebin de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili; yapılan ödemelerin hesaplamadan mahsup edilmediğini, bilirkişi raporunun hatalı tespitler içerdiğini, günlük ve saatlik ücret hesaplarının yanlış yapıldığını, tanık beyanına dayalı hesaplanan ücret alacaklarından indirim yapılmamasının hatalı olduğunu, önce indirim yapılması ardından yapılan ödemelerin mahsubu gerektiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, alacaklara faiz işletilmesi hatalı olduğu gibi faiz türünün de isabetsiz olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davacı vekili; uyuşmazlığa Türk hukuku uygulanması gerektiğini, iş sözleşmenin yabancı dilde hazırlandığını ve davacının yabancı dil bildiğine ilişkin dosyaya delil sunulmadığını, hukuk seçimi yapıldığının söylenemeyeceğini, aksi kanaatte dahi davacının ... hukukuna göre kıdem ve ihbar tazminatının hatalı hesaplandığını, davacı aylık ücretle çalıştığından ... Özel Sektör İş Kanunu’na göre kıdem tazminatının bir yıllık hesabında 10 gün değil, 15 günün esas alınması gerektiğini, yine ihbar tazminatının 1 ay değil, 3 aylık ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, iş sözleşmesinde davacının aylık ücretle çalışacağının belirlendiğini, davalının ücret alacağında eksik ödeme yaptığını, davalı tarafından düzenlenen imzasız "..." başlıklı belgeye göre davacının alacaklarının değerlendirilemeyeceğini, bu belge imzasız olduğundan hesaplamada dikkate alınamayacağını, ayrıca "..." başlıklı belgeye göre de davacının ücretinin tamamının ödenmediğini, sadece çalışılan günler ödenerek kesintiler yapıldığını, bu nedenle ücret alacağının kabulü gerektiğini, ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebinin reddinin hatalı olduğunu, ... ve Türk hukukunda ortak ulusal bayram ve genel tatil günleri olup hiç değilse buna göre hesap yapılması gerektiğini, yine ... hukukuna göre hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin hatalı değerlendirildiğini, yıllık ücretli izin alacağının eksik hesaplandığını, bir yılı tamamlamayan sürelerin de hesaplanması ve fazla hakkın saklı tutulması gerektiğini, davacının ücretine brütleştirme ve sosyal yardım eklemesi yapılmamasının hatalı olduğunu, davacı aleyhine ret vekâlet ücreti, yargılama gideri ve arabuluculuk masrafına hükmedilmemesi gerektiğini, kendilerince yapılan yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, uyuşmazlığa uygulanacak hukuk, hüküm altına alınan alacakların ispatı ve uyuşmazlığın çözümünde esas alınan ... Özel Sektör İş Kanunu hükümlerine göre yapılan hesaplamaların yöntemi, mahsup, indirim, faiz, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

2. 5718 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"...

(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.

3. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi şöyledir:

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."

4. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 40 ve 44 üncü maddeleri.

5. ... Özel Sektör İş Kanunu'nun 44 üncü maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"İş sözleşmesi belirsiz süreli olursa taraflardan herhangi biri diğer tarafa bildirimde bulunmak suretiyle sözleşmeyi sonlandırabilir. Bildirim aşağıdaki şekilde yapılacaktır:

a- Aylık ücret alanlar için sözleşmenin sonlandırılmasından en az 3 ay önce,

b- Diğer işçiler için sözleşmenin sonlandırılmasından en az 1 ay önce

Bildirim süresine uymayan tarafın diğer tarafa bildirim süresi miktarında işçi ücreti ödemesi gerekir.

..."

6. ... Özel Sektör İş Kanunu'nun 45 inci maddesi şu şekildedir:

"İşveren kendisine verilen ve önceki maddede geçen sözleşmeyi sonlandırma hakkını, işçi bu Kanun’da sayılan izin haklarından birinden faydalandığı sırada kullanamaz."

7. ... Özel Sektör İş Kanunu'nun 51 inci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"İşçi aşağıdaki şekilde iş sonu ikramiyesine hak kazanır:

a- İlk 5 yıllık hizmetine karşılık her yıl için 10 günlük, izleyen yıllarda her yıl için 15 günlük ücret. Ücretleri günlük, haftalık, saatlik veya parça başı olarak ödenen işçilerin ikramiyeleri, bir yıllık ücretten fazla olamaz.

b- İlk 5 yıllık hizmetine karşılık her yıl için 15 günlük, izleyen yıllarda her yıl için bir aylık ücret. Ücretleri aylık olarak ödenen işçilerin ikramiyeleri bir buçuk yıllık ücretin toplamından fazla olamaz.

İşçi senenin bir kısmı için de çalıştığı süre kadar ikramiyeye hak kazanır. İşçinin almış olduğu borç ya da kredi miktarı, iş sonu ikramiyesinden kesilir.

..."

8. ... Özel Sektör İş Kanunu'nun 52 nci maddesi şu şekildedir:

"Bu Kanunun 45. Maddesi hükümleri gözetilmekle birlikte işçi, aşağıdaki hallerde bir önceki maddede belirtilen iş sonu ikramiyesini tam olarak hak eder:

a- İş sözleşmesi işveren tarafından feshedilmişse,

b- Belirli süreli iş sözleşmesinin süresi sona ermiş ve yenilenmemişse,

c- İş sözleşmesi bu Kanun’un 48, 49, 50. Maddeleri hükümlerine göre feshedilmişse,

d- İş sözleşmesi evlilik tarihinden itibaren bir yıl içinde ve evlilik sebebiyle kadın çalışan tarafından feshedilmişse."

9. ... Özel Sektör İş Kanunu'nun 64 üncü maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Bu Kanunun 21. Maddesinin hükümleri saklı kalmak kaydıyla ve yine bu Kanunda belirtilen hallerin dışında işçi, haftalık 48 ve günlük 8 saatten fazla çalıştırılamaz. ... ayında çalışma saatleri haftalık 36 saattir.

..."

10. ... Özel Sektör İş Kanunu'nun 65 inci maddesinin ilgili kısmı şu şekildedir:

"a- İşçinin, en az bir saatlik bir mola vermeden aralıksız olarak 5 saatten fazla çalıştırılması yasaktır. Dinlenme saatleri çalışma saatinden sayılmaz.

Bundan bankacılık, finans ve yatırım sektörü muaftır. Bu sektörlerde çalışma saatleri ara vermeden 8 saat olabilir.

..."

11. ... Özel Sektör İş Kanunu'nun 66 ncı maddesi şöyledir:

"Bu Kanunun 21 ve 64. Maddelerinin hükümleri saklı kalmak kaydıyla, işverenin yazılı talimatı ile tehlikeli bir kazayı önlemek, yapılanı düzeltmek, gerçek bir zararı engellemek veya günlük miktarın üstünde çalışmak gerektiği durumlarda ilave çalışma yapılabilir. İlave çalışma saatleri bir günde 2 saatten fazla artırılamaz. Yıllık ilave çalışma saati sınırı 180’dir. Ayrıca haftalık üç günden ve yılda 90 günden fazla günde ilave çalışma yapılamaz. İşçi, işverenin kendisinden ilave çalışma yapmasını istediğini herhangi bir yolla ispat etme hakkına sahip olacaktır. İşçi ayrıca ilave çalışma süresi için normal ücretinin yaptığı ilave çalışma kadarının % 25 fazlası ücret alacaktır. Bu Kanunun 56. Maddesi bu ücret için de uygulanır. İşveren, çalışma tarihlerini, ilave çalışma saatlerini, kendisinin yükümlülüğünde olan ve ilave çalışma karşılığında ödenen ücretleri açıklayan özel bir kayıt tutacaktır."

12. ... Özel Sektör İş Kanunu'nun 70 inci maddesi şöyledir:

"İşçi, 30 işgününden az olmamak kaydıyla ücretli yıllık izni hak eder. İşçinin, işverenin hizmetinde en az 9 ay geçirmeden birinci yılında izin hak etmez. Yıl içindeki haftalık tatil ile resmi tatil günleri ve hastalık izinleri yıllık izinden sayılmaz. İşçi, hizmetinin ilk yılında olsa bile senenin kesirleri için çalışmakla geçirdiği süre oranında izni hak eder."

13. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un (3095 sayılı Kanun) 4/a maddesi ise şu şekildedir:

"Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta; davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı nedenle feshedildiği ispatlanamadığından, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı kabulü yerinde ise de söz konusu alacak kalemlerinin ... Özel Sektör İş Kanunu hükümlerine göre hesap yöntemi hatalıdır. Şöyle ki; davacı işçi aylık ücretle çalışan işçi olup İlgili Hukuk bölümünün (7) numaralı paragrafında yer verilen Kanun hükümleri doğrultusunda, davacının ilk 5 yıllık hizmetine karşılık her yıl için 15 günlük ücreti üzerinden kıdem tazminatının hesaplanması gerekirken, 10 günlük ücreti üzerinden hesaplama yapılması hatalıdır.

3. İhbar tazminatı talebi yönünden, İlgili Hukuk bölümünün (5) numaralı paragrafında yer verilen Kanun hükümleri doğrultusunda, davacı aylık ücretle çalıştığından 3 aylık ücreti üzerinden ihbar tazminatının hesaplanması gerekirken, 1 aylık ücreti üzerinden hesaplama yapılması hatalı olup bozmayı gerektirir.

4. İlgili Hukuk bölümünün (9) numaralı paragrafında yer verilen ... İş Kanunu'nun 64 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre genel bakımdan çalışma süresinin günlük 8 saat, haftalık ise 48 saat olduğu düzenlenmiştir. Dava konusu fazla çalışma alacağının hesaplanmasına esas alınan temel saat ücretinin tespitine ilişkin olarak hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının aylık ücreti 225'e bölünerek bulunan miktar üzerinden söz konusu alacağın hesaplandığı anlaşılmaktadır. Davacının ... İş Kanunu kapsamında çalıştığı dikkate alındığında günlük yasal çalışma süresine göre aylık çalışma süresinin 240 saat olduğu, bu nedenle fazla çalışma alacağının hesaplanmasına esas alınacak temel saat ücretinin, davacıya aylık ödenen ücretin 240'a bölünmesi neticesinde elde edilebileceği gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

5. Taraflar arasında fazla çalışma ücreti alacağından uygun indirim yapılması gerekip gerekmediği konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.

Usul hukukuna ilişkin yasal karineler ve ispat yükü hâkimin hukukuna (...) tâbidir (..., Devletler Hususi Hukuku 21. Baskı, İstanbul 2015). Yabancılık unsuru taşıyan ve Türk mahkemelerinde görülen bir davada ispat hukukuna ilişkin konulara Türk hukukunun uygulanması gerekecektir.

Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması hâlinde Yargıtayca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama hâlini almıştır. Bu indirim, dosyadaki delillerin durumu ve niteliğine göre yapılması gerekli uygun bir indirimdir. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.

Bu açıklamalara göre dosya kapsamında tanık beyanları esas alınarak hesaplanan fazla çalışma ücretinden uygun indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.

6. Diğer yandan dosyada mübrez, davalı tarafından bilirkişi raporuna beyan dilekçesi ekinde sunulan ve ödeme iddiasında bulunulan "..." başlıklı belge incelendiğinde; belgenin imzasız olduğu, belgede her ay davacıya ödenen ücret tutarı ile fazla çalışma ücreti tutarlarının ayrı ayrı tahakkuk ettirildiği ve toplam bedelin bankaya yatırıldığı tespit edilmiştir. Şu hâlde davacı tanık beyanları doğrultusunda her ay için hesaplanan fazla çalışma ücretinden yine her ay için uygun oranda indirim yapıldıktan sonra hesaplanan ay için "..." belgesinde bulunan fazla çalışma ücreti tahakkuku, indirim yapılarak bulunan tutardan fazla ise o ay hesaplamadan dışlanarak, indirim yapılan tutardan daha az ise o ay için tahakkuk edilen miktar mahsup edilerek sonuca gidilmelidir. Açıklanan şekilde her ay için ayrı ayrı hesaplama yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, "..." başlıklı söz konusu belgenin değerlendirilmemesi isabetsizdir.

7. Davacının davalı işyerinde hizmet süresi 14.07.2018-01.03.2020 tarihleri arasında 1 yıl 7 ay 17 gündür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 1 yıllık çalışması karşılığı 30 gün yıllık ücretli izin hakkı olacağı kabulüyle hesaplama yapılmıştır. İlgili Hukuk bölümünün (12) numaralı paragrafında yer verilen ... İş Kanunu'nun 70 inci maddesinde; işçinin, işverenin hizmetinde en az 9 ay geçirmeden birinci yılında izin hak etmeyeği, devamında işçinin hizmetinin ilk yılında olsa bile senenin kesirleri için çalışmakla geçirdiği süre oranında izni hak edeceği düzenlenmiş olup buna göre davacının 1 yıldan artan kısımlar için kıstelyevm hesaplama yapılarak yıllık ücretli izin alacağının değerlendirilmesi gerekmektedir.

8. İlgili Hukuk bölümünün (13) numaralı paragrafında yer verilen 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi ve dava dilekçesinde uyuşmazlık konusu alacakların yabancı parayla tahsilinin talep edilmiş olduğu dikkate alındığında; hüküm altına alınan alacaklara, 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi uyarınca Devlet bankalarınca ... ... (...) üzerinden açılmış bir yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması gerekir. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi de doğru olmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.